Ankara Barosu’nda 2023 yılında baro içinde çalışmalar yürütmek üzere Cinsel Şiddete Karşı Destek ve Dayanışma Birimi kuruldu. Bu birim, meslek içinde, adliyelerde, avukatlar arasında ayrımcılık ve cinsiyetçilikle mücadele etmek, cinsel taciz vd. fiiller karşısında mekanizma işletmek için kuruldu ve barolar içerisinde bir ilk. Danışma merkezi de olan bu birim hakkında birimin koordinatörü avukat Betül Çetin ile söyleştik.

Cool Summer, Helen Frankenthaler

Ankara Barosu 2021’de Toplumsal Cinsiyete Dayalı Ayrımcılık, Şiddet, Cinsel Taciz Ve Saldırıya Karşı Politika Belgesi isimli politika belgesini ve ardından Ankara Barosu Cinsel Şiddete Karşı Destek Ve Dayanışma Birimi Yönergesi’ni açıkladı ve sonra da, takip edebildiğimiz kadarıyla 17 Kasım 2023’te bu birim, Cinsel Şiddete Karşı Destek ve Dayanışma Birimi kuruldu. Bu gelişmeler, hem baroların kadına yönelik erkek şiddetiyle mücadeledeki kritik rolleri hem de baroların önemli bir kurumsal yapı olmaları ve kendi bünyelerinde bu çalışmayı gündeme almaları açısından önemli. Türkiye’de barolar açısından bir ilk, bildiğimiz kadarıyla. Nasıl gelişti süreç bize anlatır mısınız?

Merhaba, öncelikle teşekkür ederiz. Birim olarak ilk hedeflerimizden biri politika belgesini ve birimimizi anlatmak ve tüm baroların kendi politika belgesini oluşturmasına destek vererek kendi mesleğimizde maruz bırakıldığımız toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılık ve şiddetle beraber mücadele etmek.

Ankara Barosu Genel Kurullarında yıllardır kadın avukatların verdiği önergeler var aslında öncesinde. Toplumsal cinsiyete dayalı şiddetle mücadele mekanizmalarının meslek örgütümüzde kurulması ile alakalı. Bu önergeler üzerine Genel Kurulda seçilen baro yönetimlerine tavsiye niteliğinde kararlar alınmış ancak mekanizmalar kurulmamıştı. Bir süredir kadın avukatlar olarak politika belgesi oluşturmak için çalışmalara başlamıştık. Politika belgesi örneklerini incelemeye başlamıştık. Söylediğiniz gibi daha önce Türkiye’de hiçbir baronun politika belgesi yoktu. Kadın avukatların maruz bırakıldıkları şiddet ve bu şiddeti üreten yargının kurumsal işleyişine yönelik sistematik bir çalışma yoktu. Kadın avukatlar olarak karşısında mücadele ettiğimiz erillik meslek örgütümüzde ve yargı örgütlenmesinde ziyadesiyle vardı. Adliyelerde, çalışma alanlarımızda, ortak kullanım alanımız olan adliyelerdeki avukat odalarında cinsiyetçi söylemlerine maruz bırakılıyorduk. Yaptığımız toplantılar neticesinde bir afiş hazırlamaya karar verdik. Afişe “Burada cinsiyetçi konuşmak, bacaklarını ayırarak oturmak, küfür etmek YASAK!” yazdık ve Sıhhıye Adliyesindeki panolara ve avukat odalarına bu afişleri astık. Afişleri astıktan sonra o zaman Ankara Barosu Başkanı olan Av. Erinç Sağkan bizimle görüşmek istedi, görüşmede afişi hazırlama nedenimizden ve maruz bırakıldığımız durumlardan bahsettik, ayrıca politika belgesi oluşturma sürecinde olduğumuzu söyledik. Politika belgesinin kapsamını ve amacını anlattık. Kendisi politika belgesinin Başkent Barosu öncülüğünde oluşturulmasının önemli olduğunu söyleyerek bizden bir çalışma grubu kurmamızı istedi. Bunun üzerine alanda çalışan tüm meslektaşlarımıza çağrı yaptık ve böylece 2021 yılının ocak ayında çalışmalarımıza başladık. Politika belgesinin Ankara Barosu tarafından kabul ve ilan edildiği 8 Mart 2021 tarihine kadar çok yoğun bir çalışma yaptık. Üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının, meslek örgütlerinin politika belgelerini ve birimlerini inceledik. Kadın akademisyenlerden bu süreçte çok ciddi katkı aldık. Fiziki ve çevrimiçi onlarca toplantı yaptık. Politika belgesinde yer alacak her bir kelimenin, her bir cümlenin üzerinde durduk. Kendi mesleğimizde maruz kaldığımız ayrımcılık ve şiddet türlerine ilişkin çok nitelikli tartışmalar yaptık, mücadele pratiklerimizi konuştuk. Bir feminist bilinç yükseltme idi bir yandan aslında tüm bu süreç. Hepimiz birbirimizden beslendik, güçlendik, kadın mücadelesinin bir kazanımına daha ortak olduk.

