Merhabalar! Bu sene dokuzuncusu yapılacak Pembe Hayat KuirFest ile ilgili sizinle bir araya geldik, çok sevinçli ve heyecanlıyız! Bize öncelikle Pembe Hayat niçin ve nasıl kuruldu anlatır mısınız?

Pembe Hayat aslında bir ihtiyacın sonucu olarak kuruldu. Toplumda her geçen gün artan transfobi, nefret saldırıları ve ötekileştirmenin birincil hedefi olan translar, bu şiddet ortamından örgütlenerek ve kendi güvenli alanlarını yaratarak ancak kurtulabilirlerdi. Eryaman Olayları’ndan sonra bir araya gelen feminist kadınlar ve trans seks işçileri, bu ihtiyacın yakıcılığını o kadar yoğun hissetiler ki, önce bir kolektif olan Pembe Hayat 30 Haziran 2006’da dernekleşerek bir trans öz örgütü olarak LGBTİ+ mücadelesinde yerini aldı. Toplumun bu transfobik nefret kumkumasına karşı örgütlenerek cevap veren translar; aynı zamanda LGBTİ+ hareketinin cinsel yönelim odaklı aktivizm kültürünü de dönüştürerek cinsiyet kimliği aktivizmiyle yeni alanlar ve yeni imkanlar yaratmış oldular. Pembe Hayat LGBTİ+ Dayanışma Derneği, 14. yılında halen transların ve seks işçilerinin örgütü olarak kendini var etmeye devam ediyor.

Pembe Hayat bünyesinde bir festival yapma fikri nasıl oluştu?

KuirFest de esasen kendi evrimi içerisinde yolu Pembe Hayat ile kesişen ve kendini var eden bir festival. Festival kurucuları Bilge Taş ve Uğur Yüksel’in Uçan Süpürge’de var ettikleri “pembesiz mavisiz” adlı bölüme dayanır KuirFest’in kökleri. Bilge Taş ve Mehmet Uğur Yüksel, bu bölümü daha da derinleştirmek ve genişletmek istediklerinde, festivalin yolu Pembe Hayat’la kesişmeye başlıyor.

KuirFest’i düzenlerken neyi amaçlamıştınız?

Festival kurucusu Bilge Taş, Lubunya Dergisi’nin Kasım 2011 sayısına verdiği röportajda festivalden beklentisini şöyle özetliyor: “bütün bu siyasi havanın ağırlığı içerisinde düşündüğümüz zaman, festivalden eğlenmeyi beklediğimizi düşünüyorum ben. (…) Hem bizim hem de gelen bütün insanların eğlendiği ve birlikte eğlenebildiği bir platform yaratmak istiyoruz. Kimsenin birbirini ötekileştirmeden, kasılmadan bir festival yaşamalarını istiyoruz. Ve tabii ki bizim belki de en çok hedeflediğimiz şey, LGBTİ+ bireylerin gettolaşmasını kırmak istiyoruz. Yani bizlerin sadece kendimizi güvende hissettiğimiz yerlerde yaşamak yerine, toplumun tamamının birlikte yaşayabildiği bir dünya hayal etmek istiyoruz. Ve bu dünyayı hayal ederken sanatı ve sanatın beraberinde getirdiği tartışmaları bir araç olarak kullanmak istiyoruz.”

İlk Kuirfest ne zaman ve nasıl düzenlendi?

Pembe Hayat’la yollar kesiştikten ve festival ekibine süreç içerisinde Gizem Bayıksel de dahil olduktan sonra festival 17-24 Kasım 2011 tarihinde Ankara Büyülü Fener Sineması’nda hayatına başlıyor. İlk yılında küçük çapta ve eli ayağı düzgün bir festival olmak gayesiyle kendini var eden KuirFest; LGBTİ+ temalı filmleri ve çeşitli atölyeleri, panelleri, partileri bünyesinde yeşerterek yıldan yıla büyüyor ve gelişiyor.

Bu gelişimde hiç şüphesiz sevgili Esra Özban’ın katkısı göz ardı edilemez. Şu an Amerika’da doktorasına devam eden Özban, halen tüm festival ekibinin neredeyse tüm kahrını ta Amerika’lardan çekiyor. Kendisinin Pembe Hayat’a, KuirFest’e ve de 9. KuirFest’in gerçekleşmesinde bizlere kattıkları paha biçilemez. Esra’ya özel hashtag’imiz bile var. #elbetdönersin.

Bu sene dokuzuncu kez düzenliyorsunuz Kuirfest’i. Geçen zamanda neler değişti?

