Hayatlarımıza, hayallerimize ve haklarımıza sahip çıkmak için mücadele sürecek.
Arjantin’de feministlerin ön ayak olduğu gerçekten emsalsiz, muazzam ve tarihsel bir mücadele başarıyla sonuçlandı: Arjantin’de artık kürtaj yasal. 11 Aralık’ta Temsilciler Meclisi’nde ve 29 Aralık’ta Senato’da onaylanarak kürtaj yasallaştı. Senato’daki son tartışmayı ve oylamayı ülke genelinde yüz binlerce kişi sokaktan takip etti. Zaten oylamanın sonucu gelmeden de kürtaj hakkı sokakta çoktan kazanılmıştı. Çünkü yasal kürtaj hareketi yani sembolleri olan yeşil mendilleri nedeniyle çokça söylendiği gibi yeşil dalga, önünde durulamayacak bir tsunamiye çoktan dönüşmüştü. Ne mutlu ki; 2020’yi Arjantinli kadınların yasaya dönüşen kazanımlarını, havada uçuşan yeşil mendilleriyle yüz binlerce kadının birlikte paylaştıkları, coşku ve sevinç seliyle kapatıyoruz.
Kadınların yaşamları, özgürlükleri ve hakları, geleneksel siyasetçilerin masalarında pazarlık konusu yapılıyor. Yeşil dalganın basıncıyla, yasal kürtaj tasarısını Kongre gündemine getirmek zorunda kalan Cumhurbaşkanı Alberto Fernández de tam bunu yaptı. İlkesiz ve kısa vadeli siyasi fırsatları için Ulusal Yasal, Güvenli ve Ücretsiz Kürtaj Kampanyası’nın tamamına sahip çıkmadı. Kampanya’nın metnindeki kimi kilit maddeleri kaldırıp doktorlara vicdani ret hakkını da ekleyerek hazırladığı tasarıyı Kongre’ye sundu. Ayrıca kongre gündemine yasal kürtaj yasasıyla eşzamanlı olarak, kadınların da hayatını zorlaştıracak emekli maaşlarında kesinti yapan IMF yaptırım yasasını da getirdi.
Arjantin’de kürtaj hakkı önündeki en büyük engel Katolik Kilisesi’nin yaklaşımı oldu. Oylamanın arifesinde, Arjantin kilise yetkilileri Noel mesajlarını kürtaj karşıtlığına ayırdılar. Kürtaj yaptırmayı “kiralık katil tutmak” olarak gören Papa Francis, Senato oylaması sırasında, sosyal medyada kürtaj karşıtı bir paylaşım yaparak son ana kadar bu yasanın geçmemesi için elinden ne geliyorsa yaptı.
Arjantin’de 1921 yılından beri her gün kadınlar, trans erkekler, güvenli olmayan koşullarda kürtaj yaptırarak sağlıklarını, yaşamlarını ve özgürlüklerini riske attılar. Yeraltında kürtaj yaptırarak hayatlarından oldular. Kürtaj yaptırdıkları için hapse atıldılar. İstemedikleri çocukları doğurmak zorunda kalanlar oldu. 2018 yılı verilerine göre; Arjantin’de her yıl 500.000 kadın kayıt dışı kürtaj yaptırmak zorunda kalıyordu.
Arjantin’de kürtaj nihayet yasallaştıysa bunun tek nedeni; hiçbir hükümete borcu olmayan, ısrarından vazgeçmeyen, iddialarının meşruiyetine inanan, sokak coşkusunu köşe bucak her yere yayan feminist hareketin yorulmaz, istikrarlı, kapsayıcı ve tarihi mücadelesi. Arjantin’de önce sokağı kazanarak kürtajı yasallaştırmayı başaran yeşil mendilli direniş, kuşkusuz diğer Latin Amerika ülkelerinde de kürtajın yasallaşması için kapıyı araladı. Latin Amerika’da bugün sadece Meksika’da Oaxaca eyaleti ile Mexico City’de, Küba, Uruguay, Guyana ve Fransız Guyanası’nda ücretsiz kürtaj düzenlemesi var.
