Türk Ceza Kanunu tasarısına yönelik itirazlarını dile getirmek üzere Ankara’da bir araya gelen kadınlar “Bedenimiz Cinselliğimiz Bizimdir – TCK’daki Kadına Yönelik Şiddete Karşı Yürüyoruz” pankartı arkasında Meclis’e yürüdü. Yürüyüşe Van’dan, Eskişehir’den, Diyarbakır’dan, Samsun’dan, Çanakkale’den, Batman’dan, İstanbul’dan, İzmir’den ve Ankara’dan kadınlar katıldı. Ka-Der Ankara Şube Başkanı İlknur Üstün, Meclis kapısı önünde kadın örgütlerinin ortak basın bildirisini okudu. Üstün, Başbakan Erdoğan’ın AKP’nin hükümet programını açıklarken kadın-erkek eşitliğine öncelik verileceğini söylediğini, ancak TCK’da kadına yönelik şiddet ve ayrımcılık yapıldığını belirterek “Devlet cinselliğimizi baskı altına almak yerine haklarımızı korumak zorundadır” dedi.
14 Eylül 2004 tarihinde Meclis’te görüşülmeye başlayan TCK tasarısında namus cinayetlerine verilen indirimlerin devam ettiğini, 15-18 yaş arasındaki gençlerin gönüllü ilişkilerine ceza getirildiğini, ‘müstehcenlik’ gibi bir maddeyle ifade özgürlüğünün kısıtlandığını, zinanın suç sayılmasının önerildiğini söyleyerek tasarıya karşı çıktılar. Ayrımcılık maddesine ‘cinsel yönelim’in eklenmesini ve nitelikli insan öldürme maddesine alınan ‘töre saiki’ ifadesinin ‘namus saiki’ olarak değiştirilmesini önerdiler. Bekaret kontrollerinin bütünüyle yasaklanması da talepler arasındaydı.
Ankara’da Yüksel Caddesinde toplanan grup meclise yürüdü. Yürüyüşleri ses getirdi, dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan yürüyüşten sonra şöyle bir açıklama yaptı: “Ben Türk kadınının geleneklerine, ahlak anlayışına yakışmayan bazı pankartları gördüğüm zaman Türk kadını adına buna çok üzüldüm.”
TCK tasarısı Meclis’te kabul edildi. Bunun sonucunda ‘töre saiki’ ifadesiyle birçok namus cinayeti faili nitelikli insan öldürme maddesi kapsamı dışında kaldı. Bekaret testi için hâkim ve savcı kararı çıkarmak kolaylaştı, 15-18 yaş arası gençlerin kendi rızalarıyla girdikleri cinsel ilişkilere hapis cezası getirildi, ayrımcılık maddesine cinsel yönelim eklenmedi.
Ayrıca tüm bu tepkiler ve kadınların mücadelesi sonrasında tasarıdan geri çekilen bazı maddeler de oldu: Zina suç kapsamında yer almadı, bu özellikle haksız tahrik indiriminden faydalanılmasının önünü açacak bir madde olarak kadınlar tarafından çok eleştirilmişti. Cinsel suçlar topluma karşı suçlar bölümünden çıkarılarak bireye karşı suçlar bölümüne alındı. Tasarıda yer alan ‘ırz’ kavramı yasa metninde yer almadı. Tecavüzün kapsamı genişletildi, vajinal, oral ya da anal nitelikte olabileceği ve herhangi bir alet aracılığıyla gerçekleştirilebileceği açıkça belirtildi. Sürekli olması halinde evlilik içi şiddet işkence olarak tanımlandı. Kadınların kendilerine tecavüz eden kişiyle ya da kendilerini kaçıranlarla evlendirilmesi halinde fail hakkındaki davanın ertelenmesine ilişkin düzenleme yasada yer almadı. Çocuklara karşı işlenen suçlarda çocukların rızası olduğu savıyla indirim getirilmesi maddesi yasada yer almadı.
http://www.pazartesidergisi.com/pdf/95.pdf
http://bianet.org/bianet/kadin/43053-bedenimiz-cinselligimiz-bizimdir,