Bu birimde hangi konuların önceliğiniz olduğunu düşünüyorsunuz? Çalışma planınızda nelere odaklanmak var?

Politika belgesinde ayrımcılık ve şiddet türlerini, çalışma ilkelerimizi ayrıntılı olarak belirledik. Birimin çalışma alanını ise ikiye ayırdık aslında. İlki; toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimleri düzenlemek, stajyer avukatlara staj derslerinde zorunlu olarak toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi verilmesi, baro yönetiminin, merkez ve kurulların da bu eğitimi alması, farkındalık çalışmaları yapılması, sivil toplum kuruluşları ile işbirliği çalışmaları yapmak gibi. Benzer nitelikteki çalışmalar elbette daha önce de yapılıyordu. Ancak birimin kurulmasıyla birlikte bu çalışmaları sonuç alacak şekilde kurumsallaştırmayı, baronun kurumsal işleyişinde eşitlik temelinde bir dönüşüm yaratmayı hedefliyoruz.

İkincisi; bir danışma merkezi kurduk. Danışma merkezinin çalışma alanını cinsel şiddetle sınırlı tuttuk. Zira baromuzda da cinsel taciz ve/veya saldırı örtük ve cezasız kalabiliyor. Maruz bırakılanların disiplin veya adli süreçleri başlatması kolay olmuyor. Bir hukukçu haklarını, başvuru usulünü ve süreci bilse dahi maruz bırakıldığı cinsel şiddetin sosyal, psikolojik etkilerinden dolayı başvuruda bulunmak istemeyebiliyor ya da hem özel yaşamında hem de meslek örgütünde kendini yalnız hissedebiliyor. Bu yüzden birim sadece cinsel şiddete maruz kalan ya da tanık olan stajyer avukat, avukat ve baro personellerinin başvurusunu alıyor.

Ayrıca birim olarak; başvurucu meslektaşlarımızın ceza dosyalarına Ankara Barosu görevlendirmesi ile katılma talebi sunup dava sürecinde meslektaşlarımızın yanında yer alıyoruz.

Toplumsal cinsiyet eşitliğine dair politika belgesi, yönerge oluşturmak ve böyle bir birim kurmak çok önemli ve hele de barolar gibi kurumlar için büyük bir ihtiyaç. Bu çalışmanın sürdürülebilir olacağına inanıyor musunuz?

Politika belgesini oluştururken üzerinde durduğumuz en önemli konulardan biri sürdürülebilir olmasıydı gerçekten. Birimin kapsamını oluştururken de hep bunu düşündük ve ilk aşamada kendimize kimi sorular sorduk: Ayrımcılık, mobbing, fiziksel, ekonomik şiddet başvurusu almalı mıyız? Bu başvuruları alsak yanıtlamaya kapasitemiz yeter mi? Başvuru süreçlerinde sosyal hizmet uzmanı, psikolog gibi uzmanlardan destek alma olanağı yaratabilir miyiz? Başvuruların gizliliğini güvence altına almak, anonim başvurularda nasıl ilerlenebileceği, çalışmaların güvencesi olan bağımsızlığın nasıl sağlanabileceği…