Arjantin’de kürtaj hakkı mücadelesinin tarihi, 28 Şubat 1974’te Perón hükümeti tarafından doğum kontrol haplarının ücretsiz satışının yasaklanması ile yüzleşmek zorunda kalınan yıllara kadar uzanıyor. Feministlerin, kadınların bedensel hakları, kürtaj ve onu suç sayan yasaların sonuçları, kadınların yaşamı ve sağlığı üzerine konuşmaları mücadeleyi başlatıyor.
Bugün milyonlarca kişinin desteğini alan yasal kürtaj hareketini güçlendiren en büyük adım, 1986 yılından bu yana her yıl farklı şehirlerde düzenlenen, 16-18 Ağustos 2003 tarihlerinde Encuentro’da yapılan 19. Ulusal Kadın Toplantısı’nda atıldı. 20.000 kadının katıldığı toplantı “Güvenli ve ücretsiz kürtaj hakkı için” yazan büyük bir pankartla başladı. Toplantıda, “kürtaj hakkı için ulusal mücadele planı” oluşturulması kararlaştırıldı. 19. Ulusal Kadın Toplantısı’nın kapanış yürüyüşünün teması “kürtaj hakkı” oldu. Arjantin’den tüm Latin Amerika ülkelerine yayılan yeşil mendiller ilk kez bu yürüyüşte kullanıldı. Yasal kürtaj hareketinin sembolü olarak bir mendil/fular taşıma kararı Plaza de Mayo Anneleri’nin beyaz eşarplarından esinlenilerek verildi. Sağlık, çevre, ekoloji, umutla bağlantılı bir renk olduğu için de yeşil renk seçildi.
Hareketi güçlendiren ikinci tarihi adım, Güvenli ve Ücretsiz Yasal Kürtaj Hakkı Ulusal Kampanyası’nın (Campaña Nacional por el Derecho al Aborto Legal, Seguro y Gratuito), 28 Mayıs 2005 tarihinde kuruluşunu ilan etmesi oldu. 2020’ye gelindiğinde, 700’den fazla örgüt, grup ve kişiyi içeren ulusal düzeyde geniş bir ittifak desteğiyle faaliyetlerini sürdüren Kampanya taleplerini “karar vermek için cinsellik eğitimi, kürtaj yaptırmamak için doğum kontrol hapları, ölmemek için yasal kürtaj!” olarak belirledi.
Arjantin’de Kampanya’nın çabasıyla yasal kürtaj yasa tasarısı Temsilciler Meclisi gündemine 2018 yılına kadar -ilki Mayıs 2007’de olmak üzere- toplam altı kez geldi ve hepsinde sonuçsuz kaldı. 2018 yılındaki yedinci tasarının tartışılma ve oylanma süreci ise hareketi geri dönülmez şekilde sıçrattı. Kuşkusuz bu sıçrama tesadüf değildi. Arjantin’de 2015-2016 yılları feminist mücadelede bir dönüm noktasıydı. 2015’te, 14 yaşındaki Chiara Páez’in öldürülmesini takip eden protesto hareketi Ni Una Menos (Bir Kişi Daha Eksilmeyeceğiz) ile kadın cinayetlerine karşı mücadeleyle, feminist direniş ülkeyi baştan başa sardı. Polonya’da kürtajın tamamen yasaklanmasına karşı 3 Ekim 2016’da yapılan kadın grevi ile Ni Una Menos’un 19 Ekim’de Arjantin’de örgütlediği feminist grevin açtığı politik alan ve eylemlilik, 2017 yılında dünyanın birçok ülkesinde feministlere uluslararası bir kadın grevi planlamaları için ilham verdi.
Arjantin’de güçlenen feminist hareket, yasal kürtaj hareketini de büyüttü. Artık sekizinci tasarıyı Kongre gündemine getirme zamanı gelmişti, 2018 yılının Şubat ayında kürtaj karşıtı sağcı Cumhurbaşkanı Mauricio Macri, yasal kürtaj yasasının kongrede açık oturumlarda tartışılabileceğini açıkladı. Yedinci tasarı, Güvenli ve Ücretsiz Yasal Kürtaj Hakkı Ulusal Kampanyası’nın metni esas alınarak 72 temsilcinin imzasıyla verildi. Kamuya açık, tüm tarafların görüşünü açıkladığı ve üç ay süren genel kurul tartışmaları sırasında kadınlar hem genel kuruldaki tartışmalara katıldılar hem de sokaklarda gösteriler, paralel oturumlar düzenlediler. Aylar boyunca yasal kürtaj sembolü yeşil fularlar sırt çantalarında, bileklerde, saçlarda, boyunlarda; evleri, okulları, sokakları, işyerlerini, toplu taşıma araçlarını, medyayı gezdi… Tüm Arjantin’e yayılarak dolaştı. Nihayet oylama günü olan 13-14 Haziran 2018’de; 20 saat süren oturum boyunca bir milyondan fazla yeşil mendilli sokağı terk etmeyerek dev ekranlardan tartışmaları izledi. 129 kabul oy, 125 ret ile yasal kürtaj Temsilciler Meclisi’nde onaylandı. Macri’nin neredeyse onaylanmayacağından emin olarak, yükselen feminist hareketi gerileteceği umuduyla attığı demagojik adım tutmamıştı.
