Aile Mahkemeleri tarafından kadına yönelik şiddet davalarında yoğun biçimde hem kadınların hem çocukların hakları ihlal ediliyor. Kadına ve çocuğa şiddet uygulayan erkeklere aileci politikaların bir ürünü olarak “babasıdır, görüşmesi gerekir” denilerek çocukla görüş hakkı veriliyor; bu şekilde çocuğun ve kadının güvenliği riske atılıyor; sonuçları kadınların öldürülmesine kadar varabiliyor. Kadınlara birebir destek veren örgütler bu sorunu dile getirmeye ve mücadele eden kadınlarla birlikte onların davalarını takip etmeye devam ediyorlar. AYM ve AİHM gibi yüksek mahkemeler de bu meseledeki insan hakkı ihlallerine dair güçlü kararlar veriyorlar. Bu konuda en son gelişmelerden biri ise AİHM’in Ekim 2023’te verdiği Luca v. Moldovya kararı. Bu karara dair Bodrum Kadın Dayanışma Derneği gönüllüsü avukat Meltem Anayaroğlu’nun hazırladığı bilgilendirme notunu sizlerle paylaşıyoruz.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’in “ev içi şiddet” konusunda bugüne kadar önemli bir içtihat külliyatı birikti. Ve şimdi, çok yeni bir karar ile içtihadına çok önemli bir karar daha eklemiş oldu.

17 Ekim 2023 tarihinde Moldovya’ya karşı verilen Luca kararı, özellikle “ev içi şiddet” kapsamında çocuklarla kişisel ilişki kurulması konusunda çok önemli bir karar.

Bu kararda Mahkeme, çocuklarla kişisel ilişki kurulurken “Devlet makamlarının şiddete yeterli şekilde yanıt vermemesi”nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) 2, 3, 8 ve 14. Maddelerinin ihlalini oluşturduğuna hükmetti. Yani AİHM bir kez daha şiddete karşı yetkililerin pasif kalmalarının, açık bir hak ihlali olduğunu vurguladı.

Olgular

  • Moldovya’ya karşı yapılan bu başvuruda, başvuran Luca, Moldovya makamlarının, kendisini ev içi şiddetten korumak konusunda başarısız olduklarını ve çocuklarıyla iletişimini sürdürebilmesi için destek olmadıklarını iddia etmektedir.
  • Başvurana göre, kocası (bir mahkeme kararında kocasından A.I. olarak bahsedilmektedir) yaklaşık 2015 yılından bu yana kendisine fiziksel ve psikolojik şiddet uygulamaktadır.
  • 2016 yılında, A.I.’nın, başvuran ve iki çocuğu ile temasa geçmesini yasaklayan bir koruma kararı verilmiştir.
  • Başvuran, A.I.’nın bu koruma kararını ihlal ettiğine dair polise müracaat etmiş, ancak polis bu müracaat üzerine herhangi bir soruşturma açmamıştır.
  • Başvuran, koruma kararının uzatılmasını talep ettiğinde ise, ulusal mahkemeler bu başvurusunu reddetmiştir.
  • Temmuz 2016’ da başvuran, A.I. hakkında kendisine fiziksel şiddet uyguladığı iddiasıyla suç duyurusunda bulunmuştur. A.I.’ye polis tarafından idari para cezası verilmiş, ancak o dönemde bu konuda herhangi bir soruşturma açılmamıştır.
  • Ağustos 2016’da çocuklar A.I.’nın yanına taşınmış ve başvuran ile çocuklar arasındaki iletişim kesilmiştir. Başvuran, çocuklarını görebilmek için yardım istemiş, ancak çocuk koruma birimi başvuran ile çocuklarının görüşmesini temin etmek üzere bir düzenleme yapmayı reddetmiştir.
  • Bunun üzerine başvuran mahkemeye gitmiş ve çocuklarıyla kişisel ilişki kurabilmesine olanak sağlayan bir mahkeme kararı almıştır.
  • Fakat A.I. bu mahkeme kararına da uymayı reddetmiştir. Başvuran ve A.I. Mart 2022’de boşanmışlardır.
  • Başvuran, yetkili makamların kendisini ev için şiddetten koruyamadığını ve babalarıyla birlikte yaşamak için ayrıldıklarında çocuklarıyla ilişkisini sürdürmesine yardımcı olmadıklarını iddia etmiştir.
  • Ayrıca başvuran, yetkililerin bu eylemsizliğine, kendisinin bir kadın olmasının yanında, ev içi şiddet konularında ilgili mercilerin gönülsüz ve kayıtsız yaklaşımlarının neden olduğunu savunmuştur.

