Farklı ülkelerde çeşitli feminist ve kadın örgütlenmeleri, salgın koşullarının gereklilikleri olan maskeleri ve eldivenleriyle sokakta gösteriler yapıyorlar, sokaklara ve balkonlara afişler asıyorlar, market kuyruklarında seslerini yükseltiyorlar.
Krizlerin yarattığı istisna anlarının uzun mücadeleler verilerek kazanılmış hak ve özgürlükleri tehlikeye atabileceği hep söylenir. COVID-19’un sebep olduğu küresel sağlık krizinin henüz belki çok başındayız ama bu krizin kadınlara etkisi şimdiden oldukça kötü gözüküyor. Salgın sebebiyle evlere kapanmamızın ardından kadınların görünmez ev içi emeğinin ciddi bir şekilde arttığını ve dünyanın pek çok ülkesinde bildirilen ev içi şiddet vakalarının normalin çok daha üstünde olduğunu gözlemliyoruz örneğin.[1] Feministler olarak endişeli olduğumuz noktalardan bir diğeri de sağlık kuruluşlarının öncelikli olarak korona vakalarıyla ilgilendiği bu günlerde kadınların kürtaja erişimlerinin tehlike altında olması. Koronavirüsün kadınların kürtaj hakkını ne şekilde etkilediğine çeşitli ülkelerden örneklerle bakalım istedik.
Görünen o ki durumdan faydalanan muhafazakar hükümetler kürtaj karşıtı uygulamalarında gecikmiyor. Polonya, ABD’nin çeşitli eyaletleri ve İtalya gibi örneklerde salgın bahane edilerek kadınların temel hakkı olan kürtaja erişimin doğrudan ya da dolaylı olarak kısıtlandığını görüyoruz. Bu ülkeler hastane kapasitelerini ve sağlık çalışanlarının yoğunluğunu sebep göstererek kadınların haklarını kolayca gözden çıkarırken, Fransa gibi örnekler bize kadınların kürtaj haklarına kesintisiz olarak ulaşmalarını garantileyecek düzenlemelerin de pekala yapılabilir olduğunu gösteriyor. Farklı örneklere yakından bakalım.
Polonya ve “Stop Abortion” (Kürtajı Durdur) yasa tasarısı
Polonya halihazırda Avrupa’nın en kısıtlayıcı kürtaj yasalarından birine sahip: kürtaj ancak ceninde anormallik görülmesi durumunda, annenin sağlığı tehlikedeyse veya tecavüz sonucunda oluşan hamileliklerde mümkün. Yakın zamanda oluşturulan “Stop Abortion” (Kürtajı Durdur) isimli yasa tasarısı sağlıklı gelişimin durması durumunda bile kürtajı yasaklamayı öngörüyordu. Bunun dışında engelli kadınların kürtaj haklarını kısıtlayan maddeler de tasarıya eklenmişti. 15-16 Nisan 2020’de gerçekleşmesi planlanan yasa tasarısı görüşmeleri şimdilik ertelendi. Hatırlayalım, 2016 yılında, Polonya hükümeti benzer şekilde kürtajı kısıtlamaya çabaladığında kadınlar Czarny Protest (Siyah Protesto) ile güçlü şekilde direnmişti. O dönem Polonyalı kadınların organize ettiği bu protestolara dünyanın dört bir yanından kadınlar da destek vermişti. Ancak bugünün koşullarında sokağa çıkmak dahi mümkün değilken durum daha da zorlaşmış gözüküyor. Fakat yine de çeşitli feminist ve kadın örgütlenmeleri, salgın koşullarının gereklilikleri olan maskeleri ve eldivenleriyle sokakta gösteriler yapıyorlar, sokaklara ve balkonlara afişler asıyorlar, market kuyruklarında seslerini yükseltiyorlar.
