29 Haziran Pazar günü #yaşamdaısrar temasıyla yapılması planlanan 23. İstanbul Onur Yürüyüşü yasaklandı. Bütün imkanlarını seferber eden emniyet, İstanbul’un pek çok mahallesini adeta abluka altına aldı. Eyleme giden/gitmeyen, sokakta yürüyen, kafede oturan, toplu taşımadan inen, başka mahallede bile bulunan 53 kişiyi hukuksuzca ve işkenceyle gözaltına aldı. Bir gece nezarethanede tutulan, bu sırada polis şiddetine uğrayan arkadaşlarımızdan 48’i yurt dışı çıkış yasağıyla serbest bırakılırken 3 arkadaşımız tutuklandı. LGBTİ+ olmayı ya da LGBTİ+larla birlikte ses çıkarmayı suç sayma çabası sürerken, “arkadaşlarımızı derhal serbest bırakın” diyerek 23. İstanbul Onur Yürüyüşü’nün basın metnini paylaşıyoruz.

“İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası olarak 2025 yılı temamızı YAŞAMDA ISRAR olarak seçtik. Varoluşumuzun inkârına, yaşamlarımızın değersizleştirilmesine, kimliklerimizin kriminalize edilmesine; sokakta, evde, okulda, iş yerinde maruz bırakıldığımız şiddete karşı: YAŞAMDA ISRAR ediyoruz! dedik.

Şimdi bizleri yok saydığınız yerlerde kendimizi var etmeye geldik. Geri çekilmiyoruz, görünmez kalmıyoruz, sessizliğe razı olmuyoruz! Yaralarımızı öfkemizle sardık, kayıplarımızı isyanla uğurladık, yaşamı yeniden ve yeniden ördük, buradayız.

Geçtiğimiz yıl, her gün yeni bir yasakla, yeni bir saldırıyla, yeniden yok sayılmayla mücadele ettik. Aile yılı ilanlarıyla, sansürlerle, tutuklamalarla, baskılarla sinmemiz, susmamız, kabullenmemiz beklendi. Ama yine de çatlaklardan sızmayı başardık. Her sene olduğu gibi bu sene de yine buradayız. Her yasaktan sonra yeniden toplanan, her saldırıdan sonra birbirine tutunan, her kayıptan sonra daha da kenetlenen bir lubunya direnişi ile sokaklardayız. Bu sene de sadece hayatta kalmayı değil, yaşamı birlikte dönüştürmeyi seçiyoruz.

Bu mücadele yalnızca sloganlardan ibaret değil; birbirimize tuttuğumuz ışıkla, gösterilmeyen emeğimizle, gündelik hayatta kurduğumuz dayanışmayla örülüyor. Lubunyalar olarak bakım emeğini omuzluyoruz—yaralarımızı birbirimize sarılarak sarıyoruz, kriz anlarında birbirimizi ayakta tutuyoruz. Devletin yok saydığı, sistemin dışına ittiği her yerde biz varız: hastane kapısında, mahkeme salonunda, cezaevi önünde, mutfakta, sokakta, sokakta. Yaşamı sürdürülebilir kılan bu görünmeyen emek bizim. Ve bu emeği birbirimize, kendimize, kolektif geleceğimize adıyoruz.

Aile yılınıza karşı onur yılımızda tüm lubunyaları kendileriyle onur duymaya çağırıyoruz. Eşit, birlikte onurlu bir yaşam için mücadeleyi bırakmayacağımızı bir kere daha buradan haykırıyor, kaybettiğimiz tüm trans yol arkadaşlarımızı ve Sırrı Süreyya Önder’i bir kere daha anıyoruz. Bugün Hande Kader için, Zirve Soylu için buradayız, Okyanus Efe, Eylül Cansın, Didem Akay, Palmiye Deniz, Dilan Guliyev için buradayız.

Aile yılınıza rağmen, sizlere rağmen buradayız!

Geri adım atmıyoruz! El yükseltiyoruz! Madem aile yılı diyorsunuz biz de önümüzdeki her yılı ONUR YILI ilan ediyoruz.

Bizleri her hedef gösterdiğinizde, bizlere dair her sesi kapatıp her şeyi sansürlemeye çalıştığınızda biz daha da sıkı sıkı sarılıyoruz birbirimize, daha da fazla örgütleniyoruz.

Siz yasakladınız biz başkaldırdık; hiç beklemediğiniz yerlerden yeşerdik; korktuk ama korkuya teslim olmadık, pes etmedik inandık: GELDİK, BURADAYIZ, YAŞAMDA ISRAR EDİYORUZ!

  1. İstanbul Onur Yürüyüşümüz kutlu olsun.”

Bir cevap yazın

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.