Merhaba Femihat
Benim problemim asırlardır biz kadınların peşini bir türlü bırakmayan kızlık zarı ve bekaret problemi üzerine. Şahsen ben bakire değilim, birden fazla erkekle de birlikte oldum şimdiye dek. Eğer bu sırrı beni tanıyan insanlar bilseydi, çoğu beni fahişe olarak damgalar ve benimle bütün iletişimini keserdi bundan da eminim. Zaman zaman medya ve insanların kalıplaşmış düşüncelerinin etkisi altında kendimi kötü kadınmış gibi hissedebiliyorum. İleride hiçbir erkeğin bu “problem” yüzünden benimle evlenmek istemeyebileceği düşünebiliyor ve gereksiz bir hüzün kaplıyor içimi. Sanki bizler eşyaymışız gibi davranıyor insanlar bize, kadınlar dahil. Biriyle sevişince ikinci el oluyoruz ve piyasamız düşüyor. Geçen gün bir televizyon programında dahi güya evlilik danışmanı olan kadın “Evlilik öncesi her türlü yakınlaşmanın (yakınlık dediği de birisiyle sevişmek, o kadar ayıp ki onu dahi diyemiyor) bizim örf ve adetlerimiz ile bağdaşmadığını ve evlenirken bu hususun sorun çıkartacağını, evden “tertemiz”, “telli duvaklı” çıkmamızın en iyisi olduğunu (sanki kirlenmişiz gibi) belirtti. Kadına çok sinir olmama rağmen dediklerinden etkilenmemenin bir yolunu bulamadım ve yarım günüm üzülerek, kendime acıyarak geçti. Kaybolan zaman! Çok uzattım Femihat, sorum şu. En yakınımızdan en uzağımızdaki insanların cinsiyetçi söylemleri neticesinde bu şekilde hissetmekten çok yoruldum. Bu tuhaf hisle nasıl baş edebilir ve bu hisse nasıl karşı koyabiliriz?
Rumuz: not a virgin
Merhaba sevgili not a virgin,
Sana Virginia diyebilir miyim 😉
Mektubunun son cümlesinde bekaretle ilgili kötü hislerine nasıl karşı koyabileceğini sormuşsun. Sanırım önce bu kötü hisleri inkar etmeyip adını koyarak, içine atmayarak. Sen de öyle yapmışsın zaten; hüzün üzüntü kirlilik değersizlik, beğenilmeme kaygısı gibi duygularından bahsetmişsin. Mektubunda bana içini açtığın için teşekkür ederim. Öncelikle “Kırmızı bantlı bisküvi paketi miyim ben!” isyanının kadın sağlığına her zaman çok iyi geldiğini söylemek isterim. Kadın cinselliğinin utançla, korkuyla bedenselleşerek kurulması ne yazık ki sadece yaşadığımız ülkeyle sınırlı değil. Bütün kültürlerde ve coğrafyalarda çok sık rastlandığı için neredeyse olağan, sıradan ve meşru kabul edilen bir durum. Diğer yandan feminist tarih bekaret kontrolü uygulamalarına karşı nice eylem ve mücadeleyle dolu.
Bu tuhaf hislerle nasıl baş edebileceğine gelince, öncelikle doğru bilgilenerek diyeceğim. Güvenilir ve içine su serpecek bilgi kaynaklarına ulaşmak, cinsellik söz konusu olduğunda internet çağında bile bazen zor olabiliyor. Bu yüzden kolay anlaşılır, akıcı dili olan Türkçe bilimsel kaynaklardan hemen buraya bir tane bırakıyorum.
Bilgilenip aydınlanmak her zaman kötü hisleri bir çırpıda geride bırakmak anlamına gelmiyor tabii. Tam tersine yeni ufuklar, yeni mücadele alanları keşfetmek, yeni sorular sormak, bağlar kurmak demek oluyor. Ufkumuza başka kadınlar giriyor, Jeanne d’Arc gibi bazılarının hikayesi asırlar öncesinden. 20 yaşına varmadan çeşitli nedenlerle (üniversite masraflarını karşılamak, ailesine para göndermek, küresel ısınmaya dikkat çekmek, vs.) bekareti yüksek miktarda para karşılığı online satışa çıkaran ajanslar. Kızlık zarı dikimi ameliyat piyasası… “Sevişmek” demekten utanan, sevişen kadınları utandıranlar televizyonda ve her yerde. Bir kadının kendini sevmesinin devrim olduğunu, bedenimiz emeğimiz ve kimliğimizin bize ait olduğunu, kimseye bekaret ve çocuk borcumuzun olmadığını sık sık hatırlamak ve hatırlatmak gerek. İyi duygular hareket ettikçe, kervan gibi yolda düzülüyor.
