Viral olan yeni yıl challenge’ı, kadınları bir ay boyunca doğal vücut kıllarını benimsemeye davet ediyor. Peki vücut kılları, özellikle kadınlarda neden hâlâ bu kadar tartışmalı bir konu?
Anca Ulea
Çeviren: Gaye Polat Taşpınar
@januhairy* Instagram hesabına göz attığınızda, tıraş bıçaklarını Ocak’ta bir aylığına bir kenara atmayı seçen dünyanın dört bir yanından kadınların hikayelerini göreceksiniz.
Gönderilerde muazzam bir başarı kazanmış olma tonu var. Gözlerinin üzerine kalpler çizilmiş, pembe askılı üst giyen bir kadın neşeyle kollarını kaldırıyor ve koltuk altındaki iki tutam kılı ortaya çıkarıyor. Şöyle haykırıyor: “Ben bir kadınım ve vücudumda kıllar var! Bir cümle diğerini dışlamaz çünkü vücut kılları doğaldır.”
Sarı kıvırcık saçlı ve parlak mavi gözlü bir başkası ise bacak kıllarını okşarken ve koltuk altı tüylerini sergilerken baş döndürücü bir şekilde dans ediyor. Video, ekranda beliren büyük bir metinle başlıyor: “Hey tahmin et ne oldu? Kadınlar da kıl tüy uzatıyor!”
Ancak biraz daha derine inince, Januhairy’nin yalnızca yeni yılla birlikte başlanan neşeli bir kişisel gelişim trendi olmadığını göreceksiniz. Sayfadaki bazı ifadeler, kadınların vücut kıllarıyla ilgili hissettiği derin güvensizlikleri ve hatta utancı ortaya koyuyor.
Avustralya’dan 13 yaşındaki bir çocuk şöyle yazıyor: “Toplum içinde kıllarımı göstermek hâlâ zor, çünkü ilginin üzerimde olmasını ve bana tiksinti dolu bakışlarla bakılmasını istemiyorum.”
Kimi Januhairy’nin gönderilerinim altındaki açıkça nefret dolu yorumları göz önünde bulundurunca, korkusu mantıksız değil:
“Bunun çekici olduğunu düşünüyorsanız hastasınız.”
“Tıraş olmak istemiyorsan tamam ama bu hijyenik değil! Sadece söylüyorum.”
“Hiçbir erkek göğüs kılları olan bir kadınla evlenmez.”
Kadınların vücut kıllarına yönelik bu derin nefret bazıları için şaşırtıcı olabilir; sonuçta sene 2024, bunu artık aşmış olmamız gerekmez miydi?
Ancak “Mükemmel Ben: Etik Bir İdeal Olarak Güzellik” kitabının yazarı ve Warwick Üniversitesi’nde profesör olan ahlak filozofu Heather Widdows, toplumun (hem erkeklerin hem kadınların) vücut kıllarına yönelik görüşlerinin son on yılda daha da düşmanca hale geldiğini söylüyor.
Widdows, Euronews Culture’a şunları söyledi: “Januhairy gibi bir şey kişisel bir tercih değil, politik bir beyan. Ocak’ta bir aylığına alkol almamak (Dry January) gibi değil. İnsanların tarafsız görüşlerinin olduğu bir şey değil. Buna katılmak bir modyı takip etmekten ziyade politik bir duruş belirtmek demek.”
Januhairy nedir?
Januhairy, 2018’de, Birleşik Krallık’taki Exeter Üniversitesi’nde tiyatro okumakta olan Laura Jackson tarafından başlatılan bir girişim. Jackson, Birleşik Krallık medyasına, fikrin aklına bir performans için tıraş olmayı bırakmak zorunda kaldıktan sonra geldiğini söyledi.
Jackson, o dönemde BCC’ye verdiği bir röportajda “Kendimi özgürleşmiş ve daha özgüvenli hissetmeme rağmen, çevremdeki bazı insanlar neden tıraş olmadığımı anlamadı veya onaylamadı,” diyor.
Jackson’ın başlattığı sosyal medya kampanyası hızla yayıldı ve kısa sürede dünyanın dört bir yanındaki kadınlara ulaştı. Kadınların vücut kılları etrafında hâlâ var olan damgalamaya dair farkındalık kazandırmanın yanı sıra, ilk etkinlik aynı zamanda beden imajı hakkında eğitim veren bir hayır kurumun için para topladı.