Ankara’da küçük bir festival olarak başlayan KuirFest, 9. yılına gelene kadar çok gelişti, köklendi ve kendini uluslararası alanda kanıtladı denebilir. Bugüne dek yüzlerce filme, atölyeye, panele ve partiye ev sahipliği yapan KuirFest, geliştikçe herkes gibi heteropatriyarkanın da dikkatini çekmeye başladı. Sanırım bu dikkatten ötürü olsa gerek, 7. yılında doğduğu şehir Ankara’da yasaklandı. Aslında yasak, KuirFest’i daha da yaygın hale getirdi ve Pembe Hayat’ta var olan KuirFest, tüm lubunyanın festivali haline geldi. Pre-10. yılında kış pride’ı olarak anılması da, KuirFest’in harekete mal olduğunu ve hepimizin festivali olduğunu kanıtlar nitelikte.

Kuirfest değişik kentlerde olmuştu, bu sene İstanbul’da olacak. Kent seçimini neye göre yapıyorsunuz?

Aslında Ankara merkezli olan festival uzun yıllardır İstanbul’da gerçekleşiyor. Ancak 7. yılında yasaklandıktan sonra ana ayağını İstanbul’a taşımış oldu. İstanbul ve Ankara’nın dışında bugüne dek Denizli, Mersin, Çanakkale, İzmir, Eskişehir gibi birçok kentte gerçekleşti. İstanbul ve Ankara dışında, yereldeki LGBTİ+ların ihtiyaçlarına göre festivalin hangi şehirde olacağı belirleniyor. Mesela Mersin’de geçen yıl 4. kez gerçekleşen festival, bu yıl Mersin’de gerçekleşmeyecek. Mersin artık lubunyanın örgütlendiği, kendi onur yürüyüşünü yapabildiği ve hatta yasaklanabildiği; özcesi lubunyanın örgütlü gücünün tüm kentte kendini hissettirebildiği bir şehir. Gittiği şehirlerde lubunyaları güçlendirmeyi hedefleyen KuirFest, artık yeni şehirlerde görevini ifa etmeye hazırlanıyor. Bu yıl İstanbul’un ardından Denizli ve ilk kez Diyarbakır’da festivali organize etmeyi planlıyoruz. Umuyoruz ki yıldan yıla KuirFest daha çok şehirde olacak ve yurtdışında da gerçekleşebildiği ülkeler çoğalacak. Biliyorsunuz son iki yıldır KuirFest Berlin’de de gerçekleşiyor, bu yıl üçüncüsünü örgütlerken festivalin dünyanın birçok ülkesinde kendini var etmesinin hayalini kuruyoruz.

Bu sene Kuirfestin bir konu başlığı var mı?

Bu sene hashtag’imiz geçtiğimiz yıl Ankara’dan çıkarken dile getirdiğimiz üzere #DönerizElbet. Türkçe’de dönme kelimesi, transfobik toplumun trans varoluşları yaftalamak için kullandığı ve zaman içerisinde trans hareketinin bu fobiye karşı bir direniş oluşturmak amacıyla sahiplenerek yapısöküme uğrattığı politik bir kelime. Hem “dönme” olmanın onurunu taşıyan bu hashtag; hem de aynı zamanda doğduğu şehir Ankara’da yasaklanan KuirFest’in, bu çağdışı yasakçı zihniyete karşı kararlılığını temsil ediyor. Yani anlayacağınız, dünya dönüyor kim ne derse desin diyoruz el aleme.

Hangi filmleri izleme şansımız olacak bu sene? Hangi filmleri kesinlikle kaçırmayalım?

Festival bültenimize göz atalım:

Her yıl pek çok uzun metraj kuir yapımı festival severlerle buluşturan KuirFest, “Gökkuşağının Altında” seçkisi kapsamında bu yıl da dünyanın dört bir yanından kuir kurmacaları ağırlıyor! Yaşlılık, göçmenlik, gençlik, biseksüel haller, mistik kurgu gibi temaları odağına alan seçki, Amerika’dan Lübnan’a çeşitli ülkelerden hikayelerle yaşamın her anında ve alanında lubunya olma hallerini harmanlıyor! Günceli ve gündemi takip ederek izleyicinin özdeşlik kurup kendi hayatından hikâyeler bulabileceği filmlere ev sahipliği yapan seçki içerisinde TRANSONSUZ (TRANSFINITE, 2019), Şifa (Chronic, 2017), Greta (2019), Kavak Yelleri (These Peculiar Days, 2019) ve Karanlıkta Parlayan (Tinta Bruta, 2018) filmleri yer alıyor.

