Seks işçilerinin karşı karşıya kaldığı şiddet, ayrımcılık ve nefret suçlarına tepki vermek için çeşitli günler düzenlenmekte. Bunlardan biri, Green River cinayetleri sonrası 2003 yılından itibaren düzenlenen 17 Aralık Dünya Seks İşçilerine Yönelik Şiddetle Mücadele Günü.
Günün ortaya çıkmasına sebep olan olaylar 2001 yılında ABD’nin Washington eyaletinde Gary Ridgeway adlı katilin dört kadını öldürmek suçundan tutuklanması ile başladı. Soruşturma derinleştirildiğinde Ridgeway’in 1982’den 2001’e kadar çoğu seks işçisi, bazıları da evden kaçmış olan toplam 48 kadını öldürdüğü ortaya çıktı, zaman içinde Ridgeway tarafından öldürüldüğü ortaya çıkan kadın sayısı 70’e kadar ulaştı. Ridgeway polise verdiği ifadede “Öldürebildiğim kadar çoğunu öldürmek istedim. Kayıp olarak belki de hiç bildirilmeyeceklerini biliyordum,” dedi. Cinayetlerin ortaya çıkmasından sonra seks işçisi, aktivist ve akademisyen Dr. Anni Sprinkle ve Sex Workers Outreach Project öncülüğünde seks işçileri hakları aktivistleri, 17 Aralık 2003’te ABD’nin birçok eyaletinde anma eylemleri düzenlediler. Eylemler, sonraki yıllarda ABD’nin birçok eyaletine yayıldı ve her yıl düzenli olarak etkinlikler gerçekleştirilmeye başlandı.
Türkiye’de seks işçilerinin sorunları ilk defa 1993’te kurulan 50. hükümet döneminde Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü’nden sorumlu bakan Önay Alpago tarafından Meclis’e taşındı. Konuşmanın sonuca bağlanmama sebebini Alpago şöyle anlatıyor: “Hazırladığımız yasa tasarısı ‘Meclis’in daha önemli konuları var’ gerekçesiyle kabul görmedi. Hâlâ da bu sorunlar tam anlamıyla ele alınmıyor.”
Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık ve İnsan Hakları Derneği Başkanı Kemal Ördek’e göre Türkiye’deki sistem kısmen düzenleyiciyken, kısmen de yasaklayıcı ve cezalandırıcı unsurlar içeriyor. Ördek, sistemi şöyle anlattı: “Bir yandan genelevler faaliyet gösterirken, bir yandan da genelevler dışında seks işçiliği yapan insanlar gözaltına alınıyor, onlar keyfi şekilde para cezalarına çarptırılıyor, onların evleri basılıyor ve mühürleniyor. Yer temin etmek, fuhuşa teşvik etmek, aracılılık etmek gibi iddialarla Türk Ceza Kanunu’na dayandırılarak seks işçileri hakkında kamu otoritesi tarafından davalar açılıyor.”
Türkiye’de 17 Aralık etkinlikleri Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık ve İnsan Hakları Derneği tarafından düzenleniyor. 2015 yılında ilk defa 17 Aralık kapsamında Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık ve İnsan Hakları Derneği, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu Türkiye Temsilciliği ile ortaklaşa bir toplantı gerçekleştirdi. Bu kapalı toplantıya Türkiye’nin birçok ilinden Halk Sağlığı Müdürlüğü temsilcileri, Sağlık Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, belediyeler, akademisyenler ve sivil toplum kuruluşları katıldı. Toplantının ana gündem maddesi, seks işçilerinin cinsel sağlık ve üreme sağlığı durumunun düzeltilmesi ve bu kapsamda yasa ve uygulamalara odaklanılması idi.
Aynı yıl Küresel Seks İşçileri Ağı, 17 Aralık Seks İşçilerine Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Gün dolayısıyla bir bildiri yayınladı. Bu bildiriye Afrika Seks İşçileri Birliği (ASWA), Seks İşçileri Asya-Pasifik Ağı (APNSW), Orta ve Doğu Avrupa ve Orta Asya için Seks İşçileri Hukuk Ağı (SWAN), Avrupa Seks İşçileri Hakları Uluslararası Komitesi (ICRSE), Latin Amerika Seks İşçileri Platformu (PLAPERTS) imza attı. Seks işçilerinin karşılaştıkları damgalanma, ayrımcılık ve şiddete dikkat çeken bildiride 12 yıldır seks işçilerinin kendilerine dönük nefret söylemine ve şiddete karşı örgütlü bir biçimde mücadele ettiklerine değinildi. Seks işçilerinin sağlık, eğitim ve hukuk alanlarında haklarından diğer vatandaşlar gibi yararlanamadığı belirtilen bildiride “Seks işçilerinin karşılaştığı sorunlar bölgesel farklılar gösteriyor. Bu farklılıklar yasalardan ve sosyo-kültürel etkenlerden kaynaklanabiliyor. Bütün bu farklıların birleştiği nokta ise seks işçilerinin dünyanın hiçbir yerinde iş ve can güvenliğinin olmaması” denildi.
Bildiride seks işçilerinin fiziksel ya da psikolojik şiddete karşı savunmasız hale getirildiğine dikkat çekilerek “Kadın, erkek ya da trans seks işçileri her gün şiddetin ve insan hakları ihlalinin farklı bir türüyle karşılaşıyor. Kolluk güçleri, kanun uygulayıcılar, sağlık personeli ve sosyal hizmet uzmanları gibi çalışanlar her gün seks işçilerini mağdur edebiliyor. Aynı zamanda yaşadıkları toplum ve aileleri tarafından da şiddete maruz kalıyorlar” denildi.
Bu rapora ek olarak Orta ve Doğu Avrupa ve Orta Asya için Seks İşçileri Hukuk Ağı (SWAN) 16 farklı ülkede 320 kadın, erkek ve trans seks işçisi ile bir anket çalışması hazırladı. Yapılan görüşmeler doğrultusunda “Adalet Hataları: Seks İşçilerine Yönelik Kurumsal ve Sivil Şiddet ve Düzenlemeler için Araştırma” isimli bir rapor hazırlandı. Ankete katılanların yaklaşık yüzde 40’ı son 12 ay içerisinde polis tarafından göz altına alınmıştı. Beş kişiden birine polis tarafından fiziksel şiddet uygulanmış ve yedi kişiden biri ise gözaltında cinsel şiddete maruz kalmıştı.
NWSP yayınladığı bildiride seks işçilerinin haklarının sağlanması ve korunması için gerekli talepleri şöyle sıralıyor:
– Seks işçilerine, müşterilere ve üçüncü şahıslara yönelik hukuki baskıya son verilsin
– Cinsel sağlık ve üreme sağlığı da dahil olmak üzere seks işçileri için sağlık ve sosyal hizmetlere eşit erişim sağlansın
– Kolluk güçlerine ve emniyet yetkililerine yönelik hassasiyet eğitimleri düzenlensin ve seks işçiliği ile ilgili ceza sistemi düzenlensin
– HIV ve cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar ile ilgili test ve tedavi için sağlık programlarına erişim sağlansın
http://www.pembehayat.org/haberler/detay/955/index.html
https://bantmag.com/kirmizi-semsiyeler-bugun-seks-iscilerine-esit-haklar-icin-aciliyor/
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/sokak/457627/bu-cigliga-kulak-verin.html