Her derdin devası olmayacak elbette ama isterim ki bunca deneyimin çıkardığı hiçbir sonuç yokmuşçasına yaşamayalım.
Politik ortamlarda “aşk” ilişkileri üzerinden çeşitli şiddet biçimleri yaşandı, yaşanıyor. Kadınların öncesinde korunmasını hedefleyen, bir olay yaşandıktan sonra bile bizlere iyi gelebilecek, birtakım manipülatif mevzulara karşı oyunları boşa çıkaran bir koruma rehberi, bunlarla baş etmemizi kolaylaştırabilir diye düşündüm.
Feminist politika yaparken, meselemi genelde kadınlarla çözmeyi ve güçlendirmeyi daha yapılabilir buluyorum.
Akılda tutulması gerektiğini düşündüğüm ve daha önce yaşadığımız ya da dinlediğimiz hikayelerden deneyimlediğimiz, süzdüğümüz tavsiyelerin üstünden geçeceğim izninizle. Her derdin devası olmayacak elbette ama isterim ki bunca deneyimin çıkardığı hiçbir sonuç yokmuşçasına yaşamayalım. Ve üstüne eklenecek deneyimlerin var olduğunu görelim. Feminizmin bize sunduğu politikleşme araçlarından faydalanmış olalım.
Aşağıdaki maddelerde anlatmaya çalıştıklarımı kabul buyurursanız, elinizin altında, aklınızın bir köşesinde duruversinler derim.
Mottoyu yani sonda söyleyeceğimi başa yazayım. ÖRGÜTLENELİM…
- Aşk için kendinizi heba etmeyin. Aşk, kontrol edilmesi pek mümkün olmayan bir duygu, evet. Bu çok güzel duygumuzun dramaya ya da binbir gece masalına dönüşmesi ise an meselesidir. Beklentilerimiz ve hayallerimiz yükselir ister istemez. Genelde etraftan gelen uyarı ve tavsiyeler duyulamayacak kadar küçülür. Söz konusu olan büyük bir duygudur. Hasret kalınan, aranılan… Görüldüğü gibi aşkı severiz; aşık olana hürmetimiz büyüktür. Mevzuyu ele almaya başlamadan önce “aşk güzeldir”, bunun hakkını verelim. Aşkın ızdırabı ile olan meselemizin büyük bir kısmı da eşitsizlikten mütevellit. Öncesinde hazırlıklı olduğumuz olası durumlar bize daha az zarar verebilir.
- İlişkinin resmileşmesinin size bir faydası yoksa o işe hiç girişmeyin. İlişkide resmiyet, kamu ve sivil toplumun onayıdır. Dolayısıyla böyle bir onayın mal bölüşümü gibi farklı yasal çerçevelerde sizi güçlendirebileceğini düşünsek de, bu son kertede bir bağımlılık belgesidir ve taraflar açısından çeşitli negatif algılara sebep olabilir, yani risktir. Ayrılmanın da bir dolu prosedürü olur. Mevzu sizden çıkıp genel yorumlara açık bir kamusallıkta süregider.
- Her sözü ciddiye almayın. “Senden başkasına bakamam,” “Seni benden çok seven olmaz,” “Sensiz olamam…” gibi klişe sözler, günümüz dünyasında bizlere aşık olunca kullanmak üzere öğretilmiş kalıp sözlerdir. Hükmü yoktur. Fantastiktir. “Ay bu bana bunu söyledi, ömrü beni sevmekle nihayet bulacak,” sanmayın. Güzel anlarda söylenebilecek laflardır, karşıdakini etkilemekte üstün başarıları vardır. Bunu yediğinizde boku da yeme ihtimaliniz yüksektir.
- Genelde sol yapılar hiyerarşiye karşı olmakla ünlüdürler. Ancak, fiilen iyi hatip olan, çok iş yapan, çok toplantıya, eyleme katılan, ömrünü bir şekilde devrimciliğe adamış erkeklerden oluşan bir grup insan vardır. Erkek olmanın avantajını sonuna kadar kullanarak ön plana çıkarlar. Şef, önder olurlar; bu herkes tarafından böyle bilinse de böyle değilmiş gibi yaşanır. Bu arkadaşlarımıza karşı kesin olarak dikkatli olun. Velev ki gönlünüz bu tiplere kayıyor. Kendinizi duygusal olarak koruyun. Bahaneleri, ikna güçleri ve etki alanları fazladır. Pek çok kadın bu tipte erkeklere sempati duyar. Bu kişiler çoğunlukla durumun farkındadırlar. Eldeki bulgurdan olmayı pek göze almazlar. Daimi çaktırmadan flörtöz halleri olağan kabul edilir, dikkat çekmez.
- Duygularınıza elbette ket vurmayın. Lakin aklınızdan çıkarmayın ki aşk hayat kadar gerçek değil. Bir simülasyon belki de. Sizin düşündüğünüz ve arzuladığınız karakter genelde başkadır. Ve kişiler kendilerini diğerine beğendirebilmek için uğraş içine girerler. Bunda garipseyecek bir şey yok. Bunu yaparken aşkın gör dediği ve görmezden geldiği hallerin olabileceğini akılda tutmaktan başka elden bir şey gelmez. Aşk risktir. Genelde güzel şeyler görmeye meyillidir. Bu meyli yitirmeyin. Ama büyüsünün sizi esir almasına da izin vermeyin.
