1 Ekim’de açılan This Is Essential Work sergisi, çarpıcı görsel ve metinsel çalışmalar içeriyor; böylece feminist sanat ile feminist teori arasında yeni köprüler kuruyor.

1 Ekim’de açılan This is Essential Work sergisi, annelik ve bakım emeği etrafında kadınların görünmez emeğini sanatsal üretim aracılığıyla görünür kılmayı hedefliyor. Farklı kadın sanatçıları bir araya getiren bu proje, patriyarkal toplumda kadınların konumunu ve bu konumun ekonomi-politik boyutlarını düşündürücü bir şekilde tartışmaya açıyor.

Açık erişimli çevrimiçi sergideki temalar geniş bir yelpazeye yayılıyor: kadınların yeniden üretimdeki görünmez emeği, süt üreticisi olarak rolleri, anneliğin beraberinde getirdiği “kariyer boşlukları” ve bu boşlukların kadınların hayatlarını nasıl şekillendirdiği. Bu noktada sergi, kadınların sadece bireysel deneyimlerini değil, aynı zamanda yapısal eşitsizlikleri de görünür kılıyor.

Küratörlerden biri olan Susan Newman kendisini “politik iktisatçı ve eski insan sütü üreticisi” olarak tanımlıyor. Bu öz tanım, akademik ve kişisel deneyimi bir araya getirerek serginin ruhunu yansıtıyor. Newman’ın yanı sıra küratöryel ekipte, üreme politikaları ve gıda adaleti üzerine etnografik ve çoklu yöntemlerle araştırmalar yapan Michal Nahman ile tarihsel referansları bir çıkış noktası olarak kullanan, benlik ve toplumsal kimlik kavramlarını irdeleyen sanatçı ve anne Yuko Edwards da yer alıyor. Birlikte, küratörler This is Essential Work’ü sanatı, deneyimi ve politik iktisadı birbirine bağlayan kolektif bir feminist çabanın parçası olarak konumlandırıyorlar.

Bu kolektif yaklaşım, serginin yalnızca bireysel deneyimlere değil, aynı zamanda daha geniş yapısal eşitsizliklere de ışık tutmasını sağlıyor. Nitekim sergi web sitesinde görülebileceği üzere thisisessentialwork.com çarpıcı görsel ve metinsel çalışmalar içeriyor; böylece feminist sanat ile feminist teori arasında yeni köprüler kuruyor.

This is Essential Work, bu yönleriyle Türkiye’deki feminist tartışmalarla da kesişiyor. Çatlak Zemin’de ifade ettiğimiz gibi, “feminist bağlarımızı tazelemek; kadınlardan yola çıkarak feminist söylemi, feminist söylemden yola çıkarak kadınları güçlendirmek” amacıyla bir araya geliyoruz. Serginin annelik, bakım emeği ve görünmez emek etrafındaki tartışmaları, bizim de sıkça ele aldığımız bakım krizi, ücretsiz ev içi emek ve kamusal bakım hizmetlerinin eksikliği gibi meselelerle doğrudan buluşuyor. Bu açıdan sergi, yalnızca feminist sanat değil, feminist politika açısından da yeni sözler üretmeye çağırıyor.

Bir cevap yazın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.