UNICEF 2016 verilerine göre dünyada genital mutilasyona/ kesmeye maruz kalmış 200 milyon kadın yaşıyor. 6 Şubat, Birleşmiş Milletler tarafından 2012 yılında Kadın Sünnetine Karşı Sıfır Hoşgörü Günü olarak belirlendi.

Kadın sünneti ya da uluslararası literatürdeki kullanımıyla “Kadınlarda Genital Mutilasyon/ Kesme – KGM” (Female Genital Mutilation – FGM) kavramı kadınların genital olarak sakatlanması anlamına gelir ve kadın dış genital organlarının kısmi ya da total olarak çıkarılmasını ya da bu organlarda medikal olmayan nedenlerle hasar oluşturulmasını tanımlar. Bu işlem normal ve sağlıklı kadın genital dokusuna zarar verir ve medikal açıdan hiçbir faydası yoktur.

UNİCEF 2016 verilerine göre, başta Afrika ülkeleri olmak üzere Orta Doğu, Asya ve Güney Amerika’da KGM’ye maruz kalmış 200 milyon kadın yaşıyor.

KGM’nin insanlık tarihindeki ilk izleri 5000 yıl öncesine ait Mısır mumyalarında karşımıza çıkar. Bu uygulamanın Nil Vadisi’ne bazı göçebe topluluklar tarafından getirildiği düşünülmekte.

İşlem bebeklik dönemiyle 15 yaş arasındaki aralıkta uygulanır.

Dünya Sağlık Örgütü, 2008’de KGM’yi dört grupta sınıflamıştır:

Tip 1: Klitorisin kısmen ya da tamamen çıkarılması ya da klitorisin üzerindeki derinin kaldırılması (Klitoridektomi).

Tip 2: Klitorisin kısmen ya da tamamen çıkarılmasına küçük dudakların bazen de büyük dudakların eklenmesi (Eksizyon).

Tip 3: Küçük ve büyük dudakların, bazen klitorisin de eklenerek çıkarılması; cerrahi yara dudaklarının dikilmesi ve vajina girişinin sadece idrar ve kan akımını sağlayacak şekilde küçük bir delik haline getirilmesi ve mevcut dokulardan bir çeşit tıkaç oluşturulması (İnfibulasyon).

Genital bölgede bu kapatıcı dokunun daha etkin oluşabilmesi için kadınların veya çocukların bacakları yaklaşık 1 ay süre ile bağlı tutulur.

Cinsel ilişki veya doğum öncesinde vajina girişi tekrar kesilerek açılır; bazen bu kesme ve tekrar kapatma işlemi defalarca tekrarlanır.

Tip 4: Genital bölgeye uygulanan diğer zararlı işlemler: İğneleme, kazıma, yakma, soyma, hızmalama vb.

Yapılan işlemin büyüklüğü arttıkça riskler ve komplikasyonlar artar.

Erken dönemde karşılaşılan komplikasyonlar:

-Ağrı (İşlem gerçekleştirilirken sıklıkla anestezi uygulanmaz)

-Kanama

-Komşu organ yaralanmaları (mesane, vajina, uretra, rektum)

-Yara yeri enfeksiyonları (ateş)

-Sepsis (kana mikrop karışması)

-Çevre genital doku hasarı

-Tetanoz

-İdrar yapamama

-Şok

-Ölüm

Geç dönemde karşılaşılan komplikasyonlar:

-İdrar yolları ile ilgili problemler: ağrılı işeme, idrar yolu enfeksiyonları

-Vajinal problemler: enfeksiyonlar

-Adetle ilgili problemler: adet kanının geçişinde zorluk, ağrılı adet görme

-Genital kist ve apse oranlarında artış

-Cinsel işlev bozuklukları: ağrılı cinsel birleşme, cinsel birleşme zorluğu

-Gebelik ve doğumla ilgili problemler: zor doğum, artmış kanama riski, sezaryen oranlarında artış, yenidoğan ölümlerinde artış

-Kısırlık

-Keloid: yara yerinde aşırı bağ dokusu üretimi

-Psikolojik problemler: depresyon, anksiyete, travma sonrası stres bozukluğu

KGM, en sık geleneksel, sosyokültürel, dinsel nedenlerle uygulanır; birçok kültürde KGM’nin erişkinliğe geçiş, aidiyet ve toplum içinde kabul görmek için önemli bir adım olduğu düşünülür. KGM, bekaretin korunması, çeşitli mitler, klitorisin maskülenliğinin biseksüaliteyi işaret ettiği için yok edilmesi gerektiği ile ilgili batıl inançlar, kadının dış genital organlarının “kirliliğinin” ortadan kaldırılması, kadınlara özgü psikolojik sorunlar için tedavi yöntemi olarak kabul görmesi ve estetik anlamda daha güzel ve baştan çıkarıcı bir görüntüyle erkekler için daha fazla haz oluşturması gibi sebeplerle yapılagelmiştir.

