Belki burada sorulması gereken, bir erkek için neden bir kadının peş peşe orgazm olması ya da bunun hakkında yazmak bu kadar önemli?
Çok sevdiğim Latin Amerikalı bir erkek yazarın son çıkan romanını okuyorum şu sıra. Karizmatik, akıllı, şair karakterleri hep erkek. Onların dünyasında, hiç gezmediğim topraklarda kaybolmak hoşuma gidiyor. Arada bir, kalın kitabın sayfalarının arasından başına buyruk, ne istediğini bilen -ya da bilmeyen- alabildiğine özgür bir kadın fırlayıverince kalbim çarpıyor. Nihayet! Otuz bir yaşında Amerikalı bu kadınla, otuz üçüne yaklaşmış, hâlâ kafası çok karışık bir kadın olarak seyahat ediyorum. Şili’deyiz. En yakın kadın arkadaşla tutkulu bir sevişme sonrası ilişkiye dönmesini umduğumuz şey hayal kırıklığına uğratmış, çantamızı toplayıp ülkeyi terk etmişiz. Hikaye beni iyice içine çekiyor. Başını alıp gitmelere, başka dilde kaybolmalara, küçük odalarda yeni hayata başlamalara bayılırım.
Kadın karakterin huzursuzluğu, acısı, kendini alkole ve bilmediği şehrin macera dolu gecelerine vurma isteği çok tanıdık. Bir gece, sabahın ilk ışıklarına yakın, on sekiz yaşındaki bir Şilili erkekle, gönülsüzce, sonradan yaptığı şeye gülmek ister gibi yatakta buluyor kendini. Yazarın sevişmeyi anlatış tarzından erkeğin tecrübesiz, kadının belli belirsiz bir utanç içinde olduğunu anlıyoruz. Bu satırlardan sonra beni şaşırtan kısım başlıyor. Kadın kısacık bir sürede orgazm oluyor, hatta bir süre sevişmeye devam ediyorlar. Yine kısa olduğu vurgulanan bir sürede, ikinci kere orgazm oluyor.
Son yıllarını vücudunu tanımak, haz meselesine kafa yormakla geçirmiş yanım, nasıl yani, diyor. Vulvalı bireylerin penisli bireylerle öyle hop diye bol bol orgazm olamadıkları istatistiklerle mevcut. Cis ve heteroseksüel kadınlarla yapılan çoğu ankette, benim denk geldiğim kadarıyla, kadınlar orgazm olmakta zorlandıklarını söylüyorlar. Hele tek gecelik bir ilişkide, her şey birbirine henüz yabancıyken… Bunu bilen tarafım, birbirini tanımayan iki vücudun hop diye kısa aralarla orgazm olabilmesine inanamıyor. Neyse deyip devam ediyorum. Kadının kendi yöntemleri vardır belki; bir fanteziye, bir görüntüye odaklanıp bir çırpıda orgazm olmanın yolunu keşfetmiştir, neden olmasın.
Hikaye devam ettikçe Amerikalı genç kadının odasında, duşta geçirdiği zamanlara da şahit oluyoruz. Kadın bir süreliğine hikayedeki ana karakterlerden biri oluyor. Bu sırada başka bir paragraf, maalesef yazarın cinsel hayatı boyunca orgazm taklidine maruz kalmış olabileceğini düşündürüyor bana. Ya da öyle şanslı ki kısa sürede peş peşe orgazm olabilen kadınlarla birlikte olmuş hep. Onun yerinde olsam -bu ihtimal gerçek bile olsa- konu üzerine biraz araştırır, vulvalı arkadaşlarıma danışır, orgazm kısımlarını ondan sonra yazardım.
Kısa bir duş esnasında, sarışın uzun boylu, yeşil gözlü kadın karakterimizin iki kez orgazm olması anlatısının ardında ne gibi bir inanç var merak ediyorum. Bir şeyler eksik, bir şeyler çok basit.
Canım duşta mastürbasyon yapmak istedi diyelim, öncelikle bunun iki dakikalık bir iş olmadığını her zaman bilirim. Dokunma, okşama, tazyik, hayal gücü, kendini suyun sıcaklığına ve dokunuşların erotizmine bırakmak, ortamdan, aklındaki planlardan soyutlamak… Herkesin kendi yöntemi olduğunu bilmekle beraber, birtakım ortak noktalarda buluştuğumuza eminim. Kısa sayılamayacak bir sürede yoğun bir orgazma ulaştıktan sonra, tatlı bir his vücudu sarar. Hemen yeniden kendine dokunmak, çok seksi ve fiziki bir uyaran yoksa tekrar mastürbasyona başlamak ne kadar gerçekçi? Elbette yapan vardır ve güzel bir his de olabilir. Yine de bana, eril bir kalemden bu şekilde çizilen karakterlerin kadın hazzını porno sektörünün çoğunlukla yaptığı gibi basit, şiddetli, bir çırpıda olup biten bir şeye indirgediğini ve artık bozulması gereken bir ezbere hizmet ettiğini düşündürüyor.
Klitoris penise göre görece kısa aralıklarla defalarca orgazm olabildiği için daha gizemli, bu yönü ile erkek fantezilerini süslüyor olabilir. Bir kadını defalarca orgazma ulaştırabilmek bir erkeğin ‘erkeklik’ algısına, özgüvenine, ‘penisine’ iyi geliyor olabilir. Belki de bunu içten içe bildiğimiz için, hayatımızın çeşitli dönemlerinde böyle bir algının partlerlerimizde oluşmasına izin veriyoruz.
Belki burada sorulması gereken, bir erkek için neden bir kadının peş peşe orgazm olması ya da bunun hakkında yazmak bu kadar önemli? Hakkı verilmiş bir güzel orgazm neyimize yetmiyor? Kadının orgazmından önemli hâle gelen, hikayede onun önüne geçen, defalarca orgazm olması, yani erkeğin kadını orgazm etme ‘başarısı’ mı? Neden aralarındaki kimyayı, süper seksi vurgulamak için buna ihtiyaç var? Bunu hem yapay hem de güzel bir kitabın orijinalliğini zedeleyici koca bir erkek dokunuş olarak görüyorum. Belli ki orgazm hakkında daha çok ve açık açık konuşabilmemiz, bu işi sadece erkek anlatının alanı olmaktan çıkarmamız gerekiyor.