Feminist kadınlar, Ocak ayında Meclis’ten geçmesi ve Haziran’da yürürlüğe girmesi beklenen Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (SSGSS) yasa tasarısı gündemine alarak bir kampanya örgütlemeye karar verdi. Kampanyanın sözünü sağlamlaştırmak için de 27 Aralık 2007’de Tarih ve Toplum Bilimleri Enstitüsü’nde bir tartışma toplantısı düzenledi.
Feministlerin çağrısıyla oluşturulan Sosyal Haklar için Kadın Platformu’nun başlattığı “Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanun Tasarısı (SSGSS)’ye esastan itirazımız var” kampanyası, Türkiye’de ilk kez politikasını kadınların ücretli/ücretsiz emek kıskacından kuran bir kampanya olması bakımından önemliydi.
Kadınlar, SSGSS’ye itiraz ederken ücretli ve ücretsiz çalışma arasındaki bağlantıyı kurarak ve eviçi çinsiyetçi işbölümünü yok saymadan ama ortadan kaldırmayı hedefleyerek bütünlüklü sosyal hak mücadelesi vermeye çalıştı. Bu kampanyada sözümüzü çoğalttı. SSGSS’ye karşı muhalefet yürüten karma platformlar dahil toplumun çeşitli kesimlerine seslerini duyurmayı başardıkları bir mücadele yürüttü.
Sosyal güvenlik ve sağlığın bir sosyal hak olmaktan çıkarılıp metalaştırılması sürecinde önemli bir eşik olan SSGSS Kanun Tasarısı etkili bir muhalefetle karşılaşmadan 2006 yılında TBMM’de kabul edilmişti. O dönemin Cumhurbaşkanı Necdet Sezer’in vetosuyla yasa tekrar TBMM gündemine geldi. Yasa hiçbir değişiklik yapılmadan 31 Mayıs 2006’da TBMM’de tekrar kabul edildi ve bu kez “5510 sayılı Kanun” olarak Resmi Gazete’de yayımlandı.
Ancak, Anayasa Mahkemesi’ne Sezer ve CHP tarafından açılan dava, 15 Aralık 2006’da karara bağlandı. Mahkeme, “5510 sayılı Kanun”un bir dizi maddesini iptal edip aynı zamanda yürürlüğünü durdurdu.
Sosyal devletin tasfiyesi sürecinin bir parçası olarak gündeme getirilen başta emeklilik ve sağlık olmak üzere sosyal haklarda düzenlemeler içeren SSGSS, 17 Nisan 2008’de kimi değişiklerle yeniden TBMM’de kabul edildi.
Feministler yasayı geç farketti.
SSGSS’nin feminist kadınların gündemine gelmesi ise 2007 Aralık ayının sonlarına rastlıyor. “5510 sayılı Kanun”un bazı maddelerinin Anayasa Mahkemesince iptali sonrası sendikalar, odalar SSGSS’ye karşı daha etkili bir muhalefet yürüttü. Ancak bu muhalefet sosyal güvenliğe kadınlar tarafından bakmaya yetecek bir perspektife sahip değildi. Hazırlanan metinlerde kadın sözü geçmiyordu. Oysa yasa kadınların eviçi karşılıksız emeğini hiç görmediği gibi kadınlar için erken emeklilik uygulamasını tamamen kaldırıyor, soyut eşitlikçi bir mantıkla kadınlara yönelik korumacı hakları sınırlıyordu.
İçlerinde TTB, KESK, DİSK ve TMMOB’nin olduğu SSGSS karşıtı platformun, kadınlarla ilgili kurduğu tek söz ise “çocuk bakımı” bağlamındaydı. Yasanın 2006’daki hâliyle, 2007’deki hâli arasındaki bir farka işaret etmekten ibaretti. O da “bebeklerin süt parası”ydı. İlk taslakta yeni doğmuş bebekler için verilecek toplam 1170 YTL süt parası yardımı verilmesi yer alırken son gelinen noktada bu miktar 195 YTL’ye düşmüştü.
