Bu liste uykusu gelmeyip de şoförlük yapacaklar ya da şoförü konuşturma motivasyonuna sahip olanlar için idealdir.
Bir gece yolculuğumu hatırlıyorum. Otobüsteyim, tek kişilik koltuktayım. İstanbul’dan Ankara’ya doğru kısa mesafeyi gecede kat etmeyi seçmişim. Solumda akan ışıklar, arabalar, yolu aydınlatan lambalar ve bunları kapsayan karanlık dikkatimi dışarıdan içe yöneltiyor. Bir an hafif de uykuluyken öyle bir “his” geliyor ki sanki kafam kocaman olmuş, vücudum da yokmuş. Tekli bir koltuk üstünde kocaman bedensiz bir kafa olarak* İstanbul’dan Ankara’ya gidiyormuşum. Belki de kulaklığımda Cranes’ten “Everywhere” çalıyordur, Goldfrapp, “Lovely Head” ile lazer tedavisine başlamıştır, müzik bir gece sihriyle beni devasa bir başa dönüştürmüştür. Bilimsel tabirle içim geçmiştir.
Gece yolculuğu, yolların açık olduğu, trafiksiz bir evrene duyulan bir özlemi barındırıyor. Hayatın sadeleştiği, karanlığın yardımıyla mavi, turuncu, sarı ve kırmızı ışıklara indirgendiği bir zamana, atmosferin sessizleştiği o akışkanlığa dair bir özlem. Uzun seyahatlerdeki bekleyişi, ses ve görüntüden oluşan uyaran fazlalığını hayalle gerçek arası bir kuşakla değiştirme, katlanılır kılma umudunu da içeriyor. Araçtan çıkan mekanik sesin beyaz gürültü işlevi görerek diğer tüm sesleri ekarte ettiği bir tür balona girme arzusu ya da. Otobüsle, arabayla, uçakla, uykunun desteğini de arkamıza alarak katlanılmazı atlatma çabası da denilebilir. Lou Reed’in “Vanishing Act”te belirttiği üzere sihirbazın daha iyi bir hayata doğru yaptığı bir kaybolma numarasıdır.
Gündüzün verimliliğinden feragat etmeyenlerin, iş güç yorgunlarının, bazen de kötü haber alanların, gözyaşlarını saklamak isteyenlerin kaçınılmaz tercihidir. Çocuğunu saatlerce oturtmak yerine ona uykulu bir geçiş sağlamak isteyenler de bu pratik çözüme yöneltebilir.
Tabii her zaman tercih edilir değildir, zira toplumun gölgesinden kurtulmak o kadar da kolay olmaz. Benim gibi Ankara – İstanbul arasını defalarca giden bir kadın, stratejik koltuk seçimine rağmen rahatsız edilmeyeceğinden emin olup da göz kaslarını rahat bırakamaz. Birkaç yolculuğunda gönülsüz bir nöbetçiye dönüşüp gece yolculuğuna katılamaz.
Olabildiği zamanlarda ise, gece yürümek şehri nasıl ters yüz ediyorsa, gece yolculuğu da yolların bilmediğimiz bir yönünü görünür kılar. Karanlık tarafımızla yaptığımız geçici bir barış anlaşmasına olanak sağlar. Yolun akmasının güveniyle, en sonunda elbette bir yere varacağımız bilinciyle belirsizlik karşısında daha cesaretli olabildiğimiz bir zaman dilimidir. Hepimizin yolculuğun sağladığı araftalığa ihtiyacı olabilir. Yani gerçeğin gerçek, hayalin de gerçek olmadığından emin olmadığımız bir salınıma, uyku ile uyanıklık arasındaki boşluğa.
Gece yolculuklarında şoförün uyumasını istemiyorsak onu konuşturmamız gerekir. Daha önce yine Çatlak Zemin için derlediğim ve devamını getirmeyi umduğum hikâyeli şarkı listelerinin ikincisi olan bu liste uykusu gelmeyip de şoförlük yapacaklar ya da şoförü konuşturma motivasyonuna sahip olanlar için idealdir. Evinde otururken çıkamadığı gece yolculuklarının, kullanamadığı arabaların, beraber yolculuk yapamadığı insanların, yaşayamadığı taraflarının hayalini kuranlar tarafından da kullanılabilir. Bu karanlık tarafın kapağını kaldırdığımızda göreceklerimiz hepimizi şaşırtacağından bu şarkılardaki simya biraz siyah, biraz sis, biraz da akışkanlık içerir.
* Burada anlatıcıyı şehirlerarası otobanda 120 kilometreyle ilerleyen bir otobüsün ön koltuğunda oturan kırılgan bir Humpty Dumpty ya da Yumurta Kadın olarak hayal edebilirsiniz.