4 Ekim 1992 ile 8 Mart 1993 tarihleri arası Medeni Kanun’da değişikliklerin yapılması için “eylem dönemi” ilan edildi. Bu dönemde, İstanbul Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma Merkezi’nin hazırladığı Aile Hukuk ile ilgili bazı hükümlerini kaldıran ve değiştiren Medeni Kanun öntasarı taslağını destek için toplanan 119.000 imza 17 Şubat 1993’te; Medeni Kanun’un kabul edilişinin 67. yılında üç büyük şehirden gelen 150 kadınla meclise sunuldu. Medeni Kanun taslağının Meclis’te tartışılması ve kabul edilmesi istendi. Taslak 25 kadın kuruluşu tarafından oy birliğiyle destekleniyordu. TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, getirilen imzaları teslim alırken, kadın kuruluşları temsilcilerine bu değişikliklerin mutlaka gecikilmeksizin yapılacağı sözünü verdi.
17 Şubat 1926’da kabul edilen ve 2001 yılının sonuna kadar geçerli olan Türk Medeni Kanunu (TMK), 50 yıldır süren çabalar sonucunda değişti. Yeni Medeni Kanun 22 Kasım 2001’de TBMM’de kabul edildi.
Eski kanunda kadının aile içindeki hak ve görevlerini kocasına göre tanımlayan ve kadını aile içinde yasal olarak kocaya tabi konumda tutan bir anlayış vardı. Aileye ve kadının ailedeki rolüne yeni bir yaklaşım getiren yeni Medeni Kanun, aileyi kadın ile erkek arasında eşitlik temeline dayalı bir ortaklık olarak tanımlıyor. Yasanın diline de yansıyan bu anlayış sayesinde ‘karı’ ve ‘koca’ kavramları yerini ‘eşler’ kavramına bıraktı. Ayrıca, yasanın dili de önemli ölçüde sadeleştirilerek herkesin anlayabileceği hale getirildi.
Medeni Kanun’un aile hukuku bölümünde, kadın – erkek eşitliğine aykırı olan ve kadınların mağduriyetine yol açan hükümlerin değişmesinde şüphesiz kadın kuruluşlarının, kadın hukukçuların etkisi büyük. Bu tasarıda yer verilen kadın – erkek eşitliğine uygun hükümler bir lütuf değil, isteklerini yıllardır bıkmadan usanmadan etkin bir şekilde vurgulayan, sokakta mücadele veren, değişiklik taslağı hazırlayarak, topladıkları 119.000 imza ile TBMM’ye götüren kadınların çalışmalarının sonucudur.