2009 Kasım ayında Adalet Bakanı Ergin, 2002’den Temmuz 2009’a kadar kadınlara yönelik şiddet ve cinayet vakalarına ilişkin istatistikleri açıklamıştı: Sadece 2009’un ilk yedi ayında kadın cinayeti sayısının 953 olduğunu belirtti. Böylece rakamlar, son yedi yılda kadın cinayeti oranının yüzde 1400 arttığını ortaya koymuş oluyordu.

İstanbul Feminist Kolektif 14 Şubat Sevgililer Günü vesilesiyle bir eylem yapmaya ve bu eylemde kadın cinayetlerini gündeme getirmeye karar verdi.

14 Şubat’ta “Erkeklerin Sevgisi Her Gün Üç Kadını Öldürüyor!” pankartıyla Taksim’den Galatasaray’a kadar yüründü.

14 Şubat 2010 eylemi, Türkiye’de kadın gruplarının Sevgililer Günü’nde yaptığı ilk eylemdi. Bu eylem öncesi feministler, çok sayıda kadın cinayeti davası takip etmeye başlamışlardı. Feminist Kolektif toplantılarında kadın cinayetlerine karşı bir kampanya üzerine konuşuyorlardı. 27 Mart 2010 tarihinde yapılan toplantıda kadın cinayetlerine karşı bir kampanya yapma kararı alındı. Aynı toplantıda kampanyanın adı “Kadın Cinayetlerine İsyandayız Kampanyası” (KCİK) olarak belirlendi

İstanbul Feminist Kolektif Basın Açıklaması
14 Şubat 2010 / Taksim-Galatasaray

Bugün 14 Şubat Sevgililer Günü. Bugün dünyanın her yerinde erkekler, ellerinde başta kırmızı güller ve daha birçok hediye ile sevgilileri olan kadınlara, onları ne kadar çok sevdiklerini anlatacaklar.

Bugün 14 Şubat Sevgililer Günü. Bugün erkekler kadınlara abartıyla yüklü kur yapacaklar, onlara “Hayatım, iyi ki varsın, sensiz yaşayamam” diyecekler. “Seni o kadar seviyorum ki, bu sevgi için her şeyi yaparım” diyecekler.

Bugün 14 Şubat Sevgililer Günü. Gazetelerin üçüncü sayfalarına bakın, göreceksiniz. Bugün Türkiye’de sevgilisinin elinden çiçek alacak ya da almayacak kadınlardan en az üçü, erkeklerin ‘sevgisi’ yüzünden öldürülecek.

Kadınların katili erkeklerdir.
Kadınlar, Türkiye’de her gün en az üç kadının, kendisini seven erkek tarafından katledildiğini biliyor musunuz?

Türkiye’de bir yılda binin üzerinde kadın, sevgilisi ve kocası tarafından katlediliyor. Telefona gelen bir mesaj, başka bir erkekle sohbet etmek, kocadan boşanmayı istemek, boşanmış olmak, sevgiliden ayrılmak, etek boyu, cilveli konuşmak, yemeğin tuzu ya da kapıyı geç açmak gibi gerekçeler erkeklerin kadınları öldürmesine yetiyor. Aynı gerekçeler, kadın düşmanı yasalarca da kabul ediliyor ve bu yasalar katil erkekler için tahrik indirimi uyguluyor.

Kadınları döven, taciz eden, tecavüz eden, öldüren erkekler sanıldığının aksine tanımadığımız yabancı erkeklerden daha çok, evlerimizde birlikte yaşadığımız, bizi sevdiğini söyleyen erkekler.

Biz feministler “kadın cinayetleri politiktir” diyoruz. Çünkü erkekler “sevdikleri” kadınları denetlemek için, kadınların üzerinde tahakkümlerini kurmak için kadınları eve kapatıyor, tehdit ediyor, dövüyor, yalnızlaştırıyor, bu baskılarla sonuç alamayınca kadınları öldürüyor.

Kadınların katledilmesinde erkeklerden yana kararlar alan yargı, katil erkeklere tahrik indirimi uygulayarak, kadın katliamlarını engelleyecek kanun ve kararları uygulamıyor.

Ama biz feministler, erkeklerin işlemiş oldukları kadın cinayetlerine ilişkin devletin sonsuz hoşgörüsünü, hukukun kadın katili erkeklere gösterdiği desteği görüyoruz ve buradan bir kez daha söylüyoruz: Kadınlar yalnız değildir. Biz feministler, bugüne kadar yürüttüğümüz kadın cinayetlerinde haksiz tahrik indirimi uygulanmasına, kadınların hayatlarının değersizleştirilmesine karşı mücadelemizi bundan sonra da sürdüreceğiz.

Kadınların, erkeklerin saldırılarına her zaman maruz kalabileceğini biliyoruz. Şiddetinizle barışmayacağız. Erkek şiddetine karşı susmayacağız, sesimizi birlikte yükselteceğiz. Erkek şiddetine karşı kurtuluşumuzun yolunu açan kadın dayanışmamızı yükselteceğiz.

Yaşasın kadınların dayanışması!
Bağır herkes duysun, erkek şiddeti son bulsun!”

İngilizce çevirisi için / For the English translation

Bir cevap yazın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.