HPV virüsü cinsellikle, özellikle de istenmeyen aile dışı cinsellikle ilişkilendirilen bir virüs ve rahim ağzı kanserinin başlıca sebebi. Hem evlilik dışındaki hem de içindeki kadınların sağlığını tehdit ediyor. 38 yaşında, kendi hesabına çalışan ve evli olmayan bir kadın olan Aylin ile Türkiye’deki rahim ağzı kanserine dair tarama, teşhis ve tedavi süreçlerindeki deneyimini konuştuk.

Fotoğraf: Serra Akcan / csgorselarsiv.org

Toplumsal cinsiyet eşitsizliği hastalıklarda da kadınların peşini bırakmıyor. Özellikle cinsel sağlık ve üreme sağlığı alanındaki kanserler kadınların yaşamını bu eşitsizliğin etkisiyle daha fazla tehdit ediyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından “önlenebilen bir ölüm nedeni” olarak tanımlanan rahim ağzı kanseri dünyada en sık görülen dördüncü kanser türü ve bu kansere HPV virüsünün yol açtığı biliniyor. DSÖ verilerine göre 2020 yılında dünya çapında 604 bin yeni rahim ağzı kanseri vakası ve 342 bin ölüm kaydedildi. Tanı konulan neredeyse her iki kadından birinin öldüğünü gösteren bu veriler özellikle ücretsiz aşının olmadığı gelişmekte olan ülkelerde rahim ağzı kanserinin ölümcül sonuçlarını gösteriyor. Yüksek ölüm oranlarından dolayı rahim ağzı kanseri ile mücadelede HPV aşısı, tarama ve erken teşhis önemli. HPV virüsünün yol açtığı rahim ağzı kanseri için önleyici ücretsiz aşılama Türkiye’de yok, dolayısıyla tek mücadele yöntemi tarama, erken tanı ve tedavi.

Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Kanser Daire Başkanlığı verilerine göre Türkiye’de rahim ağzı kanseri görülme sıklığı yüz binde 4,2 ve bir yıl içerisinde 2125 kadında rahim ağzı kanseri tanısı konmuş (SB, 2024). Oldukça düşük gibi gelen bu rakamlar aslında Türkiye’de kadınlar arasındaki rahim ağzı kanseri riskinin gerçek boyutlarını yansıtmıyor. Nitekim rutin erken tanı sistemi ya da taramanın yetersiz olmasından dolayı HPV enfeksiyonunun teşhis edilmediği ve kadınlarda genellikle “ileri” yaşlarda rahim ağzı kanseri tanısı konulduğu biliniyor (Akın ve Topal, 2018: 72). Rahim ağzı kanseri Türkiye’de kadınlarda görülen kanserler içinde 2020 yılında hem yeni vaka hem de ölümler içinde 12. sıradaydı. Geç konulan kanser teşhisi de kadınlar arasında yüksek ölüm oranlarını beraberinde getiriyor.

Türkiye’de rahim ağzı kanserine dair tarama, teşhis ve tedavi sistemi var. KETEM’ler, aile sağlığı merkezleri ve hastaneler tarama, teşhis ve tedavi yapıyorlar. Ancak kadınlar bu sisteme ya kısıtlı erişime sahip ya da bu kurumlara gitmeye çok istekli değiller. Bu isteksizliğin farklı sebepleri olabiliyor… hastanelerde kötü muamele, cinsel yolla bulaştığı için damgalanma riski ve doğru bilgiye erişim kanallarının kısıtlı olması, daha genel olarak toplumsal cinsiyet eşitsizliği kadınlarda hem tarama sistemine hem de tedaviye gitme isteksizliğini artırıyor. Nitekim Peru’da Morse ve arkadaşları (2023) tarafından rahim ağzı kanseri hastası kadınlar ile yapılan bir çalışma bu engellerde üç temel önyargıya işaret ediyor: HPV poizitif olan kadınların ‘kolay’ ya da ‘önüne gelenle yatan’ kadınlar olarak görülmesi; erkeklerin, kadınlara HPV enfeksiyonunu bulaştıranlar olarak eşlerini aldatmakla suçlanması ve HPV’nin ayıplanması ve saklanması gereği. Bu önyargılardan dolayı bazı kadınlar HPV taramasına dahi başvurmuyorlar. Kadınlar HPV virüsü taşıdıklarına dair bilgiyi, terk edilme korkusu ile eşleri ya da partnerleriyle dahi paylaşmaya çekinebiliyorlar (2023: 23). Dolayısıyla çoğu kadın bu süreci endişeli bir şekilde tek başına atlatmaya çalışıyor.

