İstanbul’da 22-23 Mayıs 2004 tarihinde 7. Kadın Sığınakları Kurultayı’na hazırlık için bir araya gelen 14 kadın grubu, yasalar uyarınca sığınak açmakla yükümlü olan devleti ve yerel yönetimleri harekete geçirmek üzere ortak eylem kararı aldı. 2004 Mayıs ayında, Avrupa Birliği (AB) standartlarına göre, her 7 bin 500 kadın için bir sığınma evi açılması gerekirken Türkiye’de Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’na (SHÇEK) bağlı sadece sekiz “kadın konukevi” bulunuyordu. Biri Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, diğeri Ankara Kadın Dayanışma Vakfına ait iki bağımsız sığınak ise ekonomik nedenlerden dolayı kapalıydı.
Ara Kurultay (7. Sığınaklar Kurultayı’na hazırlık toplantısı) kararına göre, temmuz ayı boyunca Türkiye’nin her yerindeki kadın kuruluşları, kendi ilçe belediyelerine birer dilekçeyle başvurup kadın danışma merkezi ve sığınak açılması talebinde bulunacaklardı.
Yasalara göre yerel yönetimlerin dilekçeyle dile getirilen talebe en geç 60 gün içinde cevap vermesi gerekiyordu. Kadın örgütleri başvurdukları yerel yönetimlerden alacakları cevaba göre ulusal ve gerekirse uluslararası hukuk yollarına başvurmaya, Anayasa’dan hareketle Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi’nin hayata geçirilmesini istemeye karar verdi.
İstanbul’da Mart başından beri faaliyet gösteren, ilk eylemini 1 Mart 2004 tarihinde Güldünya Tören’in öldürüldüğü Bakırköy Hastanesi önünde yapan İstanbul “Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı Kadınlar” platformu sığınak için belediyelere dilekçe verilmesi eylemlerine sahip çıktı. İstanbul’daki eylemlerin örgütlenmesini üstlendi.
Adana, İzmir, İstanbul, Ankara, Antalya, Mersin, Çanakkale, Diyarbakır ve Kocaeli’ndeki kadın grupları bir araya gelerek belediyelere dilekçe verdi. İstanbul’da ilk dilekçe eylemi 5 Temmuz 2004 tarihinde örgütlendi. Aynı dönemde Meclis’te “Belediyeler Kanunu” görüşülüyordu. Bu eylemler TBMM üzerinde de baskı oluşturdu. Eylemi Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı Kadınlar ve Kadın Sığınakları Kurultayı Ana Bileşenleri birlikte örgütledi. Eylemde “Mezar değil sığınak istiyoruz”, “Kadına yönelik şiddete son”, “Kimsenin namusu olmayacağız” yazılı dövizler taşındı. Eylem sırasında ve sonrasında basılan bildiriler dağıtıldı.
5 Ağustos 2004’te Şişli Belediyesine “sığınak açma” talep dilekçesi verildi.
Bu arada 5 Temmuz’da, İstanbul Büyükşehir Belediyesine verilen dilekçeye yanıt geldi. “Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı Kadınlar” platformu yanıtla ilgili şu açıklamayı yaptı: “Belediye, İnsan Kaynağını Geliştirme Vakfı ile yaptığı protokol çerçevesinde, bu vakfın açacağı kadın sığınağının ihtiyaçlarını karşılayacağını belirtiyor. Ancak, basından takip ettiğimiz haberlere göre, bu, özel içerikli bir sığınak. Belediyenin yanıtı açıklayıcı taleplerimizi karşılamaktan uzak ve açık değil.”
Bildiri metni:
Bizler her dört kadından birinin şiddet gördüğü ve pek çok kadının “namus” adına öldürüldüğü Türkiye’de kadınların en temel hakkı olan yaşama hakkımızı savunuyoruz.
Emeğimiz, kimliğimiz, bedenimiz bizimdir.
Kadına yönelik her türlü şiddetin “meşru” görüldüğü bir ülkede yaşıyor; evde, sokakta, işyerinde, okulda, gözaltında şiddete uğruyoruz. Yıllardır erkek egemenliğine ve cinsiyetçiliğe karşı mücadele veriyoruz ama egemen olan namus anlayışları yüzünden mezarlıklarda yaşama hakkı elinden alınmış pek çok kadın var. Nilüfer, Şemse, Güldünya, Nuran ve daha nice kadın.
Kimsenin namusu değiliz.
Belediyeler kanun tasarısının 14. Maddesine yapılan ekleme ile nüfusu elli bini geçen belediyeler ve büyükşehir belediyelerinin sığınak açması zorunlu tutuluyor. Bizler nüfusu elli binden az olan belediyelerin de sığınak açmasını istiyoruz.
Mezar değil sığınak istiyoruz.
Devlet ve yerel yönetimler, ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel alanda “kadına karşı şiddetin önlenmesi” için gerekli tedbirleri almıyor Nüfusunun % 51’i kadın olan ülkemizde bizler yok sayılıyoruz. 9040 sığınak olması gerekirken sadece 9 sığınak var.
Namus cinayetlerinde ceza indirimi kalktı. Bizler yasal değişikliklerin tek başına yeterli olmadığını biliyoruz. Asıl sorunun gelenekler, din, yasalar, toplum ve devletin kadına yönelik erkek egemen anlayışında olduğunu da biliyoruz. Üstelik devlet ve belediyeler açmak zorunda oldukları sığınakları açmıyorlar ve var olanlar da kapatıyorlar. Sığınaklar hemen açılsın, söz hakkı ve denetimi kadınlara bırakılsın.
Kadına yönelik şiddete hayır,
Sığınakları da istiyoruz; sığınaklara ihtiyacımız olmayacak günleri de!”
