Eğitim-Sen’li kadınlar, memurlar için hazırlanan kılık kıyafet yönetmeliğinin değiştirilmesi ve işyerinde pantolon giyme yasağının kaldırılması için 7 Aralık 2001 tarihinde işyerlerine ütülü pantolonlarla gitme çağrısı yaptılar. Kadınlar “Pantolon Giyme Yasağını Tanımıyoruz” diyerek eyleme katıldılar.
Türkiye’de 12 Eylül darbesinden sonra, 25 Ekim 1982 tarih ve 17849 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kılık Kıyafet Yönetmeliği ile kamu emekçisi kadınların pantolon giymesi yasaklanmış ve kadınlara zorunlu etek giyme uygulaması getirilmişti.
Kadın-erkek ayrımcılığının, tek tip insan yaratmanın bir aracıydı etek. Etek boyunun da diz altında olması kuralı konmuştu.
“Postmodern darbe” olarak nitelendirilen 28 Şubat 1997’de yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısı sonucu açıklanan kararlarla başlayan süreçte pantolon yasağı daha sıkı denetlenmeye başladı. Özellikle eğitim kurumlarında kılık kıyafet yönetmeliğine uyulması “başörtü yasağı” dolayısıyla öncelikli hedefti. Pantolon yasağı da daha önce fiilen işlemezken 28 Şubat sonrası genelgelerle, baskıyla uygulanmaya başladı.
İşte tam bu noktada KESK’li kadınlar bu eylemi gerçekleştirdiler. Eylem kararına KESK içinde de özellikle erkeklerden dirençler oldu. Bir kısmının gerekçesi “türban özgürlüğünün önünü açacak” olmasıydı. Ancak kadınlar kendi bedenlerine sahip çıkmanın bilinciyle yasağa rağmen pantolon giyme eylemlerine başladılar. Bu eylemlerini yasak kalkana kadar da sürdürdüler.
KESK’li kadınların mücadeleleri başarıyla sonuçlandı. 3 Ocak 2002 tarihinde Kılık Kıyafet Yönetmeliği’nden kadın memurlara işyerinde pantolon giyme yasağı kaldırıldı.
Sendikalı kadınların kararıyla yapılan eylemler sonrasında bu yasağın kaldırılması, bu eylemin başarısı ve her şeyden önce 12 Eylül askeri darbesinin baskıcı yasaları karşısında kadınların bir kazanımıydı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kadın milletvekillerinin pantolon giyebilmeleri yönünde TBMM İç Tüzük değişikliği ise ancak 13 Kasım 2013 tarihinde yapılabildi.