Kadınlar olarak birbirimize cinselliğimizi anlatıp danışabilseydik bazı şeyler için kısa sürede aksiyon alabilir miydik? Erkek partnerlerimizin cinsel manipülasyonlarından korunmanın yolu deneyim paylaşımından geçiyor.
Kadınların bir araya geldiğinde ettiği tüm sohbetlere bayılıyorum, çünkü birbirimize dertlerimizi, kaygılarımızı, sevinçlerimizi ve diğer her şeyi anlatırken deneyim aktarımının ne kadar önemli olduğunu görüyorum. Özellikle cinsel deneyim aktarımı benim için çok değerli çünkü ergenliğimde Haydar Dümen pek yararlı olmamıştı:) Ergenliğimde, etrafımda sadece adet düzenini anlatacak kadınlar vardı. Aslında kadınlar dediğime de bakmayın, sadece annem vardı. O yüzden birçok şeyi kendim araştırmak zorunda kaldım, yanlış birçok şey öğrendim ve etrafımda “Bu gerçekten doğru mu?” diye sorup teyit edebileceğim kimse yoktu, sanırım o zamanlar sormaya da çekinirdim.
Kapsamlı bir cinsel eğitim almamış olsam da basılı veya online kaynaklarla ergenlikte yaşadığım bilgi eksikliğini hâlâ gidermeye çalışıyorum. Şu an 26 yaşındayım, bedenime ve cinselliğime dair sürekli yeni şeyler öğreniyorum. Etrafıma baktığımda bu durumun herkeste farklı olduğunu görüyorum. Arkadaşlarımla, özellikle cinsellikle ilgili sohbetlerimizde, deneyimlerimizi yüceltmeden ve kesin bir şekilde doğru olduğunu düşünmeden, düşündürmeden deneyim aktarımında bulunuyoruz. Yaşadığımız toplum bizi tabular ve ahlakla sarmalamışken, seks-negatif bir etki yaratmadan cinsel deneyim aktarımı yapmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Arkadaş ortamındaki bu aktarımın, cinsellikle ilgili denemelerde veya cinsellikte ortaya çıkabilecek manipülasyonlara dair önceden fikir edinmemize yarar sağlayacağını vurgulamak istiyorum.
Cinsellik insan olmanın içkin bir parçası; hepimiz cinselliğimizi, cinsel yönelimimizi ve toplumsal cinsiyet kimliğimizi nasıl ifade edeceğimize kendimiz karar verebilmeliyiz.[1] Fakat patriyarkanın toplum aracılığıyla, cinsel davranışlarımızı ahlaki değerler ve kurallarla kontrol etmesi, kadınların birbiriyle olan sözlü paylaşımını da etkiliyor. Kadının cinselliğine dair anlatacakları birçok etiketle anılmasına yol açacağı için, özellikle lise yıllarında sözlü cinsel deneyim aktarımını olanaksız kılmakta. Bu düşüncem özellikle kendi lise dönemimdeki deneyimlerime dayanıyor. Lisede aktif cinsel hayatı olan arkadaşlarım “orospu” ve “kaşar” gibi gözükmemek için, özellikle yaşadıklarını gizlemeyi tercih ederdi. Erkekler hakkında sohbet ettiğimizde pek değinmediğimiz konular olduğunu şimdi fark ediyorum. Elbette böyle olmayan deneyimler de vardır, ama bir yerlerde benimle ortak deneyimi yaşamış olanlar ve yaşayanlar bahsetmek istediğimi daha iyi anlayabilir. Bunun eksikliğiyle aklıma “Acaba birbirimize belirlediğimiz kadarıyla cinselliğimizi anlatıp danışabilseydik, bazı şeyler için kısa sürede aksiyon alabilir miydik?” sorusu geldi. Özellikle ilk cinsel deneyimimizi yaşarken bizden daha bilgili olduğunu düşündüğümüz partnerimize göre şekillenip, cinselliğimizi onun için yaşamış olabilir miydik? Çünkü toplumsal cinsiyet bizim yerimize, nasıl bir cinsellik yaşamamız gerektiğini ve cinselliğe dair nasıl bilgileneceğimize karar verir. Özellikle ergenlik döneminde, cinselliğe dair bilgi kaynağının sınırlı olması, bahsinin ayıp olması ve konuşanın kaltak utandırmaya (slutshaming) maruz kalabilmesi, kişilerin cinsel gelişimini ve bilgi akışını etkiler. Çünkü cinsel yaşam hakkımız üzerinde bizden çok başkalarının sözü ve kararı vardır! Cinsellik heteronormatif bir çizgide kadın-erkek için vajina ve penisin birleşimi ile tanımlanmış ve onaylanmıştır. Belli tutumlar, davranışlar, sorumluluklar ve beklentiler etrafında şekillenmesi gereken bir birleşmedir; bu sayede de patriyarkal ilişkinin sürdürülebilirliği sağ salim devam edebilir. Tüm bunların ışığında ortaya çıkan patriyarka ile öğrenilmiş/öğretilmiş cinselliğin kadınlar üzerinde eril olanın hazzına önem veren bir tutum oluşturduğunu düşünmekteyim.