Türkiye’de bu kanser türü kadınlarda genellikle ileri aşamada ve ileri yaşlarda teşhis edilebiliyor (Akın ve Topal, 2018: 72). Özetle, HPV kaynaklı rahim ağzı kanserine dair güvenilir bilginin dolaşımda olmaması, bu kanser türünün serbest cinsellik yaşayan kadınları ilgilendiren ya da evlilik dışında cinsellikle ilgili bir hastalıkmış gibi algılanması Türkiye’de de kadınların tarama ve teşhise olan ilgisizliğini artırabiliyor. Özellikle de sağlık kurumlarının bu alanda yakın takibi olmadığı koşullarda, tüm bu sebeplerle kadınlar ‘çatala çıkmaya’ çekiniyorlar.

Bu söyleşi, Türkiye’de rahim ağzı kanserine yakalanan ya da yakalanma riski olan kadınların teşhis ve tedavi sürecine erişimde karşılaştıkları toplumsal cinsiyete dayalı zorlukları konu alan Tübitak destekli bir araştırmanın parçası. Çoğu zaman sağlık hizmetinin varlığı ve ulaşılmasına yönelik mevcut koşullar ve toplumsal cinsiyete dayalı eşitsizlikler kadının en temel insan haklarından olan üreme sağlığı hizmetlerine erişimini engelliyor. Bu söyleşi de rahim ağzı kanserine yakalanma riski olan ya da tedavi gören bir kadının deneyimine odaklanarak kadınların tedaviye erişimde karşılaştıkları zorluklara işaret etmekte. Kendi hesabına çalışan, 38 yaşında ve evli olmayan Aylin ile yaptığım söyleşi, İstanbul’da pek çok kadının çoğu zaman tek başına mücadele etmek zorunda kaldığı ortak deneyimini yansıtıyor. Mahlas kullanılarak yapılan bu söyleşi hem rahim ağzı kanserine dair tarama ve teşhiş süreçlerinde kadınların karşılaştıkları zorluklara hem de HPV ile ilgili bilinmeyen yönlere dikkat çekme amacını taşıyor.

HPV virüsü teşhisinden önce cinsel sağlık için düzenli kontrole gidiyor muydun?

Aylin: Normalde senede bir kere mutlaka bir jinekolojik muayene oluyorum ama şu sebeplerden yani ya idrar enfeksiyonu oluyor ya da başka bir şey. Açıkçası bu konuda biraz kendime şaşırdım, yani ben en son ne zaman Smear testi yaptırdığımı hatırlamıyorum, gerçi sonradan öğrendiğime göre bu üç-dört yılda bir yapılıyormuş ama ben yakın bir zamanda bana herhalde yapmışlardır falan diyordum. Sonra bir baktım en son, yani bu (HPV pozitifi) öğrenmeden önce 2019 yılında yapılmış. İlk ne zaman hatırlamıyorum ama genelde hastanelerde doktorlar yönlendiriyor yani onu hatırlıyorum ilk yani hiç yalan olmasın 2013 ya da 2014 olabilir, tam tarihi hatırlamıyorum. Mesela ilk jinekolojik muayeneyi şöyle hatırlıyorum, hani sonuçta hayatında cinsellik olunca kontrol amaçlı gideyim diyorsun yani, tedbir amaçlı gittiğimi hatırlıyorum.

İlk doktora giderken bir çekingenlik hissettin mi?

Ben hiç çekingen olmadım bu konuda, yani kendimi hiç kasmadım. Tabii benim karşılaştığım doktorlar da bu konuda çok iyiydi, herhangi bir kötü muameleyle karşılaşmadığım için bu konuda rahatım. Sonuçta bir sağlık sorunu, karnım ağrıyor iken nasıl gidiyorsam… doktor kapalıysa falan acaba beni yargılayacak mı diyorsun bir çekingenlik oluyor… bekârım falan hiç öyle bir şeyle karşılaşmadım yani gerçekten orada işini yapıyor herkes.