Madem konumuz bekaret, toplumun kadınlardan beklediği “cinselliğin bekçileri olma” (sexual gatekeepers) rolünden de bahsedelim. Feminist aktivist Jaclyn Friedman’ın “bekçi modeli” adını verdiği bu “rıza” modelinde; erkek cinselliği başlatır, kadın giriş izni verir ya da vermez. Nokta.
Geleneksel olarak evlilik içinde kadın erkeğe “seks izni” verir, karşılığında korunma, gelir, statü, vs. elde eder. Ancak bu cinsel ilişki kalıbı evlilik dışında gerçekleşen cinsel ilişkilerde de sürer. Erkekler keyif için sevişirken kadınların istediklerini elde etmek için – sevgi, evlilik, terfi hatta hayranı olduğu ünlü biriyle bir gece geçirme şansı için- seviştiğine inanan zihniyet, genellikle, bir erkek bir kadınla sevişme iznini bir kere aldığında istediği hemen her şeyi yapabileceğine de ikna olmuştur. Evlilik içi tecavüzün varlığı yasal olarak çok yakın tarihlere kadar suç sayılamadı çünkü evet demek “kadınlık görevi”ydi. Halen “Hayır hayır demektir”le boğuşan bir toplumda rızanın “Evet evet demektir” şeklinde yeniden kavramsallaştırılması da zor oluyor. Kadınların cinsel hazzına saygı duyulduğunda, “razı” olmanın ötesinde cinsellikten haz almayı beklediği kabul edildiğinde, bekçilik modeli de çöker. Kadınların seksi başka bir şey elde etmek için erkeklere “verdiği” şeklindeki zihniyetin modası geçeli çok oldu. Konu cinsellikse kadınlar sadece “evet” ve “hayır” diyebilen pasif varlıklar değil, bir bekçiden çok daha fazlası (Yes Means Yes, 2008). Karşılıklı tutkuya razı olan, sadece “evet” cevabı için sorular sormayan, kadının hazzına odaklanan bireylerle sevişmek evlilik içinde de dışında da iyi gelir. Kadınlar özgür olsa dünya yerinden oynamaz mı sence de? Hoşçakal sevgili Virginia.
Merhaba,
Genelde toplumsal ve sosyal açılardan degerlendiriyoruz bekâret, kadin olmak mevzularini. Kadin ya da erkek olmak zaten bizlere atanmış birer sifat yalnızca. En çok üzüldüğüm nokta şu; bilimin bu konuda pek sağlıklı şekilde kullanılamıyor olmasi. Çünkü çok az insanin erişimine açık aslinda bilim, bilimsel açıklamaları anlayabilmek ve uzerine bir seyler katabilmek için bir temel gerekiyor ve bu temele sahip olmak ya da devaminda bilimle ilgili olmak için motivasyon ve maddi güç gerekiyor.
13 yaşında mastürbasyon yapmaya başladım ben, bedenim bunu istiyordu ancak çevreden sürekli bekaret konusunda, kadin bedeninin dokunulmazlığı konusunda sozler işitiyordum. Bilimle ilgilenen bir cocuk olduğum için çoğunlukla bu sözleri duydugumda, içimden hepsine “gerizekalisiniz.” diyordum. Bedenimin ihtiyaç duyduğu bir sey yanlış olabilir mi? Bana yemege, icmeye, sevismeye ihtiyacim var diyen bir bedeni neden görmezden geleyim, böyle düşünüp mastürbasyona gizli saklı devam ediyordum. 🙂
ilk 23 yasinda sevistim ben, yillar sonra onemsemedigimi dusundugum bu sözlerin beni baska insanlara yaklasma konusunda duraksattigini ve cinsel ihtiyaclarimi kendi kendime karsilama yoluna ittiğini farkettim. Yani bu sozlerle o kadar muhatap olmak istemiyordum ki, kimseyle sevismedim 23 yasina kadar. Bu yillarin kayip yillar olduğunu çok düşündüm ama bir taraftan da masturbasyon yaparak bedenimi çok yakindan tanidigimi, neyden haz aldigimi anlama konusunda bir avantaja dönüştüğünü farkettim bu durumun.