CETAD’ın Kadın Cinselliği Bilgilendirme Dosyası’nda yer alan Bekaret başlığında “Kadın hep bilir ki, o ‘ilk gece’ sadece kendisi için ilk gecedir. Kocası en azından para karşılığında daha önce bir başkasıyla sevişmiştir. Dolayısıyla bu yüceltilen ‘ilk’ ve ‘özel’ olma durumu sadece kadın için geçerlidir, erkek için değil. Birbirini tanımayan ve gerdek gecesi tanışan bir çift için cinsel performans beklemek gerçekçi değildir” diye yazmakta. Aynı yargıları evlilik öncesi yaşanan cinsel ilişkiye de uyarlayabiliriz. Kadının ilk deneyimine karşılık, cinselliğini toplum sayesinde daha özgür ve kolay yaşayabilen, hatta deneyiminden dolayı bilirkişi gibi gözüken partner karşısında, cinsel performansımızın manipüle edilemeyeceğini beklemek de gerçekçi olamayabilir. Örneğin ilk cinsel deneyiminizi yaşayacağınız partnerinizin, başka bir deneyimi olmuşsa, falanca şeyleri yapmanızı söyleyip sizi yönlendirebilir. Cinsel birliktelikte elbette denemeler, yönlendirmeler yapılır, ama buradaki yönlendirme, hoşunuza gitmeyecek veya tedirgin edecek şeyler olabilir. Mesela partneriniz sizden oral seks isteyebilir hatta bunun için bir baskı da oluşturabilir ve hoşunuza gitmese bile bunun yapılması gereken bir adım olduğunu düşünebilirsiniz. Cinsel birliktelikte kondom kullanmak istemeyen partneriniz, korunmayı önemsemesi gereken ve korunması gereken sadece sizmişsiniz gibi yönlendirmelerde de bulunabilir. Partneriniz cinsel ilişki esnasında size zarar verecek davranışlar ve sözlü eylemlerde de bulunmak isteyebilir. Bunlara karşılık size, “tatmin etmekle sorumlu” olduğunuzu hissettirip manipüle edebilir ve siz hoşunuza gitmediği halde izin vermeniz gerekliymiş gibi hissedebilirsiniz. Kısacası rızanın böyle durumlarda manipüle edildiğini anlamamış olabilirsiniz. Tam olarak böyle durumlarda kadın arkadaşlarımızla yapacağımız deneyim aktarımlarının önemli bir yeri var. Çünkü yaşamadan önce veya yaşadıktan sonra, yaşanılanın ne olduğunu anlayıp aksiyona geçmek bizleri daha iyi hissettirebilir. Çünkü yaşadığımız duygusal ilişkilerde sömürü ve manipülasyon yoğun bir şekilde yaşanırken bunun cinsel bir boyutu da olabiliyor. Cinsel birliktelikte veya öncesinde partnerimiz kendi istekleri için, doğrularımızı ve kararlarımızı ortadan kaldırmaya dair yöntemler geliştirmiş olabilir. Cinselliğin nasıl olduğu, nasıl yaşandığı bazen çok ileri yaşlara kadar bilinmeyebiliyor, bunun sonucunda kadın kendi cinselliğini ve bedenini tanımayabiliyor.[2] Hal böyleyken zeki partnerimiz “doğru olan veya olması gerekenler” ile bizi hoşumuza gitmeyen, hatta bizi “seks abartıldığı kadar güzel değilmiş” diyebileceğimiz bir noktaya getirebilir. Tarif etmeye çalıştığım cinsel manipülasyonu, psikolojik manipülasyonun (gaslighting) bir yansıması gibi düşünebiliriz. Nasıl ki gaslighting yapan kişi gerçekliğinizi kırıp yerine kendi gerçekliğini inşa ediyorsa, cinsel manipülasyonun da özellikle kişinin ilk deneyimi olmasından faydalanıp kendi isteğini olması gereken şey olarak ortaya koymak olduğunu söyleyebilirim. Bu olaylar illa ilk deneyimimizde de yaşanmak zorunda değil, denemelerimizin farklı evrelerinde de gerçekleşebilir.
