ABD’li yazar, şair ve feminist aktivist Alice Walker, 9 Şubat 1944’te sekiz kardeşin en küçüğü olarak yoksul bir ailede dünyaya geldi. Sekiz yaşındayken erkek kardeşinin elindeki silah yüzünden bir gözünü kaybetmesi çok sayıda şiir, roman ve öykü yazmasına engel olamadı.
1960’larda insan hakları aktivisti olarak Martin Luther King ile çalıştı. New York’ta burslu okurken istemediği bir gebelik nedeniyle intiharın eşiğinden döndü ve yasadışı olarak kürtaj yaptırdı. Annesi onaylamadığı ve Missisippi’de ırklar arası evlilik yasağı nedeniyle tehlikeli olduğu halde 1967’de Yahudi bir erkekle evlendi, bir kızı oldu. Annelik, yazarlık ve öğretmenlik yükünün altında ezildiğini hissederek 1976’da boşandı. Sonra aralarında Tracy Chapman’ın da olduğu kadın ve erkek sevgilileri oldu. Ms. Dergisi’nin editörlerinden biri olarak Gloria Steinem ile uzun süre birlikte çalıştılar. Türkçeye Renklerden Moru adıyla çevrilen (The Color Purple, 1982) romanıyla Pulitzer Ödülü kazanan ilk Afrikalı-Amerikalı kadın oldu. Kitabı 1985’te Steven Spielberg tarafından Mor Yıllar ismiyle filme de uyarlandı.
Kadıncılık (womanism), Alice Walker tarafından kullanıma sokulan bir feminist terim. “Feminizm”in siyah kadınların perspektiflerini kapsamadığının fark edilmesine karşı bir tepki olarak ortaya çıktı. Walker 1983 yılında kendi koşullarına “feminizm”den daha iyi uyduğu için bu terimi tercih ederek “Kadıncılığın feminizmle ilişkisi, morun lavantayla ilişkisi gibidir,” der. Siyah kadın feministlerin, beyaz feminist kadınlardan direngenlik konusunda üstün olduğu iddiasını dışlar; kadıncılığı feminist hareketin tamamlayıcısı olarak görür.
Alice Walker’a göre siyah feminizmle neredeyse özdeş “daha koyu renkli” bir feminizm tarifine rağmen kadıncılığın başında “siyah” kelimesine ihtiyaç yoktur; siyah kadınlarla otomatikman ilgilidir. Kadıncı; kadınları seven ve dünyanın bir parçası olmuş kadınların kültürüne ve gücüne bir bütün olarak değer veren kadın demektir. Kadıncılık beyaz feminizmin ırkçı ve sınıfçı taraflarını hedef alarak ayrılıkçı (separatist) ideolojilere karşı durur. “Woman” (kadın) kelimesi “man” (erkek) kelimesini içerir; siyah erkekleri siyah kadınların çocukları, sevgilileri ve aile üyeleri olarak yaşamlarının ayrılmaz parçası olmalarıyla kabul eder. Kadıncılık, siyah kadınların siyah erkekleri destekleme ve güçlendirme yollarını açıklamak ve siyah kadının erkeklerle ilişkisinin beyaz kadınlarınkinden farklı olduğunu anlamak için bir araçtır. Siyah kadınların cinsel şiddet tarihlerini de tanıyarak cinsel güçlerini gururla kabullenmelerini talep eder. Bu bakış açısı, ırk, sınıf, toplumsal cinsiyet ve cinselliğin kesiştiği yeri işaret ettiği için sıklıkla siyah kadın edebiyatını analiz etme aracı olarak kullanılır. Kadıncılık, siyah kadınların direngenliğini ve deneyimlerini onurlandırmak dışında herhangi bir politik pozisyon ya da değer sistemini zorunlu olarak ima etmediği; kadınların kendilerini birçok alanda ezen bir dünyada hayatta kalanlar olduğunu kabul ettiği, bireysel yaşamlarında bu baskıları tartışma yollarını kutlamak istediği için özgün kabul edilir.
Alice Walker’ın ilk çalışmalarının odağında siyah kadınlar olsa da sonraki yıllarda ilgi alanları genişledi. Dünya barışı için pek çok eyleme katıldı, İsrail’in Gazze ablukasını kırmaya çalışan yardım filosunda yer aldı. Halen “yazmanın ezilmeye karşı esaslı bir strateji” olduğu inancıyla web sitesinde düzenli yazmaya, kamusal alanlarda konuşmalar yapmaya devam ediyor.