Korumasıyla birlikte Adliye çıkışında öldürülen Hanime Aslan’ın davasının ilk duruşması 3 Haziran 2014’te Çağlayan Adliyesi 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. İstanbul Feminist Kolektif (İFK), o dönemde Kadın Cinayetlerine İsyandayız Kampanyası’nı yürütüyordu. Hanime’nin yakınlarının talebini değerlendirerek davayı takip etmeye karar vermişti. Dava bir yıl sürdü. 7 Temmuz 2014 tarihinde İFK “Kadın cinayetlerine karşı kadınlara ve kadın gruplarına ortak eylemlilik çağrısı” ile yapılan toplantıda Kadın Cinayetlerine Acil Önlem Grubu (KCAÖG) oluşturuldu. Davanın bu tarihteki duruşmalarını bu grup takip etti. 15 Mart 2015 tarihinde verilen kararda Hanime Aslan’ın davasında oğlu Dursun Zehir iki kere ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ve azmettirici Hızır Zehir de 20 yıl hapis cezası aldı.

Hanime Aslan Davası çok kez şiddete maruz kalmasına, ölümle burun buruna gelmesine rağmen şiddet faili eski koca Hızır Zehir’e yönelik yaptırımda bulunamayan ve elini kolunu sallayarak öldürme planları yapmasına izin veren devletin kadın cinayeti önlememe/önleyememe örneklerinden biri. Hanime Aslan öldürülmeden 5 yıl önce boşanmış ancak ne katil koca Hızır Zehir’in hakaretlerinden, küfürlerinden, tacizlerinden ne de ölüm tehdidinden kurtulamamıştı. 

Hanime Aslan evliliği ve ayrılığı boyunca Hızır Reis yetmiyormuş gibi oğullarının da sistematik şiddetine maruz kalmıştı. Cezaevinde olan büyük oğlu Savaş Zehir, cezaevinden yazdığı mektuplarda, annesi Hanime’ye “bir gün mutlak dışarı çıkacağını ve bir güzellik yapacağını” yazmıştı. Ortanca oğlu Dursun Zehir, duruşmalar boyunca babası Hızır Zehir’in öldürmede azmettirici olmadığını tekrarladı. Hanime’nin 13 yaşındaki küçük oğlu da davaya Hızır Zehir lehine tanık olarak katıldı. 

Davada Savcı’nın aksi görüş bildirmesine karşı Hızır Reis’i tutuklatma konusunda feminist avukatların güçlü savunmalar yapması ve sonunda Heyet’in tutuklama kararı vermesi patriarkal adalete karşı önemli bir kazanımdı. Bu davanın bir diğer özgün yanı, koruma polisinin de öldürülmüş olmasıydı. Dava süresince öldürülen polisin davaya katılan çalışma arkadaşları ve taraf olarak katılan avukatı, feminist avukatların taleplerini tekrar etti. Bir adım geriden feminist avukatların savunmalarını destekledi.  

Hanime Aslan Davası süresince davanın feminist avukatları Dursun Zehir’in tehditlerine ve hakaretlerine maruz kaldı.

Davada Mor Çatı adına verilen müdahillik, “doğrudan zarar gören olmadığı” gerekçesiyle reddedildi. Davada ilginç olan bir karar daha verildi. 6284 sayılı yasaya göre kadına yönelik şiddet davalarında müdahilliği yasalaşan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının müdahilliği Mahkeme tarafından reddedildi. İstanbul Feminist Kolektif, uzun yıllardır kadını erkek şiddetinden “koruyamayan” Bakanlığın failliğine işaret eden açıklamalarda bulunuyordu. Bakanlığın müdahilliğinin karara bağlanacağı duruşma öncesi KCAÖG bir açıklama yaparak bakanlığın suçtan zarar gören taraf değil tam tersine suçtan sorumluluğu olan taraf olduğunu açıkladı.

“Bakanlık kadına yönelik şiddet suçlarının işlenmesini engellemediği, gerekli tedbirleri almadığı, önleyici ve caydırıcı bir mekanizma kurmadığı için “suçtan zarar gören” olamaz tersine Bakanlık bu suçların adeta feri failidir. Yani bu suçun işlenmesinden sorumludur” denildi.

Ancak Yargıtay, Mahkemenin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının suçtan zarar gören olarak müdahilliğini kabul etmemesini bozma gerekçesi yaparak dosyayı yeniden yerel mahkemeye gönderdi. 14 Mayıs 2019’da İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi Dursun Zehir ve Hızır Zehir’e verilen cezalarda oynama yapmadan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının müdahilliğini kabul ederek dosyayı yeniden Yargıtay’a yolladı. Yargıtay da cezayı onadı.

Ne olmuştu?

