Yazar ve şair kimliğinin yanı sıra, eserlerinde işlediği toplumsal konularda “kadın kahramanları” öne çıkaran Şükûfe Nihal 18 yaşında, 12 Eylül 1914’te açılan Inâs Darülfünunu’na (Kadınlara Mahsus Üniversite) başlamak ister ancak babası tarafından evlendirilmiş olduğu için okula kabul edilmez. 1916 yılında boşandıktan sonra giriş sınavını kazanıp okula girer.
1919’da erkek Darülfünun’un ek sınavlarını da başarıyla tamamlayıp mezun olduktan sonra öğretmenliğe başlar. İzleyen yıllarda bir heyetle Milli Eğitim Bakanlığı’nı ziyaret ederek sundukları fikirlerin kabulüyle Darülfünun fen ve edebiyat şubelerinde karma eğitim başlar.
1909 yılında henüz 13 yaşındayken kadınların eğitim hakkıyla ilgili makalesi feminizmin o dönemdeki öncülerinden Emine Semiye tarafından övgüyle karşılanır.
Nihal’e göre “Kadınların ilerlemesi yine kadınlar tarafından gerçekleştirilecektir. Bu sebeple kadınlığın geleceği ve Türk kadınının medeni dünyaya yakışacak şekilde yetişmesi için bizzat kadınlar düşünmeli, gayret etmelidir.”
15 Haziran 1923’te kurulan Kadınlar Halk Fırkası’nın Genel Sekreteri olur. Dönemin politik yönetiminin partiden rahatsız olması üzerine aynı kadınlar Türk Kadınlar Birliği (TKB) adı altında örgütlenirler. Birliğin amacı, kadını toplumda hak ettiği yere getirmektir. Bunu yaparken de kadının bazı niteliklere sahip olması amacına yönelik çalışmalar esas alınmıştır. Amaç; görgülü, eğitimli, sosyal ve siyasi hakları olan bir Türk kadınıdır. Birliğin 1927’deki kongresinde kadınlar için siyasi taleplerde bulunulur. Siyasi taleplerinde ısrar eden Nezihe Muhiddin ve Şükûfe Nihal TKB’den uzaklaştırılırlar.
1930 Yerel seçimlerinde ve 1935 genel seçimlerinde belediye ve Millet Meclisi’ne giren kadınlar olur ancak dönemin feminist mücadelesinin bu iki önemli ismi, Nezihe Muhiddin ve Şükûfe Nihal, seçimlerden dışlanırlar.
Şükûfe Nihal’in kadının eğitimi, ekonomik özgürlüğünü elde etmesi, evlenme ve boşanma durumlarında hukuki durumu üzerine makaleleri vardır. Nihal kadının özgür ve evlilikte eşit olabilmesi için mutlaka meslek sahibi olması gerektiğini savunur.
Nihal’e göre kadın kendi ayakları üzerinde durmalı, kendine güvenmeli, davranışları, tercihleri ve giyimiyle bağımsız bir kişilik sergilemelidir. Kadın, duygularından çok mantığıyla hareket eden, sosyal sorunlara duyarlı, aynanın ve evin mahkumu olmayan bir kişiliktir.
Aktivist karakteri ve cumhuriyetin erken dönemindeki feminist düşünceleriyle modern Türkiye’nin ilk aydın kadınları arasında yer almaktadır. Özgürlüğe tutkun, mücadeleci ve ayakları üzerinde dimdik duran bir kadındır Şükûfe Nihal.
İki kez evlenip iki kez boşanan Nihal’e, Nazım Hikmet’ten Ahmet Kutsi Tecer ve Faruk Nafız Çamlıbel’e dek birçok şair aşık olmuştur. Evli olduğu dönemde Nihal’in de bunlardan bazılarına aşık olduğuna ancak birlikteliğe cesaret edemediğine ilişkin anlatımlar söz konusudur. Çeşitli şairlere olan aşkını dizelerinde dile getirebilmiştir.
24 Eylül 1973’te yaşlılar evinde ölen Nihal, Aşiyan Mezarlığı’na gömülür.
Şükûfe Nihal’in bütün eserleri beş ciltlik derlemeyle Yaprak Zihnioğlu’nun editörlüğünde Mor Kitaplık tarafından 2008’de yayınlanır.[1]
İşte sana çılgın bir çocuk dediler;
İşte sana neşesiz, soğuk dediler;
Sana dalgın ve hissiz, aptal dediler;
Bir nefesle kırılır bir dal dediler…
Sana hem güzel hem de çirkin dediler;
Sana bazı genç bazı geçkin dediler;
Sana çapkın, sana şuh, olgun dediler,
Kalbi bir bir aşk ile dolgun dediler;
Dediler… Hep dediler; diyecekler de…
Seni kim anlayacak; ah, o eş nerede?…
(Kadın Sen Nesin şiirinin son kıtası)
[1] https://bianet.org/bianet/kultur/111878-mor-kitaplik-sukufe-nihalin-tum-eserlerini-derleyip-kitaplastirdi