Enteresan bir şey söyleyeyim mi o zaman utanmıyordum şu anda garip bir şekilde geçenlerde bana bir utanma hali geldi şu yani bu şeylerden (rahim ağzı kanseri riskine dair tedavi süreci) sonra… yani çok sık gitmekten mi bilmiyorum bazen böyle içimde bir tarafın utandığını hissetmeye başladım. Sık derken, HPV’den dolayı kontrol amaçlı gitmeyi istememe durumu, artık bu konular kapansa da bitse diyorum.

Kanser taraması olduktan sonra düzenli olarak gittin mi, ilk nasıl oldu?

HPV testinden ya da bu virüsün rahim kanserine sebep olabileceğinden hiç haberim yoktu. İlk defa 2023 yılı Eylül ayında kadın doğum bölümüne idrar yolu enfeksiyonu için gittim. Sonra doktor hanım size Smear testi yapıldı mı diye sordu. 2019 yılında benim HPV’ye bakıldı mı diye sordum ama bakılmadığı söylendi aslında o sıralarda 34 falan yaşındaydım, yani niye bakmadılar bilmiyorum. Hiç hatırlamıyorum, yani pandemi girmiş araya… bilmiyorum ki dedim, baktı o zaman süresi gelmiş falan dedi. Sanırım üç-dört senede bir yapılıyor, o dönemde de kimse takip etmiyor. Aslında kendim takip etsem daha iyi olurdu, nasıl olsa zaten doktor gittiğimde söylüyor diye… İlk muayeneye gittiğimde aile doktoru da söylemişti. Rahimle ilgili bir tarama var, alalım vs diye. Belki de orada HPV’ye bakıldı ama onu hiç bilmiyorum. Mesela HPV’nin varlığından haberim olmadığı için sağlık merkezinde neye bakıldı, ne oldu hiçbir fikrim yoktu.

Bakılsa sana bildirim gelmesi gerekiyor…

Hiçbir şey gelmiyor, işin tuhaf tarafı da bu. Ben hiç oturup düşünmemişim… ben bu testi yaptırıyorum ama yani bunun sonucunda olumsuz bir şey çıkar mı çıkmaz mı hiç düşünmemişim. Yaptırıyorum öyle gidiyorum evime… ee ama insan bir sonucuna bakmaz mı? Doktora gittiğimde bir şey çıkarsa söyler herhalde diyorum.

Neyse 2023 Eylül ayında gittim, testi yaptılar… orası çok enteresan… işte ben öyle bıraktım, normal hayatıma devam ediyorum. Testin sonucu Aralık’ta çıkmış. Hiçbir mesaj yok, hiçbir şey yok. Bence burada bir hata var, hastanedeki bir görevli normalde mesaj atmaları gerekli dedi, Sağlık Bakanlığı da normalde hastanenin mesaj atması gerekmiyor diyor, aradım (Bakanlığı)… orada bir şey olmuş. Aralık geçmiş, ben Şubat’ta… Ben böyle arada bir, kan tahlili yaptırmaya gidiyorum, kansızlıktan vs. en küçük halsiz hissettiğimde senede iki kere falan gidiyorum. Neyse Şubat’ta burada kan tahlili oldum. Hemen akşam e-nabız’ı açtım, orada bütün kan tahlilleri çıkıyor. Orada bir HPV kelimesi ile karşılaştım. Allah Allah, ve normal olmayan değerler arasında görünüyor. Tesadüfen orada gördüm, bir grafik çıktı hiçbir şey anlamadım. Bir şeyler yazıyor Aralık diyor, patoloji sonucu yazıyor, bir yanlışlık var diye düşündüm. Bir süre neyin sonucu olduğunu anlayamadım.

