Georgia O’Keeffe Totto Amerikan modernizminin öncüsü olarak tarihe geçen bir sanatçıdır. 15 Kasım 1887’de ABD’nin kuzeyindeki Wisconsin Eyaleti, Sun Prairie’de doğar. Yedi erkek kardeşin ikincisidir. Ebeveynleri süt üreticisidirler.
O’Keeffe Totto 15 yaşındayken ailesi beton blok fabrikası kurmaya karar verdiği için Virginia’ya taşınır. Sanat, O’Keeffe için bir aile meselesidir; iki büyükannesi ve iki kız kardeşi de resim yaparlar.
Chicago Sanat Enstitüsü (1904-05) ve New York Sanat Öğrencileri Birliği’nde eğitim görür. (1907-08). Bir süre reklam ressamlığı yaptıktan sonra 1912’den 1916’ya değin çeşitli okullarda sanat dersleri verir. 1916’da çizimleri fotoğrafçı Alfred Stieglitz’in dikkatini çeker. 1917’de ilk kişisel sergisini açar. Bir yıl sonra New York’a taşınır. Stieglitz, yaşayacağı ve çalışacağı bir yer bulur. Sanatına odaklanması için ona maddi destek de sağlar. Derin bağlarının farkına varan sanatçılar 1924’te evlenirler. New York’ta yaşarlar. Stieglitz’in en önemli portre dizilerinden biri, Georgia O’Keeffe’in fotoğraflarından oluşur. Bir sanatçı olarak, O’Keeffe’den 23 yaş büyük olan Stieglitz, hem portreler hem de çıplaklar dahil olmak üzere 300’den fazla fotoğrafını çeken bir ilham perisi bulmuş olur. Bir sanat tüccarı olarak, çalışmalarını destekler.
Georgia O’Keeffe’in ilk resimlerinde belli bir taklitçilik söz konusudur, ama 1920’lerin başlarında kendi özgün üslubunu bulur. Yapıtlarında çoğu kez kafatasları, hayvan kemikleri, bitkiler, kabuklar, kayalar, dağlar gibi daha doğal biçimler kullanır; bu nesneleri derinliği olmayan bir mekân içine yerleştirerek onlara bazen erotik, bazen de psikolojik ve simgesel anlamlar kazandırır.
“İneğin Kafatası, Kırmızı, Beyaz ve Mavi” (1931) ve “Siyah Süsen Çiçeği” (1926) bu tür yapıtlarının tipik örnekleridir. Georgia O’Keeffe en önemli yapıtlarını 1920-40 yılları arasında gerçekleştirir ve 1980’lere değin resim yapmayı sürdürür.
Doğa, Uzakdoğu kültürü, kadın ve cinsellik temalı eserlere ağırlık veren Georgia, unutulmaz çiçek motifleriyle ‘çiçek ressamı’ olarak da anılır. Çiçekle anılması boşuna da değildir. Çünkü çiçekleri göründüğünün ötesinde anlamlarla yansıtır.
“Eğer bir çiçeği tıpkı göründüğü gibi resmetseydim, hiç kimse benim çiçekte gördüklerimi göremezdi, çünkü küçük olan çiçeği küçük olarak resmetmiş olurdum. O yüzden kendi kendime dedim ki: Ben kendi gördüğümü resmedeyim, çiçeğin bana ne ifade ettiğini. Ama büyük biçimde resmedeyim ki onu incelemek için zaman ayıranlar şaşkınlığa düşsünler. Bu şekilde çok meşgul New Yorklular’ın bile benim çiçeklerde gördüğümü görmek için zaman ayırmalarını sağlarım.”
Georgia, 1929 yazında kuzey New Mexico’ya ileride pek çok kez yapacağı seyahatlerin ilkini gerçekleştirir. Buranın manzarası, kendine özgü yerli sanat ve eşsiz bölgesel kerpiç mimarisi tarzı, Georgia’nın eserlerine sirayet eder. Buranın ruhu ve doğası kendisine iyi gelir. Ve artık New Mexico, Georgia’nın vaktini en çok geçirdiği yer olmuştur. Stieglitz, New York’a döndüğünde, genç bir fotoğrafçı olan Dorothy Norman’a akıl hocalığı yapmaya başlamıştır. Stieglitz ve Norman arasındaki yakın ilişki sonunda bir ilişkiye dönüşür. Daha sonraki yıllarında Stieglitz’in sağlığı kötüleşir ve 13 Temmuz 1946’da 82 yaşında ölümcül bir felç geçirir. O’Keeffe öldüğünde onunla birliktedir. Georgia, eşi Alfred’i kaybettikten sonra tamamen New Mexico’ya yerleşir ve çalışmalarını burada sürdürür.
O’Keeffe sonraki yıllarında makula dejenerasyonu nedeniyle görme yeteneğini kaybetmeye başlar. 1972’de son yardımsız yağlı boya resmini yapar, ancak yaratma dürtüsü azalmaz. Asistanların yardımıyla sanat yapmaya devam eder. Çok satan Georgia O’Keeffe (1976) kitabını yazar. Son yapıtlarında sıklıkla New Mexico’nun bulutsuz göğünü ve çöl görünümlerini işlemiştir.
2009 yılında kendisi ve kocası fotoğrafçı Albert Stieglitz’in hayatını ve sanatlarını anlatan bir televizyon filmi çekilir. 10 Ocak 1977’de ABD Başkanı Gerald R. Ford, Amerikan vatandaşlarına verilen en yüksek onur ödülü olan Başkanlık Özgürlük Madalyası’nı O’Keeffe’ye sunmuş, 1985 yılında da Ulusal Sanat Madalyası ile ödüllendirilmiştir. O’Keeffe yaşı 90’lara geldiğinde artık oldukça zayıflamıştır. 6 Mart 1986 tarihinde 98 yaşındayken, 1984’de taşındığı Santa Fe’deki evinde vefat eder, cenazesi isteğine uygun olarak Pedernal Dağı üzerinde yakılır ve külleri rüzgarla dağılır.