Nuran Halitoğulları, 30 Mart 2004’te henüz 14 yaşındayken markete alışverişe giderken Mevlüt Sevinç tarafından kaçırılmış, Esenyurt’ta bir eve kapatılarak dört gün boyunca tecavüze maruz kalmıştı. Nuran, kapatıldığı evin camından atlayarak kaçmak istemiş.  Nuran’ı yakalayıp tekrar eve kapatan Mevlüt Sevinç, olayı gören bir kişinin jandarmaya haber vermesi üzerine gözaltına alınmıştı. Nuran da ailesine teslim edilmişti.

Olaydan kısa süre sonra toplanan aile meclisi, ‘namusu kirlendiği’ gerekçesiyle küçük kızın infazına karar verdi. Nuran babası tarafından telle boğularak öldürüldü.

Nuran’ın öldürülmesi gazetelere yansıyınca İstanbul’da “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Kadınlar” grubu harekete geçti. 30 Nisan 2004’te gazetelerde Adli Tıp Kurumu’ndaki cenazeye ailenin sahip çıkmadığına ilişkin haber yayınlanınca kadınlar, Nuran’ın cenazesine sahip çıkmak üzere morga doğru yola çıktı. Ancak yoldayken ailenin cenazeyi aldığını ve Büyükçekmece Gölü yakınında bir mezarlığa gömeceklerini öğrendi. Bunun üzerine kadınlar mezarlığa gitti. Mezarlıkta aile olayın bir “namus cinayeti” olmadığını baba ile kızı arasında yaşanan bir kavga sonucunda babanın cinnet geçirmesi üzerine olduğunu belirten bir basın açıklaması yaptı. Oysa Mehmet Halitoğulları karakol çıkışında “Namusumu temizledim” demiş, verdiği ifadede de gerekçesinin “namus” olduğunu tekrarlamıştı. Aile, “Mezarlık değil sığınak” pankartı açan, “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Kadınlar” grubunun açıklama yapmasına, basına konuşmasını da engellemeye çalıştı.

Aynı gün akşam “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Kadınlar”, “Mezarlık değil Sığınak istiyoruz” pankartı arkasında, Tünel’den Galatasaray Postanesi’ne kadar yürüdüler. 

Kadınlar Galatasaray Postanesi’nden milletvekillerine ve TCK alt komisyon üyelerine telgraf çektiler. Telgraflarda da, “namus cinayetleri inceleme komisyonunun derhal kurulmasını” ve “namus cinayetleri”nin nitelikli adam öldürme olarak tanımlanması istendi. 

Türkçe ve Kürtçe okunan basın açıklaması “Yetti Artık”, “TCK değişsin. Hemen Şimdi” sloganlarıyla son buldu.

Nuran’ı öldüren Mehmet Hanifi Halitoğulları ile oğlu Mehmet Ali ve akrabası Şakir Karalal ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkûm edildi. Nuran’a tecavüz eden Mevlüt Sevinç ise Nuran’ın kendi rızasıyla onunla birlikte olduğunu iddia etti. “Evlenecektim” dedi.  Sonuçta sadece 20 ay ceza aldı. Nuran’ın kemik yaşının 16 olarak belirlenmesi Mevlüt Sevinç’in çok az bir süre tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılmasına yol açtı.

Davanın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 1’inci Ceza Dairesi, dosyayı yeni yasaya uyarlanması için tekrar yerel mahkemeye gönderdi. Duruşmalı olarak kararını tekrar açıklayan Bakırköy 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi, sanıkların lehlerine olan 765 sayılı yeni TCK üzerinden kararını verdi. Daha önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilen Mehmet Hanifi ve Mehmet Ali Halitoğulları ile Şakir Karalal’a iyi hâl indirimi uygulanarak müebbet hapis cezası verildi.

2004 yılı Mart ayından 2005 ortalarına kadar faaliyet gösteren İstanbul Kadına Yönelik Şiddete Karşı Platformu bileşenleri: 

Bağımsız Feministler, Amargi Kadın Akademisi, Barış Anneleri İnisiyatifi, Emekçi Kadınlar Birliği, Feminist Kadın Çevresi, Gökkuşağı Kadın Derneği, Kadınlarla Dayanışma Vakfı (KADAV), Kadın Adayları Destekleme ve Eğitim Derneği (KA-DER), Özgür Kadın, Pazartesi Dergisi, Demokratik Kadın Hareketi Girişimi, Demokratik Halk Partili (DEHAP) Kadınlar, Emekçi Hareket Partili (EHP) Kadınlar, Özgürlük ve Dayanışma Partili (ÖDP) Kadınlar, Sosyalist Demokrasi Partili (SDP) Kadınlar, Yeni Dünya İçin Çağrı Dergisinden Kadınlar, Kadına Yönelik Şiddete Son Kampanyası.

 

Bir cevap yazın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.