Amerika: Teksas, Ohio, Alabama ve Arkansas eyaletlerinde kürtaj
ABD’de; Teksas, Ohio, Alabama ve Arkansas eyaletleri, COVID-19’u bahane ederek kürtaj uygulamasını askıya aldı. Pandemi süresince kürtajın sadece anne hayatının tehlikede olduğu durumlarda gerçekleştirilebileceğine ve kürtaj yapmaya devam eden doktorlara da 1000 dolar para cezası ve 180 güne kadar hapis uygulanmasına karar verildi. Fakat daha sonra Alabama eyaletinde mahkeme, kürtajın koronavirüse karşı alınan önlemler çerçevesinde yasaklanamayacağına hükmetti. Bu gelişmenin kürtaj yasağı getirilen diğer eyaletlerdeki kadınlar için umut teşkil ettiğini düşünüyoruz. Arkansas’ta aktivistlerin açtığı karşı dava devam ediyor.
İtalya: Kırk yıldır yasal olan kürtaj askıda
Doğrudan bir yasak söz konusu olmasa da kürtaja ulaşımın salgın sebebiyle mümkün olmadığı ve devletin bu konuda gerekli düzenlemeleri yapmayı reddettiği ülkeler de var. Örneğin kürtajın yaklaşık 40 yıldır yasal olduğu İtalya’da kürtaj yaptırmak şu an oldukça zor. Özellikle salgının yaygın olduğu kuzey bölgesinde devlet hastanelerinin çoğu, başka birçok servis gibi kürtaj servislerini de kapatarak COVID-19 hastanesine dönüşmüş durumda. Bu hastaneler, doktorun yönlendirmesiyle evde rahatça uygulanabilecek bir yöntem olan medikal kürtajı ise kürtajın kesinlikle hastanelerde yapılması gerektiği gerekçesiyle reddediyorlar. Koronavirüs tedavisiyle ilgili olmayan diğer bütün acil hizmetleri gibi kürtaj da büyük ölçüde özel hastanelere devredildi. Bu durum kadınların kürtaja ulaşımını doğrudan etkiliyor çünkü 2011 yılında çıkan yasaya göre İtalya’da özel hastanede çalışan doktorlar kürtaj talebini reddetme hakkına sahip.
İngiltere: Evde medikal kürtaj önerilir önerilmez geri çekildi
İngiltere, evde medikal kürtaja karşı olan ülkelerden biri. Geçtiğimiz haftalarda Sağlık Bakanlığı’nın sitesinden yapılan açıklamayla medikal kürtaj yönteminin salgın süresince geçici olarak evde uygulanabileceği duyurulmuştu. Oldukça tuhaf bir şekilde birkaç saat sonrasında yapılan açıklamayla önceki duyurunun yanlışlıkla paylaşıldığı ve kürtaj uygulamasında herhangi bir değişiklik yapılmadığı belirtildi.
Fransa: Yedi haftalık medikal kürtaj süresi dokuz haftaya genişletildi
Salgının ilk günlerinden itibaren Fransa’daki pek çok kürtaj merkezinin faaliyetlerinde maske ve eldiven gibi tıbbı gereçlerin bulunamamasından ötürü aksamalar yaşandığı haberleri geliyordu. Ayrıca kadınların kürtaj hakkına erişimi konusunda mücadele veren Planning Familial, her gün kendilerini arayan onlarca kadının bu dönemde kürtaj için hastaneye gitmeye korktuğunu söylediğini açıklamıştı. Bu sebeple 19 Mart’ta senatör Laurence Rossignol temmuz sonuna kadar yasal kürtaj süresinin iki hafta uzatılmasını önermişti. İçinde bulunduğumuz olağanüstü dönemde hem kadınların kürtaj hakkına ulaşımını hem de sağlık çalışanlarının çalışma koşullarını kolaylaştıracak bu öneri ilk etapta reddedildi. Sonunda 14 Nisan’da yapılan düzenlemeyle gebeliğin ilk yedi haftasına kadar serbest olan medikal kürtaj uygulaması dokuz haftaya çıkarıldı. Bu uygulama sırasında kadınlar telefon yoluyla doktorlarla iletişim halinde olmayı sürdürecek.