O kelimenin anlamını bilmiyorum, hayatımda yok…. Şeye de çok şaşırıyorum… şu sıra içime döndüğüm bir dönemdeyim ama yakın kız arkadaşlarım vardı, her şeyi konuştuğumuz… ben hiç böyle bir şeyi konuştuğumuzu hatırlamıyorum. Her şeyi konuşuyoruz yani. Mutlaka diyorum, onların da bilgisi olsaydı biz bu konuyu konuşurduk… yok gerçekten ben hiçbir yerden duymadım ve görmedim yani. Ondan sonra bir araştırmaya girdim, İnternet’e girdim, bir yakınımız aile doktoru ona sordum. Aradım ben hiçbir şey anlamıyorum dedim. O da sonra bahsetti yani, ben sonra eyvahhh oldum. Bu arada korktuğum şey başıma geldi, ben hayatım boyunca acaba bir cinsel hastalığa yakalanır mıyım diye endişe ettim. Ama HPV’nin varlığımdan haberim yoktu. Ben daha çok HIV virüsünden korkuyordum. Halbuki HPV daha yaygın bir virüsmüş sonradan öğrendim.

Asıl olarak cinsel yolla bulaşan bir virüs…

HPV virüsü cinsel ilişki ve cinsel temasla bulaşabilir. HPV virüsü kondom kullanmaya rağmen geçebiliyor ancak kondom yüzde yüz olmasa da koruyor. Aşı yaptırmak çok önemli.

Sence yeterince bilgilendirme yapılıyor mu?

Ah diyorum (hastane) duvarları bomboş, kadınlar doğuma, hastaneye gidiyor… şuraya bir yazı yapıştırsan… sağlık ocaklarında oluyor ya… Sağlık Bakanlığı neden yapmıyor? Bu arada Sağlık Bakanlığı’nı da aradım neden çalışma yapmıyorsunuz dedim, hastane vs. … buraya bir merkez açmışsın benim haberim olmayabilir.

Bir sağlık ocağı hekimi vardı, mesela Eliza testi yaptırmıştım orada, öyle bir şüpheye kapılmıştım halbuki HIV o kadar yaygın değil ülkemizde. O adam da çok güzel bir akıl vermişti, HIV çok yaygın değil ama korkuyorsan Hepatit B aşısı ol demişti. O çok güzel bir yönlendirmeydi ama o adam da bana hiç HPV’den bahsetmedi, deseydi ki böyle yaygın, bu testi yaptır, diyebilirdi mesela. Yani çok enteresan hiçbir yerde karşıma çıkmadı. Bir sürü insan için aşıya 4 bin TL vermek zor olsa da, yüzde yüz koruma olmasa da, belki aşı olurduk en azından.

Peki sonra ne oldu?

Koşa koşa Yeldeğirmeni polikliniğine gittim, böyle bir şey var ne olacak diye gittim. Aslında o zaman çok panik olmadım daha sonra kolposkopi olacaksın dediklerinde panik olmaya başladım. Geçen sene, olacaksın dediler. Haydarpaşa Numune Hastanesi’ne bağlı Validebağ ek hizmet binasında kolposkopik biyopsi oldum. Kolposkopik biyopsiden önce sedasyon verdiler, yani kısa süreli uyudum. Herhangi bir ağrı sızı yaşamadım. Haydarpaşa Numune’de hangi doktora gittiysem memnun kaldım. Yaklaşımları iyi olduğu için kendimi kötü hissetmedim. Çok sakin, çok temiz. Doktorların hepsi çok iyi, hemşirelerin hepsi çok iyi, dolayısıyla hepsi iyi olduğunda bir hasta olarak kendini de kötü hissetmiyorsun. Çok güler yüzlüler, gençler. vs. Oradaki kolposkopik biyopsiden sonra sedasyondan dolayı bir halsizlik oldu, hemen sonra göndermediler, orada beklettiler biraz. Çıkarken bir şey imzalamak zorundasın.

HPV pozitif olduğunu öğrendikten sonra kolposkopiye kadar giden süre ne kadardı?