Kadın Sığınakları Kurultayı – Kadına Yönelik Şiddete Karşı Kadınlar
Belediyelere verilen dilekçe içeriği
* Kadınlar her gün şiddet görüyor, en temel hakkımız olan yaşama hakkımız tehdit altında. Bu nedenle fiziksel ve ruhsal açıdan ağır zarara uğruyoruz. Özellikle namus cinayetleri son zamanlarda giderek artıyor.
* Uluslararası standartlara göre her 7 bin 500 kişilik nüfusa bir sığınak açılması zorunludur. Buna göre Türkiye’de 9 bin 40 sığınağın faaliyette olması gerekirken 9 sığınak mevcut. Bunu nedeni kanuni engeller değil, devlet kurum ve kuruluşları ile belediyelerin görevlerini yerine getirmemesi. Böylelikle 34 milyon kadın yok sayılıyor.
* Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşülen Kamu Yönetimi Yasa Tasarısı kapsamındaki Belediyeler Kanunu’na göre nüfusu 50 bini geçen belediyeler ve büyükşehir belediyelerinin kadın ve çocuklar için koruma evi açması öngörülüyor. Ancak bu nüfusu daha aç olan yerlerde sığınak ve kadın danışma merkezi açılmamasını gerektirmez.
* Anayasanın 10. ve 41. maddelerinde kadın erkek eşitliği ve eşler arası eşitlik düzenlenmiştir. Ayrıca Türkiye, “Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi”ni (CEDAW) imzalamıştır ve erkeklerle hayatın her alanında eşit olmamız yasal dayanaklara bağlanmıştır. Ancak uygulamada sorunlar yaşanıyor.
* Kadın kuruluşları olarak Türkiye’deki tüm belediyelerin sığınak ve kadın danışma merkezi açmasını; açık olan ve açılacak sığınakların kapanmaması için gerekli her türlü önlemi almalarını; bu sığınaklarda kadın kuruluşlarının söz hakkını ve denetim sağlamalarını talep ediyoruz.
İstanbul Kadına Yönelik Şiddete Karşı Platform Bileşenleri: Bağımsız Feministler, Amargi Kadın Akademisi, Barış Anneleri İnisiyatifi, Emekçi Kadınlar Birliği, Feminist Kadın Çevresi, Gökkuşağı Kadın Derneği, Kadınlarla Dayanışma Vakfı (KADAV), Kadın Adayları Destekleme ve Eğitim Derneği (KA-DER), Özgür Kadın, Pazartesi Dergisi, Demokratik Kadın Hareketi Girişimi, Demokratik Halk Partili (DEHAP) Kadınlar, Emekçi Hareket Partili (EHP) Kadınlar, Özgürlük ve Dayanışma Partili (ÖDP) Kadınlar, Sosyalist Demokrasi Partili (SDP) Kadınlar, Yeni Dünya İçin Çağrı Dergisi’nden Kadınlar, Kadına Yönelik Şiddete Son Kampanyası.
Kadın Sığınakları Kurultayı Katılımcıları: AKDAM -Yerel Gündem 21 Adana Kent Konseyi Kadın Meclisi Kadın Danışma Merkezi (Adana), Aliağa Belediyesi Aile ve Kadın Danışma-Dayanışma Merkezi (İzmir), Amargi Kadın Akademisi (İstanbul), Antalya Kadın Danışma ve Dayanışma Merkezi (Antalya), Bağımsız Kadın Derneği (Mersin), DİKASUM (Kadın Sorunları Araştırma Merkezi-Diyarbakır), Gökkuşağı Kadın Derneği (İstanbul), KA-MER Genel Merkezi (Diyarbakır), EKDAV (Ege Kadın Dayanışma Vakfı-İzmir), Kadın Dayanışma Vakfı (Ankara), Kadın Dayanışma Grubu (İzmir), Kadın Emeğini Değerlendirme Kadın Danışma Merkezi (Çanakkale), Kadının İnsan Hakları – Yeni Çözümler Vakfı (İstanbul), KADAV (İstanbul), Karşıyaka Belediyesi Kadın Danışma Merkezi (İzmir), Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı (İstanbul), Selis Kadın Danışmanlık Merkezi (Diyarbakır), Şahmeran Kadın Da(ya)nışma ve Araştırma Merkezi (İstanbul), KADAV Yeni Adım Kadın Kültür ve Eğitim Sitesi (Kocaeli).
İstanbul Kadın Platformu
İstanbul Kadın Platformu (İKP), saydığımız, tüm şiddetleri görünür kılmayı amaçlayan Savaş Dünyasında Kadına Yönelik Şiddet Sempozyumu’nu 6-7 Aralık 2003 tarihlerinde gerçekleştirdi. Türk ve Kürt kadınlarının yanı sıra Filistin’den, İtalya’dan, Kıbrıs’tan, İngiltere ve İran’dan gelen kadınların deneyim ve düşüncelerini anlattıkları sempozyumda tartışılanları özetle aktarmak istedik.
Pazartesi Dergisi 88, şiddete karşı kadınlar.
İstanbul Kadına Yönelik Şiddete Karşı Platform üyesi kadınlar, kadına yönelik şiddetin önlenmesi, belediyenin kadın sığınağı ve kadın danışma merkezi açması için Şişli Belediyesine dilekçe verdi.
10 Mayıs 2004, Namus cinayetleri, anneler gününü kutlamıyoruz.
5 Haziran 2004: Sığınaklar için dilekçe eylemi. Mezar değil sığınak.
5 Temmuz 2004, Sığınaklar için dilekçe eylemi.
16 Temmuz 2004, Erkek vuruyor, devlet koruyor.