Açıkçası bu sorulara verdiğimiz mükemmel cevaplarımız olmasa da bu çalışma sürdürülebilir mi sorusunun cevabı net: Evet. Biz kadınlar ve LGBTİ+lar yüzyıllardır birbirimizden aldığımız güçle eşitlik mücadelemizi, hak mücadelemizi, şiddete karşı mücadelemizi sürdürmeye devam ediyoruz. Bu aynı zamanda bir öğrenme, pratik içerisinde değişme ve değiştirme süreci. Karşımıza şimdiye kadar kimi zorluluklar çıktığı gibi bundan sonra da çıkacağı açık. Ama Birim çalışması sürdürülebilir olacak mı? Bir kez daha evet. Çünkü hakkında konuştuğumuz herhangi bir faaliyet değil, iş değil, yaşamlarımız. Buraya bir inanç, bir inat ve bir mücadele koyduk. Yol boyunca aklımızda.

Baro içerisinde bu birimin varlığına dair farkındalığı nasıl yorumlarsınız? Baro üyeleri bu alandaki çalışmadan haberdar mı?

Birim üç yılı aşkındır faaliyette. Özellikle geçen dönem çalışmamızın yoğunluğunu tüm baro üyelerinin birimden ve çalışmalarımızdan haberdar olmasına yönelik oluşturduk. Baro web sitesinde politika belgesi ve yönergemiz mevcut. Ayrıca web sitesi üzerinden de başvurucuların randevu talep edebilecekleri bir sekme açıldı, [email protected] mail hesabımızdan da başvuru için randevu talep edilebilir. Ulus İş Hanı’nda birim odamız var, başvuru görüşmelerini birim odamızda gerçekleştiriyoruz. Instagram’da ankarabarosucskbirim hesabımızı açtık, paylaşımlar yaparak politika belgesini ve birim yönergesini yaygınlaştırmaya çalışıyoruz, farkındalık yaratmak için paylaşımlar yapıyoruz.

Geçen dönem yine ilk defa bir baroda, bir psikolog kolaylaştırıcılığında maruz kaldığımız cinsel şiddeti konuştuğumuz kapalı bir deneyim paylaşım atölyesi yaptık. Tüm baro yönetiminden, merkez ve kurul başkanlarından, staj danışmanlarından meslektaşlara bilgilendirme yapılmasını talep ediyoruz. Staj sınıflarında da bilgilendirme yapmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Barolar maalesef halihazırda toplumsal cinsiyet eşitliği ile alakalı kendi mekanizmalarını oluşturmadığı için politika belgesini ve birimi anlatmak zor olabiliyor. Birim olarak meslektaşlarımıza ve baro personeline amaç, kapsam ve ilkelerimizin anlatmaya devam ediyoruz. Bu zorluğun nedenlerinden birinin hukuk fakültelerinde verilen eğitimdeki eksiklikler olduğunu da biliyoruz. Üniversitelerde toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi ya hiç verilmiyor ya da seçmeli ders olarak sunuluyor. Çoğu stajyer avukatın, avukatın, baro personelinin toplumsal cinsiyet eşitliğinin ne olduğuna ilişkin bir fikri yok. Bu nedenle çok yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Şu an politika belgesinde de yazılı olan stajyer avukatlara staj derslerinde zorunlu olarak verilmesi gereken toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimini verme hazırlığındayız. Bu eğitim baro kapsamındaki verilecek olan bütüncül eğitimlerin temelini oluşturacak. Politika belgesinin ve birimin anlaşılmasının, içselleştirilmesinin bir süreç alacağının farkındayız.

Bu birimlerin bağımsız çalışabilmeleri ve bu bağımsızlığın (toplumsal cinsiyet eşitliği alanındaki uzmanlığın) tanınması bu faaliyetin yürümesi için gerekli. Biriminizi nasıl oluşturdunuz ve baro yönetimi bu birimin çalışmasına nasıl yaklaşıyor?

