Sevgili Şirin,
Sen gideli biz kadınlar açısından çok şey değişmedi. Hatta hiçbir şey değişmedi… Kadınlar hala olur olmaz nedenlerle öldürülüyor, hala öncelikle cinsel nesne olarak görülüyor ve hala eşitlik tartışmaları yapılıyor… Ama biz de hala okumaya, yazmaya, tartışmaya ve eylemler planlamaya devam ediyoruz.
On üç yıl önce, senin kendi ifadenle “kamu hayatından çekilip” Bodrum’a yerleştiğinde, onca değerli çalışmadan sonra yeni yaşam düzeninin seni hareketsiz kılacağını düşünenlerin aksine, geçen yıllar boyunca yine hiç boş durmadın; okudun, yazdın, konuştun, tercümeler yaptın. Kısacası yine bize ışık oldun, bildiğini paylaştın, örnek oldun. Bu süreçte senin yakınlarında olmanın değeri benim için paha biçilmez. Bir araya geldiğimizde yaptığımız sohbetlerin her biri çok anlamlı. Şimdilerde hissettiğim boşluğu, sık sık “Feminizmi Düşünmek” adlı son kitabını karıştırarak doldurmaya çalışıyorum. İyi ki yazmışsın bütün o yazıları ve iyi ki bir kitap haline getirmişsin. Çünkü o, kadın hareketi ve feminizm deyince neredeyse her şeyi kapsayan başlı başına bir kitaplık… Bize son armağanın… Teşekkür ediyoruz ve iyi ki doğdun, iyi ki yollarımız kesişti diyoruz.
Füsun Özlen
Çatlak Zemin notu: Aşağıda paylaştığımız, Füsun Özlen’in Şirin Tekeli ile yaptığı söyleşi Artajanda Bodrum 2017 Nisan sayısında yayınlanmıştır, aynı zamanda kendisiyle yapılan son söyleşidir.
Son on üç yıldır yaşamını Bodrum’da sürdüren Siyaset Bilimi Profesörü Şirin Tekeli, Türkiye’deki modern kadın hakları hareketinin akla ilk gelen “birinci kuşak feminist” isimlerinden biri… Bu yılın başında basılmış olan, Tekeli’nin günümüze kadar yayınlanmış yazılarının bir kısmından oluşan kitabı “Feminizmi Düşünmek”, gerçek bir somut bellek niteliğinde ve kadın hareketine hem yerel hem de evrensel boyutta ışık tutuyor. Kaynakça ile birlikte 500 sayfayı bulan kitap, günümüz ve gelecek kadın hareketi araştırmacıları için gerçekten eşsiz bir kaynak. Kitapta yer alan kısalı uzunlu makaleler, Tekeli’nin 80’ler, 90’lar ve 2000’lerde yazmış olduğu ve çeşitli mecralarda yayınlanmış olan kadın ve feminizm bağlantılı yazıları.
Hareketin içinde birlikte yer almaktan gurur duyduğum, bilinç geliştirmemde katkısı büyük olan Şirin Tekeli ile Bodrum’da önce aynı köyde (Bitez), daha sonra ise komşu koyda (Yahşi) yaşamanın sağladığı kolaylıkla iletişimimi sürdürebildiğim için kendimi şanslı addederim. Benim yolum kendisiyle, aktif bir akademisyen iken YÖK yasasının çıkmasıyla 1981’de üniversiteden istifa edip kendini tamamen kadın meselelerine ve feminizme adadıktan birkaç yıl sonra kesişti. 80’li yılların sonlarında iyice hareketlenen feminist hareket içindeki teorik önderliği yadsınamaz olan Şirin Tekeli, 2004 yılında Bodrum’a yerleştikten sonra yazılarına ve kitap çalışmalarına burada devam etti.
Bodrum’u önceden hiç bilmediğini söyleyen Tekeli, İstanbul’dan ayrılma kararının ardından Bitez Köyü’ne yerleşiyor ve burada birden çok arkadaşı ve dostu olduğunu fark ediyor. Dolayısıyla Bodrum ve özellikle de Bitez onun için doğru karar… İlk yıllarda, havaların ısınmasıyla sık sık bir araya geldiğimiz Bitez ile Ortakent koyları arasındaki Meltem plajı, bugün aramızda bir nostalji konusu. “Ne kadar güzeldi Meltem’in ılgın ağaçları altındaki tahta masaları, şezlongları, sıcak ve samimi insanları, sessizliği, sakinliği… Yarımadanın her tarafından gelirdi arkadaşlarımız ve bütün bir günü orada geçirebilirdik. Şimdi el değiştirip bambaşka bir şekle sokuldu ve hiç tadı yok!” diyor Tekeli. Bitez’in kendisine özgürlük ve özgüven açısından çok önemli katkıları olduğunu söyleyen Şirin Tekeli, bugün demografik yapısının değişmesine ve mandalina bahçelerinin azalmasına rağmen göç etmek için burayı seçmekle çok doğru bir iş yaptığına inanıyor.
Bodrum’da yaşamaya başladıktan sonra bir arkadaşının davetiyle Arjantin’e giden Tekeli, Uruguay üzerinden yaptığı bu seyahatte, yol boyunca Uruguay’ın kültürüne ve tarihine nasıl sahip çıktığını, operasını koruduğunu, müzeler açtığını gözlemliyor. Orada sürekli sergilerin yer aldığı bir sürü kültür ve sanat merkezi olduğunu görüyor ve “Neden bunlar Bodrum’da olmasın?” diye düşünüyor. Bodrum’a döner dönmez de tanıdığı galericilerle konuşuyor, böyle bir girişime önayak olmak istiyor, ancak herkesten “Burada olmaz, yürümez!” yanıtını alıyor ve sonraları da iyice Bitez’e kapandığını söylüyor.
Yayın dünyasıyla ilişkisinin hiç kopmadığını belirten Şirin Tekeli, on üç yıldır özellikle kış aylarında burada daha düzenli çalışabildiğini söylüyor. Bu süreçte çeviri ya da derleme şeklinde altı-yedi kitabı yayınlanıyor. “Feminizmi Düşünmek” ise, son kırk yılı kapsayan ancak bugün de güncelliğini koruyan yazılarından derlenmiş Şirin Tekeli’nin: “Bu kitapta akademik yazılar var, feminist hareket başladıktan sonra yazdığım kısa aktivist yazılar var, polemikler var; sonra tekrar yazdığım faşizmle ilgili akademik yazılar var. En sonda da “Kazete” için yazdıklarım var. Eski yazılarımdan kime ne deyip baştan isteksiz davranmıştım, ama bir döneme, en azından kendi yaşadıklarıma tanıklık etme bakımından şimdi bu kitabı iyi ki yaptık diyorum.”