Afrikalı-Amerikalı siyah bir kadın olan Joan Little, Carolina Washington’daki Beaufort ilçesi hapishanesinde kendisine cinsel saldırıda bulunan gardiyanı öldürdü. Ölüm cezası istemiyle yargılandığı dava 15 Ağustos 1975 tarihinde sonuçlandı. Joan Little, jürinin oy birliğiyle verdiği kararla beraat etti.
Joan Little, 15 yaşından itibaren hırsızlık, basit yaralama, cezaevinden kaçma vb suçlardan kısa sürelerle cezaevine girdi. 27 Ağustos 1974 tarihinde, Beaufort County hapishanesinde görev yapan 62 yaşındaki beyaz gardiyan Clarence Alligood, Joan’a cinsel saldırıda bulundu. Joan gardiyanı buz kıracağıyla bıçakladı ve cezaevinden kaçtı. Hücrede cesedi bulunduğunda adamın belden aşağısı çıplaktı. Bacaklarında sperm izleri, vücudunun çeşitli yerlerinde ve kalbinde buz kıracağı yarası vardı.
Joan Little, cezaevinden kaçtıktan bir hafta sonra teslim oldu ve yaşadıklarını anlattı. Konu gazete manşetlerinde yer alınca dikkatleri çekti. Dava ırkçılık karşıtları, feministler ve insan hakları savunucuları tarafından sahiplenildi. Böyle bir suçun karşılığı otomatik olarak ölüm cezasıydı. Davanın görüleceği mahkemede görevlendirilen ve tamamı beyazlardan oluşan 12 kişilik jüriden de bu kararın çıkması bekleniyordu. Yargılanan siyahsa ve üstelik bir de kadınsa adalet sistemi tarafından eşit muamele görmesi çok zordu.
Davayı sahiplenen gruplar, “Joan Little’a Özgürlük – Free Joan Little” kampanyasıyla davanın “olağan” seyrini değiştirdiler. Bir yandan kamuoyu yaratmaya çalışırken, bir yandan da bağış kampanyası açarak, Joan’ın savunması için bir avukatlık bürosuyla anlaştılar. Savunma ekibi, mahkemeye Beaufort ilçesindeki beyazların siyahlara davranışlarıyla ilgili veriler sundu. Little’in bu ilçede adil yargılanamayacağı konusunda mahkemeyi ikna eden belgeler hazırladı. Davanın Raleigh’e taşınması ve Raleigh’deki mahkeme jürisinin, 1972’de kabul edilen yeni bilimsel jüri yöntemiyle belirlenmesi, yani jüri üyelerinin sadece beyazlardan oluşmaması sağlandı.
Dava sürecinde “Joan Little’e Özgürlük” kampanyası eylemlerine devam etti. Gazete ve dergilerde yazılar yayınlandı. Feminist aktivist Angela Davis 1975’te Ms dergisine bir yazı yazdı. Yazıda; bu davanın ırkçılık ve cinsiyetçilik ilişkisini çarpıcı bir şekilde gözler önüne serdiğini, erkek egemenliğinin şiddetinin ve boyutunun ırkçılık ve sınıfsal önyargılar ile ilişkili kavranması gerektiğini dile getirdi. Ünlü müzik grubu Sweet Honey in the Rock “Joanne Little” başlıklı bir şarkı yayınladı.
Duruşmalar başlamadan önce kefaletle tahliye olan Little, ülkeyi dolaştı ve davasıyla ilgili geniş bir kitleye seslendi.
Yarısı beyazlardan, yarısı Afrikalı-Amerikalılardan oluşan 12 kişilik jüri, yargılama sürecini dikkatle izledi. Beş hafta süren duruşmalar 1975 Temmuz ayında başladı. Joan Little’in Alligood’ı baştan çıkardığını, sonra da kaçmak için onu öldürdüğünü iddia eden ve cezalandırılmasını isteyen Savcı William Griffin, Joan’ı sıkıştıracak soruları arka arkaya sıraladı: “Buz kıracağı neden oradaydı?”, “Neden çığlık atmadı?”, “Alligood pantolonunu çıkardığında neden debriyajlardan kurtulmaya kalkışmamıştı?”
Yargılama sırasında çok güçlü bir savunma yapıldı. Joan Little oldukça iyi bir ifade verdi. Beaufort ilçesi hapishanesindeki üç eski tutuklu, Alligood’ın kadın mahpusları sıklıkla cinsel taciz ettiğini belirtti. Onların ifadesi de Joan’ın lehine jüriyi etkiledi. Bir saatten biraz uzun bir süre tartıştıktan sonra jüri, isnat edilen suçtan Joan’ın beraatine karar verdi.
Joan Little, Amerika Birleşik Devletleri tarihinde cinsel saldırıya direnen, kendini savunurken saldırganı öldüren ve yargılandığı davada beraat ettirilen ilk kadın değildi. Bir kadının tecavüze karşı savunma hakkı daha önce de gündeme gelmişti. Ancak Joan Little, cinsel şiddete karşı kendini savunma gerekçesiyle cinayetten beraat ettirilen ilk siyah kadındı. Ayrıca dava, bilimsel jüri seçimi uygulamasının öncü bir örneği olarak tarihte yerini aldı. Bu davanın daha geniş kapsamlı etkisi ve önemi; ırkçılığın, cinsiyetçiliğin ve ekonomik eşitsizliğin bağlantılarını güçlü bir şekilde ortaya koymasından ve farklı mücadele platformlarını aynı anda harekete geçirmiş olmasından kaynaklanıyordu.