Aksine, kadınlar ve kız çocuklarının bedenlerini hedef alan olumsuz mesajlara karşı geliştirdikleri, son derece anlaşılabilir bir tepki.
Yazar: Glosswitch*
Ben dokuz yaşındayken kız çocukları labioplasti hakkında konuşmazlardı. Barbie bebek gibi tüysüz, pürüzsüz ve dümdüz bir apış arası istemenin düşüncesi muhtemelen bize tuhaf gelirdi.
Elbette, zaman ve mekâna uygun şekillerde biz de dişil bedenlerimizden nefret etmeyi öğrenmiştik yine de. Bazen aç kalarak kendimize zarar verdik, bazen çok yiyip kendimizi kusturduk; bedenlerimize olan nefretimiz kör ve yontulmamış bir nefretti. Buna rağmen, her beden parçasının kendine has bir nefreti hak ettiğini henüz bilmiyorduk.
Günümüzün ergenlik öncesi yaştaki kız çocuklarının durumu ise oldukça farklı. Artık tomurcuklanan memelerinizden, karnınızdaki yumuşak çıkıntıdan veya morarana kadar çimdiklediğiniz kalçalarınızdan nefret etmek yeterli değil, bundan çok daha ileriye gitmeniz lazım. Artık geçmeniz gereken belli testler var. Bir uyluk boşluğunuz var mı? Ya bikini köprünüz? Ayrıca, vücudunuzda yağ fazlalığı olabilecek bölgeleri ifade etmek üzere insanı ağlatacak şirinlikte terminoloji üretme dalında da gelişmeler eksik değil: bel simidi[1], koltuk altı yağı[2], tombala kanatları[3], sırt yağı[4], baldırbilek[5] bunlardan sadece birkaçı.
Durum böyleyken on yaşından küçük kız çocuklarının vulvalarını şekillendirmek istemeleri bizi şaşırtmamalı. Neden istemesinler? Düzeltilmesi gerekmeyen bir gram kadın eti dahi olamayacağına göre, bacak arası neden bundan nasibini almasın? Bu kadar erken bir yaşta bu mahremiyette bir düşünce uygunsuz gibi görünse de, bu yaş aynı zamanda kızların cinsel benlikleri hakkında bilgi edinmeye başladıkları bir yaş. Şu hâlde, bugünün pornografikleşmiş kadın düşmanı kültüründe ilk soruları nasıl “Burada neyin düzeltilmesi gerekiyor” olmasın ki?
Bu eğilimin “pornografi gibi yetişkin içeriklerin sebep olduğu yetersizlik hissinden kaynaklandığı” ileri sürülüyor. BBC’ye konuşan Paquita de Zulueta,“Eğitim yetersiz ve bu eğitime gerçekten oldukça erken bir yaşta bir başlamak gerekli; bedensel çeşitliliklerin var olduğunu ve -hepimizin yüzünün farklı görünmesi gibi– özel bölgemizde de hepimizin farklı göründüğünü ve bunun bir sorun olmadığını anlatmak gerekli,” diyor.
Paquita de Zulueta haklı olabilir, öte yandan hepimizin farklı yüzlere sahip olduğu gerçeği, hepsinin aynı görünmesi için kadınların yüzlerini doğramaya ve içine çeşitli maddeler enjekte etmeye adanmış milyarlarca sterlin değerindeki bir endüstrinin oluşmasına engel olmadı.
Evet, kız ve erkek çocukları neyin “normal” olduğu konusundaki algılarını bozan pornografik imajları izliyorlar ve farklı bir beden temsili içeren imajları izleseler bile, ideal addedilenin pornografikleştirilmiş kadın bedeni olduğunu yine de biliyorlar.
Burada çok ustaca yürütülen bir “kurbanı suçlama” durumu var. Kimse çıkıp da “pornografik imajlar kız çocuklarına ve kadınlara zarar veriyor” demek istemiyor. Bunun yerine kızlardan, yetersizlik hislerinden, kendilerine olan güvensizliklerinden, eğitim gereksinimlerinden, adeta diploma sahibi olmaktan bahsedermişçesine olumlu bir beden imajına sahip olmaktan bahsediyoruz. Kızların zihinsel sağlığını yerle bir eden kültüre meydan okumak yerine, evvelâ bu yıkımı kabul ediyoruz, sonra da büyük bir cömertlik sergileyerek kızlara nasıl daha az hassas olabileceklerini öğretmeyi teklif ediyoruz.
