Yasemin, kendisini ve çocuğunu korumak için sistematik şiddet gördüğü eski kocası Özkan Kaymaklı’yı 10 Temmuz 2014’te öldürdü. Eski kocası, Yasemin’i kemerle boğmaya çalışıp çocuğunu dirseğiyle sıkıştırırken Yasemin can havliyle masadaki bıçağı savurdu. Olaydan önce, defalarca polise şikayette bulunan, ailesinden yardım isteyen ve kocasının kendisini ölümle tehdit ettiğini belirtip bir süre sığınakta kalan Yasemin, hayatta kalmak için eski kocasını öldürmek zorunda kaldı.

Yasemin’in 18 yıldan 24 yıla kadar hapsinin istendiği davanın ilki, 16 Aralık 2014’te görüldü. Dava sürecinde feministler Yasemin için eylemler yaptı, duruşmaları feminist avukatlar ve feminist kadınlar takip etti.

Mahkeme heyetinin “korku ve heyecan altında işlediği suça ceza verilmesine yer olmadığına” karar vermesiyle 7 Temmuz 2017’de tahliye olan Yasemin’in tahliye olmasının ardından feminist avukatlar Yasemin’in beraat etmesi istemiyle İstinaf Mahkemesi’ne başvuru yaptı. Özkan Kaymaklı’nın ailesi ise Yasemin’e ceza verilmesi istemiyle başvuruda bulundu.

9 Nisan Pazartesi günü İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi’nde saat 13.30’da görülecek olan istinaf duruşmasında Yasemin için beraat talep edilecek.

Yasemin’in 18 yıldan 24 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı ve sonuncusunda tahliye edildiği 14 duruşmanın kronolojisi:

10 Aralık 2014 – İlk Duruşma

Yasemin Çakal’ın ilk duruşması 10 Aralık 2014’te görüldü. Yasemin Çakal’ın kız kardeşi, ablasının evliliği boyunca şiddete maruz bırakıldığını, ölümle tehdit edildiğini, boşanmak istediğini ancak eski kocası tarafından öldürülmekten korktuğunu söyledi. Yasemin’in kardeşi Eda, ablasının maruz kaldığı şiddet nedeniyle çocuk düşürdüğünü ve bir çocuğunu da düşürme tehlikesi yaşadığı söyledi.

Duruşma 27 Ocak 2015’e ertelendi.

İstanbul Feminist Kolektif, Yasemin’in 27 Ocak’ta görülecek ikinci duruşması için çağrı yaptı. İFK, “Suç değil, erkek şiddetine karşı meşru müdafaa” diyerek, Yasemin’in tahliye edilmesi gerektiğini söyledi.

27 Ocak 2015 – İkinci Duruşma

Yasemin’in ikinci duruşması 27 Ocak 2015 günü saat 11.30’da Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Yasemin’in ikinci duruşmasına İstanbul Feminist Kolektif üyeleri de katıldı. Yasemin, duruşmada savunma yapmak için söz aldı ve evliliği boyunca maruz kaldığı şiddeti anlattı.

Yasemin’in avukatı Duygu Eroğlu, savcının esas hakkındaki mütalaasını açıklamasına itiraz ederek, tanıkların dinlenmesini ve delillerin ortaya konmasını istedi. Duruşmada Yasemin’in kız kardeşi de söz aldı. Ablasının iki yıl önce evlendiğini ve sistematik şiddete maruz kaldığını söyledi. Ablasının boşanmak istediğini ancak eski kocasının onu ölümle tehdit ettiğini ve ablasının korktuğunu söyledi. Yasemin’in kız kardeşi, ablasının ilk çocuğunun östrojeni fazla salgıladığı için Özkan Kaymaklı’nın çocuğunu evlatlık vermek istediğini, ablasının ise buna karşı çıktığını söyledi.

Savcı Coşar, suç tarihi 10 Temmuz 2014’te Özkan Kaymaklı’nın çocuk bezi alınması konusunda eşiyle tartıştığını, olay sırasında Kaymaklı’nın sanık Yasemin Kaymaklı’ya vurduğunu, sanığın haksız tahrik altında bıçakla Kaymaklı’yı 4 kere yaralayarak öldürdüğünü kaydederek, haksız tahrik altında ‘yakın akrabayı kasten öldürme’ suçundan 18 yıldan 24 yıla kadar hapsini istedi.

İkinci duruşmada ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Yasemin’in tutukluluk halinin devamına karar verdi ve duruşmayı 19 Mart tarihine erteledi.

