Çay tarımı coğrafi ve tarihsel koşullara göre oldukça farklılaşır. Örneğin Türkiye’de çay tarımı Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki göçü engellemek ve bölge halkına bir geçim kaynağı oluşturmak için devlet eliyle teşvik edilmiştir. Arazinin engebeli olduğu ve küçük mülkiyet yapısının hâkim olduğu bu bölgede, çay tarımı aile emeği ile yapılır. Dolayısıyla burada köylü işçileşmemiştir. Oysa ki çayın kendiliğinden yetiştiği Doğu Asya’da çay tarımı sömürgecilik döneminde kolonyal ülkeler tarafından başlatıldığından, geleneksel olarak çay, plantasyonlarda yetiştirilmiştir. Bu durum çay tarımına başlamadan önce kabile halinde yaşayan ya da geçimlik üretim yapan köylülerin, yaşam alanlarına çoğu zaman zorla el konulması ve ücretli emek haline getirilmeleri pahasına gerçekleşmiştir. İster Türkiye’deki gibi aile emeği ile yürütülüyor olsun, ister Doğu Asya’da olduğu gibi plantasyonlarda ücretli emek ile yapılıyor olsun, çay tarımıyla ilgili değişmeyen şey, çay toplama işinin büyük çoğunlukla kadınla özdeşleşmiş olmasıdır. Çay tarımında öyle bir iş bölümü vardır ki emek yoğun ve son derece meşakkatli olan çay toplama işi kadınlara yüklenmişken, erkekler daha çok çay bahçelerine gübre uygulanması, ilaçlanması ve budanması gibi işlerden sorumludur. Ayrıca çay plantasyonlarında işçilerin çoğunluğu kadınken, onları denetleyenler neredeyse her zaman erkektir. Uluslararası şirketlerin dünya çay piyasasına hakim olduğu sektörde en zorlu çalışma koşullarına tabi olanlar kadınlar olsa da sektördeki bölüşüm ilişkilerinde en düşük payı alanlar yine kadınlardır.
İşte bu zorlu çalışma koşullarının muhatabı olan kadınların bir kısmı Kerala’daki büyük bir çay plantasyonuna ev sahipliği yapan Munnar’da 2015 yılında 6 Eylül’de greve gider. Kadınları isyan noktasına getiren, zorlu çalışma koşulları ve 12 saat çalışma karşılığında günlük 234 rupi gibi çok düşük bir yevmiye almaları yetmezmiş gibi, bir de bonuslarının %20’den %10’a düşürülmesi olur. 5000 kadın yaptıkları grevle plantasyondaki işleri durma noktasına getirir. Kadınlar ülkenin en büyük sendikalarının bu eyleme müdahil olmasına izin vermezler. Daha da ilginci, zaten çay toplama işinde yer almayan ve aşırı alkol tüketimleri nedeniyle kendilerine sürekli sorun çıkaran erkekleri de eylemlerine kabul etmezler. Kadınların direngen tavırları ve uluslararası TATA firmasının Munnar’daki plantasyonda zarar etmeye başlaması sonucu devlet 13 Eylül itibariyle greve müdahil olmak zorunda kalır. Kadınlar günlük yevmiyelerinin 500 rupiye çıkarılmasını ve bonuslarının da eskisi gibi %20 olmasını talep etmektedir. Hükümet kadınların bu taleplerini kabul eder. Munnar’daki grevden ilham alan diğer plantasyonlarda da benzer grevler yapılmaya başlanır. Kadınların mücadelesi ve zaferi plantasyonlarda çok zor koşullarda çalışan ve barınan pek çok başka kadına da ilham kaynağı olmuştur.