Aile içi Şiddete Son Kampanyası’nı yürüten kadın grupları, Kadından Sorumlu Devlet Bakanı Işılay Saygın’ın son günlerde ardı ardına yaptığı “bekaret kontrolü”nü savunan açıklamalarını protesto etmek üzere, 7 Şubat 1998 Cumartesi günü, Taksim Meydanı’nda bir basın açıklaması yaptı.
Yapılan açıklamada; “Bekâret kontrolünü bu kadar candan destekleyen, bekâret kontrolü yüzünden intihar eden kadınların intiharını ‘ediyorsa edecektir’ diye adeta normal karşılayan; ‘üç-beş intiharı’, ‘önemsiz birşey’ olarak tanımlayan, en cinsiyetçi, en maço, en sert, en hoşgörüsüz haliyle, hem ‘baba’ hem de ‘koca’ olduğunu gayet iyi bildiğimiz devletin ‘baba’lığını bir kez daha ilan edip savunan, kendisi de içinde olmak üzere, hâlen evli olmayan tüm kadınları ‘özel hayatı’ bile olmayan bir garip yaratıklar olarak gören, “Kadınlar politikada eşit düzeyde temsil edilmek istiyorlar. Yoksa diğer şeylerde önemli bir sıkıntının olduğuna inanmıyorum” diyebilen birinin ‘Kadın Bakanlığı’ koltuğunda neden oturduğunu anlamak mümkün değil” denildi. “Işılay Saygın’ın kadınların hayatını cehenneme çeviren bu sorunları çözme iddiasındaki ve kadınların yıllar süren mücadelesi sayesinde kurulmuş olan bu bakanlıkta bir dakika bile kalmasını istemiyoruz” diyen kadınlar Işılay Saygın’ın derhal istifa etmesini istediler.
9 Şubat 1998 tarihinde “Bekaret Kontrolüne Karşı Kadın İnisiyatifi”, Işılay Saygın’ın yürütücülüğünü yaptığı Ankara Üniversitesi’nde yapılan “Kadına Yönelik Şiddete Hayır” konferansına giderek “Işılay Saygın istifa” dövizlerini açtılar.
Işılay Saygın ne demişti?
Kadından Sorumlu Devlet Bakanı Işılay Saygın, 27 Aralık 1997’de Yeni Yüzyıl’da yayımlanan röportajında gazeteci Neşe Düzel’in bekaret testi ve ilgili intiharlar konusundaki sorularına şöyle yanıt vermişti:
N.D: Kaç genç kız bekaret kontrolü yüzünden intihar etti bu ülkede?
– Ediyorsa edecektir.
N.D: Bakire oldukları halde bu utanca dayanamayıp intihar ettiler.
– Bence o kadar önemli bir şey değil o. Üç tane, beş tane. Caydırıcı olsun diye bazı kurallar koymak, terbiye vermek lazım. Böyle bir diyaloğa girmesin erkekle.
N.D: Bekaret testi bütün genç kızlara uygulanıyor.
– Uygulansın canım ne olacak. Annesi babası, çocuğuna gereken uyarıyı yapsın; çocuk da hareketlerini ona göre ayarlasın.
Işılay Saygın, bekâret kontrolü ve zina suçu konularında kendi görüşüne katılmayan Başbakanlık Danışmanı Selma Acuner’in ardından Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürü Demet Dörtlemez’i de görevden aldı. Selma Acuner, görevden alınma nedeninin Saygın ile aynı düşünceleri paylaşmamaktan kaynaklandığını söyledi. Acuner, Saygın’ın talimatıyla görevden alınmadan önce de hakkında soruşturma açıldığını kaydetti. Bekâret kontrolü ve zina tartışmaları sırasında Saygın ile ters düştükleri için tasfiye edildiğini belirten Acuner; Bakanın “Onu görevden ben almadım. Başbakanlıkça alındı” sözleriyle kendini savunduğunu, ancak bakanın talimatı olmaksızın bunun yapılamayacağını belirtti.