İstanbul Feminist Kolektif 17 Mart 2015’te Yasemin’in 19 Mart’ta görülecek duruşması için kadınlara çağrı yaptı. İFK’nın aylık olarak çıkardığı “Kadınlar Hayatlarına Sahip Çıkıyor” adlı rapor da, feministler “kadınların mücadelesinin görünür kılınması için çalışılıyor. Meşru müdafaa eyleminin hukuktaki karşılığının cezasız olması gerektiğini söylüyor,” dedi.

19 Mart 2015 – Üçüncü Duruşma

Üçüncü duruşmada, Yasemin’in iş yerinden arkadaşı Özlem Haymana tanık olarak ifade verdi. İfadesinde Yasemin’in sürekli olarak şiddete uğradığını söyleyen Özlem Haymana, “Yasemin, Özkan’ın içkili olarak eve geldiğini ve şiddet uyguladığını anlatırdı. Bir gün, Özkan Yasemin’i döverek eve kilitlediğinde, Yasemin benden polisi aramamı istemişti,” dedi.

Duruşmada Yasemin’in avukatı Duygu Eroğlu, mahkemenin Yasemin’in maruz kaldığı şiddeti göz ardı ettiğini söyledi. Avukat Meriç Eyüboğlu da Yasemin’in fiziki muayenesinin yapılmadığını söyleyerek Adli Tıp Kurumundan rapor istenmesini talep etti.

Özkan Kaymaklı’nın avukatı Meltem Yılmaz, Yasemin’in eski kocasına şiddet uyguladığını söyledi ve müvekkilimiz nihayetinde bir erkektir ve kendisine uygulanan şiddete karşı karısına tepki vermiştir diyerek erkek şiddetini savundu.

Mahkeme Heyeti, eksik evrakların tamamlanması için Yasemin’in tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı 13 Mayıs 2015’e erteledi.

13 Mayıs 2015 – Dördüncü Duruşma

13 Mayıs’taki duruşmaya Yasemin’in ailesi ve İstanbul Feminist Kolektif üyeleri katıldı. İstanbul İFK’nın çağrısıyla duruşmaya gelen kadınların bir kısmı hiçbir gerekçe sunulmadan mahkemeye alınmadı.

Dördüncü duruşmada, Yasemin’in abisi de konuştu. Yasemin’in abisi Murat, “Yasemin evlendiği zamandan beri şiddet görüyor. Şiddet gördükten sonra beni arıyordu ve kardeşimin yanına gittiğimde onu hep baygın halde buluyordum,” dedi.

Mahkeme heyeti yapılan savunmaları reddederek Yasemin’in tutukluğunun devamına karar verdi. Duruşma 24 Haziran’a ertelendi.

24 Haziran 2015 – Beşinci Duruşma

Yasemin’in yakınları ve İstanbul Feminist Kolektif üyelerinin katıldığı beşinci duruşmada ‘şiddet tespiti’ ve ‘psikiyatri muayenesi’ için adli tıp raporu izni çıktı. Perihan Meşeli, duruşmanın ardından “Yasemin’in evliliği boyunca ve hamileyken gördüğü fiziksel şiddetin, işkencenin ve bunun neden olduğu travmanın belgelenmesi için rapor talebimiz kabul edildi,” dedi.

Duruşma 16 Eylül’e ertelendi.

16 Eylül 2015 – Altıncı Duruşma

Adli tıp raporu gelmedi. Duruşmada karşı tarafın avukatı Özkan Kaymaklı ve Yasemin’in olaydan 3 gün önce alkol aldığını savundu ve bilirkişi raporu istedi. Feminist avukatlar ise Yasemin’in sürekli şiddet gördüğünü ve meşru müdafaa yaptığını söyleyerek tahliye istedi.

Mahkeme, karşı tarafın talep ettiği bilirkişi raporu ve ‘şiddet tespiti’ ile ‘psikiyatri muayenesi’ raporlarının değerlendirilmesi için duruşmayı 1 Aralık 2015 tarihine erteledi.

İstanbul Feminist Kolektif, 1 Aralık’taki duruşma için 28 Kasım’da Taksim’de el ilanı dağıttı.

1 Aralık 2015 – Yedinci Duruşma

Adli tıp raporu, 7.duruşmada da gelmedi. Mahkeme, duruşmayı adli tıp raporunun beklenmesi için 16 Şubat 2015 tarihine erteledi.

Yasemin’in annesi, “Yasemin sürekli şiddet görüyordu. Hamileyken de şiddet gördü. Vücudunda bıçak darbesi, kabuğunda kırık ve vücudunun birçok yerinde morluklar var. Onu evlenmesi için biz zorladık. Annelere sesimi duyurmak istiyorum: Çocuklarına sahip çıksınlar, başkası ne söyler diye yaşamasınlar, benim yaptığımı yapmasınlar,” dedi.