Çeşitliliği ile ön plana çıkan Kuir Belgeseller, dokuzuncu senesinde Türkiye’de LGBTİ+ kamuoyunda yeni tartışmalara yer açacak! Başka ülkelerin deneyimleri ile zenginleştirilen bu seçki, farklı pencerelerden bakma imkânı sağlarken; lubunya hallerden mülteciliğe, şair olmaktan kendi tarihimizi yazmaya kadar pek çok odağı göz önüne seriyor.

Kuir Belgeseller’de bu yıl Geçiş/Uyum (Transitioning:, 2016), Sığınak: Cennet’in Kaybı (Shelter: Farewell to Eden, 2019) Lemebel (2019), Arşivciler (The Archivettes, 2018), Ne Havva’dan Ne Adem’den: Bir İnterseks Hikayesi (No Box for Me. An Intersex Story, 2018), Ben Moshanty. Beni seviyor musun? (I’m Moshanty. Do you love me? 2019) ve Ataerkil Ritüeller (Paternal Rites, 2018) yer alıyor.

Kuir Diziler bölümümüz ise, bu yıl Kulüp Splendida’ya (Club Splendida, 2019) ev sahipliği yapacak.

Sinefillerin ve festival takipçilerinin sabırsızlıkla beklediği kÜLT seçkimiz bu yıl kuir sinemanın öncü yapımlarından Benim Şugar Çamaşırhanem (My Beautiful Laundrette, 1985) ve Küründen Dolapta (The Celluloid Closet: Telling Pictures, 1995) filmlerini ağırlıyor.

KuirFest’in yıllara yayılan Türkiye’den Kısalar (Queer Shorts from Turkey) seçkisi, Türkiye kuir sinemasının gelişimine de ayna tutuyor. Birçok yeni kuir sanatçının çeşitli formlarda ve konularda filmlerle dâhil olduğu seçki, bizim hikâyemizi bizim gözümüzle bize anlatıyor. Lubunyalığın farklı hallerini bambaşka renklerle programa taşıyan festival, Türkiyeli sanatçıların aşk, fetişler, lirik haller, akışkanlık ve lubunyalık hallerini Türkiyeli sinemasever lubunlarla buluşturuyor.

Seçkide bu yıl Kübra Bekmez’in Öteki (The Other, 2019), Gökçe Onur’un Akışkan (Fluid, 2019), Kardelen Eren’in Örtünün Altı (Under The Blanket, 2019), Ömer Tevfik Erten’in Misafir*Hane-Bir Vardım Bir Yoktum (Guest*house-Twice Upon a Time, 2019), Şeyhmus Altun’un Zerreler (Fragments, 2019), Harun Güler’in 2740 Nolu Oda (Room 2740 – Shot on iPhone, 2019), Nicolas Jakubiak’ın Barbo (Barbo, 2019), Volkan Güleryüz’ün Iris (İris, 2019), Gizem Aksu’nun SOULSOLESOURCE (SOULSOLESOURCE, 2019) ve Özgür Can Taşcı’nın Yıkımın Üstünde Dans (Dancing On The Ruins, 2019) filmleri yer alıyor.

KuirFest, kısa seçkilerinde her yıl olduğu gibi bu yıl da yurtdışından programcılarla işbirliği yapıyor. Festival, geçtiğimiz sene jüri üyeleri arasında KuirFest’ten Esra Özban’ın da yer aldığı, Amsterdam merkezli Uluslararası Kuir & Göçmen Film Festivali’nin hazırladığı IQMF Amsterdam Kısalar Seçkisi: IQMF Yükselen Yıldızlar (IQMF Amsterdam Shorts Selection: IQMF Rising Stars) seçkisini ağırlayacak. Çeşitli kimliklerin kesişimselliğine değinen seçki, yeni kuir ve mülteci filmleri festivale taşıyarak gençlik hallerine, transların deneyimlediği zorbalıklara, kuir tarihin önemli bir parçası olan vogue kültürüne, fetişlere ve animatif dokunuşlara yer veriyor.

Çek Cumhuriyeti merkezli Mezipatra Kuir Film Festivali, hazırladığı Mezipatra Kısa Seçkisi: Soyu Tehlikede Tür (Mezipatra Shorts Selection: Endangered Species) seçkisiyle ilk kez KuirFest’in konuğu oluyor! Bugünün lubunyasının yabancı olmadığı varoluş sıkıntısını, seçki boyunca yüreklere çöreklenecek olan o aynı hisle dürtüyor.

