Demokratik Kadın Derneği (DKD) 3 Aralık 1987 tarihinde kuruldu ve 1992 yılına kadar faaliyetlerini sürdürdü. Feminist hareketin kendi bağımsız gündemiyle, kendi örgütlenme modelleriyle güçlendiği, Dayağa Karşı Kampanya ile kalabalıklaştığı bir dönemde kurulan DKD’nin ana bileşenleri sosyalist gruplardan kadınlar oldu.
DKD’nin hikâyesi, “kadın sorunlarına bakışta farklı perspektiflere sahip sosyalist gruplardan kadınların, bu farklı perspektiflerine rağmen bir arada dayanışarak hem DKD içinde kadın siyaseti yapmaları hem de diğer kadın gruplarıyla ortaklaşa kadın siyaseti yapma ya da yapamama ve o dönemde yükselen feminist hareketle ilişkilenme-ilişkilenmeme hikâyesi olma özelliği taşıması” dolayısıyla tarihe not düşüyor.
DKD’nin kuruluş sürecinde itici güç Çağdaş Yol grubundan kadınlardı. Üçüncü Yol grubundan ve tek tek sosyalist bağımsız kadınlar da sürecin içerisinde yer aldı. Bu gruplar 1987 yılında İHD Kadın Komisyonu’nun çağrısıyla bir araya gelen çok sayıda gruptan kalanlardı. Kurtuluşçu kadınlar, kimi bağımsız kadınlar, Devrimci Yol geleneğinden kadınlar ve DKD’den ayrıldıktan sonra Kürt Kadın Dergisi Roza’yı çıkaran kadınlar da DKD’de bir süre faaliyet gösterdiler. Sonradan DKD’ye katılan bu kadınların bir kısmı kendilerini aynı zamanda feminist hareketin içinde tanımlıyorlardı.
Sosyalist gruplardan kadınların bağımsız, bağımlı, yarı bağımlı, ideolojik olarak bağımlı-örgütsel olarak bağımsız kadın örgütlenmeleri oluşturmaya çalıştığı 1987-88 yıllarında kurulan DKD’yi farklı kılan kimi özellikler vardı.
Öncelikle DKD amacını, “kadın cinsinin ezilmişliğini ortadan kaldırmaya yönelik bağımsız bir kadın hareketi yaratmak” olarak belirlemişti. Programında böyle bir hareketin “hiçbir siyasi eğilimin güdümünde ve uzantısı olmadan”, “kadınların öz taleplerini öne çıkararak” ve “örgütsel bağımsızlığı esas alarak” kurulabileceği özellikle vurgulanmıştı.
DKD aynı zamanda çoğulcu bir örgütlenmeydi. Bileşenleri vardı. Bileşenler diye tarif edilen farklı sosyalist gruplardan kadınlar ve bağımsız kadınlardı. Her ne kadar DKD’nin çoğulculuğunu belirleyen kadın politikasındaki farklılıklar olmasa da program ve faaliyet programı, DKD bileşenlerinin kadın politikasındaki farklılıklarının üzerinden mutabakatla belirlendi.
DKD’nin bir başka özgün yanı, bileşenlerinden bir kısmının kendilerini aynı zamanda feminist hareket içinde ifade etmeleri oldu. DKD 1988-1989 yılları arasında feminist hareketle sancılı da olsa sürekli ilişki içinde oldu. Ortak eylemler örgütledi.
DKD’nin feminist hareketle eylem birlikleri uzun sürmedi. Birlikte örgütlenen 11 Mart 1989 tarihinde yapılan 8 Mart mitingi[1] ve 1989 Kadın Kurultayı DKD’lilerin de içinde olduğu sosyalistlerin yaklaşımları nedeniyle feministlerin ciddi eleştirilerine neden oldu. Bu tartışmalar dolayısıyla Çağdaş Yol dergisinde DKD’den de bahsedilerek feministlerin karşısında konumlanan yazılar yayınlandı. Kadın Kurultayı ile ilginin yazının “1. Kadın Kurultayı: Mor ötesi Kızıl”[2] başlığı bile doğrudan feministlere karşıydı. 1989 Kadın Kurultayı DKD için bir dönüm noktası oldu. DKD içindeki feminist hareketle ilişkili kadınların-kadın gruplarının DKD’den ayrılmasıyla DKD’nin eylemleri ve söylemleri feminizmden uzaklaştı.
DKD yayın organı Sesimiz 8 Mart 1990 özel sayısında feminist hareketle ayrımının altını çizdi. Kadın hareketini ezilen sınıf ve uluslarla yan yana, feminist hareketi ise burjuva kadın hareketi olarak tanımladı.
DKD faaliyetlerinden:
DKD ilk eylemini kurulduktan neredeyse bir sene sonra 12 Eylül’de yaptı. “Gecekondular değil sağlıklı konutlar” kampanyası yürüttü, Zonguldak madenci yürüyüşüne katıldı. Yeni Çeltek’te 69 maden işçisinin hayatını kaybettiği patlamanın ardından Çemberlitaş’ta yol kapama eylemi yaptı. “Dünden bugüne kadınlar” başlıklı kadın şenlikleri düzenledi, Tekel’de müdür tarafından tacize uğrayan kadınla ilgili fabrika önünde “işyerinde cinsel tacize hayır” eylemi yapıldı.
DKD’nin tarihindeki en önemli eylemlerden biri ise “mağazaların vitrinlerindeki cinsel ayrımcılık ve tacize son” TEODEM eylemi oldu. Nişantaşı’nda at arabasına iki kadın mankenin at olarak koşulduğu ve arabanın üstünde bir erkeğin kırbacıyla yer aldığı TEODEM mağazası önünde bir protesto gerçekleştirildi. Eylem çok ses getirdi. Eylem sırasında gözaltına alınan üç kişiyi yüzlerce kadın karşıladı. TEODEM patronları vitrini hemen değiştirdiler.
DKD’nin yayın organı Sesimiz üç sayı yayınlandı. İlk sayısı Ekim 1989’da, “Kadınlar uyanın, harekete geçin, savaşın!” çağrısını manşetine taşıdı.
Gülfer Akkaya Demokratik Kadın Derneği’nin tarihini 2008 yılında “Unutulmasın diye… Demokratik Kadın Derneği” adlı bir kitapta topladı. Kitap, Fitne Fücur Kitaplığı’ndan çıktı. Kitapta DKD’den yolu geçen kadınların tamamının deneyimlerini aktarırken söyledikleri ortak söz ise: “İyi ki yolumuz buradan geçmiş” oldu.
[1] http://www.pazartesidergisi.com/pdf/Kaktus6.pdf (s.12)
[2] https://issuu.com/yolsiyasidergi/docs/8-cagdasyol_agustos89_sayi8 (s.37)