Son yıllarda İngilizcede erkek egemenliğinin kuyusunu kazan ‘bağzı’ kelime ve kavramlar yaygınlaşıyor. Kimilerinin tam Türkçe karşılıkları yok ya da yeni yeni keşfediliyor. Adeta ‘anasözleri’ gibi… Derleyip bir liste yaptık. Bu sözlükte bakalım neler var? 

Manterrupting: Man (erkek) ve interrupt (araya girmek, sözünü kesmek) sözcüklerinin karışımı. Bir kadının sözünün bir erkek tarafından gereksiz biçimde kesilmesi.

Okulda, sınıfta erkekler kızlardan iki kat daha fazla yorum yapıyor. Kadın hekimlerin sözü hastaları tarafından erkek meslektaşlarına göre iki kat daha fazla kesiliyor. Erkeklerin tweetleri iki kat daha fazla retweet ediliyor. Karar alınan grup toplantılarında erkekler, konuşmaların dörtte üçüne egemen oluyor. Sonuçta kadınlar kendilerini daha az konuşabilmiş, daha fazla sözleri kesilmiş, daha fazla dinlemeye zorlanmış buluyorlar.

(Kadınlar konuşurken daha fazla saygı lütfen!)

https://www.jjdigeronimo.com/manterrupting-bropropriating-mansplaining-ways-men-undermine-women/

Mansplaining: Man (erkek) ve explain (açıklamak) sözcüklerinin karışımı. Bir erkeğin bir kadına bir şeyi patronluk taslayarak açıklaması ve bunu kadının görüşlerini hiç dikkate almadığını gösterir şekilde genellikle cümlesini yarıda keserek yapması. Ya da kadının sözünü, açıklama gerektirmeyen bir şeyi açıklamak için kesmesi. Bu eylemlerde, erkek bir konuda kadından daha fazla şey bildiğini varsayar. Açüklamak, erkeklemek, erillemek, sikzah etmek, vd. Türkçe çevirileri var.

(Mesela: “Ahmet, takımındaki kadınlara feminizmin ne olduğunu açüklamaya girişti.”)

http://www.5harfliler.com/yoksa-size-hala-acuklamadilar-mi/

https://catlakzemin.com/mansplaining-ne-demek-cumle-icinde-kullanalim-benim-babam-mansplaining-2/ü

Manspreading ya da mansitting: Man (erkek) ile spread (yayılmak)/ sit (oturmak) sözcüklerinden türetilmiş olan bu kelime, 2015 yılında Oxford İngilizce Sözlüğü’ne dahil edildi. Bir erkeğin, özellikle toplu taşımada seyahat ederken bacaklarını genişçe ayırıp yayılarak, yanında oturan(lar)ın alanını işgal ettiği bir oturma pozisyonu alması demek.

2014’te New York metrosunda başlayan manspreading’i durdurma kampanyası Londra ve Toronto’ya yayıldı. Mexico City’de kadınlara ne yaşattıklarını öğretmek için bir metroya erkeklere mahsus, erkek bedeni gibi şekillendirilmiş “penis koltuğu” konuldu. Haziran 2017’de Madrid’de toplu taşımada manspreading yasaklandı.

Bropropriating: Brother (erkek kardeş) ve appropriate (uygun) karışımı sözcük. Bir erkek kardeşin kızkardeşinin fikri ile kredi elde etmesi, kendine uydurması, üzerine oturması.

Hepeating: He ve repeat (tekrarlamak) karışımı sözcük. Bir kadın söylediğinde hiç dikkat çekmeyen, görmezden gelinen bir fikrin, biraz sonra tıpkısının aynısı bir erkek meslektaş tarafından söylendiğinde övgüler alması ve erkeğin bunu kabul ederek üstüne konması. Türkçe çeviri önerisi “erkrar”.

Manslamming: Bir erkeğin karşı yönden gelen kadını görmezden gelerek ya da yol vermek istemeyerek, kadın zamanında yolunu değiştirmezse ona çarpması (slam).

Manderstanding: Sosyal ortamlarda sadece erkeklerin anlayacağı ya da aynı fikirde olacağı (understand) şakalar ya da dalga geçmekle kadınların kafa karışıklığına uğratılıp dışlanması.

Hexploitation: Cadı (hexe) sömürüsü (exploitation). Hollywood erkek egemen film endüstrisinin aktrisleri yaşlandıkça cadılaştırıp birbirine düşürerek bundan kâr elde etmesi. Bakınız Feud: Bette and Joan

Feminist killjoy: Killjoy ortamdaki eğlenceyi öldürmek, pozitif havayı dağıtmak, espriye limon sıkmak demek. Feminist killjoy da cinsiyetçi ayrımcı, cinsel şiddet içeren, tecavüz ve pedofili şakalarına feministlerin tepki göstermesi, engellemesi.

https://feministkilljoys.com/2017/08/09/a-complaint-biography/

Girl power: Kız gücü. Kadınların ve kız çocuklarının özgüvenli olması, karar alması, erkeklerden bağımsız olarak başarılı olması fikri ya da bu fikre dayalı sosyal ve politik hareket.

https://www.youtube.com/watch?v=2v3Hp7v3Euw

Go girl! Kız gibi yap!

