Bir yaşam evresinden diğerine geçişte kadın NEET oranlarındaki artışlar, cinsiyetçi iş bölümünün Türkiye’de çok pekişmiş olmasıyla veya yüksek ev kadınlaş(tır)ma eğilimiyle ilişkilendirilebilir. Bununla tutarlı olarak Türkiye’de medeni hal ile NEET olma olasılığı arasında güçlü korelasyon söz konusudur. Zira 18-29 yaş grubunda evli kadınların %70’i, erkeklerin ise %7’sinin NEET olduğu görülmektedir.

Türkiye’de 18-29 yaş grubundaki her iki kadından biri, toplam 3,5 milyon kadın, ne bir eğitim kurumuna devam etmektedir ne de bir işte çalışmaktadır; diğer bir ifadeyle NEET konumundadır.[i] Bu rakam 15-29 yaş grubunda 4 milyonu bulmaktadır.

NEET, “ne eğitimde ne istihdamda ne de yetiştirmede gençlik” tamlamasının İngilizcesinden (youth not in employment, education or training) yapılmış bir kısaltmadır. Görece yeni bir kavramdır. Resmi olarak ilk kez 1999’da İngiltere’deki sosyal politika belgelerinde kullanılmıştır. 2007-2008 global finans kriziyle birlikte, özellikle gelişmiş ülkelerde, devlet politikalarıyla desteklenmesi gereken bir kategoriye dönüşmeye başlamıştır. Nihayetinde Birleşmiş Milletler “Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları” kapsamında tüm üye ülkeleri NEET’ler konusunda politika geliştirmeye çağırmıştır (2016).

Türkiye kamuoyunda NEET kavramının bilinirliği zamanla artmış, NEET’in muadil kavramı olarak “ev genci”nin, daha çok da muhalif çevrelerde, dolaşıma girmesiyle mesele popülerleşmiştir. Nitekim popüler bilim yaparak farkındalık artırmayı hedefleyen Prof. Dr. Sinan Canan’ın, popülaritesi yüksek konularda kendi sesini duyurmak ya da bir meselenin popülaritesini yükseltmek üzere iyi bir platform sunan Ayşe Arman’ın ve hatta Güldür Güldür Şov’un işledikleri konu kataloglarında yerini almıştır.

NEET’in kapsamı ve alt kümeleri, genç nüfusun aynı anda hem eğitim hem de işgücü piyasasıyla ilişkileri dikkate alınarak belirlenir (Şekil 1). Eğitim kurumları dışında olduğu halde, işsiz olan yahut herhangi bir iş arayışında olmayan genç NEET’tir. NEET içerisindeki “işsiz” (unemployed) – “pasif” (inactive) ayrımı, hem eğitim hem de istihdam dışı olduğu halde işgücü piyasasına dahil olup olmamakla ilgili tercih farkına göre oluşur.

Şekil 1: Eğitim ve İşgücü Piyasası ile İlişkileri İçerisinde Genç Nüfus Kategorileri ve NEET

“İşsiz NEET” (Kategori 8), iş gücü piyasasına dahil olmuş ve iş aramaktayken, “pasif NEET” (Kategori 9) iş gücü piyasasına girmeyen yani herhangi bir sebeple iş arayışı içinde olmayan NEET’tir. Dünya genelinde NEET’ler (Kategori 10) içerisinde pasiflerin payının işsizlerden daha yüksek olma eğilimi söz konusudur. Ancak makasın çok açıldığı durumlar özel bir ilgiyle izlenmelidir. Zira, iktisadi ve iktisadi olmayan sorunların (cinsiyetçilik, ırkçılık vs.) birlikte varlığına delalet eder.

NEET kendi içinde heterojen ve ölçmesi zor bir kategori olduğu halde, işsizlik, okulu erken terk etme ve işgücü piyasasından vazgeçme gibi gençlerin kamusal alana katılımını engelleyen yaygın riskleri birlikte ele aldığı için dikkat çekicidir. Zira bugün NEET olan gençlerin orta-uzun vadede de iktisadi, sivil ve siyasal katılımlarının kısıtlı kalması olasılığı, NEET olmayanlara göre çok daha yüksek kabul edilir. Literatürde, yoksul olmanın, düşük eğitim düzeyinde veya az gelişmiş bölgelerde yaşıyor olmanın, engelli, göçmen veya kadın olmanın NEET olma riskini anlamlı şekilde artırdığına dair görüş birliği vardır.