Bu süreçte, o zamana kadar çoğunluk için tabu olan kürtaj hakkı ülke gündemine taşındı. Yasal kürtajı savunanlar, televizyonda gündüz programlarına konuk olup merdiven altı kürtajın taşıdığı risklerden bahsetmeye başladı. Böylece sınıf farkı nedeniyle yaşanan eşitsizlikler de anlatılmaya/sorgulanmaya başlandı. Yasal kürtaj tartışması evlerin içinde yapılıyordu artık.
Kürtajın yasallaşması için Senato’da da onaylanması gerekiyordu. Yasa tasarısı, ağustos ayında senatoda oylanmadan önce Katolik Kilisesi yöneticileri, hükümetle yoğun lobi faaliyetlerinde bulundu. Kürtajı tartıştırmayı kabul eden Macri, muhafazakâr seçmeni kaybetme korkusuyla kürtaj karşıtlığını daha çok vurguladı. Yasa 38’e 31 oy gibi az bir oy farkıyla reddedildi. Ancak verilen bu karar, kürtaj mücadelesinin kazanımlarını silip atacak güçte değildi. Yasal kürtaj hareketi, talebinden vazgeçmeyecek güçlü bir odak olarak toplumda çoktan yerini almıştı. Bu nedenle 2019’da cumhurbaşkanı adayı olan Alberto Fernández, seçilirse kürtajı yasallaştıracağı sözünü verdi. Ancak Fernández, 28 Ekim 2019’da seçildikten ve iktidara geldikten sonra yasal kürtajı öncelikli gündemine almadı. Önce ekonomik kriz ve ardından koronavirüs salgınının neden olduğu sağlık krizi, kampanya vaadini geciktirmek için kullanılan bahaneler oldu.
Bunun üzerine Güvenli ve Ücretsiz Yasal Kürtaj Hakkı Ulusal Kampanyası, düğmeye bastı ve 19 Şubat 2020’de yasal kürtaj hakkı için herkesi sokaklara çağırdı. Büyük gösterilerde ve sosyal medyada beklemeye tahammülleri olmadıklarını, #Urgente (Acil), #Ahora (Şimdi) ve #AbortoLegal2020 (Yasal Kürtaj 2020) #SeraLey (Kanun Olacak) sloganlarını öne çıkararak duyurdular. Seferberlik büyüdü. Ekim ayına gelindiğinde, artık yasal kürtaj çığlığını susturmak imkânsızdı.
Hükümet, Kampanya’nın metninin %90’ını kopyalayarak, kimi yerlerini kırpıp kürtaj karşıtlarının ve tabii Kilise’nin tepkisini azaltacak ekler yaparak yasal kürtaj tasarısını 19 Kasım 2020’de Meclis’e sunmak zorunda kaldı. Hükümet bu tasarıyla birlikte doğum ve çocuklara verdiği önemi tekrar hatırlatmak için 70.000 hamile ve üç yaş altı yaklaşık 736.000 çocuğun faydalanacağı “1000 günlük plan” yasa tasarısını da Kongre’ye verdi.
Kampanya metninden kırpılan ve yeni eklenen dört konu ise esasa dairdi.
- Birincisi, vicdani ret maddesi. Bu maddenin benzeri Uruguay yasalarında da var. Buna göre kürtajı uygulayacak doktorlara vicdani ret hakkı tanınıyor. Vicdani ret hakkı, sağlık kuruluşlarına kurumsal olarak tanınmasa da kuruluşların, gebeliğin istemli olarak sonlandırılması uygulamasına itiraz etmeyen uygun personel bulundurma zorunluluğu yok. Dolayısıyla bu düzenlemeyle Uruguay’da olduğu gibi, sağlık sisteminin büyük şehirlere göre çok daha zayıf olduğu ülke genelindeki birçok yerde, binlerce kişi kürtaja erişmek için şehir, bazen eyalet değiştirmek zorunda kalacaklar.