KuirFest bu yıl romantik bireylerin kalplerine aşkla dokunmayı bu seçkiyle hedefliyor: Tariz Seçkisi! (Tariz Section) Aşk için hangimiz neler yapmadık ki? Daha neler yapacağız kim bilir? Tüm bu soruların cevabını dünyanın dört bir yanından kısalarla Tariz Seçkisi’nde bir araya getiren KuirFest, aşkın gücünü cinsel yönelimlerin üstünde ele alıp her birimize tarizliğin gücüyle dokunmayı hedefliyor!

Festivalin bir diğer kısa seçkisi ise Lavinya (Lavinia). Lubuncanın ilk yıllarında, lubunyalar kendilerinden “Lavinya” diye bahsederlerdi… Hepimiz önce Lavinya değil miyiz? Lavinya, şiirlere konu olduğu kadar lubunyalığın özü değil mi? Hayatın akışı, cinsiyetleri de kendine uydurmuyor mu?

Lubunyalık (#birömürboyu) (Queerness #Forever) kısa seçkisi aşkın, sevginin ve mücadelenin zamanın çok ötesinde olduğunu ve lubunyalığın yaşsızlıkla anılmasının ne kadar doğru olduğunu bizlere gösteriyor. Çizgisel algıladığımız zaman, her geçen gün yüzlerimize birer çizgi atarak hatırlatıyor kendini: Yaşlılık. Bir kısmımızın dününü, bir kısmımızın bugününü ve bir kısmımızın yarınını seyretme zamanı şimdi!

İsmi ile müsemma Koli Koliye Bakar (Koli Gazes Upon Kolis) seçkisi; koli kesenlere, koli hallerini, koli heyecanıyla anlatıyor! Kolinin birçok anlamını malum nihayetlerle tamamlayan seçki, “Arzular şelale!” diyerek koli kesenleri koli kesmeye davet ediyor!

Bize kalırsa izleyici hiçbir filmi kaçırmamalı bu arada. Eminiz ki katılan, izleyen, eğlenen herkes 9. KuirFest’ten güçlenerek çıkacak.

Kuirfestin bazı sabit bölümleri (kült filmler gibi) bu sene de festivalde var tabii ki. Oralarda neleri yakalasın seyirci?

Açıkçası festival programında yer alan filmlerin neredeyse tamamı Türkiye prömiyerini KuirFest’le yapacağı için; seyirciye mümkünse kaçırmadan izlemelerini tavsiye ediyoruz. Bir de yükselen ekonomik kriz, kaynak yaratma sorunları, film gösterim bedellerinin her geçen yıl daha da yükselmesi gibi sıralanabilecek birçok sebepten ötürü bu yıl uzun metraj filmler yalnızca bir kere gösterilecek. Programda kısa seçkileri her güne koyarak aslında izleyicinin neredeyse tüm festivali takip edebileceği bir program hazırlamaya çalıştık. Umuyoruz ki hepimizin festivali olan KuirFest, hepimizin yüreğine dokunacak anlara şahit olacak.

Kuirfest’te sadece film gösterimleri değil söyleşi ve atölyeler de oluyor. Bu sene hangi söyleşi ve atölyeleri bizimle buluşturacaksınız?

Bu sene üç atölyemiz var. Ayça Damgacı’nın kolaylaştırıcılığında “Cis-Hetero Rollere Lubun Yaklaşımlar” atölyesi, The Circle ev sahipliğinde gerçekleşecek. Atölyede, teknik bilgilerden, içsel dünyanın inşasına; lubunyalaştırılan cis-hetero rolden, bu rolün sahne ve kamera önündeki icrasına dair ipuçları performe edilecek. Katılımcılarının hayallerindeki ya da istedikleri herhangi bir rolü, tiplemeyi belirleyerek o rollerle alakalı tekstleriyle gelmeleri bekleniyor. Gizem Oruç kolaylaştıcılığındaki “Video İçin Ses-Atölyesi” ile kayıt tekniklerinden sound dizayna kadar video prodüksiyonunda sese dair teknik ve yaratıcı adımlara göz atılacak. Son olarak, geçtiğimiz yıl “Zeliş Deniz Kuir Sinema” olarak isimlendirdiğimiz atölyede, Rüzgar Buşki, Metin Akdemir, Vuslat Karan ve Burcu Melekoğlu geliştirme, prodüksiyon ya da post-prodüksiyon evresindeki kurmaca dışı sinema ve video işleri için, lubunya sinemacılara, hikâye, yapım ve fonlama, etki ve dağıtım gibi başlıklar altında danışmanlık yapacaklar.