Türkiye’de kadın olmakla NEET olmak arasındaki ilişki bu yazının asıl meselesidir. OECD’nin Bir Bakışta Eğitim 2023 Raporuna göre 18-24 yaş grubunda OECD’ye üye ülkeler içerisinde NEET oranı en yüksek ülke, %33,47 ile Türkiye’dir. Buna karşılık OECD ortalaması %14,72, AB 25 ortalaması %13,73’tür (Şekil 2).

Türkiye’nin NEET konusundaki skorer konumunu nelerle açıklamak gerekir? İlk akla gelenler, yerinde bir refleksle, ulusal ekonomi ve (ulusal/milli) eğitimdeki yapısal zaaflardır. Ancak Türkiye’nin NEET şampiyonluğundan müsebbip bir diğer değişken de cinsiyetçiliktir. Aile, piyasa ve devlet başta olmak üzere toplumunu taşıyan kurumlarda cinsiyetçilik yaygın ve sistematik bir uygulama olmasaydı, Türkiye ne skorer bir ülke olurdu ne de benzer skorlara sahip pek çok ülkeden onu ayrıştıran, nevi şahsına münhasır bir NEET profiline ev sahibi olurdu.

Türkiye, Şekil 3’te görüldüğü üzere, 2006-2018 yılları arasında 15-24 yaş grubunda, genç nüfus içerisindeki NEET oranını anlamlı ölçüde azaltmayı (%38,6’dan %24,4’e geri çekmeyi) başarmıştır.[ii] Ne var ki buna rağmen Türkiye’nin skoru, bırakın %15’in altında seyreden AB ve OECD ortalamalarını, Dünya ortalamasının da üzerindedir: 2018 yılı 15-24 yaş verileriyle Türkiye’nin NEET oranı %24,4 iken Dünya ortalaması %19,9’dur (Gençliğin Gücü, S. 11). Ancak genç erkek NEET’lerin Türkiye’deki oranı (%15,6) ile dünya ortalaması (%15,1) birbirine çok yakınken genç kadınlar arasında %33,5’lik NEET oranıyla Türkiye, %24,6 olan dünya ortalamasından epeyce uzaklaşmaktadır. Öte yandan Şekil 3, Türkiye’nin NEET skoru ile NEET AB ortalaması arasındaki ciddi farktan esasen genç kadın NEET oranları arasındaki derin uçurumun sorumlu olduğunu göstermektedir.

Gençliğin Gücünü Harekete Geçirmek[iii] raporundaki rakamlara göre, Türkiye’nin genç kadınlarının, NEET statüsüne geçme olasılıkları, genç erkeklere kıyasla üç kat fazladır. Türkiye’de NEET gençliğin ezici çoğunluğu (%74,3) da genç kadınlardır.  

TABLO 1. 18-24 yaş grubunda ülkelere göre pasif NEET oranları ve cinsiyet uçurumu (2020)

Tablo 1’e göre Türkiye 35,4 puan ile pasif NEET’ler arasında cinsiyet uçurumunun en derin olduğu OECD ülkesidir. Türkiye’ye en yakın Meksika’nın puanı 28’de kalır. Kadın NEET’ler arasında pasiflerin payı itibariyle %90 bandını zorlayan İsrail’in cinsiyet uçurumunun 0,5 puanda kalması, Yunanistan’da pasif NEET’ler itibariyle cinsiyet uçurumun -5 puanı zorlaması dikkat çeken verilerdir. Buna karşılık genç kadınlarda %80 bandını zorlayan Türkiye, %42,6 ile genç erkeklerde OECD (%53,4) ve AB 22 (%51,2) ortalamalarının altına iner.