- İkincisi, kürtaja erişim talebinin yapıldıktan sonra uygulama için bekleme süresi. Kampanya metnindeki 5 günlük süre 10 güne çıkarılmış. Sürenin uzaması kürtaj yaptırmak isteyeni olumsuz etkileyebileceği gibi, hak karşıtlarının uygulamanın yürütülmesini engellemek için yaptıkları lobi çalışmalarına da maruz kalabilecekler.
- Üçüncüsü, kürtaj hakkı için belirlenen 14 haftadan sonra rızasıyla kürtaj için başvuran kadınlara ceza öngörülmesi.
- Dördüncüsü, kürtajın Kapsamlı Cinsel Eğitim müfredatına dâhil edilmemiş olması.
17 saatten fazla süren tartışmaların ardından, kürtaj hakkı Temsilciler Meclisi’nde 131’e karşı 117 oyla onaylandı. Oturum boyunca Kongre çevresinde, 2018’de olduğu gibi yüz binlerce kişi nöbet tuttu. Sonuç bağırışlar, şarkılar ve sevinç gözyaşlarıyla kutlandı. Kürtajı “soykırım” ve “cinayet” olarak niteleyen, yasallaştırmaya karşı çıkan, mavi mendilli küçük bir grup da, kongre önünde onlara ayrılmış alanda nöbet tuttu. Nöbet boyunca açık havada dua eden gruptakiler, oylama sonrası sessizce dağıldılar. 29 Aralık’taki Senato oylamasının sonucunu ise sokak hareketi belirledi. Son ana kadar tereddütte kalan birçok temsilci, son anda oylarını yeşile döndürdüler. Sonuç: 38 Evet, 28 Hayır. Arjantin’de kürtaj artık yasal!
2020’nin son aylarında, Polonya’da ve Arjantin’de sokaklara dökülen kadınlar, bizi feminist grev hareketinin ilk başladığı yerler olan Polonya ve Arjantin sokaklarına geri döndürerek kadınların örgütlü gücünün durdurulamayacağını tekrar hatırlattılar.
Polonya’da kürtajı tamamen yasaklayan Anayasa Mahkemesi kararının resmi gazetede yayınlanamaması, dolayısıyla yürürlüğe girmemesi de, Arjantin’de Kongre’de onaylanan kürtaj hakkı da, feministlerin yönlendirici olduğu kesintisiz, sürekli, toplumsallaşan ve her kesimde ses bulan kapsayıcı mücadeleyle oldu. Kadınların direnişi, kapitalist düzenin sömürü ve baskı politikalarına, otoriter iktidarlara karşı muhalefete de umut ve örnek oldu. Toplumdaki tüm ezilenlerin, baskı altında kalanların isyanlarını güçlendirdi.
Her iki ülkede de bu yılki gösterilerden gördük ki ne mücadele sadece kürtaj hakkı ile sınırlı ne de bu mücadeleyi verenler sadece feministler. Yıllar geçtikçe feministlerin başlattığı kürtajın yasallaşması mücadelesini her kesimden örgütün/insanın sahiplendiğini; kazanımların yolunun sokaklardan geçtiğini; hakkının peşini bırakmayan milyonların, talepleri gerçekleşene kadar sokakları terk etmediğini görüyoruz.
Arjantin’de yeşil dalga, kürtajın yasallaşmasına rağmen durulmayacak gibi gözüküyor. Vicdani redde ısrar eden hak karşıtı kesimler ve bu baskılara teslim olan siyasi müttefikleri ile mücadeleye devam etmek için, yasadaki sorunları ve eksikleri gidermek için, kilisenin öncülük ettiği geleneksel ve ahlakçı ideolojik baskılar nedeniyle kürtaj hakkının kullanımındaki zorlukları aşmak için, iktidarından vazgeçmeyen erkeklere karşı kadınları güçlendirmek için… Hayatlarımıza, hayallerimize ve haklarımıza sahip çıkmak için mücadele sürecek.