Şubat ayında HPV 16 pozitif sonucumu görünce tekrar randevu almaya gittim. Mart ayında hemen kolposkopik biyopsi[1] randevusu verdiler. Çok bekletmiyorlar yani. Kolposkopik biyopsi sonucum Cin 2 geldi yani HPV’ye bağlı rahim ağzında lezyon oluşmuş. Bunun için de Leep[2] yapılması gerektiği söylendi. Ben hemen Leep olmadım. Altı ay sonra HPV testim negatif çıktı. Şimdi HPV testi negatif çıkınca ya lezyon ya da Cin 2 iyileşirse kendiliğinden diye düşündüm. Aslında bekletmemek lazım çünkü Leep sadece tedavi amacıyla yapılmıyor, aynı zamanda rahim ağzından parça alınacağı için tanı amaçlı da yapılıyor. Bu kafa karışıklığımdan bir doktora bahsedince beni Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’ndeki jinekolojik onkoloji bölümüne[3] yönlendirdi. Zeynep Kamil’deki doktor gerilese dahi direkt yaptır, ben iyi görmüyorum dedi. Maalesef benim için çok kötü bir deneyimdi. Orada kolposkopi için gün aldım. Fakat son ana kadar biyopsi de yapılacağını, yani parça alınacağını bilmiyordum. Çok kısa sürdü işlem. Ama hiç uyutmadıkları ve lokal anestezi yapmadıkları için canım çok acıdı ve bayıldım… Bir kere kafam karıştı, hastaya düzgün bilgi versenize, burada kolposkopik biyopsi yapılacak size uyutmadan yapacağız diyin, en azından ona hazırlarsın kendini.

Kolposkopiye tek mi gittin?

Evet tek gittim. Orada sıraya girmiş bir hanımefendi vardı. Çocuklu bir kadın, gerçekten bilmiyordu (HPV’yi), şok oldum. Neden kanser yapan bir şey eşimden geçsin ki dedi, onu vücudum kendisi üretiyor dedi mesela, buna inanmış ve bunu hiçbir doktor da söylememiş mesela. Bu kadın buna maruz kalıyor devamlı… Ben de bunu yeni öğrendim, bu illa aldatmayla ilgisi olması gerekmiyormuş, şöyle bir şey olabiliyormuş mesela (kadın) evlendi adamla ve adam da HPV virüsü taşıyıcısı, sonra virüs kadında kuluçkaya yatıyor, on yıl sonra da ortaya çıkabiliyormuş. Hiçbir zaman bilemezsin on yıl önce var mıydı yok muydu, bu gerçekten muamma.

Öncesinde bilgilendirme olsa kendini daha rahat hisseder miydin?

Kesinlikle daha rahat hissederdim. En azından biraz acı çekeceksin bilgisi bile… ya da yaptırmazdım mesela. Bir sürü yerde kolposkopik biyopsi acılı bir işlem değildir diyor.

Ama şöyle bir şey, orada konuştuğum hanımefendi, nasıl yani siz daha önce oldunuz mu, acıdı mı diye sordum o mesela çok hafif anlattı, yalnız dedi bir kız vardı, o çığlık çığlığaydı dedi. Oradayken iki kadın kolposkopiden çıktığında gayet güle oynaya muhabbet ediyorlardı ama ben başta çok gerildim… işte ortam soğuk geldi, hemşirenin suratı asık, doktor zaten çok şey… suçlamıyorum doktoru çünkü (oradaki personel) inanın dedi onlara belli bir süre veriyorlar, örneğin 10 dakikaları var, onu günde kim bilir kaç defa yapıyor. Ama benim için ilk defa yaptığım bir şey ve çok hoşuma gitmedi. Orada spekulum… muayene etmek için kullanılan alet (içime) girerken bile çok gerildim. Kalkma gereği hissettim. Çok hızlı olduğu için beni yatıştırmak için de zamanları yok… orada bir gerginlik başladı… şimdi bir şey oraya giriyor ve bir şey kesiyor biçiyor hissediyorsun yani, o kesme biçmede de inanılmaz bir sancı girdi oraya, bana göre o sancı 10 üzerinden 8’di. Ben çığlık atmaya başladım, tutunacak bir yer arıyordum, bir yer de yok. Ondan sonra neredeyse bırakın ben yapmayacağım diyecektim, ne gerek var ben neden böyle bir şey yaşıyorum. Ben çığlık attığımda doktor dur dedi senin acı eşiğin yüksek dedi. Sonunda doktor direkt çıktı aradan. Doktor hiç ilgilenmiyor seninle. Hemşireler tabii iyiler, hemen ayaklarımı kaldırdı, onun baş kısmını indirdi vs. benim çok midem bulanıyor sanırım bayılıcam dedim.

