Fransız feminist avukat, eylemci ve yazar Gisele Halimi, 20. yüzyılın en önemli hukukçularındandı. 70 yılı aşkın bir zamanı feminist mücadele içinde geçirdi ve 28 Temmuz günü, 93. doğum gününden bir gün sonra Paris’teki evinde vefat etti.

Zeiza Gisele Elise Taieb, 27 Temmuz 1927’de Tunus’ta, son derece geleneksel ve erkek egemen bir ailede doğdu. Babası Edouard Taieb, bir katipti ve oğlan çocuk beklentisi nedeniyle Gisele’in doğumunu haftalarca etraftan saklamıştı.

Gisele, erken yaşlarından itibaren erkek kardeşleri ile aralarındaki eşitsiz muameleye, görücü usulü evliliğe (proposed arranged marriage) başkaldırdı. 10 yaşındayken aile içinde daha eşit koşullar için açlık grevine girdi. Hukuk okumak üzere Paris’e gitti ve Sorbonne’da felsefe eğitimi ve hukuk derecesini aldı. 21 yaşında, Tunus barosuna girdi, birkaç yıl burada çalıştıktan sonra Paris’e dönerek hayatının sonuna kadar orada çalıştı.

Halimi için dünyada, bir ezenler bir de ezilenler vardı. Hem kadınlara yönelik adaletsizliklere karşı hem de savaş sonrası dönemde, Fransız kontrolündeki Tunus ve Cezayir’deki işkence mağdurlarının hakları için mücadele etti. Genelde emsal teşkil edecek, yüksek profilli davalara baktı. Bunlar aynı zamanda Fransa’daki kabullerin ve yasaların değişimine yön veriyordu.

1960’ta, Cezayir Bağımsızlık Savaşı sırasında, bir kafe civarına bomba bırakmakla itham edilerek Fransız yetkililerce tutuklanan, işkence ve tecavüze maruz bırakılan Cezayir milliyetçisi Djamila Boupacha’yı temsil etti. Halimi, hayatta kalan Boupacha’yı karşı dava açmaya teşvik etti ve bu tutum o sıralarda görülmemiş bir şeydi. (Bu dava, Gisele Halimi tarafından daha sonra kitaplaştırılmıştır ve Halimi’nin ilk kitabıdır. Kitabın girişi Simone de Beauvoir tarafından yazılmıştır. Kitabın kapağı ise Boupacha’nın Picasso tarafından çizilen portresidir.) Boupacha, en sonunda serbest bırakıldı ve kendisinden özür dilendi. Konu hakkında, 2011 yılında bir Fransız televizyon dizisi de yapıldı: “Pour Djamila.”

1972 yılında, yine dönüm noktası olan, tecavüze maruz bırakılan genç bir kadının (Marie-Claire Chevalier) kürtaj olma hakkını savunan bir davaya baktı. O esnada Fransa’da, yalnızca hayati açıdan riskli gebeliklerin sonlandırılması yasaldı. Marie-Claire, suçsuz bulundu ve bu dava ülkenin kürtaj yasalarının değişimine ve en nihayetinde kürtajın suç olmaktan çıkarılmasına yol açtı.

1971’de “Ben kürtaj yaptırdım” kampanyasında, yasal kürtaj hakkını talep eden kadınlar “Bilmenizi isteriz ki; biz yasadışı kürtaj yaptıran kadınlardan birisiyiz. Ücretsiz doğum kontrol yöntemleri istediğimiz gibi, ücretsiz kürtaj hakkı da istiyoruz” diyordu. Cinsiyetçi Charlie Hebdo dergisi, kampanyaya katılan kadınları hedef göstererek kapak karikatüründe onlara “sürtük” dedi ve bundan sonra manifesto “343 Kaltak” manifestosu olarak ünlendi. Halimi de bu kaltaklardan biriydi. İdam etmeden hapse varana değin, Fransa’da, kürtaj yaptıran kadınlar cezalandırılıyordu. 10 haftaya kadar kürtaj, mücadeleler sonucu 1974’te yasallaştı.

Gisele Halimi, müvekkilleriyle, lobi gruplarıyla ve hükümet içindeki çalışmalarıyla tecavüze karşı yasaları güçlendirdi ve ölüm cezasının kaldırılmasına da yön verdi. Mahkumiyet durumlarında kavgacı olmasıyla ünlü olan Halimi, mahkeme salonundaki “deli kadın” beklentisini boşa düşürüyor, argümanlarının sakinliğiyle avukatları, yargıçları şaşkına çeviriyordu.

Halimi politik olarak angajeydi. 1967’de filozof, savaş karşıtı eylemci Bertrand Russell tarafından kurulan ve başkanlığını Jean-Paul Sartre’ın yaptığı The Russell Tribunal’da görev aldı. ABD’nin Vietnam’da işlediği savaş suçlarını tespit etti. 80’lerde, Fransız Ulusal Meclisi’nde, Fransa’nın UNESCO elçisi olarak çalıştı. Feminist mücadeleyi dert edinen yirmi civarı kitaba katkıda bulundu.

1982’de, Şirin Tekeli’nin de örgütleyicilerinden olduğu YAZKO Kadın Sorunları Sempozyumuna Gisele Halimi de katıldı. İstanbul Gazeteciler Cemiyeti’nde yapılan buluşmada Türkiye’de feminizm sözcüğü ilk kez kürsüden dillendirilmişti.

Halimi, Paul Halimi ile boşanma ile biten bir evlilik yaptı. 1961’de, Sartre’ın sekreteri Claude Faux ile evlendi. Claude 2017’de öldü. Gazeteci, avukat, Le Monde Diplomatique yöneticisi (Sergesi Halimi) üç oğlu, bir erkek ve kız kardeşi, iki de torunu vardı.

90’lı yaşlarında dahi toplumsal adalet için bitip tükenmez bir inanç ve tutku sahibiydi. Ölümünden birkaç ay önce Maria Cornaz Bassoli ile buluştuğunda “Bir sonraki mücadelemiz ne olacak?” diye soruyordu.

https://www.nytimes.com/2020/08/18/world/gisele-halimi-influential-french-lawyer-and-feminist-dies-at-93.html

https://catlakzemin.com/5-nisan-1971-fransada-343-kaltaktan-manifesto-ben-kurtaj-yaptirdim/

https://catlakzemin.com/23-nisan-1982-turkiyede-feminizm-ilk-kez-kursuden-seslendi-yazko-sempozyumu/

Bir cevap yazın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.