Türkiye’de ilk feminist toplaşma, YAZKO (Sınırlı Sorumlu Yazar ve Çevirmenler Yayın Üretim Kooperatifi), kadın sorunu etrafında yayın, tartışma ve araştırmalardan oluşan çok yönlü bir programı desteklemeye karar vermesi vesilesiyle oldu. YAZKO, 1981 yılında Bekir Yıldız’ın Halkalı Köle kitabını yayınladıktan sonra bu fikir üzerinde tartışmaya başlamış. Stella Ovadia, o dönemde yakın ilişkisi olan YAZKO kurucusu Mustafa Kemal Ağaoğlu ile yaptığı tartışmalarda dizinin içeriğinin şekillenmesinde etkili olmuştu. Dizinin amacı “Kadın sorununun evrensel ve toplumsal boyutlarıyla tartışılması, sergilenmesi ve kadının ikincil konumunu değiştirmeye yönelik etkin bir kamuoyu yaratmaya katkıda bulunmak” olarak belirlendi. Bu diziyi yapması için Stella’ya öneride bulunulmuş ancak Stella, bu iş için Şirin Tekeli’nin daha uygun olduğunu belirtmişti. YAZKO’da gönüllü çalışan Zeynep Avcı (Karabey), Şirin Tekeli’ye YAZKO’nun teklifini iletti. Bu teklife sıcak bakan Şirin Tekeli, konuyu irdelemek üzere TÜMAS’tan (Tüm Üniversite, Akademi, Yüksek Okul Asistanları Derneği) tanıdığı Gülnur Acar Savran ile görüştü. Sonrasında Gülnur, Stella ve Şirin buluşarak üst üste toplantılar yaptı. Böylece Türkiye’de ilk kez feminist buluşmalar başlamış oldu. Bu çok yönlü programın nasıl olacağı üzerine yapılan tartışmalar sonrasında yayın sorumluluğu alanların bir feminist perspektif oluşturma gerekliliği üzerinde duruldu. Bir çeviri grubu oluşturularak bu grup bir perspektif oluşturmak için kolektif bir çalışma yürüttü. 12 Ocak 1982’de ilk kez toplanan grup üyeleri Yaprak, Gül, Feraye, Şule, Aslı, Zeynep, Gülnur ve Şirin idi. Grubun yeni katılımlara açık ve esnekti.

Dünyada yaygınlaşmakta olan feminizm Türkiye’de hiç bilinmiyordu. Çeviri grubu feminizmin kendi içeriğini ve konularını Türkiye bağlamında sıfırdan üretmek zorunluluğu olduğunu ve bunun aynı zamanda bir kadro sorun olduğunu düşünüyordu. Yani bu diziye başlamak için bir ön hazırlık dönemi gerekiyordu.

YAZKO’ya iletilen (Zihnioğlu, 1997: 21), Gül İnal, Gülnur Savran (Acar), Şirin Tekeli, Feraye Tıç, Şule Torun (Aytaç), Yaprak Zihnioğlu imzalı metinde grup dünyada etkin olan ve onların da benimsediği feminist perspektif’i şöyle tanımladı: 

  • Feminizm her şeyden önce var olan tüm rejimler altındaki ataerkil düzene karşıdır.
  • Kadınların bu düzen içinde yalnız kadın olmaktan doğan özgün sorunları olduğuna inanır.
  • Bu düzenin getirdiği sorunların çözülmesini öncelikle kadınların kendilerinin yüklenmesi gereğini vurgular.
  • Kadınlar karşı oldukları bu ataerkil düzenin kadınlar aleyhine değerlerini, ilişkilerini kurumlarını ve örgütlenme biçimlerini kendi çalışmalarında yeniden üretmemenin gereğine de inanırlar; yani feminist kadınlar liderliğe, tam anlamıyla profesyonelliğe, uzmanlaşmaya yönelik iş bölümüne, hiyerarşiye, etkinlik adına demokrasiden vazgeçmeye, ille de bir erkek kişi veya grubun egemenliği altına girerek çalışmalarını sürdürmeye karşıdırlar.
  • Feminizm perspektifinden yola çıkıp bir kadın dizisi yayınlarken biz kadınlar karşı olduğumuz bu değer ve biçimleri yeniden üretmemeye kararlıyız. Bu yayın süreci içinde bu değer ve biçimlerin alternatiflerini oluşturmak en önemli yükümlülüklerimizden biridir. Ayrıca Türkiye’ye özgü bir feminist perspektif oluşturmak da zorunlu olarak bu grubun var olabilmesi ve yayınını sürdürebilmesi için bir ön koşuldur.

Türkiye’de kolektif olarak yazılmış ilk feminist perspektif metnini, Nükhet Sirman “ilk feminist manifesto” olarak tanımladı.

Zihnioğlu, Yaprak, Pazartesi Dergisi Sayı 25, 1997.



Bir cevap yazın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.