
İstanbul Feminist Kolektif (İFK), dinamik yapısı, çoğunlukla kapsayıcı politikası dolayısıyla İstanbul’da feminist mücadele tarihinde önemli bir yer tuttu. 2014 sonrası ise İFK gücünü kaybetmeye başladı. İFK toplantılarına aynı insanlar katılmaya başladı. 2012 Amargi ve 2014 sonrası SFK’nın faaliyetlerini durdurması, İFK’yı destekleyen farklı feminist örgütlenmelerin içlerine dönmeleri dolayısıyla da İFK iyice zayıfladı ve 9 Temmuz 2015 tarihinde ”İFK kendini değerlendirdi” başlığıyla bir metin yayınlayarak süren davalar, kampanyalar vb. işler dışında faaliyetlerini durduracağını açıkladı.
Metinde “İFK, İstanbul’daki tüm feministlerin zemini olmasa da, çoğulcu bir kolektif olmak için farklı gruplarda faaliyet gösteren/göstermeyen feministlerin katımını da önemseyerek yolunu örmeyi, kendini her daim tamamlanmamış ve sınırlarını genişleten/değiştirebilen bir kolektif olmayı hedeflediği halde bunu hakkıyla yerine getiremiyor. İFK toplantılarına düzenli katılanlar olarak yeterince katılımcı, esnek ve şeffaf bir çalışma tarzıyla yürümüyoruz. İFK toplantılarına katılanlar bir süredir neredeyse sabitlenmiş vaziyette…” denildi. 2015 yılının sonuna kadar “Kadınlar Hayatlarına Sahip Çıkıyor” raporlarını çıkarmaya devam eden İFK, iç mail grubunu Kasım 2015 tarihinde dondurdu. 2016 8 Mart Gece Yürüyüşü örgütlenme çağrısını yine İFK yaptı. Yürüyüşün basın açıklamasına da İFK imzası kondu. Facebook, twitter hesapları 8 Kasım 2016’da 8 Mart Feminist Gece Yürüyüşü hesabına devredildi. Kullanılan feministler mail adresinden İstanbul Feminist Kolektif ibaresi kaldırıldı. 2016 yılının son aylarına gelindiğinde sadece İFK’nın son çalışma grubu olan “Kadınlar hayatlarına sahip çıkıyor rapor iletişim grubu” kalmıştı. O da Yasemin Çakal davası hâlâ devam ettiği ve 8 Mart 2016’da İFK’nın hazırladığı “Kirpiğiniz Yere Düşmesin” kitap dağıtımı süreci henüz sonlandırılmadığı içindi. 2017 yılı başladığında rapor grubu da sonlandırıldı. 2017 8 Mart Feminist Gece Yürüyüşü çağrısını 2016 yılı yürüyüş hazırlık komisyonu yaptı. Basın açıklaması metninde de “feministler” imzası kullanıldı.
“İFK kendini değerlendirdi” metni
Merhaba,
İstanbul Feminist Kolektif (İFK) İstanbul’daki feministlerin bir bölümünün beraber politika üretme ve eyleme zemini. Ancak bu zeminin nasıl tanımlandığı konusunda yazılı ya da sözlü bir hukuk mevcut değil. İFK olarak bir hukuk oluşturmayı denedik. Ancak hem yazılan taslak metinler hem de tartışmalar sonuçlanmadan hayat devam etti.
Son zamanlarda yaptığımız güzel şeylerin yanında, birçok şeyin de iyi gitmediğini fark ediyoruz. Dolayısıyla 2012 sonbaharında gündemimize aldığımız ‘İFK yapılanması’ ile ilgili Nisan 2013 ve Gezi direnişi sonrasında Ocak 2014 tarihlerinde yaptığımız iki geniş katılımlı forumda konuştuğumuz konulara tekrar tekrar döndük. Birkaç toplantımızı bu meseleye ayırdık.
İFK, İstanbul’daki tüm feministlerin zemini olmasa da, çoğulcu bir kolektif olmak için farklı gruplarda faaliyet gösteren/göstermeyen feministlerin katımını da önemseyerek yolunu örmeyi, her daim tamamlanmamış ve sınırlarını genişleten/değiştirebilen bir kolektif olmayı hedeflediği halde bunu hakkıyla yerine getiremiyor. İFK toplantılarına düzenli katılanlar olarak yeterince katılımcı, esnek ve şeffaf bir çalışma tarzıyla yürümüyoruz. İFK toplantılarına katılanlar bir süredir neredeyse sabitlenmiş vaziyette.
Türkiye’nin içinde bulunduğu politik atmosferin, feminist örgütlenmeye içkin olan kimi sorunların, İFK zemininde yer alan kişilerin/örgütlenmelerin ihtiyaçları ve zeminle kurdukları ilişkilerin, iç örgütlenme sorunlarının İFK’nın geldiği sıkışmışlık halinde bir payı vardı.
Örgütlenme yapısına ilişkin yürütülen tartışmalar sonucunda Şubat 2014’te İstanbul Feminist Kolektif mail grubunu oluşturduk. Kurulan ayrı mail grubunda, grup üyeliği için yüz yüze ilişki ve faaliyetlere bir ucundan da olsa katılım koşulu koymuştuk. Ancak süreç içerisinde bu yapının, İFK zemininde politika yapan feministler ile İFK toplantıları katılımcıları arasındaki açıyı büyüttüğünü deneyimledik. Gündemi, tartışma konularını yaymaya çalıştıysak da kimi zaman mail grubu içinde yapılan tartışmalarla/kararlarla yol alma kolaycılığına teslim olduk.
Peki, bu yukarıda saydığımız fotoğrafı değiştirebilir miyiz?
Eğer bugün feminist mücadelede ortaklıklar daha fazla ise ve tek tek grupların faaliyetlerinin yanı sıra feminist mücadeleyi büyütmek için birlikte olmayı önemsiyorsak yeni bir örgütlülüğü yeniden birlikte örebiliriz. Güçlendirebiliriz.
Farklı örgütlerden ve bağımsız feministlerin katıldığı çoğulcu, katılımcı bir zemin olarak forum çağrısı yapalım diye öneriyoruz. Ancak yaz aylarında ve iyi bir hazırlık yapmadan bu forumun çağrısını yapmak gerçekçi olmaz. Dolayısıyla Ekim başlarında yapmak daha uygun görünüyor.
O zamana kadar daralmış gruptaki İFK aktivistleri halihazırda devam eden ‘Hasret Çamoğlu’ ve ‘Yasemin Çakal’davasını takip etmeyi sürdürecek. ‘Kadınlar Hayatlarına Sahip Çıkıyor’ aylık raporlarını çıkarmaya devam edeceğiz. İçinde bulunduğumuz kadın gruplarından Kadın Cinayetlerine Acil Önlem Grubu’nda aktif yer almayı, Barış için Kadın Girişimi’ne destek vermeyi sürdüreceğiz.
Ekim ayına kadar aralıklı da olsa Cuma toplantılarına devam ediyoruz. Ekim ayını beklemeden gelecekler için toplantıları açık çağrıyla duyuracağız. İFK’nın daralmış haliyle feminist mücadelede müdahillik sınırlarımızın da daralması gerektiğinin farkındayız. Bu dönemde açık çağrılı toplantılarla politika tartışmayı, kendimizi güçlendirmeyi öncelikli gündemimiz yapmanın da hepimize iyi gelebileceğini düşündü.