Bugünkü kadın grevinin talepleri de, ne yazık ki hala, kısmen 28 yıl öncesinin talepleriyle aynı. Hala eşit işe eşit ücret talep ediliyor sözgelimi.
İsviçre’de grev yasal değil, yani yasak. Ama bugün, 14 Haziran 2019 günü, kadınlar bir kez daha grev yapıyorlar. İsviçre kadınların birçok alanda erkeklerle eşit haklara oldukça geç ulaştığı bir ülke. Ancak kadın mücadelesi üç yüzyıldır sürüyor. Adım adım ilerleyen bu mücadelenin ilk kazanımlarından biri Lausanne’da 1837 yılında kadın öğretmen yetiştiren okulun açılması olmuş.
İlk Ulusal Kadın Kongresi’nin toplanma tarihi 1896 olmasına karşın, İsviçre’de kadınlar seçme ve seçilme hakkına 1971 yılında kavuşuyor. Kanton Appenzel ise bu hakkı ancak merkezi hükümetin baskısıyla 1990’larda tanıyor. Kadınlar farklı kantonlarda bazen eğitimde eşitlik, bazen eşit işe eşit ücret, kreş, seçme ve seçilme hakkı için, bazen de yoksun oldukları diğer haklar için sürekli mücadele halinde.
Ülke çapındaki ilk kadın grevi 14 Haziran 1991 yılında beş yüz bin kadının katılımıyla gerçekleşiyor. Grevin sloganı “Kadınlar isterse her şey durur”. (Sükunete alışkın ülke kadınlarının “Kadınlar birlik olsa dünya yerinden oynar” demesinin karşılığı gibi geliyor bana bu slogan!) Taleplere gelince: 1981 yılından beri anayasada yer alan kadın erkek eşitliğinin uygulamaya konulması, eşit işe eşit ücret, ev işlerinin eşitsiz bölüşümünün son bulması ve karşılıksız emeğin (çocuk-yaşlı ya da yakınların bakımı, ev işi vb.) kadınların omuzlarından alınması.
Bugünkü kadın grevinin talepleri de, ne yazık ki hala, kısmen 28 yıl öncesinin talepleriyle aynı. Hala eşit işe eşit ücret talep ediliyor sözgelimi. (İsviçre’de kadınlar, erkeklerden yaklaşık yüzde 20 daha düşük ücret alıyor). Ayrımcılık, cinsel taciz, ev-bakım işinde eşit bölüşüm ve adil ücretlendirme, eğitimde eşitlik de diğer talepler. Bu yılki kadın grevinin bir başka teması ise şu sıra oldukça gündemde olan iklim değişikliği konusu.
Başa dönersek: Bu ülkede grev yasak ama kadınlar bugün grevde. Yasaktan ötürü çalışan bütün kadınlar grevde değil. Greve katılmanın sonucu işten atılmayı kimse göze alamıyor. (Grevin ya da grev düzenleyenlerin böylesi bir sonuca karşı yaptırım programı da yok.) Zürih Belediye Başkanı Sosyal Demokrat Parti’den bir lezbiyen. Şehir meclisinde sosyal demokratlar, yeşiller ve İsviçre’nin sol partisi alternatif parti belirleyici çoğunlukta. Ancak belediye çalışanı kadınların greve katılımı tartışılmaya başladığında Belediye Başkanı tutumunu çok açık ortaya koydu: “Grev yasak. Buna rağmen greve giden belediye çalışanı kadınlar bunun sonuçlarına katlanmalıdırlar. Greve gitmek istiyorlarsa ücretsiz izin alsınlar.” Yeni açıklamaya göre belediye çalışanı kadınlar öğleyin BİR SAAT grev kahvesi çadırına davetli. (İsviçre’de öğle tatilinin yarım saati ödenir, diğer yarım saat ücretsiz ve daha sonra yarım saat uzun çalışılarak telafi edilir). Belediye başkanının kendisi de bugün öğleden sonra eşit işe eşit ücret talebiyle greve katılacak.