Şekil 4: 15-19 Yaş Grubunda Yüksek NEET oranına Sahip Ülkelerde, Yaş Gruplarına Göre değişen NEET Oranları

Türkiye, OECD’ye üye ve partner ülkeler içerisinde, 15-19 yaş grubu itibariyle benzer -ama aslında daha yüksek- NEET oranlarına sahip Kosta Rika ve Kolombiya’dan, yaşam evreleri arasındaki geçişler söz konusu olduğunda, açık farklılık göstermektedir. Şekil 4’te görüldüğü üzere, Türkiye’deki NEET oranı 15-19 yaş grubundan 20-24 yaş grubuna geçerken %15’ten %30-35 bandına çıkarak çok dik bir eğri çizmekte, yani sıçramalı bir artış kaydetmektedir. Buna karşılık Kosta Rika’da tümüyle yatay, Kolombiya’da da %18’den %25’e tırmanışla Türkiye’ye göre çok daha yatay bir seyir söz konusudur. Türkiye’nin sahip olduğu bu dik eğriden tartışmasız olarak kadın NEET sayısındaki artış sorumludur. Türkiye’de, Ulusal Genç İstihdam Stratejisi’nin verilerine göre, 15-19 yaş grubundan 20-24 yaş grubuna geçişte her iki cins içinde de NEET oranı artmaktadır. Ne var ki artış oranı, Tablo 2’de görüldüğü gibi, kadınlarda iki katına çıkmaktadır. Dahası 25-29 yaş grubunda artış eğilimi kadınlar arasında sürerken erkeklerde azalma söz konusudur.

Tablo 2: Kadın ve Erkek NEET’lerin Yaş Gruplarına Dağılımı (2020)

Yaş Grupları Türkiye

Kadın  (%)

Türkiye

Erkek (%)

Türkiye

Toplam (%)

AB

Ortalama (%)

15-19 Yaş 23.5 16.2 19.7 6
20-24 Yaş 48.1 26.6 37.2 16
25-29 Yaş 56.2 21.6 38.9 18

Kaynak: UGİS, S. 34-35, EAG 2018, S. 61

Bir yaşam evresinden diğerine geçişte kadın NEET oranlarındaki artışlar, cinsiyetçi iş bölümünün Türkiye’de çok pekişmiş olmasıyla veya yüksek ev kadınlaş(tır)ma eğilimiyle ilişkilendirilebilir. Bununla tutarlı olarak Türkiye’de medeni hal ile NEET olma olasılığı arasında güçlü korelasyon söz konusudur. Zira 18-29 yaş grubunda evli kadınların %70’i, erkeklerin ise %7’sinin NEET olduğu görülmektedir.[iv]

Son söz yerine, memlekette hâl vaziyet buyken, devletin ve/veya iktidar partisinin bu ağır tabloyu nasıl karşıladığı, yani nasıl bir NEET politikasını benimsediğini açık edecek bir iki noktaya dikkat çekmek istiyorum: Ulusal Genç İstihdam Stratejisi (UGİS), Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin NEET’lere en kapsamlı yer veren politika belgesidir. UGİS’in üç politika ekseninden birisi “NEET istihdamının artırılması”dır. 2020-2023 aralığında NEET oranının %28,3’ten %20’ye düşürülmesi gibi somut bir temel hedef ve bu temel hedefe bağlı üç hedef ve on bir tedbir de belirlenmiştir. Yazının paylaştığı ilk OECD verisine göre, Türkiye ana hedefine hiçbir biçimde yaklaşamamıştır. Bunun, karar vericilerin sıklıkla yaptığı gibi, Covid pandemisine dayalı ekonomik daralma gibi arızi, beklenmedik değişkenlerle ne kadar açıklanabileceği tartışma götürür. Zira, UGİS ve hem UGİS’i önceleyen hem de onu takip eden tüm strateji belgeleri ve/veya planlar cinsiyetçilik değişkenini samimiyetle ele almaktan sistematik bir biçimde kaçınmaktadır. Bunu UGİS üzerinden şöyle somutlaştırabiliriz: Mevzu bahis üç hedef ve on bir tedbirin hiç birisi doğrudan kadın NEET’lerle ilişkili değildir. Dahası UGİS, OECD ortalamalarıyla Türkiye verileri arasındaki uçurumu “kültürel değerler ve cinsiyete bağlı birtakım sorumluluklar” ile gerekçelendirir; ama sözünü ettiği tek örnek, bunu iki kez de tekrarlamak suretiyle, askerliktir. Genç yaşta evlilik, erken evlilik, okul terki gibi kadın deneyimlerinden bu belge hiç söz etmez. NEET profili bakımından AB ülkeleriyle Türkiye arasındaki farkın pasif NEET oranlarından kaynaklandığını kaydeder ve ama Türkiye’de pasif NEET’ler arasındaki cinsiyet uçurumunu konu etmez. Bekleneceği üzere, cinsiyet uçurumu verilerinin uluslararası karşılaştırmalarını da tamamen atlar.