Hasta herhangi bir lokal anestezi uygulanmadan biyopsi yapıldığını bilmeli. Birçok hastanede sedasyonla yapılıyor. Yani en çok da 20 yaşlarında bir genç kız gitse ne kadar kötü, travmatik bir deneyim olur ona. Bu arada panik atak geçiren genç bir kadınla da karşılaştım… Çok travmatik değil mi? Toplamda beş dakika sürüyor ama o gün kendime gelemedim, ruh gibi gezdim. Bir de ben çok etkileniyorum her şeyden. Bir hafta kendime gelemedim, şoka girmiş gibiydim, sanki orada birisi bana tokat atmış gibiydi.

Bedeninin başka bir yeri olsaydı aynı şeyi hisseder miydin?

Hissetmezdim çünkü vücudun çok hassas bir noktası ve biri sana acı çektiriyor yani. Orası mahrem bir yer olduğu için, mesela kulağımdan olsa olmazdı. Aslında çok rahatımdır, ama o gün çok kötü hissettim. Beş dakika sürüyor ama çok kötü, ne bileyim böyle çıplaksın… tamamen çaresizsin o an yapacak bir şey yok. Haydarpaşa Numune Hastanesi’nde yaptırdığım kolposkopik biyopsi sürecimde hiç kötü olmadım çünkü orada sedasyon verdiler, kısa bir süre sonra uyandım ne ağrım vardı ne bir şeyim. Çok rahattı, orada da bir ameliyat odasına giriyorsun ve on kişi odada falan ama sonuçta üstün kapalı ve uyutuluyorsun. Tabii şu hareket de önemli (el işareti ile gösteriyor) tamam geçti her şey yolunda demek, belki biri dese daha mı iyi olurdu ya da doktordan mı bekliyoruz bilmiyorum.

Kadın hastalıkları alanında hastanedeki çalışan personel ya da hasta yakını erkeklerden rahatsız olan çok kadın var, sen ne hissettin?

Erkekler beni rahatsız etmedi, hiç kimsenin tuhaf bakışıyla karşılaşmadım. Bir tek içerideki sekreter adam rahatsız etti, aslında bana yan gözle baktığını bile hissetmedim. Benim tekerlekli sandalyede montum vardı hemen arkasını dönüp itti ama sekreter kadın olsa daha iyi olur, mesela biri bayılsa falan çıplak olsa… sanki daha rahat eder diye düşündüm kendi adıma.

Ama benim için çok sorun değil gerçekten beyefendi çok kibardı, beni öyle görünce kafasını çevirdi döndü mesela…

Mesela genelde (sosyal medyada hastaneye dair) yorumlarda erkekleri istemiyoruz diye şikayet etmişler, onlar beni çok rahatsız etmedi ama teyzeler ablalar daha çok rahatsız etti. Bana, bunun yaşı küçük bunun burada ne işi var diye bakıyorlardı… Validebağ’da da (hastaneden) çıkışıma yakın bir teyze ile kızı geldi beni sorguya çekmeye başladılar… attım bir şeyler. Kolposkopiyi kolonoskopi anladılar. Öyle anlamaları da benim daha çok hoşuma gitti. Fakat bana öyle sorular sordular ki ne teşhiş koydular, niye o teşhisi koydular vs. soru üzerine soru… ben artık böyle türlü bahanelerle odadan çıkmaya başladım ya da şey teyzeler oluyor, e siz bekarsınız nasıl muayene olacaksınız falan diyor mesela. E sana ne yani, ben artık cevabımı veriyorum. Bizi çok utandırmışlar çocukken. Hani hiç kimseye cevap veremez… hani kimseyi kırmayım ayıp olmasın kafasında ama şimdi şey yapıyorum… “pardon da bu konu sizi ne ilgilendirir?” diyebiliyorum yani.

Peki sonra ne oldu?