Politika belgesinin ilan edilmesinden hemen sonra birim yönergesinin çalışmalarına başladık. Eşitlik istiyoruz, o zaman başkan olmamalıydı, hiyerarşi olmamalıydı. Aynı politika belgesi sürecinde olduğu gibi kolektif bir çalışma yürütülmeliydi.

O yüzden yönergemizde öncelikle toplumsal cinsiyet eşitliği alanında eğitim almış ve alanda aktif çalışan stajyer avukat ve avukatlardan oluşan Cinsel Şiddete Karşı Destek ve Dayanışma Topluluğu’nu oluşturduk. Topluluk eğitim ve farkındalık çalışmalarını yapıyor, bir nevi üretim merkezi. Topluluk üyeleri kendi içinden 11 kişilik Birim Kurulu’nu seçiyor. Birim Kurulu da kendi içinde birim koordinatörünü belirliyor. Koordinatörün asli görevi baro ile irtibatı sağlamak, şu anki durumda bir de birime gelen cinsel şiddet başvurularını almak. Başvurucunun talebi halinde anonim başvuru alabiliyoruz. Tüm başvurular gizlilik ilkesi kapsamında alınıyor. Koordinatör başvuruyu aldığı için koordinatörün bir danışma merkezi tecrübesinin olmasını, travma, ikincil travma kavramlarına hakim olmasını ve görüşme tekniklerini bilen biri olmasını önemsiyoruz. Bu şekilde bağımsız ve uzman kişilerden oluşan bir birim kurduk diyebiliriz.

Baro yönetimi çalışmalarımızı destekliyor. Ancak baro da ilk defa bünyesinde ilan edilen politika belgesi ve bu kapsamda kurulan birimi tanıma sürecinde. Biz de bu durumun farkındayız, politika belgesini ve birimi baro yönetimine anlatmaya devam ediyoruz. Uzun bir yol var önümüzde, kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerimizi belirlemeye ve bir çalışma planı yapmaya çalışıyoruz.

Başka baroların da bu çalışmayı yürütmesi söz konusu mu?

Antalya Barosu da Politika Belgesini ilan etti ve orada da bir birim kuruldu. 8 Haziran 2024 tarihinde 10 Baroyu davet ettiğimiz “Barolar Arası Toplumsal Cinsiyete Dayalı Şiddete Karşı İş Birliği Destek ve İletişim Grubu Çalıştayı”nı Türkiye Barolar Birliği’nde gerçekleştirdik. Çalıştayda Adana Barosu, Antalya Barosu, Diyarbakır Barosu, Bursa Barosu, İzmir Barosu, Şanlıurfa Barosu, Kırklareli Barosu, Eskişehir Barosu, Van Barosu ve İstanbul Barosu’nda alanda çalışan meslektaşlarımızla deneyimlerimizi paylaşma imkanımız oldu. Politika belgesini neden ve nasıl oluşturduğumuzu, birim çalışma usullerimizi aktardık. Katılım gösteren baroların temsilcisi meslektaşlar da kendi barolarında politika belgesi ilan edilmesi ve birimlerin kurulması ile alakalı çalışmalar yapacaklarını, bu konuda iletişimde olmanın önemli olduğunu ilettiler. Bir iletişim ağı kurduk. Bu dönem de yine haziran ayında başka barolarla bu Çalıştay’ın devamını getirmek üzere hazırlıklarımızı yapmaya başladık.

Söyleşiyi okuyan diğer barolardaki meslektaşlarımız da bizimle bu konuda iletişime geçerse çok seviniriz. Bize mail adresimizden ulaşabilirler.

Baroların kurum içi cinsiyet eşitliğine dair kurumsal mücadelesini konuşuyoruz. Baronuzun ve ülkedeki diğer baroların kendi içlerinde cinsiyetçilikle mücadelesini, cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanan fiiller karşısındaki tutumunu nasıl değerlendirirsiniz?