Feminist kadınların yasayı fark edip sözlerini kurmak için yola koyulmaları, 2007 Kasım ayının ortalarına rastlıyor. Önce konuyla ilgili feministler arasında bir toplantı düzenlendi. Bir mail grubu oluşturulmasına karar verildi. Sosyal haklar bağlamında kadınları özgürleştirici taleplerin neler olabileceği üzerine bir tartışma örgütlemenin iyi olacağı konuşuldu. 27 Aralık’ta yapılan toplantıda, Meriç Eyüboğlu, bu yasanın sağlıkta piyasalaşma yanını örneklerle aktardı. Gülnur Acar Savran’ın “Eşitlik/farklılık bağlamında günümüz sosyal politikalarının değerlendirilmesi” ise platformun taleplerini şekillendirmek için bir zemin sundu. Sunumlar sonrası yapılan tartışmalarda talepler tartışıldı.
Bu toplantı sonrası Gülnur Acar Savran, yaptığı sunumu yazılı hâle getirdi. 04.01.2008 tarihinde Bianet’te yayınlandı. Aynı günlerde “SSGSS’ye esastan itirazımız var” bildiri metninin taslağı feminist grup içinde tartışılarak son hâline getirildi. Kadınların ev içindeki karşılıksız emeği son bulana kadar “kadınlar için yıpranma payı”, “ev kadınlarına emeklilik hakkı” gibi talepler şekillenmeye başladı. Kampanyanın zemini “Ücretli / Ücretsiz” çalışma kıskacında kadındı. Ev içindeki cinsiyetçi işbölümünü yok saymayan ama sabitlemeyen bir hatta yürünmeye çalışıldı.
7 Ocak tarihinde yapılan toplantıda, SSGSS’ye karşı kadınların taleplerinin SSGSS’ye karşı muhalefet yürüten sendikalar, sağlık meslek örgütleri, meslek odaları, devrimci örgütler, siyasi partilerden oluşan Herkese Sağlık Güvenli Gelecek Platformu’na, TBMM’ye iletilmesine ve kadın örgütlerine çağrı yapılarak kadın platformunun genişletilmesine karar verildi.
Geniş bir platform kurulma sürecinde feministler, SSGSS’ye karşı seslerini duyurmaya devam etti.
Ocak ayı sonunda “Sosyal Haklar için Kadın Platformu” bileşenleri belli olmuştu. Sosyal Haklar için Kadın Platformu’nu oluşturan gruplar: “Bireysel Feministler, Amargi, Demokratik Kadın Hareketi, Ev-eksenli çalışan kadınlar, Fitne Fücur, İmece Kadın Kooperatifi, Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi, Sosyalist Feminist Kolektif, Eğitim-Sen’li Kadınlar, EHP’li Kadınlar, EMEP’li Kadınlar, Halkevleri’nden Kadınlar, Hava-İş’ten Kadınlar, ÖDP’li Kadınlar, Tüm-İGD’li Kadınlar, Yeniden Sosyalist Kurucu Meclis’ten Kadınlar”.
Platform, yeni katılımlarla çalışmasına hız kattı. Platform üyeleri, Herkese Sağlık Güvenli Gelecek Platformu toplantılarına katılarak platform belgelerinde belirledikleri taleplerin yer alması için çabaladı. Platform açıklamalarına, imza metnine “Evde ücretsiz eviçi emek harcayan kadınlar için babaya kocaya bağlı olmadan sağlık ve emeklilik hakkı, ayrıca dışarda ücretli çalışan kadınlar için de yıpranma payı verilmesini” paragrafının eklenmesi sağlandı. Herkese Sağlık Güvenli Gelecek Platformu’nun Kadıköy ve Ankara mitingine. İstanbul’un çeşitli yerlerdeki eylemlerine Sosyal Haklar için Kadın Platformu döviz ve pankartlarıyla katıldı.