Kadın Cinayetlerine Karşı Acil Önlem, 16 Ocak’ta İstanbul Kadıköy’de eylem yaptı. Yaklaşık 200 feministin katıldığı eylemde, sokak isimleri “hayatlarını savunan” Yasemin Çakal, Nevin Yıldırım, Çilem Doğan, Nermin Uzunyurt, Emine Yıldırım, Gülfidan Kuşoğlu, Bedriye Altın ve Çiğdem Uyusun olarak değiştirildi. Ayrıca sosyal medyada #KadınlarHayatlarınıSavunuyor  ve #HayatımızıSavunuyoruz hashtagleriyle eylem yapıldı.

16 Şubat 2016 – Sekizinci Duruşma

Adli tıp raporu, sekizinci duruşmada da gelmedi. Hakim, Yasemin’e olaydan önce psikolojik tedavi görüp görmediğini sordu. Yasemin, “Şiddet görüyordum. Sokağa çıkmama bile izin vermiyordu” dedi. Karşı taraf ise Yasemin’in olaydan sonra kapıyı kilitleyerek, Yasemin’in Özkan Kaymaklı’yı ve çocuğunu öldürmeye teşebbüs ettiğini söyledi. Yasemin ise “Anahtarı bekçiye verdim ve ambulans çağırmasını söyledim. Şok halindeydim. Çocuğuma zarar vermek gibi bir girişimim asla olmadı,” dedi.

Feminist avukatlar, olayın meşru müdafaa sonucunda gerçekleştiğini belirtti ve tutuksuz yargılama talebini yineledi.

Mahkeme, Adli Tıp Kurumundan gelecek raporun değerlendirilmesi için duruşmayı 1 Haziran 2016’ya erteledi.

Mart ayında, Kirpiğiniz Yere Düşmesin kitabı yayınlandı. Güldünya Yayınları’ndan çıkan kitap, İstanbul Feminist Kolektif’in 2015 yılında aylık olarak hazırladığı raporları, raporlarla ilgili yazıları ve rapora konu olan kadınlarla ilgili söyleşileri derledi ve “hayatlarına sahip çıkan kadınlar”ın hikayelerine yer verdi.

kirpiğiniz yere düşmesin

Yasemin’in 8 Mart’ta kadınlara gönderdiği mesaj şöyle:

“Ben bugün aranızda olmak, erkeklerin şiddetine karşı avazım çıktığı kadar isyan etmek isterdim sizinle birlikte. Olmadı… Başka bir 8 Mart’ta birlikte sokaklarda olacağımızı biliyorum. Hepinizi kucaklıyorum. Biz katil değiliz. Bunu anladım. Başka çaremiz yoktu. Benim de yoktu Nevin’in de, Çilem’in de… Ve diğerlerinin de… Başlarda ben katilim deyip vicdan azabı çektim. Ama öyle olmadığını biliyorum şimdi. Başka ne yapabilirdim ki? Ölmemek için öldürmek zorunda kaldım ben. Hep şiddet gördüm, hep kötü davrandı bana. O zamanlar yalnızdım ve korkardım ürkerdim her şeyden. Şimdi artık korkmuyorum çünkü hayatımda kadınlar var. Tüm kadınları selamlıyorum. Yaşasın kadın dayanışması, yaşasın feminist mücadelemiz.”

1 Haziran 2016 – Dokuzuncu Duruşma

Adli Tıp Raporu, bu duruşmada da gelmedi. Feminist avukatlar, Yasemin’in göğsündeki kitleden dolayı sorun yaşadığını ve tüm dilekçelere rağmen tedavi şartlarının yerine getirilmediğini söyledi. Heyet, beklenen evrakların tamamlanması için duruşmayı 8 Eylül tarihine erteledi.

İstanbul Feminist Kolektif’ten kadınların Yasemin’in görüşçüsü olabilmesi için yaptığı başvuru 60 günlük süre geçmiş olduğu gerekçesiyle reddedildi.

8 Eylül 2016 – Onuncu Duruşma

24 Haziran’da Adli Tıp Kurumundan istenen rapor, onuncu duruşmada da gelmedi. Feminist avukatlar, meşru müdafaa yaparak eski kocasını öldüren Çilem’in davasını referans gösterdi ve Yasemin’in tahliyesini istedi.

Mahkeme Heyeti, beklenen evrakların tamamlanması için duruşmayı 7 Aralık’a erteledi.

