İngiltere’de ırkçılık karşıtı etkin bir kolektif olan Brixton Siyah Kadın Grubu, oluşumunun üzerinden 50 yıl geçtikten sonra, yazılarından oluşan yeni bir koleksiyonla, şiddetli önyargıların olduğu bir dönemden benzersiz bir ses veriyor.

‘Kendimizi farklı şekilde tanıyabileceğimiz bir yer’. Brixton Siyah Kadın Grubu. Fotoğraf: Verso

Tobi Thomas

Elli yıl önce Britanya Kara Panter hareketinin parçası olan bir grup kadın görmezden gelinmekten bıkmıştı. Erkeklerin egemenlik kurduğu tartışmalarda kadınlarla ilgili konulara bariz bir ilgi eksikliği vardı ve hiyerarşik yapılar, bazı üyelerin kendilerinin söz hakkına sahip olmadığını düşünmesine neden oluyordu.

Emekli akademisyen Beverley Bryan, “Kadınlardan oluşan bir grubumuz vardı, ama Panterler arasında evrensel olarak popüler değildi” diye hatırlıyor. Erkeklerden bazıları sorar: “Bu kadınlar neden bir araya geliyor?”

Böylece Bryan ve arkadaşları, Birleşik Krallık’ta farklı ırklardan kadınları etkileyen sorunlar hakkında kampanya yürütmek ve farkındalık yaratmak amacıyla yola çıkan Brixton Siyah Kadın Grubu (BSKG)’nu (Brixton Black Women’s Group – BBWG) kurdu. Örneğin, 1970’lerde Britanya, İçişleri Bakanlığı belgelerine göre Mangrove Nine*’ın duruşmasına ve Hindistan ve Pakistan kökenli düzinelerce kadının ülkeye girerken göçmen bürosu yetkilileri tarafından bekaret testine tabi tutulduğuna tanık olurken, 80’lerde Brixton isyanlarına tanık oldu.

BSKG’nun ilk üyelerinden Nijeryalı-İngiliz yazar Amina Mama, “O dönemde olup bitenlerden dolayı böyle bir grubun aciliyetini hissettik” diyor. “Brixton isyan ayaklanmalarının ortasında insanlar saldırıya uğruyor ve hapsediliyordu.” Grubun gördüğü şiddet düzeyi onları eyleme teşvik etti. Mama, “Bebek arabası iten kadınlar minibüslerin arkasına sürükleniyordu,” diye hatırlıyor.

Speak Out! (Sesli Söyle!) Brixton Siyah Kadın Grubu. Fotoğraf: Verso kitapları

BSKG’nun bir başka eski üyesi olan yazar ve akademisyen Gail Lewis, “Brixton Siyah Kadın Grubu’na bir şeye aç olarak geldik, ama burası aynı zamanda kendimizi farklı biçimde tanıyabileceğimiz bir yerdi.” diyor.

Mama da aynı fikirde; gruba önceki dört yılını İskoçya’da geçirdikten sonra katıldı. “Benzer düşüncelere sahip insanlar arasında olma açlığını ben de yaşadım. Kız kardeşler bulmak ve bu dayanışma duygusuna sahip olmak muhteşemdi.

”Grubun kuruluşunun 50. yılı anısına BSKG’nun yazıları ilk kez bir araya getirilerek kitap olarak yayımlandı. Booker ödüllü yazar Bernardine Evaristo tarafından “benzersiz ve temel” olarak tanımlanan Speak Out! grubun haber bültenindeki yazılardan oluşuyor. Ayrıca Speak Out! (Sesli Söyle!) olarak da adlandırılan haber bülteni, Lewis’e göre, “benzer deneyimlere sahip olabilecek diğer kadınlara ulaşmanın bir yoluydu”. Grubun yapmakta olduğu çalışmalara ilişkin raporlardan siyasi açıklamalara, oyun, film ve roman incelemelerine kadar her şeyi içeriyordu.

Koleksiyonun editörü Milo Miller, 2016 yılında yazdığı doktora tezi kapsamında grubun çalışmalarına rastlayınca arşiv materyali toplamaya başladı. Miller’ın keşfettiği sıra dışı şeylerden biri, makalelerin kolektif olarak yazıldığı ve tek bir künye kullanılmadığıydı. “Gençler buna inanamıyor. Her kelimeyi düşünmek zorundaydık ve bu kolektif bir çalışmaydı,” diyor Lewis.

“Bence Speak Out!, hareketimizin ideolojisinin ve aynı zamanda uygulamamızın iyi bir kanıtıdır; isimlerimizi haber bülteninde yayınlamamamız, grup olarak ne kadar yatay, eşit ve hiyerarşiden uzak olduğumuzu gerçekten gösterdi” diyor Mama. “Speak Out! / Açıkça konuşmak, kendimizi bir hareketin parçası olarak gören bir grup olduğumuz için ideolojik düzeltme açısından gerçekten önemli bir şeydi, dolayısıyla bu bizim daha ileri gitme ve diğer insanları harekete geçirme aracımızdı. İletişim aracı olmadan bir hareket olamaz, bu da bizimkiydi”.

BSKG yalnızca 16 yıl aktif olmasına rağmen hem bir topluluk merkezi hem de siyasi bir örgüt olarak mirası, sonraki yıllarda diğer birçok feminist ve ırkçılık karşıtı gruba esin kaynağı oldu. Örneğin, 1978 ile 1982 yılları arasında var olan ve aynı zamanda Birleşik Krallık’taki ilk ulusal Siyah kadın örgütü olan Afrika ve Asya Kökenli Kadınlar Örgütü’nün kurulmasında etkili oldu.

Ancak dışa odaklı olmasına rağmen grup her şeyden önce bir topluluk olarak görülüyordu. Gruba 20’li yaşlarının başında katılan avukat Sona Osman, “Grup inanılmaz derecede destekleyici ve yardımseverdi; iddia etme ve neyin önemli olduğunu tartışma yeteneklerimizi gerçekten geliştirdiler” diyor. Modern aktivist gruplar örgütleniyor olsa da Sona Osman, 80’lerdeki o topluluk duygusunun tekrar aynı biçimde yaşanabileceğini düşünmüyor.

“Eğer böyle bir grup hâlâ mevcut olsaydı, göz açıp kapayıncaya kadar orada olurdum.”

Çeviren: Suzan Saner

* Mangrove Nine, Batı Londra’da Notting Hill’deki bir Karayip restoranı olan The Mangrove’u hedef alan polise karşı 1970 yılında düzenlenen bir protestoda isyanı kışkırtmaktan yargılanan, dokuz kişiden oluşan bir grup İngiliz Siyah aktivistiydi. (ç.n.)

Bu yazının orijinali 24.10.2023’te The Guardian’da yayınlandı.

Bir cevap yazın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.