Merhaba Feminhat. Yazdıklarını cevaplarını ilgiyle okuyorum. Kendi derdime gelecek olursak o kadar sıkışmış ve çaresiz değersiz hissediyorum ki. Hayatımda ilk kez erkek arkadaşım oldu. Sevdiğimi ve sevildiğimi düşündüğüm bir ilişki yaşamaya başladım. O kadar dip dibe bir hayatımız vardı ki zaten arkadaşlıktan doğan birşeydi ve sonrasında okuduğumuz şehirden memleketlerimize döndük ve sonrasında fiziksel şartlar uzaklık benim kendimce yaptığım hatalar bencillik belki anlayışsızlık gibi ayrıldık. Ayrılmayı teklif eden bendim ama o da bunu çok kolay kabul etti. Hala acaba arar mı nolacak bana bunu neden yaptı gibi sorularla kendimi yiyorum, bir yandan da ayrılığa alışmaya kendim onu aramamaya güçlü olmaya çalışıyorum. Ama ne kadar güçlü olmaya çalışsam da kendimi çok zayıf hissediyorum. Şu aşk masallarıyla doğru insanı bulma sevme sevginin ve aşkın gücü gibi şeylere inanarak büyüyen ve bunları idealleştiren biriyim maalesef. Aşkın çok güçlü olduğunu insanın sevdiği insan için herşeyi yapacağını düşünerek yaşadım aşkı kutsallaştırdım belki ve hayatta bir kere aşık olunur diye düşündüm. Bu ilişki bittiğindeyse sanki herşeyi kaybetmiş beni artık kimse sevmezmiş hastalıklı ve çok bağımlı bir insanmış gibi hissediyorum. Kendi içimdeki bütün dinamikleri düşünüyorum neden bu kadar bağlandım eksiklik neydi benim hatalarım nelerdi gibi ama herşeye rağmen kendimi değersiz hissetmekten vazgeçemiyorum. Ona bağımlı bir hale geldiğimin ve bunun sağlıksız olduğunun farkındayım. Ama ne bileyim bilinçli olmak bu kadar değersiz hissetmemi engellemiyor aklımı kullanamıyorum sanki. Nasıl değerli olunur ya da kendimi nasıl iyi hissederim bilmiyorum. Hala ondan birşeyler beklemekten kendimi alamıyorum. Kendimi feminist bilince sahip bir insan, sağlıklı fikirlere sahip biri sanırdım ama bu ilişki içinde sadece duyguların esiri oldum ve o kadar zayıf sağlıksız birine dönüştüm ki bu nasıl oldu anlayamıyorum.
Rumuz: Zeze
Merhaba Zeze,
Bana güvendiğin ve hislerini benimle paylaştığın için çok teşekkürler. Anlattıklarından anlıyorum ki zaten birçok sorunu barındıran ve seni artık mutlu etmeyen bir ilişkiyi bitirme kararını sen almışsın. O da hemen kabul etmiş ya da zor kabul etmiş ne önemi var. Birçoğumuz çok uzun zaman bu kararı almamak/ kararı ertelemek için kendimizi içinde bulunduğumuz ilişkide mutluluk kırıntıları arayarak süründürmüyor muyuz? Önemli olan senin, seni kötü hissettiren bir ilişkiyi bitirme kararını almış olman. O yüzden bu çok değerli ve güçlü bir karar.
Feminist olduğumuzu ya da feminist bilince sahip olduğumuzu düşünmemiz her zaman yaşadıklarımızdan düşündüklerimizden mutlu olmamız, en doğru şekilde davranmamız anlamına gelmez. Bizim de kendimizi yer yer değersiz güçsüz hissetmeye, bocalamaya, bocaladıklarımızla baş etmeye çalışmaya hakkımız var. Tam da bütün bu bocalama ve değersiz hissetme hallerimizin farkında olmak ve üzerine düşünmek bizi daha da feministleştirmiyor mu?
Zayıf ve sağlıksız birine dönüştüğünü söylemişsin ama benim sende gördüğüm bu sorgulamaları yapmaya başladığı için iyileşme yoluna girmiş bir kadın.
Aşık olmak, hele hele bu aşkın karşılığını almak, sevilmek hangimizi hayatta değerli hissettirmez ki? Bir ilişkiyi bitirmemiz geçmişte yaşadığımız tüm o güzel şeyleri bir daha hiç kimseyle yaşayamayacağımız anlamına gelmez. Her şeyi olduğu gibi aşkı da deneye yanıla bulur, birine aşık olur sonra onunla mutsuz olur ayrılırız. Bu ilişkiden edindiğimiz deneyimler bir sonraki ilişkimizde bizi daha güçlü kılar. Aşka inanmak ve aşık olmak istemek yanlış değil ki… Sadece hayatımızda sadece bir kere aşık olmak ve tüm hayatımızı tek bir kişiyle geçirmek zorunda olmadığımızı bilelim yeter. Hayatta bizi mutlu edecek tek bir beyaz atlı prens yok. Birçoğu gelip geçecek 🙂 Ayrıca neden kendi değerimizi bize aşık olan bir adam üzerinden ölçtüğümüzü düşünmek sorgulamak da gerekli. Hayatta arkadaşlarımız, yaptığımız iş, okuduklarımız, gördüklerimiz, biriktirdiklerimiz, deneyimlerimiz kendimizi değerli hissetmemiz için aşktan ve bir adamın bize hissettirdiklerinden toplamda çok daha kıymetli, bizi biz yapan şeyler.
Hayatta sevdiklerimizden ayrılmak bizi üzer. Bu kişi, sevgili, arkadaş, kuzenimiz ya da yakın olduğumuz bir başkası olabilir. Onlarla tartıştığımızda ya da ilişkimizin bir daha eskisi gibi olamayacağını düşündüğümüzde kötü hissedebiliriz. Kimi ilişkilerimizi bir daha yeniden iyileştiremeyeceğimizi bilmek acı dolu bir deneyim olabilir. Ancak hayat o kadar dönemeçli ki hiç bir daha aşık olamayacağını düşündüğün bir anda tekrardan aşık olabilir, yapayalnız hissettiğin bir anda yepyeni dostlar edinebilirsin. Tüm bu süreçlerde düşüncelerimiz değişir, biz değişiriz, etrafımızdakiler değişir, dönüşürüz.
Kafanda dolaşan binbir soru, bulmaya çalıştığın yanıtlar çok kıymetli. Hepimiz farklı farklı durumlarda, dönemlerde kendimizi değersiz hissettiğimiz süreçlerden geçip çeşit çeşit soruyu yanıtlamaya çalışıyoruz. Yanıtlarını bulmak elbette kolay değil. Hatta bazen bu sorular hiç aklımıza gelmese daha mutlu olabileceğimizi bile düşünebiliriz 🙂 Tam da bütün bu soruları yanıtlamaya çalışmak kendimizi daha iyi tanımamızla, değerli hissetmemizle sonuçlanır.
Yanıtlamaya başladığın sorulara yenilerini katabildiysem ne mutlu. Her yeni aşkın aynı heyecan ve güzellikle başlayacak, her ayrılığın da acısı çok daha az olacak. O yüzden cadı şarkılarını haykırarak söyleyip dans etmeye başlamak için güzel bir zaman:
Dayanışma ve sevgiyle.