Türkiye’de seksenli yıllarda yükselen feminizmin rüzgârı çok sayıda muhalif grubu etkiledi. İstanbul’da halkevinde çalışan bir grup kadın da feministleşerek kendilerine bağımsız bir alan yaratmaya kararı sonrası yola koyuldular. 1992 yılında toplanmaya başlayan ve sayıları on beş civarında olan kadınlar, gruplarının adlarını Minerva koydular.

“Minerva kimdir, nedir neyin nesidir? Aslında Eski Roma’da yaşayanların kafasında doğmuş bir tanrıça. Savaş tanrıçası olarak varlık kazanmış. Savaş bittiğinde ise kültür ve sanat işine soyunmuş. Adın yumuşaklığının cazibesine kapıldık önce; ardından kendisi ile tanıştığımızda kendisini de sevdik ve böylece doğdu Minerva.”

Minerva grubu, 8 Mart 1993’te pembe kâğıda baskılı ilk mini dergisini/broşürünü, Mor Çatı, Kadın Postası, Tecavüze Karşı Feminist Grup ile birlikte düzenledikleri 8 Mart etkinliği öncesi hazırladılar. 9 Mart’ta Turnacıbaşı sokaktaki stantlarında dağıttılar.

Minerva grubu öncelikle sorgulamaya ağırlık verdi. Grup kendilerinden başlayarak, hayatı sorgulayarak, erkek egemenliğinin biz kadınların hayatlarındaki yansımalarını keşfetmek için tartışmalar yürüttü. Erkek egemen sistemle birlikte erkeklerin kadınların ezilmesinde çıkarları olduğunu özellikle vurguladılar. Dergilerinde “Erkeklerin bu imtiyazlarından kendi istekleriyle vazgeçmeye, binyıllarlık mirasa ve cinslerine ihanet etmeye niyetleri yok. Biz istiyoruz alacağız” diyerek kadınları örgütlenmeye çağırdılar.

Minerva grubu mini dergilerini iki sayı çıkardılar. Ömrü kısa olan Minerva birkaç yıl feminist siyaset alanında var olduktan sonra dağıldı.

Bir cevap yazın

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.