Kadınlar atlarla, faytonlarla veya yürüyerek yürüyüşe katıldılar. Bembeyaz giyinmişlerdi. “Kadınlara seçim hakkı için bir oy, adalete verilen bir oydur” veya “Bize çocuklarınızı emanet ediyorsunuz, oyları da emanet edin” gibi sözlerin yazılı olduğu pankartlar taşıyorlardı.
Yürüyüşün yapıldığı noktada, 1848’de Seneca Falls toplantısında kadınların oy kullanması lehine ilk kararın verilmesiyle başlayan oy hakkı mücadelesi 65 seneyi aşkın bir süredir devam ediyordu. Ancak geniş çaplı bir başarı elde edilmesi için yürüyüşün üzerinden beş yıl daha geçmesi gerekti.
Yürüyüş, New York Eyaleti’nde kadınların oy hakkı olup olamayacağına ilişkin bir referandum yapılmak üzereyken gerçekleştirilmişti ve süfrajetler için kendilerini farklı bir biçimde yansıtmanın aracı olmak açısından önemliydi. Bu nedenle dünyanın her yerinden sendika ve oy hakkı gruplarının temsilcilerini davet ettiler. El ele tutuşan kadınlar sıra halinde çiçeklerle bezenmiş şekilde ve pankartlar taşıyarak caddeden yukarı yürüdü. Hatta bir grup kadın bu performatif eylemde sedye üzerinde oy sandığı taşımalarıyla dikkat çekti.
1915’te New York’ta gerçekleştirilen süfrajet yürüyüşü o güne dek şehirde yapılmış en büyük yürüyüş oldu. New York’ta hayatı neredeyse tamamen durdurdu. Ancak ana akımın kadınların bu hakkı elde etmesine ilişkin mesafeli yaklaşımı sürüyordu. New York Times Gazetesi, konuya ilişkin olarak, eğer kadınlar oy hakkı elde ederse “kendileri ve toplum için felakete sebep olurlar” diyen ve “oy hakkına sahip olurlarsa kadınlar bunun ima ettiği tüm haklara talip olurlar. Kadınları asker, denizci, polis veya itfaiyeci olarak düşünmek mümkün değil!” gibi sözlere yer veren bir makale yayınladı. Bunun dışında da, gazeteler yürüyüşün ‘güzelliği’nin kendisini kadınların amacına karşı kullanarak oy hakkına dair tartışmalar yerine yürüyüşte takılan şapkalara, giyilen kıyafetlere, erkek izleyicilerin tepkilerine yer vermeyi tercih etti. Hatta bir kadın giyimi dergisi yürüyüşçülerden eylemci olarak değil alışverişçi olarak bahsederken “oy hakkı öne çıksa bile alışverişin kadınların gündeminden nadiren uzak olduğu” yönünde yorumlarda bulundu.
Ama tüm bunlara rağmen yürüyüş şehirde yapılan ve yuhalanmaktan polis müdahalesine çeşitli tepkilerle karşılaşan bir takım süfrajet eyleminin doruk noktası oldu. 25.000 ila 60.000 arasında kadın katılırken 100.000’den fazla seyircinin geldiği söylendi. Tüm bunların sonucunda 1917 senesinde New York eyaletindeki kadınlar oy hakkını elde etti. New York bu hakkı önce tanıyan eyaletlerden biri oldu (bunun öncesinde 13 eyalette kadınların oy hakkı tanınmıştı) ve yarattığı domino etkisi 1920 senesinde kadınlara ülke genelinde oy hakkı tanıyan 19. Yasa Değişikliğinin (19th Amendment) geçmesine yol açtı. Ama bu kadınların geleneksel olarak erkeklerin alanı olarak görülen işleri yapamayacağı varsayımına son vermedi – kadınlar eşit yurttaş olabilmek için dünyanın her köşesinde her gün mücadeleye devam ediyor.
http://behindthescenes.nyhistory.org/1915-women-march-suffrage/