“Heval, en güzel zamanlarımı alıyorlar. Keşke senin yaşında tutuklansaydım.”

Aslı Ceren Aslan’ın Birbirimizin Çaresiyiz kitabı elime tam 25 Kasım 2023 günü geçti. Biz İstanbul’da yüzlerce kadın ve LGBTİ+ Mecidiyeköy Meydanı’nda erkek-devlet şiddetine karşı çıkmak için bir araya geldiğimizde, işte bu kitap çantamda orada bizimleydi. Hemen okudum, neden sonra, hemen yazamadım.

Birincisi kitap değerlendirmesi (ya da eleştirisi) sanki ancak edebiyatçıların yapabileceği bir şeydi. İkincisi ve belki daha önemlisi, elimdeki kitap edebiyat eleştirisi yapmak niyetiyle okunabilecek bir kitap zaten hiç değildi. Ben sanki “eleştiri” yazabileceğim bir kitap okumadım da bunun yerine Ceren’le ve Urfa 2 No’lu Hapishanesi’nde gerçek isimlerini hiçbir zaman bilemeyeceğim onlarca kadınla tanıştım. Onların sohbetlerine, dinledikleri müziklere, yediklerine içtiklerine, uykularına, uykusuzluklarına, bazen büyük acılarına, bazen kısıtlı eğlencelerine ama en güzeli yalınayak başkaldırılarına tanıklık ettim. Kürtçe kelimeler öğrendim. Dayanamayıp hangisi ile acaba en çok arkadaşlık ederdim, hangisine belki biraz tepki duyardım diye düşündüm. Herhalde en çok, ben Ceren’in (henüz 27 yaşında) hapse girerken ne kadar genç olduğuna şaşırırken, kendisi ilk tutukluğunu 17 yaşında, ve şimdi yeniden 19 yaşında yaşayan ve Ceren’e (daha kitabın başında) “Heval, en güzel zamanlarımı alıyorlar. Keşke senin yaşında tutuklansaydım” diyen öykünen Kadriye’yi kalbimde taşıdım. Hâl böyle olunca, bu defa kitap çantamdan çıktıktan sonra iki buçuk ay biraz da zihnimde benimle birlikte gezdi.

Ceren, 1990 yılında İstanbul’da doğmuş, ve gazeteci olmuş. 2017-2019 yılları arasında, yani henüz 27-29 yaşındayken, gazetecilik faaliyetleri nedeniyle Urfa 2 No’lu Kapalı Hapishanesinde kalmış. Özellikle kadın ve LGBTİ+ gazeteciliği üzerine çalışmış, çalışıyor. Hapishaneden çıktıktan sonra Ekim 2021’de Gürcistan merkezli bir sanat kuruluşu olan GeoAIR tarafından bölgedeki LGBTİ+ topluluğu ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği üzerine araştırma yapmak üzere bir burs kazanmış ve Temmuz 2022’e kadar Tiflis’te yaşamış. Makaleleri Türkiye’de “Bianet, KAOS-GL ve Çatlak Zemin” haber sitelerinde yayınlanmış. 2022’de ise siyasi tehdit altındaki gazeteciler, yazarlar ve sanatçılar için bir organizasyon olan Uluslararası Sığınma Kentleri Ağı (ICORN) programına kabul edilmiş ve o zamandan bu yana İsveç’te Växjö Belediyesi tarafından misafir gazeteci olarak ağırlanıyormuş. Bu önce çantamda sonra zihnimde gezdirdiğim kitabı da bize göndermenden hemen önce İsveç’te yazmış, ve kitap hemen İsveççe’ye çevrilmiş.

Yani Ceren, tam da 25 Kasım’da kendini ve Urfa Hapishanesindeki onlarca kadını bizlere İsveç’ten tanıtırken, Türkiye’deki feminist ve LGBTİ+ hareketi de belki İsveç’teki kadınlar ve LGBTİ+’lara tanıtmış.

Ben de işte tam bu nedenle, Ceren’i ve kitaptaki tüm kadınları artık zihnimden çıkarıp size de tanıtmaya karar verdim. Tanıştığımıza çok memnun oldum Ceren, tanıştığımıza çok memnun oldum Kadriye ve kitaptaki tüm kadınlar. Sizleri belki yüz yüze hiç görmeyecek, gerçek isimlerinizi hiç bilmeyecek olsam da, Urfa’dan İstanbul’a, Türkiye’den İsveç’e “Birbirimizin Çaresiyiz” ve öyle olmaya devam edeceğiz.

Bir cevap yazın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.