Dayağa Karşı Kampanya’da feminist kadınlar, erkek şiddetine maruz kalan kadınların şiddetten uzak ve bağımsız yaşam kurmaları için ihtiyaç duydukları, en önemli kurumlardan biri olarak sığınakları belirlediler. Türkiye’de sığınakların açılması için mücadele de böylece başlamış oldu. Dayağa Karşı Kampanya sonucunda oluşan biricik kurum bu nedenle sığınak hedefini adına taşıdı: Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, sığınakların, şiddetten uzaklaşan/uzaklaşmaya çalışan kadınların yeni bir yaşama başlayabilmeleri için geçici olarak kaldıkları, yeni bir yaşama hazırlandıkları, hukuki, tıbbi, psikolojik destek görebildikleri ve şiddete maruz bırakana mahkûm olmadıklarını anlayabilecekleri bir yer olarak tasarlanması gerektiğini savunuyordu. Mor Çatı, daha kuruluş aşamasındayken diğer ülkelerdeki uygulamalardan esinlenerek, İstanbul Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere pek çok belediye ile görüşerek bir sığınak oluşturmak için kendilerine bir bina tahsis edilmesi için başvuru yaptı. Talep edilen sadece bir sığınak açılması değil, feminist yöntemlerle bir sığınağın sürdürülmesiydi. Bu başvurular sonrasında 1989 yerel seçimlerinde sığınak talebi Sosyaldemokrat Halkçı Parti (SHP) belediye başkan adaylarının gündemine girdi. SHP İstanbul Belediye Başkanı Nurettin Sözen, adaylığı sırasında sığınak açacağına dair söz verdi. Nurettin Sözen seçildikten sonra, açılacak sığınağın kadın bir belediye başkanının olduğu ilçede olmasının daha anlamlı olduğunu belirterek, Şişli Belediye Başkanı Fatma Girik’e bu görevi devretti. Bakırköy Belediyesi’ne bağlı “Kadın Evi” diye adlandırılan sığınağın 11 Eylül 1990’da açılmasından kısa bir süre sonra Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı sığınak 30 Eylül 1990 tarihinde Etiler’de Fatma Girik tarafından açıldı. Sığınağın yürütmesi Şişli Belediyesi’ndeydi.
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı da o dönemde Şişli Harbiye’de faaliyet sürdürüyordu. Mor Çatı’daki kadınlar, Şişli’deki sığınağın feminist yöntemlerle yürütülmediğini yakından gözlemliyorlardı. Sığınakta kalan kadınlar Mor Çatı’ya başvuru yapıp sorunları dile getiriyorlardı. Bu konuda kimi haberler de basına yansıdı. Mor Çatı 2 Mayıs 1991 tarihinde yaptığı açıklamada; 5 Eylül 1989 tarihinde Vakıf’a sığınak olarak kullanılmak üzere bir ev tahsis edilmesini istediklerini, ancak bu taleplerinin reddedildiğini tekrarlayarak, sığınaktaki kadınların horlandığı, iş aramadan men edildiği, gizlilik kurallarının ihlal edildiği, yeni bir hayata hazırlanmak için kadınların özgüvenlerinin geliştirilmediği, dolayısıyla Şişli Belediyesi’nin “Kadın Sığınma Evi” işletebilme iddiasının iflas ettiğini ifade etti.
1994 seçimleri sonrasında İstanbul Belediye Başkanlığını Refah Partisi’nden Recep Tayyip Erdoğan, Şişli Belediye Başkanlığını ANAP’tan Gülay Atığ kazandı. Gülay Atığ Şişli Belediye Başkanı olduğunda, kadınların daha iyi şeylere layık olduğunu, daha modern ve daha komplike bir yapı oluşturacağını iddia ederek, Şişli Belediyesi’ne ait sığınağı kapattı.
Etiler’deki Kadın Sığınma Evi’nin kapatılmasını protesto etmek için kadınlar 5 Kasım 1994 tarihinde yürüyüş yaptılar. Yürüyüş öncesi Mor Çatı’da bir basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasına işten atılan sığınak çalışanları ve sığınakta kalan kadınlar da katıldı.
Basın açıklamasında; bir kadın belediye başkanı tarafından sokağa bırakılmanın düşündürücü olduğu, 27 Mart yerel seçimlerinden sonra göreve gelen Şişli Belediye Başkanı Gülay Atığ’ın hemcinsleri olmasına karşın kadınların sorunlarına duyarlı davranmadığı dile getirildi. Basın açıklamasına katılan sığınak çalışanları, Gülay Atığ’ın kendilerine, Büyükşehir Belediyesi’ne ait olan sığınma evinin, Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın emriyle kapatıldığını söylediğini belirttiler.
Kadınlar, Harbiye’deki Mor Çatı Kadın Sığınma Vakfı önünden, Şişli Belediye binasına kadar sloganlar atarak yürüdüler. Esentepe’deki Şişli Belediyesi önüne gelen kadınlar, okudukları basın açıklamasında Bakırköy ve İzmir Bornova’dan sonra Şişli Sığınma Evi’nin kapatılmasını protesto ederek, erkek egemenliğine karşı kadın dayanışmasından ve sığınaklar için mücadeleden vazgeçmeyeceklerini ifade ettiler.