Devletin NEET diskuru, açık bir biçimde uluslararası ana akım diskuru tekrarlar niteliktedir. “Aktif işgücü politikaları” (kariyer planlama, iş arama yardımları, eşleştirme ve danışmanlık hizmetleri, üniversite-sektör işbirliği, bursiyer ve stajyerlik düzenlemeleri) ve güvenceli esneklik vizyonuyla çerçevelenmiş bir politika yapım sürecinden ve bunun olumlu neticelerinden söz edilir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının NEET meselesiyle ilgili yeni sayılabilecek ifadelerine yansıdığı üzere[v], NEET sorunu, yine uluslararası diskuru izleyerek, bir sosyal politika sorunu olarak kodlanır.

Ne var ki, Türkiye’nin aşırı kadınlaşmış NEET meselesi bir sosyal politika sorunu olmaktan çok, ekonomi-politik bir sorundur. İktisadi dokuya cinsiyet eşitliği yönünde yapısal müdahale kararlılığını gerektirir. Bunun ne demek olduğunu İpek İlkkaracan, Kijong Kim ve Tolga Kaya’nın Sosyal Bakım Hizmetlerine Kamu Yatırımlarının İstihdam, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Yoksulluğa Etkileri: Türkiye Örneği (2015)[vi] çalışmasından çıkan çarpıcı sonuçlara işaret ederek açıklayalım: Türkiye, sadece okul öncesi çocuk eğitim ve bakım hizmetleri sektöründe, okul öncesi programlara kayıt oranında, yine sadece OECD ortalamasını yakalamaya yetecek kadar kamu harcamalarını artıracak olsaydı, 719 bin civarında yeni iş yaratabilir ve de bu işlerin %73’üne kadınların istihdam edilmesi ve dahası göreli yoksulluğun %1,5 oranında gerilemesi söz konusu olabilirdi. Buna karşılık aynı miktardaki kamu kaynağının fiziksel altyapı/inşaat sektörüne yönlendirilmesiyle yaratılacak yeni işlerin 250 binde, bu işlerdeki kadın istihdamının %6’da ve göreli yoksulluktaki gerilemenin %0,35’te kalacağı tahmin edilmektedir!

[i] https://geleceginikurangenckadinlar.org/istatistikler/ (10.03.2024)

“Geleceğini Kuran Genç Kadınlar Projesi”, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iş birliğinde Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Sabancı Vakfı tarafından yürütülmektedir. Projenin web sayfasından erişilebilen online kütüphane, Türkiye’deki NEET kadınları doğrudan ya da dolaylı konu edinen önemli araştırma raporlarını ve akademik çalışmaları bir araya getirmiştir.

[ii] İlgili literatüre göre, NEET oranlarındaki bu azalma, genç nüfusun eğitimde geçirdiği sürenin uzatılması yönündeki tedbirlerle (örneğin ortaöğretimin zorunlu eğitim kapsamına alınması) mümkün  olmuştur.

[iii] https://www.stgm.org.tr/sites/default/files/2020-11/b70f3f_1fc7aec5e6414949a48536b1145317ba.pdf (Son erişim: 11.03.2024, S. 17)

[iv] Gençliğin Gücünü Harekete Geçirmek Raporu (2020), S. 23.

[v] https://www.csgb.gov.tr/haberler/bakan-isikhan-ne-egitimde-ne-istihdamda-olan-genclere-yonelik-kamu-istihdam-hizmetleri-konferansi-na-katildi/

[vi] https://www.ilo.org/ankara/publications/WCMS_409805/lang–tr/index.htm (son erişim tarihi: 11.03.2024, S. 9-10)

 

Bir cevap yazın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.