Kadın sünnetinde öncelikli olarak hedef alınan klitorisin, kadın genital sisteminde üreme ile ilgili bir işlevi bulunmaz; sadece önemli bir haz merkezidir. Cerrahi olarak çıkarılması ağrıya neden olmakla kalmaz, kadın bedenindeki çok önemli haz noktalarından biri yok edilmiş olur. Peki patriyarka neden kafayı klitorise takmıştır? Kadının zevkinden neden ürker?

Kadında embriyolojik olarak penisin karşılığı olan ve bu nedenle maskülen bir niteliği olduğu düşünülen klitoris, kadına özgü olamaması gereken bu gücün ortadan kaldırılması isteğiyle açık bir hedef haline gelir. Patriyarka, klitorisin kadınları kontrol edilemez, açgözlü bir cinsel istekle doldurduğuna, klitorisin yok edilmesinin bu cinsel enerjinin yaratabileceği karmaşayı ortadan kaldıracağına odaklanır; uysal bedenler yaratmak ister. KGM gibi bir uygulama, hem erkeğe evlenmeden önce kadının bakire olduğunu garantiler hem de her cinsel birleşmede korkunç acılar çeken kadının evlilik dışı ilişkiler yaşamasını engelleyerek kendisine aciz bir güven ortamı oluşturur. Erke göre kadınların kontrol edilmeye ihtiyacı vardır. Antik Roma’da üremelerini engellemek için kadın kölelerin küçük dudaklarına metal halkalar takılması, Orta Çağ Britanyası’ndaki bekaret kemeri uygulaması ya da eril bilim önermeleriyle XIX. yüzyılda epilepsi ve kısırlık tedavisinde klitorisin cerrahi olarak çıkarılması aynı denetleyici mekanizmadan kaynaklanır. Bu noktada KGM ve genital estetik, kadınların kültürel beklentileri karşılamak için başvurdukları iki farklı yöntem gibi görünse de ortaklaştıkları noktalar bakımından sorgulamaya açıktır.

6 Şubat’ın, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 2012 yılında Kadın Sünnetine Karşı Sıfır Hoşgörü Günü olarak belirlenmesinin ardından UNFPA ve UNICEF 2030 yılına kadar kadın sünnetine son verilmesini hedefleyen küresel bir kampanya başlattı. Kadın sünneti uygulamasına insan haklarına aykırılık, ayrımcılık, beden bütünlüğüne saldırı ve işkence başlıkları üzerinden karşı çıkmak elbette ki çok önemli ancak bu uygulamayı ortadan kaldırabilecek eşgüdümlü ve sistematik bir kampanya, kadınların sosyal olarak kabul edilme kaygılarını yaratan koşullar ya da sosyoekonomik eşitsizlikler ortadan kaldırılmadıkça etkili ve anlamlı olmayacaktır.

Kadın sünnetine karşı yürütülen aktivizm, bu pratiği uygulamak zorunda bırakılan kadınların gerekçelerine odaklanmalı. Yargılayıcı ve uzlaşmaz olmamalı. Kültürel farklılıklara saygı duymalı ancak bu saygı kadın sünnetini depolitize etmemeli ve kültürel görelilik ve kadın dayanışması kavramları karşı karşıya gelmemeli.

Patriyarkanın kadınları disipline etme isteği klitorisi cerrahi olarak kesip çıkarmakla sınırlı değil. Reel anlamda sünnet edemediği kadınları, cinsel hayatlarının sınırlarını çizerek, tek eşli heteronormatif bir dünyaya hapsederek, bedenlerini siyasete nesne ederek, tabular, mitler yaratarak sosyal anlamda sünnet etmeye çalışır. Bu nedenle kötücül niyetlerin en çok onların pençesinde olmadığımızı sandığımızda güçlü olduklarını unutmamalı, erkin sosyal sünnetli kadınlar yaratma uğraşına karşı bireysel klitoris aktivisti olmalı ve politik bir tutum olarak sevişmekten zevk almalıyız!

 

 

Bir cevap yazın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.