İtalya’da 1970li yıllarda kadınların kürtaj hakkını savunan CISA (Centre for Information on Sterilization and Abortion – Kısırlaştırma ve Kürtaj Danışma Merkezi) bir da(ya)nışma örgütlenmesiydi. 20 Eylül 1973’te Milano’da Adele Faccio, Emma Bonino gibi Radikal Parti (Partito Radicale, PR) müttefiki politik aktivistlerin öncülüğünde kuruldu. Kısa süre sonra Roma’da bir şubesi daha açıldı ve haftada iki kez kapılarının halka açık olacağını duyurdu. Hem CISA hem de MLD (Movimento di Liberazione della Donna) üyeleri tarafından yürütülüyordu. MLD, 1971’de Radikal Parti’nin kadın örgütlenmesi olarak kurulmuştu ancak feminist yaklaşımları giderek radikalleşerek 1978’de partiyle bağlarını kopardı.

Amaç, kadınların sadece kürtaj ve kısırlaştırma (sterilizasyon) ile ilgili sağlık hizmeti değil elbette ki doğum kontrolü için de tavsiye ve yardım almak üzere (her ikisi de yasadışıydı) gidebilecekleri bir alan açmaktı. Konuyu hem kamuoyunun hem de kilise ve hükümet kurumlarının önüne koyacak bir alan yaratmaktı.

Öncelikle kadınların cinsel sağlığını ve kürtajı tabu olmaktan çıkarıp tartış(tır)mak gerekiyordu. MLD ve CISA üyeleri yüksek okulları, fabrikaları, vb. ziyaret etmeye ve genç erkeklerle kadınlara gebeliği önleme yöntemlerini öğretmeye, kendileri ve bedenleriyle yeni bir ilişki kurmayı önermeye başladılar: “rahmim/ bedenim bana ait, başkasına/ devlete değil”. Birkaç ay sonra CISA büyüdü ve günde 600 kürtaj yapıldığını duyurması tüm ülkede skandal oldu.

Aynı yıl MLD ve MFR (Roman Feminist Movement), Paris’ten MLAC (Mouvement pour la Liberté de l’Avortemént et de la Contraception) ve Feminist Health Centre of Los Angeles’i bir dizi buluşmaya davet etti. Katılımcılar bu buluşmalarda baskılayıcı tıbbı tartıştılar; doktorlar ile kadın hastalar arasındaki ilişkilere dair tanıklıklar dile getirildi ve güç dengesizliğinin altını çizildi. Her iki misafir grup da çoktan “kendine yardım” yöntemini kullanmaya başlamış, Karman metodu adı verilen bir tür vakum aspirasyon yöntemini kullanarak gizli saklı kürtajlar uyguluyorlardı.

Büyük İtalyan şehirlerinde giderek daha fazla klinik ve sağlık merkezi açılmaya başladı; Lotta Feminista (Feminist Mücadele) grubuna bağlı olan Padova Kliniği gibi. Simonetta Tosi kliniği, Roma’nın San Lorenzo işçi sınıfı mahallesinde, Roma’daki CISA-MLD kliniğiyle yaklaşık aynı zamanda açıldı ve 1974’te, MLAC ile yapılan toplantılardan esinle, kendi kendini keşif/ muayene ile Karman metodunu kullanarak kürtaj uygulamayı öğretmeye başladı. Ayrıca çok sayıda kadın “Ben kürtaj oldum,” diyerek polise gidip kendisi hakkında suç duyurusunda bulundu. Dava açıldığında ise (1978 yılına değin hem isteyerek gebeliğini sonlandıran kadını hem de kürtaj uygulayanı bir ila beş yıl arası hapisle cezalandıran) yasalar protesto ediliyordu. Mahkemede olay çıkmasın diye bu davalar (yasadışı olarak) yok sayıldığı için, feminist kolektifler ilk kez birbirleriyle bağlantı kurup büyük şehirlerde kitlesel sokak gösterileri düzenlemeye başladılar.

İtalya’da 194 sayılı yasa ile gebeliği isteğe bağlı sonlandırmanın 90 güne kadar yasal bir hak olarak tanınması 22 Mayıs 1978’i buldu. 1981’de yapılan referandumda yasanın yürürlükten kaldırılması gündeme geldiyse de oyların üçte ikisiyle reddedildi. Sonraki yıllarda kürtaj hakkını kısıtlama girişimleri giderek artan oy oranıyla geri püskürtüldü. Ancak yasalar doktorlara dini inanç gibi gerekçelerle “vicdani ret” hakkı da veriyor. İtalya’da vicdani retçi jinekologların oranı 2005 yılında yüzde 58,7 iken 2016’da yüzde 70’e yükseldi, güney bölgelerinde ise yüzde 80-90 seviyelerine ulaşıyor. Son olarak kadın örgütlerinin uzun süredir talep ettiği kürtaj yasası değişikliği, pandemi nedeniyle artan riskler göz önüne alınarak, Ağustos 2020’de kabul edildi: Hastaneye yatırılma şartı olmadan dokuz haftaya kadar yasal olarak “kürtaj hapı” mifepriston kullanılabilecek.

Sonuçta, İtalya’da feminist hareket içinde yürütülen kürtaj tartışmaları sadece “kürtaj hakkı” talep etmenin ötesine geçti. “Cinsel devrim” sonrası kadın bedeninin kamusal doğası hakkında zor sorular soruldu. Patriyarkayı parçalayacak kültürel değişim olmaksızın yasal değişikliğin nafileliği tartışıldı. Feminist gündemi üreme merkezli ele almakla ilgili kaygılar etrafında yoğunlaşan çelişkileriyle birlikte, bu tartışmalar bütün toplumu etkiledi.

Kaynaklar

Bracke, M. A. (2017) Feminism, the State, and the centrality of reproduction: abortion struggles in 1970s Italy. Social History, 42(4), pp. 524-546. (doi:10.1080/03071022.2017.1368234).

https://historyitalianfeminism.co.uk/the-fight-for-abortion/the-growth-of-the-movement/ (Erişim tarihi: 31.8.2020).

https://www.thelocal.it/20180525/history-abortion-laws-italy-doctors-objection-pills

Bir cevap yazın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.