2021 yılının aralık ayında barolarda ve TBB’de “gerçek eşitlik” için taleplerimizi içeren bir metni 1000 kadın avukat olarak imzaladık ve ilan ettik. Bu metindeki taleplerimiz aslında sorunuza yanıt veriyor. TBB’nin bir eşitlik eylem planı hâlâ yok, kadınların temsilde eşitliğini güvence altına alacak düzenlemeler yok, TBB’nin bir politika belgesi yok ve pek çok baromuz için aynı durum geçerli. Kadın ve LGBTİ+ avukatların maruz kaldıkları ayrımcılık ve şiddetin boyutlarını tespit etmeye yönelik sistematik bir çalışma yok.

Elbette yapılan pek çok şey var. Ancak yaşamlarımıza kast eden toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılık ve şiddet karşısında yapılması gereken daha çok şey var.

Ankara Barosu açısından baromuz ilk olarak politika belgesi ilan eden ve birim oluşturan bir baro. Bu adımın çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Kadın Hakları Merkezi ve LGBTİ+ Hakları Merkezi de bu alanda çalışmalar yürütüyor. LGBTİ+ Hakları Merkezi de ilk defa Ankara Barosunda kuruldu hatta. Merkezlerin kurulması ve işleyişi yine tabii ki bir mücadele sonucunda gerçekleşiyor ve beraber mücadeleye devam ediyoruz.

Baroların erkek şiddetiyle mücadelede kadınlara destek mekanizmaları bugün nasıl işliyor sizce? Politika belgesinde de taahhütler arasında geçen şiddet karşısında kadınların beyanının esas alınması, özen ilkesi, ayrımcılık yasağı gibi ilkeler bugün Türkiye’de uygulamada zorluk yaşanan konular. Ankara Barosu’nun bu yönde bir çalışması var mı?

Ankara Barosu Gelincik Merkezi şiddete maruz bırakılan kadınlara 6284 sayılı kanuna ilişkin başvuru yapılması ve suç duyurusunda bulunulması için ücretsiz avukat ataması yapıyor. Ayrıca bu başvurular ile birlikte boşanma, velayet vb. aile hukukuna ilişkin hukuki süreçlerin yürütülmesine dair de adli yardım şartları sağlanıyor ise Gelincik Merkezi’nden atama yapılıyor. Bununla birlikte Gelincik Merkezi Kadın Hakları Merkezi, LGBTİ+ Merkezi duruşma takibi de yapıyor; davalara katılma talebi sunuluyor, rapor hazırlama çalışmalarını yürütüyorlar. Ayrıca tabii gönüllü olarak dosya takip eden alanda çok sayıda kadın ve LGBTİ+ meslektaşımız var. Genel olarak örgütlü bir şekilde birbirimize destek oluyoruz. Dayanışma kuruyoruz. Ankara Barosu avukatları olarak şiddet karşısında, eril yargı karşısında çok uzun yıllardır verilen mücadeleyi devam ettiriyoruz. Feminist avukatlık pratiklerini beraber öğrenip, geliştiriyoruz, aktarıyoruz elimizden geldiğince.

Ankara Barosu’nun yıllardır şiddetle mücadele alanında çalışan kadın örgütleriyle koordinasyonunu nasıl görüyorsunuz?

Kadın örgütleriyle yan yana olmak, beraber mücadele etmek, toplantılarda, eylemlerde buluşmak çok önemli. Ankara Barosu da kadın örgütlerinin projelerinde bir bileşen olarak yer alıyor, katkı sunuyor, yürütücüsü oluyor. Kadın örgütleri ile koordinasyonu da Gelincik Merkezi, Kadın Hakları Merkezi ve artık birimimiz ile birlikte sağlıyor. Bu dönem baromuzun sokaktaki kadın hareketi ile daha fazla temas halinde olduğu bir dönem. Bunu önemli buluyoruz.

Son olarak, bu söyleşi vasıtası ile Ankara Barosu üyesi tüm meslektaşlarımızı ve Ankara Barosu çalışanlarını topluluğumuza davet ediyoruz. Topluluğa üye olmak için baroya başvuruda bulunabilir ve [email protected] adresine mail atabilirler. Toplumsal cinsiyet eşitliği alanında çalışan kurum ve örgütlerle de çalışmak ve mücadeleyi büyütmek için buradayız. Dayanışmayla!

 

Bir cevap yazın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.