5 Ocak 1942 tarihinde hayatını yitiren Tina Modotti, özgür yaşamı, devrimci fikirleri ve çarpıcı fotoğraflarıyla 20. yüzyılın en sıra dışı figürlerinden biridir. Sanatçı olarak önemi bugün artık sorgulanmadığı gibi, ölümünden yıllar sonra da her yönüyle ilgi çekmeye devam ediyor. Fotoğrafları müzayedelerde binlerce dolara alıcı buluyor ve eserlerinden oluşan yeni sergiler açılıyor. 1996’da düzenlenen Modotti retrospektifinin mali desteği, onun en büyük hayranlarından Madonna tarafından sağlandı. Hakkında yazılmış bir kitap Türkçeye de çevrildi.[1] Hayatını konu alan Radical Eye: The Life and Times of Tina Modotti adlı dizinin başrolünde Monica Belluci’nin oynayacağı haberleri çıktı.
Tina Modotti 16/17 Ağustos 1896 tarihinde, kuzeydoğu İtalya’da, geçim zorluğu çeken altı çocuklu bir ailede dünyaya gelir. Sadece ilkokula gidebilen Tina, 13 yaşına girdiğinde iplikhanede çalışmaya başlar. İş bulma ümidiyle ABD’ye göç eden babasının yanına, San Francisco’ya taşındığında 16 yaşındadır. Sahne sanatları ilgisini çektiğinden oyunculuk yapmaya başlar. 1910’ların sonunda ve 20’lerin başında çeşitli tiyatro oyunlarında ve sessiz filmlerde rol alır. Bu arada tanıştığı ve romantik bir ilişki yaşadığı ressam ve şair Robo ile birlikte Los Angeles’a, sinemada kariyerini ilerletmek için taşınır. 1920’de Hollywood yapımı The Tiger’s Coat filminde başrol oynar.
Robo ve Modotti, Los Angeles bohemlerinden oluşan bir çevre edinerek fotoğraf sanatının öncülerinden Margrethe Mather ve Edward Weston ile arkadaş olurlar. Bazı kaynaklarda Tina Modotti’nin daha İtalya’dayken amcasının stüdyosunda fotoğrafçılıkla tanıştığı; Weston ile kurduğu duygusal bağla birlikte bunu geliştirdiği belirtilmektedir.
O yıllarda devrimci entelektüellerin bir araya geldiği, sanat ve kültür rönesansının yaşandığı Meksika, birçok sanatçı için bir çekim alanı haline gelmiştir. Robo da Kültür Bakanlığının daveti üzerine Aralık 1921’de Meksika’ya gider. Bu ülkede bir sergi açma umuduyla yanına Weston’ın çalışmalarından örnekler de alır. Partnerinin ardından Meksika’ya doğru yola çıkan Tina Modotti, oraya vardığında Robo’nun çiçek hastalığından hayatını kaybettiğini öğrenerek yıkılır. Ancak ABD’ye geri dönmek yerine Mexico City’de bir süre kalarak, Robo ve Weston’ın çalışmalarından oluşan bir sergi düzenler.
Tina Modotti ABD’ye, 1922 Mart’ında babasının ölüm haberini aldıktan sonra döner. Yıl sonunda Robo’nun kaleme almış olduğu şiir ve düzyazılarından oluşan The Book of Robo kitabı yayımlanır. 1923’te Modotti ve Weston Meksika’ya birlikte gelerek burada bir fotoğraf stüdyosu açarlar. Tina fotoğrafçılıkta kendisine rehberlik etmesi karşılığında Weston’ın stüdyosunu ücretsiz olarak yönetmeyi kabul etmiştir. Evlerinde, dönemin avangard sanatçılarıyla politik figürlerini bir araya getiren kalabalık partiler verirler –ki bunlardan biri, Frida Kahlo ile Diego Rivera’nın tanışmasına vesile olur.
1924 ile 1928 arası Modotti, Diego Rivera’nın duvar resimlerinin yüzlerce fotoğrafını çeker. Bu arada Weston ile sanat çizgileri de giderek ayrışır. Weston, soyut çalışmalarında Meksika peyzajı ve halk sanatını işlerken Modotti, modernist bir estetikle Meksika halkının yaşamını fotoğraflamayı tercih eder. Mimari iç mekanlar, bahar çiçekleri, şehir manzaraları, köylü ve işçi imgeleri, Meksikalı kadınlardan oluşan görsel dağarcığı giderek olgunlaşır.
Weston 1926’da Meksika’yı terk ederek ABD’ye döner. Modotti ise epeydir sempati duyduğu Meksika Komünist Partisi’ne katılır. Yaşamını portre fotoğrafçılığından kazanıyor olmasına rağmen Avrupa’da ve Amerika’da çıkan radikal politik yayınlar için de fotoğraf çeker. Meksika’yı da içine alan ekonomik ve politik gerilimlerin yaşandığı bu yıllarda, siyasi muhaliflere yönelik baskılar da artmaktadır. Modotti’nin sevgilisi Kübalı devrimci Julio Antonio Mella, Ocak 1929’da caddede yanı başında yürürken öldürülür ve bundan genç kadın sorumlu tutulur. Kısa bir tutukluluğun ardından anti-komünist ve göçmen karşıtı bir kampanyanın hedefine yerleştirilir; hafifmeşrep, tehlikeli bir kadın olarak karalanır.
Şubat 1930’da, bu sefer Meksika devlet başkanına yönelik bir suikasttan sorumlu tutularak ülkeden sınır dışı edilir. Gemiyle Rotterdam’a, oradan Berlin’e geçer. Hem Almanya’daki siyasi durumdan dolayı, hem de sınırlı maddi kaynakları nedeniyle dostu Vittorio Vidali’nin tavsiyesine uyarak 1931’de Moskova’ya gider. Sonraki birkaç yıl boyunca fotoğraf makinesini eline almayarak Avrupa’da Komintern adına politik faaliyet yürütür.
1936’da İspanya İç Savaşı patlayınca Vidali ile birlikte İspanya’ya giderler. Bir kızılhaç hastanesinde hemşirelik yapar. Uluslararası Faşizme Karşı Aydınlar Kongresi’nin hazırlık faaliyetlerine katılır. Uluslararası Tugaylar safında mücadeleye katılan Ernest Hemingway, Robert Capa, Dolores Ibarruri gibi aydınlarla çalışır. 1939’da faşist diktatör Franco’nun zaferi ve Cumhuriyetçilerin yenilgisiyle İspanya’yı terk etmek zorunda kalır. Vidali ile Meksika’ya dönerler. Ancak sahte kimlikle yaşayacağı Meksika’da geçimini çevirilerle sağlamakta güçlük çeker. 5 Ocak 1942 gecesi bir takside geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybeder. Ölümüyle ilgili siyasi suikast iddiaları gündeme gelse de otopsi raporu bunu doğrulamamaktadır.
[1] Margaret Hooks, Devrimci Fotoğrafçı Tina Modotti, Agora Kitaplığı, 2008.