Altı yıl boyunca, @januhairy Instagram hesabı 40.000’den fazla takipçi topladı.
Ulaşılması imkansız güzellik standartları yuvası olan Instagram gibi bir uygulamada, böyle beden olumlama örnekleri oldukça nadir.
UWE Bristol’deki Görünüm Araştırmaları Merkezi’nin başındaki Profesör Elizabeth Daniels “Genelleme yapmak gerekirse, sosyal medyanın kadınların beden algısı üzerinde küçük de olsa bir etkisi var, ve bu etki genellikle pek de yardımcı olmamak şeklinde ortaya çıkıyor,” diyor. Daniels’a göre—özellikle genç kadınlar üzerinde—daha güçlü etkileri olan faktörler akran grupları ve belli hedef kitlelere yönelik oluşturulan güzellik pazarlama stratejileri.
Daniels, Euronews Culture’a şöyle dedi: “Kadınları bunun tam tersi istikamete sürükleyen ve güzel kabul edilmek için tıraş olmaları gerektiğini dayatan bir akıntı var. Bu sesleri bastırıp kendi kendine güzel olarak neyi kabul ettiğini, güzellik adına yapılanlarlardan hangilerini yapmayı gerçekten isteyip hangilerini istemedeğinne kafa yorabilmek, bireyler olarak kızlar veya kadınlar için gerçekten zor bir iş.”
Vücut kılları ne zaman bu kadar tartışmalı bir hale geldi?
Batı toplumunun vücut kılına kirli veya iğrenç bir şey olarak bakışı nispeten yeni bir fenomen.
ABD’li tıraş bıçağı şirketi Gillette – bugün hâlâ dünyanın en büyük tıraş bıçağı şirketi – vücut kıllarını “utanç verici kişisel bir problem” olarak çözmenin bir yolu olarak reklam kampanyalarında kadınları hedef almaya 20. yüzyılın başlarında başladı.
1915-1917 tarihli bir reklamda şöyle diyor: “Koltuk altını beyaz ve pürüzsüz tutmanın iyi giyinmenin ve bakımlı olmanın bir parçası olduğu günümüzde Gillette, dünyanın her yerindeki kadınlar tarafından sevinçle karşılandı.”
O zamana kadar, Batı’da vücut kılı temizliği daha zengin sınıflara ayrılmış ve çoğunlukla dini veya pratik nedenlerle, vücudu arındırmak veya bitleri önlemek için yapılmıştır.
1950’lerde, etek boyları yükseldikçe ve kapitalizm toplum üzerindeki sıkı kontrolünü artırdıkça, daha fazla kadın tıraş olmaya başladı ve tüysüz bacaklar ve koltuk altları kadınsı güzelliğin sembolü haline geldi.
Vücut kılı almanın popülerliği o zamandan beri azalmaksızın artmaya devam etti—1970’lerdeki “kıl sevilen” o kısa dönem dışında.
Bugün küresel kıl alma endüstrisinin iş hacmi patlama yapıyor. Endüstrinin 2022’de yaklaşık 1,14 milyar dolar (1,04 milyar euro) olan toplam değerinin 2032’ye kadar 1,89 milyar dolara (1,74 milyar euro) ulaşması bekleniyor.
Araştırma firması Mintel’in 2023 İngiltere Tıraş ve Kıl Temizleme Pazarı raporuna göre, İngiltere’deki tüketicilerin %55’i (hem erkekler hem kadınlar) son 12 ay içinde koltuk altı kıllarını aldığını ifade ediyor.
Bu aşamada, vücut kılı almak geçici bir trendden daha fazlası—koltuk altı kılını benimseyen kadın ünlüler ve influencer’lar giderek daha görünür bir kesim oluştursa da, güçlü bir sosyal akıntıya karşı yüzüyorlar.
