Feminist yazar, akademisyen ve eleştirmen Joanna Russ 1937’de ABD’de doğdu. Bilim kurgu kitapları ve feminist edebiyat eleştirileriyle biliniyor.
Cornell ve Yale Üniversite’lerinden mezun olduktan ve birçok üniversitede çalıştıktan sonra University of Washington’da profesör olan Russ, 1960’ların sonunda bilim kurgu kitapları yazmaya başlar, Picnic on Paradise isimli kitabıyla ödül kazanır. O dönem, bilim kurgu alanı erkek yazarların hakimiyetindedir. Bu kitabın da önceki bazı öykülerinin de kahramanı antik Yunan döneminin suikastçisi maceracı Alyx’tir. Russ, sonraları Alyx’in kendisine feminist bilim kurgu ile haşır neşir olmasını sağladığını söyler.
1970’te, Türkçe’ye Dişi Adam olarak çevirilen, The Female Man kitabını yazar ve bu dönem lezbiyen olarak “açıldığı” zamana denk gelir. Yayıncının bir sebeple ertelediği Dişi Adam Türkçe’de ancak 1975’te yayınlanır. Kitabın yazıldığı dönem feminist hareketin güçlü olduğu bir dönemdir; kitap hareketin etkileriyle örülü, öfke ve mizah ile yazılmış, satirik bir dile sahiptir. Dişi Adam farklı tarihsel bağlamlardan dört kadını anlatır. Bu kadınlar birbirleriyle karşılaştıklarında kadınlık rolleri açısından farklı duruşlarını görürüz, kadın olmak hakkındaki fikirleri birbirleriyle etkileşimleri sonucu değişip dönüşür. Joanna karakteri, saygı görmek için kadın kimliğini unutması gerektiğini düşündüğü için kendini “dişi adam” olarak tanımlar. Roman Janet’in Joanna’nın dünyasına gelmesiyle başlar. Janet vebanın 800 yıl önce bütün erkekleri öldürdüğü fütüristik bir dünyada yaşar. Jeannine ise Büyük Buhran’ın hiç bitmediği bir evrendedir. Joanna’nın dünyasında feminist hareket güçlenmektedir. Son olarak, Jael kadınlar ve erkeklerin “cinsiyetler savaşı”nda yaşamaktadır. Russ, zaman ve yer mefhumunda atlamalar ve karakterlerin görüşleri arasında geçişlerin olduğu bir formatta yazar. Bir kurgu roman olduğu kadar teorik bir kitap olarak da ele alınabilir. Roman, feminist bilim kurgunun öncüleri arasında gösterilir. Jael bölümü ile ilgili sonraları transfobik eleştirisini alan Russ bunun için özür diler. 1972’de ödül alan When it Changed isimli öyküsünde sadece kadınlardan oluşan bir gezegeni anlatır ve toplumda toplumsal cinsiyetin gerekli olup olmadığı sorusunu sorar. Russ, erkek egemen bilim kurgu yazınını açıkça sorgulayan feminist yazarlardan kabul edilir. Absürd ve mizahi olanla bilhassa döneminin erkek yazarları ile mücadele eder.
Russ, öte yandan, akademide feminist bilim kurgu çalışmalarını ilerletmeyi önemser. How to Suppress Women’s Writing (1983), Magic Mommas, Trembling Sisters, Puritans and Perverts (1985) ve derleme What Are We Fighting For? (1997) bilim kurgu derslerinde de okutulan akademik çalışmalarına örnek verilebilir. Pornografi ile feminist düşünce ilişkisini irdelediği birçok yazı, bilim kurgu dergilerine gönderdiği birçok raporu vardır. Eleştirilerinde kimi zaman kendini sert bulduğunu ilerleyen zamanlarda belirtir. Ursula Le Guin’i Karanlığın Sol Eli kitabında kadın erkek stereotiplerini yeniden üretmekle eleştirir.
Joanna Russ’ın katkıda bulunduğu bir diğer alan “slash fiction”, yani kısaca sinema veya televizyon karakterlerinin fanlar tarafından üretilen homoerotik hikayeleridir. Russ, slash fiction hikayeler yazmayı tatmin edici bir cinsel deneyim olarak tanımlar. Zaman içerisinde oluşturduğu dev slash koleksiyonunu Ohio’da bir kütüphaneye bağışlar. Bazı Amerikan üniversitelerinde slash kültürü Russ’ın edebiyatı sayesinde ciddiye alınır.
Cesurca ve doğrudan bir biçimde feminist fikirlerini savunan Russ o dönem birçok lezbiyen feminist için ilham kaynağı olur, birçok erkek yazar tarafından hedefe konur, geleneksel rollerin sarsılması açısından feminist literatürde önemli bir kapı aralar.
Flora ve fauna tutkunu Joanna Russ 29 Nisan 2011’de hayatını kaybeder.
Dişi Adam’dan (çeviri: Çiçek Öztek):
Janet Evason New Forest’e döndüğünde ve Kutup İstasyonu’ndaki deneyciler gülmekten katılırken (zira bir düş değildi bu) Manhattan’ın göbeğinde bir kokteyl partide oturuyordum, ben, Joanna, tam da o an bir erkeğe dönüşmüştüm. Yani bir dişi adama, elbette; bedenimle ruhumsa tamı tamına aynı kaldı. Yani ben de varım.