- İlişkinin şekline siz karar verin. Gizlenen ilişki, çok eşli ilişki, tek eşli ilişki… Nasıl bir ilişki istediğiniz konusunda net olmanızı tavsiye edebilirim. Ancak bu bazen sırf “Birlikte olayım da ne olursa olsun”, halinde seyreder; bunun da sonrasında illaki bedelleri olacaktır.
- Aldatılma riskine hazır olun. Burada beyanı esas alıp almamayla çok uğraşmayın. Elbette ilk hareket reddetmek olacaktır. Reddetmek aldatan için de aldatılan için de konforlu alandır ve tercih edilir. İnanmayı tercih ettiklerimiz genelde aşık olduklarımızdır. Aldatılma durumu ciddi bir güven kaybına sebep olur. Güvendiğimiz dağlara kar yağar. Büyük bir haksızlığa uğramış olursunuz, haklısınızdır da.. Haksız olan kendisine kötü davranılmasını ve hak ettiği cezayı kendisine vermenizi ister. Üzülmek ve acı konusunda yapılabilecek çok fazla bir şey yoktur. Fakat baş edilebilirdir. Unutmayalım ki, “aldatılmak” kavramı bize toplumsal olarak öğretilmiştir; çünkü heteronormatif yapı tekeşliliği tek bir ilişki biçimi olarak kabul ederek ilişkileri tanımlar. Halbuki, duygularımızın arkasındaki kültürel kodları ve toplumsal rolleri fark etmek bizleri güçlendirir.
- Kendinizde veya karşınızdakinde kıskançlık, kısıtlama, tahakküm hissettiğinizde hemen itiraz edin. Siz bu hisleri yaşayacağınıza ya da yaşatacağınıza vedalaşın. Bu geçmez, sonu gelmez ve önü alınamaz bir seyirle ilerler.
- Hissettiklerinizin sorgulanmasına izin vermeyin. Bu en çaktırmadan duygularınızın yanıltılmasıdır. Her zaman açık olun. İlişki, karşıdakinin yanlış düşündüğünü bilsen bile onu dinleyip anlayabilmekle mümkün olur. Hislerinize, duygularınıza sahip çıkın. Küçümsemeye, hafife almaya, çok önemli ve ciddi meseleler olarak adlandırılan durumlarla sizin hislerinizin ve duygularınızın kıyaslanmasına asla izin vermeyin.
- “Aşırı politik” kurumların aşka dair pratikleri hazin. Bu tarz kurumlarda duygular ciddiye alınmaz. Yok sayılır. Ama tüm dengeler “ilişkiler”, “eski aşklar” ve “bir zamanlar aralarında bir şey olmuş”ların kaotik dengesi arasında yürür. Bunun açık edilmesi asla istenmez ve yok sayılır. Politikaya çok net yansımaları olmuştur fakat hep aşırı teorik, ciddi, güncel mevzularmış gibi teorize edildikleri olur. Bunu takmayın çok yani. Daha çok kol kırılsın yen içinde kalsıncılık hakimdir. Bu sizi tatmin ederse tamam. Ama yok ben bu tarzı düzelteceğim, mücadele edeceğim demek, bu kast içinde oldukça zordur. Gelebilecek her türlü püskürtülmeye hazırlıklı olmak ve stratejik davranmak da bir yöntem olarak kullanılabilir.
- Karma “aşırı politik” yapılar, kendilerini dışarıdan gelecek eleştiri ve iddialara karşı kalın kalkanlarla korur. Orada anlaşılmadığınızda bunu çok da büyük duygusal yıkım haline getirmeyin. Kurum itibarı her şeyin önünde tutulur. Önemli olan kurumun el alem gözünde ne hallere düşeceğidir. Çoğu örgütün bugün kadın hareketine yüzünü dönmesi tesadüf değil. Bu mücadelenin daha görünür olduğu kurumların kendi gündemlerine ve tüzüklerine kadınlara dair ve cinsiyetçiliğe dair eklemeler yapma ihtiyacı da buna paralel olarak gelişmiştir. Gerekli görürseniz, onlara artık feministlerin güçlü bir hareket olduğunu görmezden gelmemeleri gerektiğini hatırlatın.
- Kendine feministim diyen hetero erkeklere karşı bir tık daha dikkatli olun. Bu tipler, pek çok argümanımızı kulaktan dolma duyup, üstün körü okuyup, içselleştirmeden bize karşı kullanabilme haddini kendilerinde bulabilirler. Feminist oldukları iddiasıyla onların asla eril bir tavır göstermeyeceği ön kabulünü bize dayatabilirler. Bu kişilere bir “hoop” demek iyidir. İyi gelir.
- “Aşırı politik” yapılarda aşk ilişkilerinden kaynaklanan husumetlerde, kadınların uzaklaşması/uzaklaştırılması, erkeklerinse mevcut yerlerini koruması bir klasiktir. Kadın dayanışması için kadın kurumlarından destek alıp mevcut kurumunuzda politika yaparak iradenizi korumaya çalışın. Kurum içinde kadın dayanışması önemlidir. Fakat, illa tüm kadınlar destek verecek diye bir şey yok. Dayanışma beklentinizin hayal kırıklığına uğrama ihtimali yüksektir. Yanınızda sizi anlayan, dinleyen kadınlar olması sizi güçlendirir. Feminist politika yapan kadınlarla yakınlık kurun…
Çünkü;
Aşk örgütlenmektir.