Evde kapanıp kalmış kadın(lar)ın durumunu anlatır yazıdır
Yine her gün akşam oluyor ama akşamın oluşu baharla farklılaşıyor. Yazlıklarda, bağlarda, bahçelerde ne güzeldir bu “akşam oldu” saatleri.
Evde kapanıp kalmışlığın getirdiği bunaltıyla hayatımı...
Welcome to Başörtülü Kadın Görmekten Sıkılanlar Kulübü!
Kamusal alanda görülmesi gereken kadın saçı, yemekte zinhar görülmemeliydi.
Etiğin filozofu olarak tanınan Emmanuel Levinas, felsefesini insanın kendisinden başka insanlarla olan ilişkilerinin doğası üzerine yoğunlaştırmış...
Hadi gel hayatın seyir defterini birlikte tutalım
Okuyacağınız mektup iki kadın arkadaşın pandemi döneminde “Nasılsın?” sorusu ile başlayan bir telefon konuşmasına dayanıyor. Eve kapanmanın ağırlaştırdığı hayatlarını anlamlandırma, sorgulama, iç dökme ve...
Gerçekten sonra
Hayatımı aralarında bölüştürdüğüm iki ülke, dayanılmayacak kadar birbirine benzemeye başladı. Her iki tarafta da sokaklarda tedirgin yürümek, bütün sohbetleri siyasete getirmek ve devamlı bir...
Tek misin?
Tatilim boyunca kimle olursa olsun karşılıklı ikişer cümle ettiğimiz her iletişimde istisnasız bu soruyu duydum: “Tek misin?”
Türkiye’de kadın başına tatil yapmak politik bir eylem....
Bu yalnızlıkla nasıl baş edeceğiz
Birbirini gerçekte hiç tanımayan; birbirinden bihaber; yardım istemeye, sevincini, yalnızlığını, acısını paylaşmaya çekinen, paylaşmak istemeyen insanlara dönüşüyoruz.
Yalnızlık hayli zamandır gündemimde; gündemime girdiği anla şu...
Kırmızı rujlu feministleri temsilen; “ye-iç-gez-yat-berbat et” / Bumble Günlükleri-4
Bumble bir araç. Bir nesne. Onu nasıl kullandığım bana bağlı. Bir araç beni ne kadar değiştirebilir? Burada yazarak bulmaya çalıştığım yanıtlardan biri bu olmalı....
15 Temmuz “Dar-bem-si”si ve Pokémonlar
Ortada ne kötülerini bile sevdiğimiz pokemon sanal gerçekliği kaldı ne de poke topu koşturanlar. İmkanı olan delirdi, olamayanlarımızsa hayaletlerle konuşmaya devam ediyor
Aylar, günler nasıl...
Neden aklım alsın?
Umurumda değildi. Düşünme işini rafa kaldırdığım, sonuçlarına dair akıl yürütme becerimi kaybettiğim için değil, hissizleştiğim için.
Uzun zamandır aklımda farklı versiyonları olgunlaşmadan gezinen bu yazıyı...
Aşırı yorgunluğun bir adı var: Cinsiyetlileştirilen beden-emek
Bu yazı yorgunluğun dağılımını, toplumsal normların içindeki kriz ve cinsiyetli emeği mesele edinmiş, “ilk bakışta” emek şarkısı olduğunu belli etmeyen tutkulu, eleştirel, yorgun üç...
Ama canım sen yoktun
Yani günlük yaşam seni yuttuğunda, evden çıkamadığında, şehirde değilsen, başına diyelim ki bir şeyler geldiyse, yahut gelmedi ama çok yorgunsan, yapageldiklerini yapamaz gibiysen, doğurdunsa,...
Varoluşsal depresyonumun “Dur hadi bir saç kestireyim” evresi
Kuaför ilk makası atınca saçıma, derin bir sükunetle doluyorum. Saçlarımın yüzüme gelen tarafı için sabırsızlanıyor, görebileceğim ilk makas iziyle birlikte kuaföre kocaman bir gülümseme...
Kalp hafızası
Anna tedaviyi bitirdiğinde ben hayatım boyunca katıldığım tüm eylemlerin anatomisini çıkarmış vaziyetteyim. Kalbim çoktan normale dönmüş durumda.
“Birazdan kalbin normalin üzerinde atabilir. Vereceğim anestezinin etkisi...
Kök salmak
Ben bir çınar ağacı gibi değil de bir sahra çalısı gibi kök salan bir kadın olduğumu anladığımda hayatım değişti!
Köklerinizden şüphe etmek nasıl bir...
Teyzem ve geri kalan her şey
Altmış üç yıllık yaşamında kadın, eş, anne, hasta, hastabakıcı ve birkaç adet daha belirleyici sıfat edinmiş teyzem öldüğünde eşyaları ayrıldı. Bu fasıl benim için...