Atölyelerin dışında birçok filmin ardından soru – cevap kısımları olacak festival boyunca. Bu kısımlarda izleyici filmlerin yönetmenleriyle buluşma şansı yakalayacak. 78 filmi programına sığdıran KuirFest, festival boyunca bahsettiğimiz atölyelerin dışında 7 söyleşi ve 2 partiye ev sahipliği yapacak. “Lemebel” filminin ardından sevgili Seçil Epik ve Sevcan Tiftik’in katılımıyla “Bedeniyle Yazmak, Yazarken Çoğalmak”; “Benim Şugar Çamaşırhanem” filminin ardından Cemal Akyüz’ün moderatörlüğünde ve Marc David Jacobs’ın katılımıyla “Bizim Şugar Filmlerimiz: QTIPOC Filmleri Üzerine”; “Arşivciler” filminin ardından Lara Güney Özlen ve Okay Gökmen’in katılımıyla “LGBTİ+ Arşivcilik Neden Önemli?”; “Ataerkil Ritüeller” filminin ardından Nayuk (Nazlı Mayuk) ve Hilal Esmer’in katılımıyla “Dönüşen Hikayeler”; “Geçiş/Uyum” belgeselinin ardından Beren Azizi ve Vanessa Lee Nic’in katılımıyla “Terf Argüman(?)ların Kakafonisi”; “Türkiye’den Kuir Kısalar” gösteriminin ardından Bulut B.Sezer ve Nihal Albayrak’ın katılımıyla “Kuir Oyuncular Konuşuyor” adlı söyleşiler olacak. Bunlara ek olarak Türkiye’de ilk kez na-binary bireylerin yan yana geleceği bir yuvarlak masa söyleşisi de KuirFest programında.

Etkinliklerin tamamı institut français, Vault34, Kıraathane İstanbul Edebiyat Evi, Altyazı Sinema Derneği, The Circle, Salt Galata, Feminist Mekan ve SPoD Ofis’de olacak. Partiler de Babylon ve Anahit Sahne’de gerçekleşecek.

Feminist Mekan da bu sene Kuirfest’e ev sahipliği yapacak, hem film gösterimi hem de söyleşimiz var. Bu etkinlikten de bahseder misiniz biraz?

New York’ta 1970’lerden bu yana faaliyetlerine devam eden lez-bi feminist arşiv kolektifini konu edinen Arşivciler adlı filmi Feminist Mekan’da hep beraber izledikten sonra; aktivizm alanında LGBTİ+ tarihi ve arşivciliğini yeniden tartışmaya açmayı hedefliyoruz KuirFest’te. Söyleşide, tarih yazmanın ve arşivciliğin LGBTİ+ mücadelesindeki yeri Lambdaİstanbul örneğiyle ele alınacak. Neden arşiv oluşturulmalı ve arşive sahip çıkmak neden önemli? Aktivizm ile arşiv nasıl ilişkilenir? gibi çeşitli sorulara cevap aramayı hedefleyen söyleşi, geçmişin izdüşümünü bugüne taşıyarak yarınları kurmayı hedefleyen herkesi Feminist Mekan’da bir araya gelmeye çağırıyor.

Kuirfest’te mutlaka olsun ve asla olmasın dedikleriniz?

KuirFest’te asla olmasın dediklerimizin başında madilik geliyor 🙂 Irkçılık, cinsiyetçilik, orospufobik, transfobik, LGBTİ+ fobik herhangi bir olumsuzluğun olmasını istemediğimiz gibi, olmaması için de elimizden geleni yapıyoruz. Bunun dışında çeşitlilik, kapsayıcılık olsun istiyoruz. Filmleri seçerken, formdan, coğrafi dağılıma kadar dikkat ettiğimiz birçok nokta var; festival hepimizin festivali ve herkesin festivalde kendinden bir parça bulabilmesini umut ediyoruz. Ve tabii ki lubunyanın festivali KuirFest, bol gullüm, bol kahkaha ve güçlenilecek yeni alanları beraber yaratmayı istiyor. Lubunyanın bu bir aradalığın coşkusuyla festivalde yer almasını umut ediyoruz.

Bizimle ve seyirciyle paylaşmak istedikleriniz?

Biz #DönerizElbet, dünya döndüğü müddetçe diyerek bütün lubunyaları festivale davet ediyoruz!

Bir cevap yazın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.