Erkekleri pornolarından etmek akla hayale sığmayacağı gibi, pornografik imajlardaki kadınların cinsel organlarının neden bir bebeğinkine benzemesi gerektiğini sorgulamak da düşünülemez. Bunun yerine, dokuz yaşındaki bir kız çocuğunun gözünün içine bakıp, bedeni hakkında hissettiklerinin kendi hayat tecrübesizliğinden kaynaklandığını söylemeyi tercih ediyoruz.
İşte tam da bu noktada, ataerkinin kendilerinde açtığı yarayı bir de iyileştirmekten sorumlu tutulmanın kızlar üzerinde yarattığı çifte kıyıma işaret eden feminist seslere kulak vermeli. Ne yazık ki modern feminizm, kadınların cinselliklerini sahiplenmeleri[6] konusundaki hassasiyeti ve öznenin iradesine olan takıntısıyla çıkmaza girmiş durumda. Senin bedenin senin kararın; ister ağda yap ister içini doldur, ister boşalt ister doğra, sana kim ne diyebilir? Ataerki böyle olması gerektiğini dikte ettiği için Barbie bebek gibi görünmek isteyen bir kızla, kimliği tam da bu olduğu için, kendisini donuk bakışlı bir bebek olarak ortaya koymayı özgürce seçen bir kız arasındaki farkı kim söyleyebilir? Ben size söyleyeyim, hiç kimse!
Bu nedenle feminizmin “kendi bedenini kabullenme” anlayışı, sahip olduğunuz bedeni kabul etmek değil, bedeninizi “kabul edilebilir” kılmak için gerekli görülen her şeyi yapma hakkını savunma meselesi hâline gelmiştir. Dokuz yaşında bir çocuğun bedenine istediğini yapma konusunda on sekiz yaşındaki bir çocuğunki ile aynı haklara sahip olup olamayacağı sorunsalını enine boyuna hararetle tartışabilirsiniz (ki bu örnekte ben olmaması gerektiğini savunuyorum). Buna karşın, labiasından nefret etmesinin ve biçilip şekillendirilmesini istemesinin özünde yanlış bir şey olmadığına inandığı için bu çocuğu suçlayamazsınız. Çünkü bu çocuk, diğer (arzulanan) kadınların bunu yaptığını görüyor.
Vulvanızdan nefret etmenizin saçma ya da sanrısal bir yanı yoktur; tam aksine, bu durum kadınlar ve kız çocuklarının bedenlerini hedef alan olumsuz mesajlara karşı geliştirdikleri son derece anlaşılabilir bir tepkidir. Bununla birlikte, kadınların vulvalarına duydukları nefretin yoğunluğu ve sahiciliği, vulvalarının çirkin olduğunu kaçınılmaz bir yaşam gerçeği hâline getirmez. Kadınlar ve kızlar, bedenlerinin kendilerini tiksindirdiğini söylediklerinde yalan söylemiyorlar; öte yandan bu, cerrahların bu iğrenmeyi meşrulaştırmak için sıraya girmeleri gerektiği anlamına da gelmiyor.
BBC’ye konuşan Plastik cerrah Miles Berry, yaptığı estetik uygulamaların “insanların kendileri hakkındaki hislerine, özgüvenlerine ve özsaygılarına etki ederek onları temelden değiştirebileceğini” söylüyor. Sırf vulvalarının görünümünden endişe duydukları için erkek arkadaş edinmekten kaçınmış 16 ila 21 yaş arasında “hastaları” olmuş.
Belli ki Berry, genç kadınların bu hislerinden rahatsızlık duymuyor. Eğer labianız mükemmel bir simetride olmadığı için bir erkeğin sizi yargılamasından korkuyorsanız, onu memnun etmek için kim bilir başka neler yapacaksınız? Bir defasında kasık kıllarını tıraş etmeyen bir kadını “yataktan kovacağını” gururla söyleyen bir erkek dergisi editörünün röportajını içeren bir kadın dergisini fırlatıp attığımı hatırlıyorum. Ama tabii bu doksanlı yıllardaydı; o zamanlar masumduk. Ve en azından kasık kılları yeniden uzar.