Zeynep Kamil’deki patoloji sonucum 18 gün olmasına rağmen hâlâ çıkmadı. Sürekli e-nabıza girip bakıyorum. Gerçi doktor dedi ki ben burayı iyi görmüyorum gerilese bile mutlaka Leep ol. Hatta bu zamana kadar neden beklediğime bir anlam veremedi. Süreyi de uzattıkça durum daha çok kaygılandırıyor. Ertelememeye karar verdim. Sonucumun çıkmasını beklemeden Leep için Haydarpasa Numune’den gün aldım. Anladım ki bunu mutlaka yaptırmam gerekiyor.

Cinselliğe bakışın değişti mi?

Bu süreçte hiç cinsel ilişkiye girmedim. Eylül’de gittiğimde birisiyle görüşmeyi kesmiştim daha sonra da birisi olmadı hayatımda. Şubat’ta da bunu öğrendikten sonra tekrar buna (HPV) maruz kalırım diye korktum, ayrıca o kişide yoksa bile ona bulaştırırım o da gider başkasına bulaştırır diye korktum. Ama en son gittiğim doktor aşılarını yaptır dedi, ama o da yüzde yüz korumuyormuş, nasıl olacak bu iş anlamadım.

Birkaç podcast dinledim, bu arada gerçekten yaptıramayanlar var. Elimde imkan olsa böyle bir şey başlatırdım, imkanı olmayanlara aşı kampanyası gibi, askıda aşı gibi. Belediye başlattı ama o belirli bir yaşa kadar… Ben olsam çocuğumu zorla götürürüm, arkadaşıma götür diye yalvarıyorum. En son gittiğim doktor zaten Türkiye’nin yüzde 80’inde bu virüs var. Böyle bir şey yapmana (cinsellikten uzaklaşmana) gerek yok dedi. CİSAM[4] bana hastalarımızın cinsel hayattan kopmasını istemiyoruz dedi.

Bu konuyla ilgili sosyal medyada da paylaşım yapıyorsun.

Bu hastalık bilgisini ne kadar insan varsa paylaşmaya çalışıyorum. Neredeyse broşür yapıp gittiğim barlara falan dağıtmak istiyorum. Çünkü orada panolar falan var ya, en okunabilir yerlere. Ama çok basit şeyler yazacak, HPV yazısı falan yazacak. O kelimeyi bile (HPV) okuması bir şeydir. Bu arada koskoca podcast alanında iki tane kayıt var. Yabancı kaynak var ama Türkçe yok.

Şu an tedavi süreci nasıl gidiyor?

Tedavi süreci 2024’ten beri uğraşıyorum… Bir de tabii ben uzattım, direkt Leep olsaydım iyi olacaktı. Benim kaygı eşiğim biraz yüksek. Bir sakinleştiriyorum kendimi, bir kaygılanıyorum, sürekli dalgalanıyor. Mantıklı tarafım gideceksin ve bitecek diyor ama öbür tarafım ya böyle olursa diyor… kaygı zaten öyle bir şey.

Fiziksel acıdan dolayı mı çekindin ya da geciktirdin?

Benim her şeyi düşünen bir yapım var, iki gece orada kalacağım, kediye kim bakacak, hastanede kalırsam odaya nasıl birisi gelecek vs. her şeyi düşünüyorum aslında ameliyatı değil o süreci düşünüyorum. Tabii sonrasını da düşünüyorum. Çünkü anestezi, sedasyondan sonra tuhaf bir psikoloji ile uyandım. Bu süreci yalnız geçirdiğim için… belki aileden birisi bu süreçte olabilseydi daha farklı olurdu.

Çevrende bunu paylaşacağın, destek alabileceğin insanlar var mıydı?

Çok fazla kişiyle görüşmediğim bir dönemimdeyim. Bir tane arkadaşım var ama o da evli falan, bir de yalnızlığa çok alışmışım. Yalnız başıma halletmeye alışmışım. Belki desem gelecek ama o demeden ben demiyorum mesela ya da o gelse ne olacak ki diyorum. Ne fark eder diyorum, halbuki öyle değil. Ben aslında paylaştıkça rahatlıyorum. O konularda biraz rahatım ama… aileme söyleyemem, biraz muhfazakârlar. Benim söyleyebileceğim aynı yaşlarda kuzenim de yok hepsi büyükler ve burada değiller.