Latin Amerika – Arjantin: Kürtajı suç olmaktan çıkartacak tasarı gecikiyor
Latin Amerika ülkelerinden Arjantin’de, salgının kürtaj hakları bakımından en önemli etkisi kürtajın suç kapsamından çıkarılmasına ilişkin sunulmaya hazırlanan yasa tasarısını geciktirmesi oldu. Bu ülkelerin birçoğunda kürtaj hala yasak olmasına rağmen salgının ortaya çıkmasından hemen önce Arjantin’de feministler kürtajı suç kapsamından çıkarmaya çok yaklaşmışlardı. Şu anda meclisteki görüşmeler ertelendi ancak Arjantinli kadınların yıllardır sürdürdüğü mücadelenin sonucu olarak salgından sonra tasarının görüşülmesi ve kabul edilmesi yakın gözüküyor.
Türkiye: Kürtaj hakkı sessizce gasp ediliyor
Türkiye’deki yasalara baktığımızda, 2827 sayılı Nüfus Planlaması Hakkında Kanun ile doğum kontrol ve kürtaj hakları güvence altına alınmış durumda. Yasaya göre kadınlar istenmeyen gebeliği sonlandırmak için gebeliklerinin 10. haftasının sonuna kadar herhangi bir sağlık sorunları olmasa da kürtaj yaptırma hakkına sahipler. Ancak uygulamaya baktığımızda durumun böyle olmadığını biliyoruz. Medikal kürtaj için kullanılacak ilaçlar yasaklanmış durumda ve ulaşılamıyor. Kadınlar için tek yol olan cerrahi kürtaja erişim de fiili olarak kısıtlı. Örneğin, Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’nın aktardığına göre salgın döneminde İstanbul dışında bir şehirden onlara ulaşan beş haftalık hamile bir kadın, şehirdeki koronavirüs salgını dışında hasta gören tek devlet hastanesine kürtaj için gittiğini, doktorun kürtaj yapmayı reddederek “İstersen şikayet et,” dediğini söyledi.[2] Ancak kısıtlamalara karşı kadınların ısrarlı mücadelesi ve kadın dayanışması olumlu sonuçlar verebiliyor. Bu örnekte de olduğu gibi bağımsız kadın örgütleri ile iletişime geçerek yasalarla korunmuş olan kürtaj hakkınıza erişimde destek alabilirsiniz.
Kürtaj pandemi sırasında da kadınların kolayca ulaşması gereken tıbbi haklarından biridir. Kadınlar kürtaj yaptırmak için belirsiz bir tarihe kadar bekleyemezler, kürtaj hizmeti her daim ulaşılabilir olmalıdır. Ayrıca kürtajı önlemeye yönelik uygulamaların kürtajdan çok kürtajın sağlıklı koşullarda gerçekleşmesini engelleyerek kadınların sağlığını tehlikeye attığını biliyoruz. Bu sebeple ülkelerin pandemi şartlarının gerektirdiği önlemleri alması gerekiyor. Şimdilik en uygun çözüm yasal kürtaj sürelerinin uzatılması ve doktora danışılarak evde yapılan medikal kürtajın yaygınlaştırılması gibi duruyor. Hatırlatıyoruz: Kürtaj haktır. Salgın bahane edilerek kadınların kürtaj hakkı engellenemez, yasaklanamaz.
Kaynakça
https://www.opendemocracy.net/en/5050/italy-access-abortion-during-covid/
https://www.ippf.org/blogs/how-will-coronavirus-affect-access-safe-abortion
https://www.nytimes.com/2020/03/26/opinion/covid-abortion-ohio-texas.html
https://www.foxnews.com/us/alabama-abortion-ban-coronavirus
[1] Bu konuda Çatlak Zemin’de yakın zamanda şu yazılar yayınlandı:
Kadınlar karantinada şiddet uygulayanla birlikte yalnız! https://catlakzemin.com/kadinlar-karantinada-siddet-uygulayanla-birlikte-yalniz/
Covid-19’a karşı tedbirler, ücretsiz ev işçisi kadınların ödenmeyen iş yükünü artırıyor
Koronavirüs salgını Türkiyeli kadınları nasıl etkiliyor? İlk 20 günün ardından deneyim ve gözlemler
Koronavirüs feminizm adına bir felaket https://catlakzemin.com/koronavirus-feminizm-adina-bir-felaket/
[2] https://twitter.com/morcativakfi/status/1250472446945374215