7 Aralık 2016 – On Birinci Duruşma

Adli Tıp’tan beklenen rapor, Kasım ayında geldi. Yasemin iyi hissetmediği için savunmayı yapamadığından, feminist avukatlar mütalaadan önce savunma yapılabilmesi için süre istedi. Adli Tıp Kurumundan gelen rapor, bir sayfalık ve yetersizdi. Yasemin’in evliliği sürecinde maruz kaldığı şiddet ile eski kocasını öldürmesi arasında açıkça bağlantı kurulmuyordu. Yasemin’in avukatı, İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalından rapor istenmesini talep etti ancak bu talep reddedildi. Feministler alternatif rapor istemek için harekete geçti.

8 Şubat 2017 – On İkinci Duruşma

2 yıldır tekrarlanan “travma ve cinsel şiddet konusunda uzman tıp fakültelerinden rapor alınması” talebi kabul edildi. Bu talebin önemi Yasemin’in öldürme eyleminin evlilik boyunca yaşadığı fiziksel ve psikolojik travmayla olan bağlantısının bilimsel olarak araştırılacak olması. Yani Yasemin’in eylemini canına tak ettiği için gerçekleştirdiğine bir delil daha eklenecek.

5 Nisan 2017 – On Üçüncü Duruşma

Kapalı olarak yapılan duruşmada Yasemin’in yazılı ifadesi okundu. Dava boyunca feminist avukatların ısrarlı talepleri sonucunda geçen duruşma mahkeme tarafından “travma ve cinsel şiddet konusunda uzman tıp fakültelerinden rapor alınması” kabul edilmişti. Tam teşekküllü devlet hastanesinin raporu bu duruşmaya yetişmedi. Ancak 24 Mayıs tarihinde yapılacak duruşmaya kadar gelmesi bekleniyor.

24 Mayıs 2017 – On Dördüncü Duruşma

Yasemin’in eski eşi tarafından gördüğü şiddet Adli Tıp Ana Bilim Dalı tarafından verilen 33 sayfalık raporla sunuldu. Rapora rağmen savcı mütalaasında “haksız tahrik altında eşi kasten öldürme” cezası verilmesini istedi. Feminist avukatlar, Adli Tıp Ana Bilim Dalı raporunda Yasemin’in cinsel istismara uğradığının ve fiziksel şiddete maruz bırakıldığının tespit edildiğini söyledi ve “örselenmiş kadın sendromu” yaşadığını belirterek tahliye talep etti. Duruşma 4 Temmuz 2017 tarihine ertelendi.

4 Temmuz 2017 – On Beşinci Duruşma

Karar duruşmasında Mahkeme, Yasemin’in “meşru savunmada mazur görülebilecek heyecan, korku ve telaşla sınırı aşması sonucunda eylemi gerçekleştirdiğini” kabul ederek, ceza verilmesine yer olmadığına karar verdi. Yasemin bu kararla birlikte tahliye oldu.

Feminist avukatlar, ceza verilmemiş olsa da, Çakal’ın beraat etmesi gerektiğini söyleyerek İstinaf Mahkemesi’ne başvurdu. Ölen kocanın ailesi ise ceza verilmesi istemiyle İstinaf Mahkemesi’ne başvurdu.

9 Nisan 2018 – İstinaf duruşması

Sistematik şiddet gördüğü kocasını öldüren Yasemin Çakal’ın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi’nde görülen istinaf duruşmasında mahkeme ceza verilmesine yer olmadığına dair kararı bozup 15 yıl hapis cezası verdi.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, Çakal’ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 82/1-d maddesinde yer alan Üstsoy veya altsoydan birine ya da eş veya kardeşe karşı kasten öldürme suçundan 18 yıl cezalandırılmasına, iyi hal indirimiyle de 15 ceza verilmesine karar verdi.

Mahkemenin verdiği cezaya karşı Yargıtay’ itiraz/temyiz edildi.

9 Kasım 2022 – Yargıtay duruşması

Yasemin Çakal’ın Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nde 09.11.2022 tarihinde avukatsız olarak görülen duruşması oy çokluğu ile 15 yıl hapis cezası ONANARAK karara bağlandı.

Ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı bu karara Yasemin Çakal lehine itiraz etti.  Başsavcılık, Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin “ceza verilmesine yer olmadığı” kararının doğru olduğuna kanaat getirerek Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararının bozulmasını istedi.

11 Eylül 2023 – İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, meşru müdafaa hakkını kullanan Yasemin Çakal’a, ceza verilmesine yer olmadığına karar verdi.

İngilizce çevirisi için / For the English translation

Bir cevap yazın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.