Platform üyeleriyle yapılan söyleşiler gazete sayfalarında, radyo programlarında yayınlandı. Stickerlar yapıldı. Bildiriler basıldı. Platform bir yandan bunları yaygınlaştırıyor. Bir yandan da mahalle toplantıları yapıyordu.
Belirlenen sloganlar şunlardı:
Ev kadını çalışan kadındır. Sağlık ve sosyal güvenlik hakkımızdır.
Baba, koca sigortası değil kendi sigortamızı istiyoruz.
Eviçi emeğimiz, emeklilik hakkımız.
Dışarıda ve evde çalışıyoruz, yıpranma payı istiyoruz…
Hem evde hem dışarıda çalışıyoruz, erken emeklilik istiyoruz”
Cinsiyete dayalı yıpranma payı istiyoruz.
Ev-eksenliyiz, bağımlı işçiyiz, sosyal güvenlik istiyoruz.
Kadınlar için Yıpranma Payı Şart!
Kadınlara Düşük Primle Erken Emeklilik!
Kadınlara Sosyal Güvenlikte Pozitif Ayrımcılık
Kadınların ücretli ve ücretsiz emeğini hiçe sayan, getirdiği düzenlemelerle onları daha da yoksullaştıran SSGSS (Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası) yasasını protesto etmek ve taleplerini dile getirmek için Platform, 2 Mart Pazar günü Perpa AKP önünde eylem yaptı.
Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi (KEİG): “Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasa Tasarısı Kadınlara Nasıl Bir ‘Sosyal Güvenlik’ Vaadediyor?” kitapçığı, 8 Mart haftasında dağıtıma başladı.
Emek Platformu’nun 14 Mart’ta 2 saatlik iş bırakma eylemine aktif katılım çağrısı yapıldı.
Sosyal Haklar için Kadın Platformu, 22 Mart Cumartesi’nden başlayarak 3 hafta boyunca Taksim Metro çıkışında oturma eylemi yaptı. Bu eylemlerde sloganlar ve talepler daha somut hâle getirilmeye çalışıldı.
Bu yasa tasarısı, kadınları daha fazla aileye, erken evliliğe, koca eline bakmaya mahkum ediyor. Bu yasa tasarısı ile emeklilik yaşımız yükseliyor, dul ve yetim maaşımız azalıyor, emeklilik için prim ödeme gün sayısı artıyor, bekar olanlarımızın babaya bağlı sağlık güvencesi sona eriyor. Kısacası bu yasa kadınları yok sayıyor.
Nisan başında, Kadıköy’de yapılan büyük mitingde, Sosyal Haklar için Kadın Platformu’ndan bir arkadaş kürsüden platformun metnini okudu.
Sosyal Haklar için Kadın Platformu, Ankara’ya giderek TBMM önünde basın açıklaması yaptı. Platform üyeleri, milletvekilleri ile görüşerek SSGSS’ye esastan itiraz gerekçeleri dile getirildi.
SSGSS, 18 Nisan’da TBMM’de kabul edildi. Yürütülen güçlü muhalefet dolayısıyla ilk taslakta 9000 olan emekli olmak için gerekli prim sayısı 7200’e inmiş, kadınlara her çocuk için 2 yıl olmak üzere 2 çocuk için “doğum borçlanması” hakkı yasaya eklenmiştir.
Sosyal Haklar için Kadın Platformu, 18 Nisan’da Taksim’deki Metro çıkışında, “Daha Bitmedi. Mücadelemiz Sürüyor” pankartıyla eylem yaptı.
Sosyal Haklar için Kadın Platformu, AKP’nin 2 Mayıs’ta TBMM alt komisyonundan geçirilen yeni istihdam paketiyle ilgili bir bildiri yayınladı. Paketin kadınları yok saydığını vurgulayan bildiride Platform, “Kadınlara eşdeğerde işe eşit ücret, kadın sağlığına zarar vermeyen iş kollarında kadınlara en az yüzde 30 kota” talep etti.
Sosyal Haklar için Kadın Platformu bu bildiriden sonra bir faaliyet göstermedi.