Bir sosyal deneyde küçük kızlar onlara bir şeyi “kız gibi yap” dediklerinde bunu bir hakaret olarak algılamak yerine, ellerinden geleni en iyi şekilde yapıyorlar. Sıra genç kadınlara gelince işler değişiyor. Onlar için bir şeyi kız gibi yapmak demek, olabildiğince kötü ve gülünç yapmak demek. Öyleyse “kızların özgüveninin ergenlik çağında hızla düşmesi” öğrenilir; “kız gibi”nin bir hakaret olarak kullanılmasını engelleme amacıyla yürütülen kampanyalarla da değiştirilebilir.

http://erktolia.org/kiz-gibi-algisini-bastan-yaziyoruz/ 

Pinkwashing: Pembeye boyama. Kendini LGBTİ+ dostu gösterip övgü toplayarak başka alanlarda yaptığı olumsuz işlerin üzerini bu şekilde kapatmaya çalışmak. Örneğin hükümetlerin LGBTİ+ haklarına karşı olumlu tutumlarını, ürettikleri insan hakkı ihlallerinin üstünü örtmek için kullanması.

https://catlakzemin.com/sirbistanin-ilk-escinsel-kadin-basbakanin-atanmasi-bir-pinkwashing-hamlesi-mi/

Ghosting: Hayalet olma ya da hayalet yapma. Kişinin flört ettiği kişiyi bir anda yok sayması ya da onun tarafından yok sayılması. Sevgiliden hiçbir açıklama yapılmadan ansızın ayrılma durumu, ilişkilerde beklenmedik bir şekilde ortadan kaybolan, ‘tüyen’ partnerler için kullanılıyor.

Gaslighting: Genellikle kadınların kendilerine zarar veren ilişkilerini romantize etmelerine yol açan psikolojik manipülasyon tekniklerinden biri. Gaslighting, bir kişinin, bir başkasının gerçekliğinin üstüne başka bir gerçeklik yazmaya kalkışması ve amaç, uygulanan kişinin zamanla kendinden şüphe etmesini sağlamak. Mesela olmuş bir olayı reddetmek ya da olmamış/ garip olayları sunmak.

Bu kavram, daha sonra filmi de çekilen 1938 tarihli Gas Light (Gaz Lambası) adlı bir tiyatro oyunundan türetilmiş. Evdeki gaz lambasının ayarını sürekli kısıp bunu reddederek kadına psikolojik şiddet uygulayan bir erkek sevgili söz konusu. (Aslında hepimiz bu yaklaşımı tanıyoruz; cinsel saldırıda mağduru suçlayan, çocuk tecavüzünde ‘rıza’ arayan erkek adaletten.)

http://bianet.org/bianet/toplumsal-cinsiyet/181577-bir-istismar-yontemi-olan-gaslighting-hakkinda-ogrendigim-10-sey

Herstory: Bir yandan dilde sürekli olumlanan (bilimadamı, işadamı vb) kelimeler yerine bu kelimelerin (hepeating – mansplaining) de yerleşmesi güzel. Ancak yeni kelimeler icat edilirken bile “he” – “man” doluyor her taraf… Keşke erkeklerin ürettiğimiz değerlere el koyuşunu deşifre ederken yine dildeki özneler, değerlerimizin kurucusu, dildeki işareti erkekler olmasa, kadınlara dair kelimeler de üretilse (1)… İşte buna dair olumlu bir örnek “herstory”. Historia (tarih) kelimesiyle ses benzerliğinin çağrıştırdığı His story (erkeğin tarihi) kelimesine alternatif olarak feministler tarafından üretilmiş; kadın bakış açısından yazılan, kadınların rolünü vurgulayan tarih demek.

İdeal bir dünyada bu tür olaylar artık ortadan kalktığında hepeating, mansplaining gibi kelimelere de ihtiyaç kalmayabilir. Ancak ‘Mayıstos’ ayındaki o zamana kadar kadınlar, erkeklerle yaşadıkları rahatsız edici bazı etkileşim tiplerini özetlemenin yaratıcı yollarını bulacaklar…

Başka ‘bağzı’ kelimelerde ve çeviri önerilerinde buluşmak üzere.

(1) Sevgili Nehir Kovar’a bu vurguyu dile getirdiği için teşekkür ederim.

Bir cevap yazın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.