Kırklı yaşlarında, üç vajinal doğumu arkasında bırakmış bir kadın olarak, “aşağıdaki” durumum hakkında benim de kendimce kaygılarım var. Bununla birlikte, bunların hiçbiri estetik kaygılar değil; ve elbette kimsenin derli toplu görünmeyen, pornografikleştirilmemiş, doğum yapmış vajinalar ve onların defoları ile ilgilenmediğinin de farkındayım. Ve bu durum, doğum yırtıklarını tedavi etmek için kullanılan vajinal implantların sebep olduğu ağrı ve hasar dolayısıyla neden İngiltere’deki yüzlerce kadının dava açtığını açıklayabilir. Bu durum ayrıca, önlenebilir nitelikte olmalarına rağmen, neden küresel çapta yaklaşık iki milyon kadının idrar kaçırmaya sebep olan doğum yaralanmalarından (obstetrik fistül) mustarip olduğunu da açıklayabilir. Eğer son derece sağlıklı vulvaları “düzeltmeye” harcanmış olan araştırma, zaman ve para; doğum mucizesinin kadınların bedenlerine verdiği zararı düzeltmek için harcansaydı, ne kadar çok acının önüne geçilmiş olabileceğini bir düşünün!
Öte yandan bu, kadın bedeninin salt erkeklerin beğenisine sunulan bir nesne olmadığını ve dişil bedenin de kadının bütünsel insani benliğinden ayrıştırılamayacağını kanıksamayı gerektirir. Fakat ne yazık ki, artık dokuz yaşındaki bir kız çocuğu bile, bu dünyanın düzeninin böyle işlemediğini biliyor.
Çeviren: Defne Topçu
Bu yazının orijinali 4 Temmuz 2017’de NewStatesmanAmerica’da yayınlanmıştır.
*Glosswitch yayıncılık alanında çalışan üç çocuk annesi bir feministtir.
[1]İngilizce karşılığı olarak, muffin kekinin içinde bulunduğu yağlı kağıttan taşan kısmını ifade etmek üzere “muffin üstü” anlamına gelen “muffin tops” kullanılıyor (Ç.N.).
[2]Orijinal metinde “side boobs” olarak geçse de, memelerin yan dekolteden taşmasını ve dolayısıyla pornografikleşmiş kültürde aslında arzu edilir bulunan bir durumu ifade eden bu terim yerine yazarın sütyen yanlarından taşan koltuk altı yağlarını kast ettiği düşünülerek bu şekilde çevrilmiştir (Ç.N.).
[3]Bingo wings: Alt kol bölgesindeki sarkmayı ifade eden bir tabir. Tombala oynayan kadınların “Tombala!” (Bingo) dedikleri anda kollarını kaldırdıklarında kol altında oluşan sarkmanın kanat görüntüsüne benzetilmesinden doğmuş bir ifadedir (Ç.N.).
[4]Orijinal metinde de motamot karşılığı olan “back fat” ifadesi geçiyor (Ç.N.).
[5]Baldırbilek (cankle): Baldırla bileğin birleştiği izlenimini yaratacak kalınlıkta ayak bileklerini ifade etmek için kullanılan, İngilizce baldır (calf) ile bilek (ankle) kelimelerinin birleştirilmesiyle oluşturulan bir tabir (Ç.N.).
[6]Metnin orijinalinde “with its squeamishness regarding the sexed body (cinselliği ön plâna çıkarılmış/cinsel olarak nesneleştirilmiş bedenlere olan hassasiyeti)” olarak geçiyor. Yazar, kadınların cinsellikleri ve bedenleri üzerinde söz sahibi olmayı savunmanın, kadınların kendilerini nesneleştirmek istemeleri durumunda yarattığı çıkmaza dikkat çekmek istiyor. Bazı feminist çevrelerce kadının cinselliğini ön plâna çıkarmasının, kendi cinselliğini sahiplenmesi anlamında özgürleştirici olduğu savunulup destekleniyor. Bu görüşe getirilen bir eleştiri ise, eril kodları benimsemiş kadın öznenin cinselliğini ve bedenini de bu kodlar çerçevesinde şekillendirmesi durumunda, esasında bu “özgürleşmenin” eril tahakkümü pekiştiren ve özümseten, görünürde bir özgürleşme olmaktan öteye gidemeyeceği yönünde (Ç.N.).