Bekaret bir zincir, anlamsiz ve tamamen kadinlar uzerinde hüküm sürmek icin uydurulmus bir masaldan baska bir sey degil. Dogustan bakire olmayan birçok kadin öldürüldü hem ulkemizde hem de dunyada.
Cinsellik bir ihtiyaçtır, biyolojik bir ihtiyaç ve bu ihtiyacı hapsetmek korkunç bir yük yaratiyor insanda. Bedeninden sana durmadan seslenen bir güdüyü tahakküm altinda birakmamak gerekir. Onu serbest birakmak gerekir bence.
Bilimsel açıdan soylemek gerekirse, toplum tarafından erkek olarak kodlanmis insanlarin ne denli ihtiyaci varsa cinsellige, kadinlarin da o denli ihtiyaci var. Yemek ve su gibi. Bizler kadinlar olarak, boslukta yuzen ruhlar değiliz, insaniz, temelde hayvaniz ve cinsellik biyolojik olarak bir ihtiyaçtır. Bu açıdan bakmaniz da belki yardimci olabilir.
Bir baska nokta ise “ekonomik özgürlük”. Benim kardesim var, kadin o da. Ona senelerce baski kuran aile üyeleri bana tek kelime edemedi. Çünkü ekonomik özgürlüğüm vardi. Çırılçıplak arkadaşlarımın yaninda oturdugumu, ibne olduğumu bile söyledim ailedekilere. Susmak dışında bir tek tepki veremediler.
Kardesimin kizlari var, annemlerle konuşurken, açıkça ifade ediyorum cocuklari rahat birakmalari gerektigini, cinsel olarak istekleri olabilecegini ve bunun son derece normal olduğunu anlatiyorum. Inanin, beni dikkatle dinliyor artik evdekiler. Bir daha soyleyecegim, cunku ekonomik özgürlüğüm var, beni bir kiskaca alamayacaklarinin çok farkindalar ve kabul ettiler bu durumu. Ekonomik özgürlüğümüz için mucadele etmemiz gerekiyor bence. Cinsel özgürlüğümüzün önündeki engellerden biri ekonomik özgürlüğümüzün olmamasi.
Kirli olan bizler degiliz, toplumdur. Yemek yemek, su içmek, sevmek, sevilmek, dokunmak ne kadar ihtiyaçsa cinsellik de ihtiyaçtır. Sevişmeyi utanç verici bulanlar, kadinlarin kirlendiğini düşünenler utansin. Asil bunu dayatanlar utanmali, aptalliklarindan ve kustahliklarindan, benim bedenim hakkinda soz hakkina sahip olduklarini sanmalarindan utansinlar.
Ben toplumun malı degilim, parcasiyim. Toplumdan beni ayiran bir bedenim ve dusuncelerim, duygularim var. Sevismek de en dogal hakkim. Hepimizin hakkidir sevismek.
6 yasinda annem bana bekareti anlattigi o ilk gun, tuvalete gidip kendimi parmakladim. Oylesine bir yuk hissettim ki uzerimde, o zardan kurtulmak istedim. Saniyorum ki esnek olduğu için kurtulamadım, 23 yasinda kurtuldum kendisinden. Bir cocuga daha nasil bir kötülük yapilabilir..
Bu duygulari sana hissettirenler utansin Virginia, boyle aptalca bir seye inananlar ve kadınları kirlenmis olarak algilayanlar utansin. Ben bu kadar aptal, küstah ve beyinsiz olsam utanırdım açıkçası. Arsiz toplum, rezil toplum…
Bunlari da not olarak birakiyorum, kadinlik ve erkeklik birer kurmacadir, toplumsal birer sifattir ve herbirimize istedigimiz disinda atanmistir. Kadin- erkek seklinde bir tanim, keskin bir çizgi yok biyolojimizde. Cinsellik, sevismek bir ihtiyaçtır ve dünyanın en doğal istekleridir.. kadinlar boyle davranmali, erkek boyle olmalı, kadin seks istemez, kadin icin gorevdir diyen herkesin suratina kitap carpacagimiz gunler de gelecek.. inaniyorum ki, bilim, zincirlerinden bir gün kurtulduğunda bu kurmacaya bir cevap verecektir. Bilim vermezse de bu cevabi biz veririz.. Çünkü yeter artik!
https://en.m.wikipedia.org/wiki/List_of_related_male_and_female_reproductive_organs
http://www.5harfliler.com/orgazminizi-nasil-olurdunuz/
https://youtu.be/-wmjhbpbqxY