Ailene böyle bir şeyi söylesen nasıl tepki verirlerdi?

Mümkünatı yok, benim annem babam hacı bu arada. Şöyle söyleyeyim benim hayatımda hiçbir şeyi bilmiyorlar ki bu çok üst düzey bir şey. Ben dışarı çıkıyorum ama, onlara göre, en fazla çay içiyorum dışarda… ama eğer kanser falan olsaydım onu da söylemezdim yani sonuçta… bir de şöyle bir şey var, onlara söyleyebilseydim de söylemezdim çünkü gelmişler 70 yaşına, kendine hayrı yok… Hastaneye gelse çok faydası olmaz, boşuna kaygılanır. Bir arkadaşım hastaneye uğrayacak. Ben kendi işimi kendim halletmeye alışık olduğum için kimseden de bir şey istemiyorum.

Linkler

“Kim Korkar HPV’den” (bilgilendirici yazı): https://catlakzemin.com/kim-korkar-hpvden/

Sağlık Bakanlığı (bilgilendirici broşür): https://hsgm.saglik.gov.tr/depo/birimler/kanser-db/Dokumanlar/Afis_ve_Brosurler/sb_serviks_kanseri_brosur_baski.pdf

https://hastane.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/365/2024/07/Rahim-Agzi-Kanserinden-Korunma-Yollari-Hpv-Asisi-Hasta-Bilgilendirme-Brosuru.pdf

Kaynakça

Akın, A. ve Topal, E. (2018) Dünyada ve Türkiye’de Servikal Kanserlerin Eliminasyonu Hayal mi, Gerçekleşebilir mi? Ankara: Başkent Üniversitesi Yayınları.

Morse RM, Brown J, Gage JC, Prieto BA, Jurczuk M, Matos A, Vásquez Vásquez J, Reátegui RR, Meza-Sanchez G, Córdova LAD, Gravitt PE, Tracy JK, Paz-Soldan VA; Proyecto Precancer Study Group (2023). “Easy women get it”: pre-existing stigma associated with HPV and cervical cancer in a low-resource setting prior to implementation of an HPV screen-and-treat program. BMC Public Health. 23(1): 2396.

[1] Kolposkopi, rahim ağzının yanı sıra vajina ve vulvanın kolposkop adlı bir cihazla incelenmesine yönelik tıbbi bir teşhis prosedürüdür. Kolposkop, rahim ağzını (serviksi) 3-40 kez büyüterek incelemeye yarayan çift gözlü bir mikroskoptur. Kolposkopik işlem sırasında rahim ağzında çıplak gözle görülemeyen kanser öncüsü lezyonları saptanabilir, parça alınarak biyopsi yapılabilir. Kolposkopik biyopsinin temel amacı kanser öncesi lezyonları erken tespit edip tedavi ederek rahim ağzı kanserini önlemektir.

[2] LEEP nedir? Leep konizasyon olarak da adlandırılır. Loop Elektrocerrahi Eksizyonu Prosedürü’nün kısaltmasıdır. Rahim ağzı kanserinde öncü hücreleri tespit etmek için yapılır. Rahim ağzındaki hücre değişimini / bozulmasını tespit için kolposkopi ve biyopsi yapılır. Bu işlem sonucunda Cin1, Cin2 ve Cin3 olarak tanımlanan kanser öncesi lezyon tespit edilen hastalarda cerrahi olarak hem tanı hem de tedavi için uygulanan cerrahi bir işlemdir. Sıcak konizasyon (LEEP) işleminde anestezi altında özel bir aletle rahim ağzının belirlenen bölgesi kesilerek çıkartılır, tıraşlanır.

[3] Jinekolojik onkoloji yani jinekolojik hastalıklara bağlı kanser hastalıkları bölümü çok az hastanede mevcut. Zeynep Kamil bu alanda İstanbul’daki sayılı hastanelerden birisi.

[4] Cinsel Sağlık Üreme Sağlığı Bilgilendirme ve Danışmanlık Merkezi (CİSAM) https://sosyaldestek.kadikoy.bel.tr/birimler/cinsel-saglikureme-sagligi-bilgilendirme-ve-danismanlik-merkezi-cisam

Bir cevap yazın

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.