Widdows, Perfect Me (Mükemmel Ben) adlı kitabında değişen güzellik idealini ve bunun kendilik algımız üzerindeki etkilerini ele alırken, “Vücut kılı almanın normalleştirilmesi kademeli olarak arttı,” diyor. “Vücut kıllarını temizlememek, kendine bakmamak olarak görülüyor, tıpkı dişlerini temizlememek gibi,” diye ekliyor. “Artık birçok kişi tarafından gerçekten bir güzellik uygulaması olarak değil, bir sağlık ve hijyen uygulaması olarak kabul ediliyor.”
Görsele takıntılı bir kültür için görsel olmayan challenge’lar
Daniels’a göre Januhairy gibi sosyal medya hareketlerinin vücut kıllarının nasıl görüldüğü üzerinde küresel düzeyde büyük bir etkisi olmayacak. Ancak bireysel tutumları değiştirebilir ve daha da önemlis, bu konuda bir tartışma başlatabilirler.
“Kadınların görünüşleriyle ilgili sürekli olarak yönlendirildiği beklentileri tartışma fırsatı veriyor, konu ister tıraş olmak olsun ister makyaj yapmak,” diyor. “Sosyal baskı ve beklentiler nedeniyle kadınların görünüşlerine çok fazla zihinsel çaba sarf etmesi gerekiyor, bu yüzden bu konuları tartışmak için iyi bir fırsat olduğunu düşünüyorum.”
Ancak Widdows için, Januhairy gibi hareketlerin ve sosyal medyadaki diğer beden olumlama trendlerin temeli yanlış. “Niyet tamamen iyi, ancak etkisi ters tepebilir,” diye açıklıyor. “Çok sayıda beden olumlama kampanyası gibi, bu hareket de dikkati bedenden uzaklaştırmaktan ziyade bedene çekiyor.”
Üstelik Widdows, Januhairy’nin kitabında ortaya koyduğu “küresel güzellik idealinin” dört özelliğinden sadece birine meydan okuduğunu söylüyor.
Tarih boyunca ilk kez, güzel kabul edilmek için bir kişinin zayıflık, sıkılık, pürüzsüzlük ve gençliğe sahip olması gerektiği konusunda küresel bir fikir birliği olduğunu savunuyor.
Sosyal medyada kıllı koltuk altları ve bacakların fotoğraflarını paylaşmak, küresel idealin “pürüzsüzlük” yönünü reddetse de; Widdows, Januhairy’e katılan kadınların çoğunun hâlâ zayıf, sıkı ve genç olduğunu gözlemliyor.
“Böyle olduğunda, gerçekten de görüntülerinizin söylediği şey, bu tür bir bedenin kabul edilebilir türde bir beden olduğudur,” diyor. “İdeale meydan okumaz. Aslında, onu sadece bir özelliğini sorgulayarak güçlendirir.”
Peki, genç bir kız güzellik normlarını pekiştirmeden patriyarkayla savaşmak istediğinde ne yapmalı? Hem Daniels hem de Widdows, vücut imajı ve güzellik standartlarını belli bir perspektife oturtmaya yardımcı olabilecek, görsel olmayan challenge’lar öneriyor.
Widdows, kişisel hikayelerin gücünü kullanarak #everydaylookism kampanyasını başlattı.
“Yaşadığımız body shaming (beden utandırma) deneyimlerini ve görünüşümüze dair olumsuz yorumlarımızı paylaşıyoruz ki bunun doğru olmadığını, diğer insanların bedenleri hakkında bir şeyler söylemeyi bırakmamız gerektiğini ortaya koyacak bir kolektif eylem yapmış olalım,” diyor.
Daniels, öğrencilerine kendilerinin görsel bir temsili olmadan dünyayı dolaşmanın onlara nasıl hissettirdiğini görmek için üç gün boyunca aynaya bakmama challenge’ı tavsiye etti. “Hem erkek hem de kadınların, bu şekilde dünyaya açılmalarının uygun olmayacağına dair endişelerini ve kaygılarını duymak gerçekten ilginçti. Sanırım görünüşümüzün dışarıdan izlendiğini hissetmemiz de bu baskıdan kaynaklanıyor.”
* Januhairy kelimesindeki kelime oyununu koruyup, terimi Kıllıocak gibi bir kelime türeterek çevirdik. (ç.n.)
Bu yazının orijinali 29.01.2024’te Euronews sitesinde yayınlanmıştır.