Hanime Aslan, yıllarca şiddet gördüğü kocası Hızır Zehir’den boşandıktan sonra defalarca ölüm tehdidi almış, eski kocasından defalarca şikâyetçi olmuştu. Tehdit ve hakaret nedeniyle açılan davalardan birinin karar duruşması 11.03.2014 tarihinde Çağlayan Adliyesi’ndeydi. Hızır Zehir’in ve daha önce de kendisini tehdit eden oğlu Dursun Zehir’in şiddetinden korunmak için “çağrı ile koruma” kararı aldıran Hanime Aslan, duruşmaya gelmeden karakolu aramış ve  adliyeye iki koruma polis memuru ile gelmişti.

Daha önce defalarca Hanime Aslan’ı ölümle tehdit eden Hızır Zehir, o gün duruşmaya Dursun Zehir’le birlikte gelmişti. Dursun Zehir, silahlı olarak duruşma çıkışını bekliyordu. Telefonla Dursun Zehir’e bilgi veren Hızır Zehir kapıyı şaşırdığını iddia ederek başka kapıdan çıkarken Dursun Zehir, Hanime Aslan ve koruması Emrah Taşdemir’i Adliye kapısından daha çıkmadan öldürmüş, bir güvenlik görevlisini de yaralamıştı.

Hızır Zehir, Hanime Aslan’ı ölümle tehdit ederken birlikte yaşadığı erkek çocukları da annelerine karşı aynı tehditleri sürdürüyorlardı. Bir kişiyi öldürdükten sonra annesini öldürmek üzere anneannesinin evine gelen, annesinin evde olmadığını duyunca anneannesini silahla yaralayan büyük erkek çocuk cezaevindeydi. Hanime Aslan’ı ölümle tehdit eden Hızır Zehir, Dursun Zehir’i bu duruşma için İstanbul’a getirmiş ve Dursun Zehir’in öldürme planını bilerek beraberce Çağlayan Adliyesi’ne gelmişlerdi. Ancak cinayet sonrası Hızır Reis ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılmış, Dursun Zehir tutuklanmıştı.

İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın kronolojisi

  1. Duruşma / 3 Haziran 2014

Dursun Zehir için Hanime Aslan’ı kasten öldürme, Hızır Zehir için ise cinayete azmettirme suçunu işledikleri iddiasıyla açılan davanın birinci duruşmasına İstanbul Feminist Kolektif’ten -Kadın Cinayetlerine İsyandayız Kampanyasından- avukat ve avukat olmayan çok sayıda feministin katıldı. Tutuklu Dursun Zehir ve tutuksuz Hızır Zehir’in ifadeleri alındı. Feminist avukatlar ve Emrah Taşdemir’in avukatı Hızır Zehir’in tutuklanmasını talep etti. Savcı reddetti. Ancak Heyet tutuklanmasına karar verdi. Mahkeme salonu karıştı. Dursun Zehir avukatlara ve davayı izleyenlere küfretti. Avukatları tehdit etti. Hızır Zehir ise bu tutuklamanın 13 yaşındaki oğlunun da ölümüne neden olacağını söyledi. Feminist avukatlar küfür ve tehditlerle ilgili suç duyurusunda bulunmak üzere tutanak tuttu. 

Duruşmada verilen bir diğer karar da Dursun Zehir’in akıl sağlığı raporu için Adli Tıp Kurumuna sevki oldu.

  1. Duruşma / 1 Temmuz 2014

Öldürme eylemi sırasında Çağlayan Adliyesi’ne babasıyla birlikte gelen Hanime Aslan’ın 13 yaşındaki oğlu ve Hızır Zehir’in ablası, Hızır Zehir lehine ifade verdi. İfadeler çok çelişkiliydi. Feminist avukatların sorduğu sorularla çelişkiler açığa çıkarıldı. Duruşmada Mor Çatı adına verilen müdahillik dilekçesi suçtan zarar gören taraf olmadığı gerekçesiyle reddedildi.

Dursun Zehir ile ilgili Adli Tıp Kurumundan akıl sağlığı istenmesi kararı tekrar edildi.

  1. Duruşma / 21 Ağustos 2014

Üçüncü duruşmadan itibaren İFK çağrısıyla oluşan ve çok sayıda kadın grubunun birlikte oluşturduğu Kadın Cinayetlerine Acil Önlem Grubu (KCAÖG) davayı takibi üstlendi.  KCAÖG, duruşma öncesi Adliye önünde basın açıklaması yaptı. Duruşmaya katılmak için gelen kadın sayısı çok olunca bir kısım kadın dışarıda kaldı. Avukatlar davanın önemli olduğunu söyleyerek dışarıda kalanların içeriye alınmasını talep etti. Hâkim duruşmada “bu sizin için sıradan bir dava” dedi. Kadınlar salona girerek duruşmayı ayakta izledi. 