Türkiye’de bekaret kontrolleri, uzun yıllar boyunca kadınların bedenleri ve cinsellikleri üzerinde kontrol mekanizmalarından biri olarak, hem aile hem de devlet tarafından kadınlara uygulandı. Bekaret kontrollerinin son bulması için kadınlar çok sayıda eylem yaptı. Çok sayıda kampanya yürüttü. 28 Aralık 1988 tarihinde yapılan Genelkurmay’ın kadın memurlara bekâret kontrolüne protesto, 19 Haziran 1990 tarihinde Ankara’da başlatılan “Bekâret Kontrolüne Hayır” kampanyası, 1992 yılında Ula ve Simav’da iki öğrencinin bekaret kontrolü sonrası intihar etmesi dolayısıyla yapılan protestolar ve yine 1992’de Boğaziçi Üniversitesi Kadın Grubu tarafından başlatılan kampanya, 31 Ocak 1995 tarihinde Ortaokul Kurumları Ödül ve Disiplin Yönetmeliği’ne “iffetsizliği tespit edilmiş” olmanın örgün eğitimden uzaklaştırılma nedeni olarak girmesine karşı eylemler...
Bekâret kontrolleri uzun yıllar kadınlar üzerinde bir baskı olarak devam etti. Nihayet, 21 Ekim 1998’de Adalet Bakanlığı, bekâret kontrolünün ancak takibi şikâyete bağlı suçlarda, mağdurun rızası alınarak, “ırza geçme” gibi resen takip edilen suçlarda ise ancak hâkim kararı ile ve gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde cumhuriyet savcısının yazılı izni ile yapılabileceğini belirten bir genelge yayınladı. 5 Ocak 1999 tarihinde Adalet Bakanlığı bekaret kontrolünde sınırlamayı da içeren bir genelgeyi daha yayınladı. Bakan Hasan Denizkurdu imzasıyla “Otopsi işlemlerinde fotoğraf çekilmesi ve vajinal veya anal muayene” konulu genelge, tüm savcılıklara gönderildi.
26 Şubat 2002 tarihinde, “Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Ödül ve Disiplin Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” Resmi Gazete‘de yayınlandı ve örgün eğitim dışına atılma gerekçelerinden “İffetsizliği tespit edilmiş olmak, herhangi bir kimsenin iffet ve namusuna tecavüz etme” maddesi yani bekaret kontrolünü meşrulaştıran madde yönetmelikten nihayet çıkarıldı.
2005 yılında yürürlüğe giren Türk Ceza Kanunu (TCK) bekaret kontrolünü doğrudan suç olarak tanımlamadı. TCK Kadın Platformu’nun yoğun itirazlarına karşın, yasada “bekâret muayenesi” ifadesi kullanılmayarak “genital muayene” kullanıldı. Yeni TCK, bekâret testlerini yetkili hakim ya da savcıların inisiyatifine bırakırken, kanunda yer alan “Reşit Olmayanla Cinsel İlişki” maddesi de (Md. 104), yeni bekâret kontrollerine zemin hazırladı. Yasaya göre, maruz kalanın onayı olmaksızın hakim ve savcılar “genital muayene yapılması” kararı verebiliyorlar. Yetkili hâkim ve savcı kararı olmaksızın kadınları genital muayeneye gönderen veya bu muayeneyi yapan kişiler hakkında üç aydan bir yıla kadar hapis cezası getirildi. (Md. 287).
Aile içi Şiddete Son Kampanyası: Aile içi Şiddeti Önleme Yasası’nın bir an önce çıkarılması için 8 Mart Kadın Platformu, Evde Çalışan Kadınların Örgütlenme Girişimi, Feminist Kadın Çevresi, Jiyan Kadın Kültürevi, Özgür Kadın Derneği, Kürt Kadav, Jujin dergisi ve tek tek kadınlar tarafından 25 Ekim 1997 tarihinde başlatıldı. Kampanya, 4320 sayılı “Ailenin Korunmasına Dair Kanun” 14 Ocak 1998 tarihinde TBMM’de kabul edildikten sonra da bir süre faaliyetlerini sürdürdü.
4320 sayılı yasanın geliştirilmiş hâli olan 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Yasa, 300’e yakın kadın örgütünün üye olduğu Şiddete Son Platformu’nun 2011 ve 2012 yıllarında ortaya koyduğu yoğun çabalar ve katkılarla 8 Mart 2012 tarihinde kabul edildi.
http://www.pazartesidergisi.com/pdf/32.pdf s. 12