“Özel/kişisel olan politiktir” sözünü tekrardan hatırlayarak bahsettiğim manipülasyon şeklinin sadece kişiye özgü olmayıp, politik de olduğunun altını çizmeyi yararlı buluyorum. Çünkü farkına varmasak bile yaşadığımızı içselleştirip devam etmek, patriyarkanın hanesine artı yazacak bir durum oluşturuyor.
1960’ların sonunda ABD’de ortaya çıkan bilinç yükseltme grupları, kadınlara hem yarar sağlayıp hem de örgütlenmeye dair güzel bir yöntem ortaya koydu. Melek Zorlu’nun Feminist Bellek için yazdığı bilinç yükseltme başlığında “Kimi durumlarda farkına bile varılmayan, içselleştirilmiş bir ezilmeden kaynaklanan bu yaralar, farklı biçimlerde açılmış olsalar da, ataerkil sistemin ürünüydüler. Bunun farkına varmak, başka kadınların yaşadıkları ile kişisel yaşantılar arasındaki benzerlikleri görmek ve bunlar arasında bağlar kurmak, ataerkiyi dönüştürmek için önce kendimizden başlamanın ilk adımıydı. Bu anlamıyla bilinç yükseltme grupları kadınlar için bir terapi işlevi de görüyordu” diye yazmakta. Yazının devamında kadınların sık sık bir araya geldiğinde yaptıkları toplu sohbetlerin adeta bilinç yükseltme gibi yaşandığından da bahseder. Özellikle yazımın başında, bir araya geldiğimizde ettiğimiz tüm sohbetlere bayılmamın en önemli sebebi olarak bunu gösterebilirim. Sadece bilinç yükseltmek için bir araya gelmemize bile gerek yok. Zaten bir aradayken yaptığımız paylaşımlar, sohbetler bence bilinç yükselten şeyler.
Sonuç olarak bizi bizden başka en iyi kim anlayabilir? Yaşarken anlam veremediğimiz, yalnız hissettiğimiz veya kaygılandığımız ne varsa, çoğunun çözümü veya anlamlandırılması sohbetlerimizde gizli. Özellikle cinsel olarak manipülasyona uğruyorsak, uğramışsak, bunu ancak ortak deneyimlerimizle gün ışığına çıkarabiliriz. Bir aradayken çözüm üretmek daha kolay. Belki çözümümüz ilişkiyi bitirmek veya bunun değişmesini istiyorsak karşımızdakine bildirmek olabilir veya olmayadabilir. Sonuç ne olursa olsun “erken teşhis” bizi ilişkilerimizdeki manipülasyonlara karşı daha iyi konumlandırır.
https://feministbellek.org/bilincyukseltme/
https://feministbellek.org/cinsellik/
https://dergipark.org.tr/tr/pub/opus/issue/54353/671715
[1] Uluslararası Af Örgütü – Beden Politikaları – Cinselliğin ve Üremenin Suç Sayılması Hakkında Bir El Kitabı
[2] Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği – Bilgilendirme Dosyası 5 “Kadın Cinselliği”