Karar

  • AİHM, yetkililerin “başvurana karşı tekrarlanan şiddet riskinin derhal ve proaktif bir şekilde değerlendirmesini yapma ve bu riski azaltmak, başvuranı korumak ve failin davranışını kınamak için operasyonel ve önleyici tedbirleri almak yükümlülüğünü” yerine getirmediğini tespit etmiştir (paragraf 74). Bu nedenle, 3. Maddenin (işkence veya insanlık dışı ya da aşağılayıcı muameleye veya cezaya maruz kalmama hakkı) ihlali söz konusudur.
  • Başvuran, kendisine yönelik şiddete yetkililerin derhal tepki vermemesinin ardından, çocukların babaları tarafından götürüldüğünü ve daha sonra da babaları tarafından manipüle edildiğini, bunun sonucunda başvuranla herhangi bir temas kurmayı reddettiklerini ileri sürmüştür. Luca, çocuk koruma kurumunun, çocuklarının daha fazla yabancılaşmasını önlemek için zamanında destek sağlamadığını ve çocukların kendisine karşı düşmanlıklarının nedenlerini, ortada bulunan bir “ev içi şiddet” gerçekliğinden ele alınıp değerlendirilmediğini savunmuştur. AİHM, Moldovya makamlarının, babalarının yanına taşınmadan önce çocuklarıyla başvuranın normal ilişkilere sahip olmasını ve “ev içi şiddet”in mevcudiyetini hiç dikkate almadığını tespit etmiştir. Mahkeme, şayet ters bir etki yaratmıyor ya da zararlı bir durum teşkil etmiyorsa, bir çocuğu her ne sebeple olursa olsun, direndiği bir duruma uymaya zorlamanın pratikte gerçekten de faydasız hale geldiği bir aşamanın gelebileceğini kabul etmektedir (paragraf 94). Her ne kadar, çocuklara karşı zorlayıcı önlemlerin alınması arzu edilmese de –ki bu önlemlerin son derece hassas ve sınırlı olması gerekir– burada başvuran “kendisine destek sağlaması amaçlanan yetkililere karşı mahkeme işlemleri başlatmak da dahil olmak üzere, kendi çabalarıyla çocuklarıyla iletişim kurmak hakkını savunmak zorunda bırakılmıştır” (paragraf 94).
  • “Yetkililerin başvuranın ‘ev içi şiddet’ mağduru olarak savunmasızlığı konusunda herhangi bir farkındalığa veya hassasiyete sahip olduğuna dair” hiçbir veri bulunmamaktadır (paragraf 94). Moldovya makamlarının, çocuklarla kişisel ilişki kurulmasının belirlenmesinde “ev içi şiddet” bağlamını dikkate alma ve başvuranın çocuklarıyla iletişimini sürdürmesi için desteklemek yönünde hızlı önlemler alma konularındaki başarısızlığı dikkate alındığında, AİHM 8. Maddenin (özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal edildiğine karar vermiştir.
  • Buna ek olarak başvuran, yetkililerin “ev içi şiddet” şikayetlerine yanıt verirken kendisine karşı ayrımcı bir tutum sergilediğini ileri sürmüştür. Özellikle, hakimlerin koruma taleplerini reddederken kullandıkları ayrımcı dile ve yetkililerin davasıyla ilgilenirken sergiledikleri “genel pasiflik”e dikkat çekmiştir. AİHM, yetkililerin eylemlerinin, sadece başvurana yönelik şiddetle mücadelede münferit bir başarısızlık veya gecikme olmadığı; başvuranın bir kadın olması nedeniyle maruz kaldığı ayrımcı davranışlar göz önüne alındığında, yetkililerin şiddete “göz yummuş” oldukları kanaatindedir.

Yorum

Ev içi şiddet vakalarında, çocuklarla kişisel ilişki kurulması meselesi zor ve değişken sorunları gündeme getirebilir. Moldovya’ya karşı açılan Luca davası AİHM’in bu konuda sorunları ele aldığı ilk dava değildir. Kasım 2022’de verilen I.M. ve Diğerleri v. İtalya kararında, bir anne ve iki çocuğu olan başvurucular, ev içi şiddet mağduru olduklarını ve devlet makamlarının çocukların babasıyla görüşmeleri sırasında, onlara kötü davranan ve tehdit eden babalarına karşı çocukları koruma ve yardım etme görevlerini yerine getirmediğini ileri sürmüşlerdir. Anne ayrıca, çocuklarının güvenliğine yönelik risklere dikkat çekip onları korumaya çalıştığı için, “işbirliği yapmayan bir ebeveyn” olarak yaftalandığını ve bu yüzden de ebeveynlik hakkının askıya alındığını dikkatlere getirmiştir. AİHM, bu kararında, koruyucu bir ortam sağlanmayan koşullarda babalarıyla görüşmeye zorlandıkları ve bu nedenle yüksek yararlarının göz ardı edildiği için çocuklar bakımından 8. Maddenin ihlal edildiğine karar verdi. Çocukların annesi bakımından da 8. Maddenin ihlal edildiğine hükmetti. Buna göre yerel mahkemeler, başvuranın durumunu dikkatli bir şekilde incelememiş ve tüm etkenleri dikkate almadan ebeveynlik hakkını askıya almaya karar vermiştir. Üstelik, başvuranın ve çocuklarının maruz kaldığı şiddet ve çocukların babası aleyhinde yürütülen kötü muamele nedeniyle devam eden ceza kovuşturması dikkate alınmamıştır.

Bu kararı feminist avukatlar olarak mutlaka dosyalarımızda sunmalıyız. Böylece ileride ister AYM ister AİHM önüne gittiğimizde, kabul edilebilirlik şartlarından biri olan, ilk derece mahkemesi nezdinde “anayasal tartışma” ve/veya “AİHS tartışması” yapılmış bir şekilde dosyalarımız hazırlanmış olacak.

Bir cevap yazın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.