Duruşmada Dursun Zehir yine feminist avukatlara tehditler savurdu. Feminist avukatlar, 25 yıl boyunca şiddete maruz kalan, 2 kez hastanelik olan ve bununla ilgili Hızır Zehir hakkında 4-5 tane dava açılmasını sağlayan Hanime Aslan’ın ölümünden onu “koruyamayan” Aile Bakanı’nın da sorumlu olduğunu söyleyerek suç duyurusunda bulundu. Ancak Mahkeme, bu suç duyurusunun başvuru yerinin mahkeme değil Cumhuriyet Savcılığı olması nedeniyle talebi reddetti.

  1. Duruşma / 14 Ekim 2014

Duruşmada Hanime’nin ablası ifade verdi. Hanime’nin evliliğinin başından beri nasıl şiddet gördüğünü, boşandıktan sonra 5 yıl boyunca tehdide maruz kaldığını ve bu sebeple evden çıkamadığını, ailesine de tehdit yöneltildiğini anlattı. Hâkim Hanime’nin ablasına “burada boşanma davasına bakmıyoruz, cinayete bakıyoruz, olum olayıyla ilgili konuş” dedi.

Dursun Zehir için istenilen akıl sağlığı raporu henüz gelmediği görüldü.

Dursun Zehir, bu duruşmada tehditlerini izleyici sırasında oturan Hanime’nin yakınlarına yöneltti.

  1. Duruşma / 12 Kasım 2014

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın davaya müdahil olmak için dilekçe vereceğini duyan KCAÖG duruşma öncesi bir basın açıklaması yayınlayarak Bakanlığın “koruma” görevini yerine getirmediği için bu davada kadından yana taraf olamayacağını ve Hanime’nin ölümünden sorumlu olduğunu açıkladı.

Duruşmada bakanlığın müdahillik talebine feminist avukatlar “taraf değil fail” olduğu gerekçesiyle itiraz etti. Mahkeme, “Kurumun mağdur, suçtan zarar gören olmadığı anlaşılıyor” diyerek Bakanlığın müdahilliğini reddetti. Duruşmada Hanime Aslan’ın iki kardeşinin ifadesi alındı. İkisi de 25 yıllık şiddeti baştan sona anlattı.

Savcı azmettiricilikten yargılanan Hızır Zehir’in tahliyesini istedi. Mahkeme, Hanime Aslan ve yanındaki koruma polisini öldüren Dursun Zehir ve babası Hızır Zehir’in tutukluluk hâllerinin devamına karar verdi.

  1. Duruşma / 26 Kasım 2014

Hanime Aslan’ın annesinin tanık olarak dinlendiği duruşmada, Aslan’ın annesi 20 yıldır kızının yaşadığı şiddeti aktardı.

Duruşmada Dursun Zehir için istenilen akil sağlığı raporu henüz gelmediği görüldü. Hızır Zehir’in avukatları ise Zehir’in kanser hastası olduğunu belirterek tahliyesini istedi ayrıca “Müvekilimiz evlenmeyi düşünüyordu, geleceğini yakacak bir olaya karışmazdı” dedi.  Dursun Zehir ve Hızır Zehir’in tutukluluk hâllerinin devamına karar verildi. 

  1. Duruşma / 12 Şubat 2015

Duruşmada annesi Hanime Aslan ve koruma memuru Emrah Taşdemir’i öldüren Dursun Zehir’in akıl sağlığının yerinde olduğunu gösteren Adli Tıp Kurumu Raporu’nun mahkeme dosyasına geldiği görüldü.

Sanık avukatlarının tahliye talebi sonrası, dosyayı inceleyen savcı da Hızır Zehir’in beraatini; Dursun Zehir’in ise tutukluluğunun devamını istedi. Mahkeme sanıkların tutukluluk hâllerinin devamına karar verdi. 

  1. Duruşma / 12 Şubat 2015

Davanın karar duruşması görüldü. Dursun ve Hızır Zehir ek savunmada bulunurken Dursun Zehir, Hanime Aslan’ın koruması olan polisi kasten öldürmediğini, kişinin polis memuru olup olmadığını bilmediğini belirtti; Hızır Zehir ise Hanime Aslan’ın öldürülmesinde azmettirici olmadığını ifade etti.

İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, Deniz Zehir babasının kendisini azmettirmediğini yineledi. Hızır Zehir de Deniz Zehir’in azmettirmediğini tekrarladı. Mahkeme Heyeti Deniz Zehir’i annesi ve onu korumakla görevli polis memurunu “kasten insan öldürme” suçundan dolayı 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Olayda adliyenin özel güvenlik görevlisini de yaralayan Deniz Zehir olası kastla yaralama suçundan da 2 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı. Hızır Zehir, kasten öldürme suçuna yardım etme suçundan 20 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

 

Bir cevap yazın

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.